'Renc İle' programında Rojava'da Kürt birliği ve Suriye'de Kürtlerin geleceği tartışıldı

30-12-2024
Etiketler Rojava Suriye ENKS Kürt-Kürt diyaloğu DSG PYD
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Rûdaw TV’de yayımlanan 'Renc İle'  programı bu hafta Rojava’da Kürt-Kürt diyaloğu ve Suriye’de Kürtlerin geleceğine odaklandı.

Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) 25 Kasım'da başlattığı operasyon 8 Aralık 2024’de Şam’ın düşmesiyle son buldu. 53 yıllık Esad rejimi devlet başkanı Beşar Esad’ın ülkeden kaçmasıyla son buldu. Ülke yeniden Şam’daki yönetim tarafından şekillendirilirken, Rojavalı Kürt siyasi oluşumlar ile yeni geçici yönetim arasında henüz bir müzakere başlamış değil.

Aynı zamanda Rojavalı Kürt taraflar arası da bir  ortaklaşma sağlanamazken, Şam'a gitme konusunda ortak heyet oluşturma konusunda anlaşma sağlanamadı.

Renc Sengaw’ın sunduğu 'Renc İle'  Programına katılan yorumcular ve Rojavalı vatandaşlar Suriye’nin geleceğinde Kürtlerin nasıl yer alması gerektiği konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Programa katılan Rojavalı bir kadın katılmıcı "Bugün Rojava Kürtleri için altın bir fırsat doğmuştur. Bu tür fırsatlar yüz yılda bir gelir ve tekrarlanmaz. Rojavalı halkı olarak gözümüz kulağımız PYD ve ENKS’nin masaya oturmasında. Neden PYD, ENKS'nin çağrısına cevap vermiyor? Neden ortak bir heyet oluşturma konusunda bir masa etrafında oturmuyor, ittifak kurmuyorlar? Bizim talebimiz Rojavalı Kürtlerin haklarının Şam'da anayasada garanti altına alınmasıdır" şeklinde değerlendirdi. 

 Başka bir Rojavalı katılımcı ise şunları belirtti:

"Her şeyden önce partiler çelişkilerini bir yana bırakmalı ve Kürtler arası birlik sağlanmalı. Biz Kürtlerin, anayasada ikinci esas  ulus olarak tanınmasını istiyoruz, Kürtçe ve Arapça resmi diller olarak kabul edilmelidir. Eğer bu kabul edilirse, o zaman ulusal haklar da belirlenmiş olur. Merkezi olmayan bir devlet olabilir."

 

Suriye nüfusunun yüzde 12'si Kürt

Demokratik Suriye Güçlerinin (DSG) kontrolündeki bölgelerde 3,5 milyon Kürt yaşıyor. Suriye’de 25 milyon 600 bin olan nüfusunda yüzde 12’sini Kürtler oluşturuyor.

Dr. Azad Ahmed Ali’nin araştırmasına göre; Suriye toprakları 185 bin kilometrekarelik bir alanı kapsıyor ve bunun yüzde 33'ü yani 62 bin kilometrekaresi Rojava topraklarından oluşuyor.

"Bir masa etrafında Kürtler seçenekleri tartışmalı"

Programa Süleymaniye'den katılan Suriye Demokratik Meclisi (MSD) Kürdistan Bölgesi Temsilcisi Hoşeng Derviş ise "Federalizm, bağımsızlık ve özyönetim siyasi olarak müzakere edilmeli; herkes bir masa etrafında birlikte oturmalı bütün bu seçenekleri konuşmalı” dedi.

"Suriye'nin merkezi olmayan bir şekilde yönetilmesini istiyorlar"

Derviş, Rojava yönetiminin taleplerinin çok açık olduğunu belirterek, "Talepleri açık. Suriye'nin merkezi olmayan bir şekilde yönetilmesini istiyorlar. Kürtlerin Suriye'deki gelişmeleri gerçekçi bir şekilde ele alması gerekiyor " ifadelerini kullandı.

Programın diğer bir katılımcısı olan ENKS bünyesindeki Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDKS) Merkez Komite Üyesi Muhammed Ali de "Kürt evinin birlik ve dayanışmayla yeniden inşa edilmesini umuyoruz" dedi.

"3 ana temel konuda uzlaşamadığımız için müzakereleri durdurduk"

 Renc Sengaw’ın ‘Neden diğer Kürt tarafıyla müzakereleri durdunuz?’ sorusuna PDKS yekilisi Muhammed Ali şu yanıtı verdi:

"Biz, çok sayıda toplantı yaptık ve sürecin başarılı olması için çok çabaladık. Ancak birçok konuda farklı düşündüğümüz ve uzlaşamadığımız ortaya çıktı. Birçok meselede yazılı anlaşmalar sağlandı, ancak özellikle idari ve askeri meselelerde devam eden bir uyumsuzluk vardı. Bu nedenle, biz de müzakereleri durdurduk."

PDKS Merkez Komite Üyesi Muhammed Ali, PYD ile anlaşamadıkları konuları 3 maddede topladı:

“Birincisi; PKK’nin bölgeden çıkmasıydı. İkincisi tutuklanan ve kaybedilen üyelerimiz ile taraftarlarımızın akıbetinin ortaya çıkarılmasıydı. Üçüncüsü ve en önemlisi de Suriye’de yaşayan Kürtlere ilişkin projeleri nedir? ve Şam’a hangi taleple gidecekleriydi.”

Bu şartlarını karşı tarafa sunduklarını belirten Ali, "Biz hazırız, ancak DSG veya PYD yetkililerden henüz bir yanıt gelmedi" dedi.

"Rojava halkının geleceği belirsiz"

Vision Foundation Araştırma Merkezi Başkanı Adnan Osman ise Suriye'deki yeni durumu Kürtler için "yeni doğum sancısı" olarak nitelendirdi ve şu değerlendirmede bulundu:

“Şimdi Kürdistan'ın bir başka parçası kendi kaderini ve kendini nasıl yöneteceğini konuşuyor. Kürtlerin devlet hayali ve kendi kaderini tayin hakkı vardır. Ancak Rojava Kürdistan’ın geleceği belirsiz. Kürtlerin duruma duygusal değil, gerçekçi bakması gerekiyor.”

Kürtlere yönelik çok fazla tehdit ve tehlikelerin olduğuna dikkat çeken Osman, silahların tek bir Kürt gücünün elinde olması gerektiğini, çünkü (aksi takdirde) Kürdistan Bölgesi'nde geçmişte görülen 'bir iç savaş'a yol açabileceğini savundu.

"Her iki güç bir diğer olmadan Şam'da başarıya ulaşamaz"

Rudaw Araştırma Merkezi Direktörü Ziryan Rojhelati ise özetle şunları söyledi:

 “Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Rojava'da Kürtlerin sayısı 160 bini buluyordu. Artık Kürtler 40 milyonluk bir millettir ve göz ardı edilemezler. DSG’nin ENKS’ye tersi şekilde ENKS’nin DSG’ye ihtiyacı vardır. ENKS’e DSG olmadan Şam’da hiçbir kazanım elde edemez.  DSG de aynı şekilde ENKS olmaksızın siyasi çıkarlar konusunda Ahmed Şera ile anlaşması mümkün değildir. Siyasi, ulusal çıkar ve maddi açıdan iki tarafın anlaşması  gerekiyor. Bu durumda, Kürtler gerçekten güçlü olmalı ve yalnızca kendi güçleriyle Şam'la müzakerelere girebileceklerinin bilincinde olmalıdır.”

Rojhelati ayrıca Roj Peşmergelerinin sınır bölgelerine yerleştirilmesi gerektiğini savunarak, “Neden DSG sınırları HTŞ’ye bırakmaya razı ama Roj Peşmergesi’nin gelmesine razı değil. Sonuçta onlar da Rojavalı bir oluşum. Sınıra HTŞ yerleşirse bir çatışma yaşanmayacak deniyorsa Roj Peşmergeleri ile neden yaşansın ki?” dedi. 

“Kürtler Suriye’nin ana unsuru olarak tanımlanmalı”

Gazeteci- yazar Zekeriya Hesari ise şunları söyledi:

"Bu yeni süreçte, önemli bir değişim ve yeni bir tutuma ihtiyaç var. Ben, Suriye'deki Kürtlerin 'ikinci ulus' olarak tanınmasını doğru bulmuyorum. Bunun yerine ‘Suriye Kürt ve Araplar olmak üzere iki ana ulustan teşkil bir devlettir’ denmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca başka ulusal yapılar, etnik yapılar ve bileşenler de bu yapıya dahil edilmelidir."

“Erbil Kürtlerin kalesidir”

Demokratikleşme ve İletişim Geliştirme Vakfı Başkanı Faruq Hacı Mustafa ise "Biz Kürtler, sadece bir siyasi kart olarak kullanılma pozisyonundan  çıkmalıyız. Doha nasıl bugün Arapların kalesi ise Erbil de Kürtlerin kalesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Faruq Mustafa, Suriye'deki Kürtlerin hala coğrafi olarak kendi bölgelerinin sınırını net bir şekilde tanınmadığını vurguladı.

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli