Haber Merkezi – Araştırmacı Baran Zeydanlıoğlu, tarihte önemli bir yere sahip olan Kürt diplomat Şerif Paşa’nın mezarının izini sürdü. Zeydanlıoğlu Şerif Paşa'nın mezar yerinin İtalya'da olduğunu duyurdu.
Tarih araştırmacısı Baran Zeydanlıoğlu, Paris Konferansında Osmanlı Delegasyonunda ‘Kürtleri temsilen’ yer alan ve yeni cumhuriyette Kürtlerin de yasal haklarının garanti altına alınması için önemli diplomatik girişimlerde bulunan tarihi kişilik Şerif Paşa’nın Mısır’da mı İtalya’da mı olduğu tartışmalı olan mezarının yerini tespit etti.
Bitlisname sitesinde bir makale kaleme alan Zeydanlıoğlu, Kürt diplomat Şerif Paşa’nın mezarının İtalya’nın Catanzaro kentindeki Catanzaro Monumentale mezarlığında olduğunu yazdı ve mezarından fotoğraflar paylaşarak belgeledi.
Şerif Paşa'nın İtalya'da 1951'de vefatı sonrası o dönem çıkan haberlerde naaşının Mısır'da yaşayan kızları tarafından Mısır'a nakledildiğini iddia edilmişti. Ancak Şerif Paşa'nın kızı Melek Hanım'ın ısrarıyla Catanzaro Monumentale mezarlığında gömülür.
Zeydanoğlu’nun makalesine göre Şerif Paşa’nın özetle yaşamı şöyle:
“1898-1908 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun Stokholm sefirliğini yapmış Şerif Paşa, Tanzimat döneminin Osmanlı yönetiminde Hariciye Nazırlığı ve Şura-yı Devlet Reisliği’nde bulunmuş Kürd Said Paşa’nın oğlu olarak 1865 yılında İstanbul Üsküdar’da dünyaya gelmişti.
Aslen Süleymaniyeli Kürd Baban aşiretinin Handan kolundan olan Şerif Paşa, Handanzade Mehmed Şerif olarak da bilinir.
Mehmet Şerif Paşa, Mekteb-i Sultani’deki (Galatasaray Lisesi) öğrenimi sonrası Fransa’ya gider. Paris’teki Sant-Cyr Harp Okulu’nda okurken aynı zamanda da Osmanlı’nın Paris sefaretinde katiplik yapar. 1884 yılında harp okulundan mezun olduktan sonra, imparatorluğun Brüksel’deki sefaretinde dört sene boyunca askeri ataşe olarak hizmet eder.
1890 yılında Sadrazam Said Halim Paşa’nın kız kardeşi Prenses Emine Halim hanımefendi ile İstanbul’da hayatını birleştirir. Prenses Emine, Mısır hanedanlığının kurucusu olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu olup, Mısır kralı Faruk’un da annesinin halasıdır.
Şerif Paşa ve Emine Hanım çiftinin evliliklerinden Zeynep, Saide, Şerife Fatma ve Seza adlı dört kız çocukları dünyaya gelir.
Ancak ne yazık ki Zeynep ve Saide çok küçük yaşlarda hayatlarını kaybeder ki Saide, Stokholm’de dünyaya geldikten sonra orada vefat eder. Şerife ve Seza ise 1970’li yıllara kadar yaşarlar.
Sultan Abdülhamid’in uyguladığı politikalara karşı muhalefet eden Şerif Paşa, yeni- adil- eşitlikçi bir düzen sözü ile ortaya çıkan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne destek vermeye başlar. Ancak kısa zaman içerisinde İttihatçıların gerçek niyetlerinin Türkçü ve ırkçı olduğunu sezince, onları eleştirerek cemiyet ile ilişkisini 1909 yılında keser. Akabinde de ailesi ile birlikte Paris’e yerleşir.
İttihatçıların kendisi hakkında idam kararı çıkartmaları ve hatta ölüm emrini vermeleri, Şerif Paşa’nın Ocak 1914 tarihinde Paris’teki evinde suikast girişimine maruz kalmasıyla dünya medyasına konu olur.
İttihatçıların niyetlerinin ifşası ve I. Dünya Savaşının başlamasıyla, Şerif Paşa’nın da gidişatın yeni bir dünya düzeni ile son bulacağını kavramasına yol açar. Ailece yüzyıllar boyunca sadık kaldıkları ve hizmetinde oldukları Osmanlı İmparatorluğunun yeniden yapılanması gerektiğine inanan Şerif Paşa, bu yeni düzende etnik mensubu olduğu Kürd milletinin de İmparatorluk bünyesinde bir statü sahibi olması gerektiğini dile getirir.
Ocak 1919’da Paris Barış Konferansı’na Osmanlı Delegasyonu olarak katılır ve burada Kürdleri temsil ettiğini belirterek ‘Kürd Talepleri’ başlığı altında bir muhtıra sunar. Aralarında Musolini de olmak üzere İngiliz, Alman, Fransız, Amerikalı, Rus ve diğer birçok devlet adamı ve siyasilere mektuplar yazarak Kürdlerin de bir statü sahibi olması gerektiği hususunda uzun yıllar mücadele verir.
Ne yazık ki bu mücadelesi herhangi somut ve pozitif bir sonuca ulaşmaz ve Sevr sonrası 1920 itibariyle de siyasi çalışmalarına son vererek, henüz yerleştiği Monte Carlo’dan İtalya’ya taşınır.
Emine Hanım ve kızlarıyla ayrı düşer. Yaşadığı Siena Monticiano şehrinde İtalyan bir hanımefendi ile tanışır ve 1922 yılında Melek Handan adlı kızı o şehirde dünyaya gelir. Ulaştığım İtalyan arşivlerinde Melek Handan’dan ‘Melek Cherifa Pacha – Principessa del Kurdistan’ ünvanı ile bahsediliyor.
...Prenses Emine Hanım rahatsızlığı nedeniyle 1926 yılında hayata veda ederken, kızları Şerife Fatma ve Seza ise Mısır’da yaşamaya devam ederler (daha sonra Avrupa’ya geçerler ki Şerife Fatma Hanım Paris’te vefat ediyor).
Hayatının son yıllarını kızı Melek Handan’ın Catanzaro’daki malikânelerinde torunları ile geçiren Şerif Paşa, 22 Aralık 1951 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonucu 86 yaşında hayata veda eder.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın