Erbil (Rûdaw) - Demokratik Suriye Güçleri (DSG), Sinaa Cezaevinde yapılan arama tarama operasyonunun tamamen sona erdiğini duyurdu.
DSG Basın İrtibat Merkezi, Haseke’nin Geweran Mahallesinde bulunan Sinaa Cezaevine yönelik IŞİD saldırısının ardından başlatılan operasyonla ilgili merak edilen ayrıntıları paylaştı.
DSG yetkilileri bugün kameraların karşısına geçerek saldırının başladığı 20 Ocak’tan bugüne kadar yaşananları anlattı.
Çatışmaların bilançosunu duyuran DSG, kendilerinin 121, IŞİD’in ise 374 kayıp verdiğini bildirdi. Operasyonda hayatını kaybeden DSG savaşçılarına minnettarlık duyguları ifade edilen açıklamada Uluslararası Koalisyona da destekleri için teşekkür edildi.
IŞİD’in bu saldırı ile Özerk Yönetim bölgelerini ele geçirmeyi hedeflediği belirtildi.
Operasyon sorasında mahalle sakinlerinin de kendilerine büyük yardımlarda bulunduğu ifade edilen DSG açıklamasında, “Başta Haseke’de yaşayan Arap, Kürt, Asuri ve Süryani halkı ve özellikle Geweran, Zihur, Neşwe mahalleleri ile diğer mahalle sakinleri büyük yardımda bulundu. DSG ve İç Güvenlik Güçleri ile birlikte şehir ve mahallelerini korudular. Halkımız, güvenlik güçlerine zamanında gerekli bilgileri vererek halkın ve savaşçıların birlik olmasıyla zaferin elde edeceğini ispatlamış oldu” denildi.
“Evlerde sığınaklar kazıldı”
Açıklamada operasyonun detayları şöyle anlatıldı:
20 Ocak 2022'de saat 19.00'da Haseke'de binlerce IŞİD mahkumunun tutulduğu Sinaa Cezaevine IŞİD'li teröristler tarafından geniş çaplı ve planlı bir saldırı düzenlendi. Saldırıya IŞİD’ın dışarıdan getirilen çok sayıda intihar bombacısı da katıldı. Saldırı sırasında önce cezaevinin dış kapısı önünde bomba yüklü bir araç patlattılar ve eş zamanlı olarak da 3 koldan saldırı başlattılar. Yine eş zamanlı olarak cezaevinin içinde kontrolü el geçirmeye çalıştılar.
Cezaevi içindeki binlerce çete üyesi de cezaevi görevlilerine ve cezaevi içindeki güvenliğe saldırdı. Silah ve mühimmat dolu bir kamyon da hapishane kapısının yanına park edildi, Bununla IŞİD tutukluları hapishaneden çıktıklarında silah almaları planlandı. Bu plan işe tutsaydı, Gewaran Mahallesinin yanı sıra Zihur mahallesine ve Özerk Yönetimim kontrolündeki bütün bölgeye saldıracaklardı.
Yine, saldırı öncesinde, Gewaran ve Zihur mahallelerdeki bazı evlerde sığınaklar kazarak IŞİD’lilerin gizlenmesi amaçlandı.
Ancak gardiyanlar ve güçlerimiz kahramanca bir direniş göstermiş ve özellikle cezaevinin güvenliğinden sorumlu olan Cemal Kobanê yoldaşımız ve arkadaşı Akif, kahramanca savaşarak şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Bu arkadaşlarımız IŞİD planının öngörüldüğü hızla ilerlemesine engel oldular ve planları boşa çıktı.
Sonrasında bölgedeki QSD ve asayiş güçlerimiz hızlı organize ve düzenli bir şekilde müdahale ederek cezaevinin etrafını sardı. Yine hapishane duvarı ile bitişik olan üniversite binasının etrafı da çevrildi.
Duvarın çökmesi sonucu cezaevinden kaçan bazı IŞİD'liler bu binalara ulaşmıştı. Binalar da bu amaçla abluka altına alındı.
Geweran ve çevredeki diğer mahallelerin kontrolü sağlandıktan sonra güçlerimiz yoğun bir saldırı başlattı. Halkların Gürzü Hamlesi çerçevesinde IŞİD’e karşı hem cezaevi çevresinde hem Haseke hem de Deryrezor, Rakka gibi bölgelerde temizlik operasyonu başlatıldı. DSG ve Asayiş güçleri, büyük bir cesaret ve uzmanlıkla saldırgan çete gruplarının üzerine giderek çoğunu öldürdü. Aynı şekilde cezaevinde silah bulunduran bazı çeteler de öldürüldü.
“Güçlerimiz sabırla ve büyük bir dikkatle hareket etti”
Sonuç olarak bütün tutuklular bir kez daha kontrol altına alındı ve başka bir cezaevine aktarıldılar. Haseke’deki yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğine zarar gelmemesi ve IŞİD’in cezaevindeki çocukları canlı kalkan olarak kullanmasından dolayı güçlerimiz sabırla ve büyük bir dikkatle hareket etti. Cemal Kobane arkadaşın komutasındaki cezaevi savunma savaşçılarının kahramanca direnişi, olaya hızlı bir şekilde müdahale edilmesi ve Haseke’deki temizlik operasyonu hamlesinin başlamasıyla birlikte çeteler kontrol altına alındı, IŞİD’in planı boşa çıkarıldı.
“Saldırı kapsamlı bir plan sonucunda gerçekleşti”
Şüphesiz IŞİD’in bu saldırısı sıradan bir saldırı değildi. Bu saldırı kapsamlı ve uzun süreli hazırlanan plan sonucunda gerçekleşti. Elde edilen belgelere ve saldırgan çete sorumlularının itiraflarına göre, Sinaa Cezaevi’ne dönük saldırının başarıya ulaşması durumunda hem Haseke’deki diğer mahallelere hem de Hol, Şedade ve Deyrezor’a dönük eş zamanlı saldırılar ve kapsamlı planlar devreye sokulacaktı. IŞİD bununla sözde 2’nci İslam Devleti hilafetini ilan edecekti.
“Büyük bir fiyaskoyla sonuçlandı”
Sinaa Cezaevi’ne dönük düzenlenen saldırı lokal, sadece cezaevine dönük veya tutuklu birkaç çetenin kaçırılmasıyla sınırlı bir saldırı değildi. Bununla bölgeye dönük büyük bir saldırı başlatmak ve bir zamanlar bölge halklarına dayattıkları karanlık yaşamı bir kez daha hayata geçirmek istediler. Fakat IŞİD’in bu planı büyük bir fiyaskoyla sonuçlandı ve Bağuz’da olduğu gibi güçlerimize toplu bir şekilde teslim oldukları görüntüler ortaya çıktı, durum tamamen kontrol altına alındı. DSG bir kez daha cesaret, dikkat ve yetenekle güçlü iradesini ortaya koyarak, bölge halkları için zafer ruhunu yarattı ve bunu inanç ve umuda layık olduğunu ispatladı.
“Bir kısmı Irak tarafından geldi”
Elbette bu sadece yerel bir saldırı değil, kapsamlı bir IŞİD planıydı. Elimizdeki bilgilere ve cezaevine saldıran çetelerin itiraflarına göre saldıran çetelerin bir kısmı Serêkaniyê ve Girê Spî gibi işgal altındaki bölgelerden gelmiş, bir kısmı ise Irak tarafından takviye edilmiş, bu saldırı Suriye sınırları dışında plan ve koordinasyonu bir şekilde yapılmıştır.
Bu IŞİD saldırısı elbette birdenbire olmadı. Baxoz’da elde edilen büyük zafer ardından IŞİD coğrafi olarak yok edildi. Fakat eski gücüne kavuşmak ve toplumda terör estirmek isteyen IŞİD kendini yeni şartlara ve koşullara göre yeniden canlandırdı. Her zaman saldırı girişimleri oldu ve güçlerimiz özellikle Deyrezor, Rakka ve Şedade gibi bölgelerde ve Irak sınırı boyunca üç yılı aşkın süredir IŞİD’e karşı şiddetli ve emsalsiz bir mücadele veriyor.
“Serêkaniyê ve Girê Spî, IŞİD için güvenli alanlara dönüştürüldü”
IŞİD şimdiye kadar kendi ayakları üzerinde durabilmişse, hala harekât ve saldırı güçlerini oluşturabiliyorsa, bunun nedeni siyasi koşullara ve yine bazı yerel güçlerden, devletlerden doğrudan veya dolaylı olarak aldığı desteğe dayanmasıdır. Türk devletinin rolü bu konuda en önemlisidir. IŞİD’in Sinaa Cezaevi saldırısı ve IŞİD’in saldırılarının devamından Türk devletinin sorumluluğu büyüktür. Türk devletinin Rojava ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve sürekli tehditleri hem IŞİD’e moral veriyor hem de IŞİD’in örgütlenmesine, nefes almasına zemin hazırlıyor. Serêkaniyê ve Girê Spî gibi işgal altındaki alanlar IŞİD’in örgütlenmesi ve kendini eğitmesi için en güvenli alanlara dönüştürüldü. Sinaa Cezaevi’ne yönelik saldırıya katılan saldırganların bir kısmı zaten bu bölgelerden gelmişti. Türk devletine bu konuda sorumludur.
Öte yandan DSG ile Uluslararası Koalisyon Güçleri arasında IŞİD’e karşı iyi bir işbirliği var. IŞİD’e karşı mücadele büyük ölçüde devam ediyor ancak IŞİD’in coğrafi olarak tasfiye edilmesi ardından Hol Kampı’ndaki binlerce tutsak ve on binlerce ailenin yükü yalnızca DSG’ye ve Özerk Yönetim'e bırakıldı. Bu son saldırı aynı zamanda IŞİD’in hala büyük bir tehdit oluşturduğunu ve sadece bölge güvenliği için değil, tüm dünyanın güvenliği için de büyük bir tehdit olduğunu gösterdi.
Bu saldırı, Uluslararası Koalisyonun, DSG ve Özerk Yönetim’e hem askeri, hem teknik hem de siyasi olarak daha fazla destek ve yardım etmesi gerektiğini gösteriyor. IŞİD ile mücadelede ve ailelerinin sorunlarının çözümü; DSG, Özerk Yönetim ve Uluslararası Koalisyon’un ortak sorumluluğudur.
“Hol Kampı için kalıcı bir çözüm bulunmalı”
Bu saldırı ardından bir kez daha anlaşıldı ki pimi çekilmiş bir bomba misali olan Hol Kampı için kalıcı bir çözüm bulunmalı.
Öte yandan tutuklu olan binlerce IŞİD teröristinin yargılanması için uluslararası bir mahkeme kurulmasına da bir ihtiyaç var. Bu sorunların çözülmesi ne kadar uzun sürerse IŞİD bu durumdan o kadar faydalanacaktır.
“Mahalle sakinleri çok yardımcı oldu”
Başta Haseke’de yaşayan Arap, Kürt, Asuri ve Süryani halkı ve özellikle Geweran, Zihur, Neşwe mahalleleri ile diğer mahalle sakinleri geçtiğimiz hafta Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik ve DSG büyük yardımda bulundu. DSG ve İç Güvenlik Güçleri ile birlikte şehir ve mahallelerini korudular. Halkımız, güvenlik güçlerine zamanında gerekli bilgileri vererek halkın ve savaşçıların birlik olmasıyla zaferin elde edeceğini ispatlamış oldu. Bu hakikatin bir örneğiydi. Bunun için Haseke halkımıza duyarlılığı ve fedakarlığı için teşekkür ediyoruz.
Uluslararası Koalisyon’a teşekkür
Yine Uluslararası Koalisyon güçlerimize yardımcı olmuşlardır. Yani aktif olarak güçlerimizle işbirliği yaptılar ve güçlü destek verdiler. Bu nedenle Uluslararası Koalisyona da teşekkürlerimizi iletiyoruz.
“Tüm savaşçıları ve komutanları kutluyoruz”
QDS savaşçıları ve Asayiş güçleri büyük fedakârlıklar sergileyerek IŞİD'in umutlarını ve planlarını kursağında bıraktı, çok değerli savaşçılarımız da şehit oldu. Bu temelde Halkların Gürzü Hamlesi şehitlerimizi anıyor, halkımıza zafer ve bölgenin korunması sözümüzü yineliyor, bu hamlede rol oynayan tüm savaşçıları ve komutanları kutluyoruz.
Kamuoyuna ve ilgili tüm güçlere sesleniyoruz. IŞİD kabusunun bir daha geri dönmemesi, IŞİD'in tekrardan toparlanamaması için Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi Özerk Yönetimi, DSG ve bölge halkının daha da güçlü yardımlara ihtiyacı olduğunu belirtiyoruz.
“Bu zaferi tüm halkımıza ve şehitlerimize adıyoruz”
DSG'ne ve Özerk Yönetim'e verilen siyasi, askeri ve ekonomik destek arttıkça IŞİD’in örgütlenme zemini zayıflayacaktır.
Sonuç olarak; IŞİD bir kez daha bölge halkına karanlık günler getirmek ve kâbuslar yaratmak istedi. Bunun içinde birçok taraftan yararlandı, ancak savaşçılarımızın kahramanlığı, cesareti ve yiğitliği ile bölge halkının duyarlılığı ve bağlılığı bir kez Kobane direnişi ruhuyla boşa çıkarıldı ve Kobane zaferi ruhuyla bir direniş daha sergilendi. Bu zaferi tüm halkımıza ve şehitlerimize adıyoruz.
374 IŞİD’li öldürüldü
IŞİD çeteleri cezaevinin güvenliğini sağlayan ve cezaevinde personel olarak çalışan 77 kişiyi vahşice şehit düşürdü. Sinaa Cezaevi dışında 7 gün boyunca sürdürülen operasyonlarda 40 savaşçı ve 4 yurttaş şehit düştü. Halkların Gürzü Hamlesi kapsamında toplamda kahramanca savaşan 121 personel ve savaşçımız şehit düştü. Şehit düşen kahramanlarımızı tekrardan minnetle anıyoruz. Öldürülen IŞİD’li saysısı ise 374.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın