Erbil (Rûdaw) - Ankara Politikalar Merkezi Diyarbakır Temsilcisi araştırmacı Nevzat Bingöl, Türkiye’de yeni bir sürecin başlayacağını söyledi.
Rûdaw’a konuşan Nevzat Bingöl, “Türkiye’de yeni bir sürecin başlayacağını düşünüyorum. Bunun ön hazırlığı da Abdullah Öcalan için önce açlık grevleri ardından da Öcalan’la görüşmelerin yapılması ve bunun gündeme getirilmesi oldu” dedi.
Bingöl, Türkiye genel siyasetinde genel bir yumuşamanın olmasını beklemediğini ifade etti.
Kürt sorunu, Kürt politikaları ile ilgili bir yumuşamanın olmasını beklediğini belirten araştırmacı Bingöl, bu anlamda da Suriye ve Rojava’da bir takım görüşmelerin yapıldığını kaydetti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunu sarmalından bir çıkış yolu aradığını dile getiren Bingöl, sözlerine şunları ekledi:
“Dolayısıyla bu Kürt sarmalından Kürt sorunu olarak karşısına çıkan durumdan sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir çıkış yolu arıyor. Bunun için de iç siyasette bir tıkanıklık yaşanıyor. Hatırlanacağı üzere Türkiye’deki çözüm süreci de yine böyle bir dönemde başlamıştı. Şiddetin, çatışmaların en yoğun olduğu dönemde çözüm süreci devreye girmişti. Şimdi yeniden adeta Türkiye’yi boğacak olan sorunla ilgili yeni bir politikanın hayata geçirileceğini beklemek çok hayalcı olmaz.”
Bingöl, Türkiye ile Kürtlerin Rojava’da ortak bir noktada buluşabileceğini belirtti.
‘Erdoğan’ın danışmanları sahayı iyi bilmiyor’
“Erdoğan’a akıl veren danışmanları sahayı iyi bilmiyor” diyen Bingöl, şöyle devam etti:
“Daha doğrusu bu duruma gelmeyebilirdi. Ancak sayın Erdoğan’a akıl veren danışmanları sahayı iyi bilmediklerinden dolayı, Kürtleri iyi tanımadıklarındann dolayı böyle yanlış politikalarla Türkiye’yi de bir kötü duruma, çatışma durumuna soktular. Anladığım kadarıyla bu politikalardan vazgeçiliyor. Suriye’de daha reel daha somut bir takım gelişmeler yaşanabilir. Bununla ilgili de sayın Erdoğan’ın da anlattığı gibi istihbarat örgütü Suriye’de görüşmeler yapıyor. Burda bir çıkış noktası olabilir. Bununla ilgili PYD tarafından yapılan açıklamalar da var. YPG tarafından yapılan açıklamalar da var. Görüşmeler için öncelikle Türk ordusunun Afrin gibi başta olmak üzere Kürt topraklarının Araplarla doldurulduğu yerlerden çekilmesi lazım diye açıklama yapmıştı. Burdan da bir görüşmenin olduğunu anlayabiliyoruz. Zaten bu görüşmenin olduğunu sayın Erdoğan da söylemişti.
Bu saatten sonra yeni bir süreç başlayabilir. Bir ortak noktada buluşmaya çalışılabilir ama sürecin başarılı olma şansı biraz da dış etkenlere bağlı. Rojava’da bir sürü güç devrede. Bir yandan Suriye hükümetinin hassasiyetleri var, bir yanan Rusya’nın politikaları var, bir yandan İran’ın Türkiye ve Kürtleri birbirine vurdurma politikası var. Öte yandan Amerika’nın yeni bir idari yapı oluşturma düşüncesi var. Tüm bunları düşündüğümüzde Rojava’da bir çözümün o kadar kolay olmadığını, her ne kadar iki tarafın da düşünceleri olumlu olsa bile dış etkenlerin bunu zorlayacağını düşünüyorum. “
‘Referandum sürecinde çok yanlış politikalar uygulandı’
Türkiye ile Kürdistan Bölgesi ilişkilerini değerlendiren Bingöl, “Referandum sürecinde çok yanlış politikalar uygulandı. İki tarafın da kalbi kırıldı. Çünkü Türkiye tarafından bir aşırı milliyetçilik pompalandı” ifadelerini kullandı.
Bingöl, Bağımsızlık Referandumu sürecinde Türk halkının Irak Kürtlerine karşı bir düşmanlık içerisine girdiğini ve Kürdistan’da yaşayan insanlar da Türk hükümetinin politikalarına karşı kırgınlık oluştuğunu vurguladı.
Türkiye ile Kürdistan hükümetlerinin bu anlamda bir yumuşama politikasına girdiğini belirten Bingöl, konuşmasına şunları ekledi:
“Ancak bunun halka da yansıması lazım. Türkiye’nin bu süreçte çok ciddi sıkıntıları oluştu. Özellikle İran’a uygulanan ambargo, ekonomik sıkıntıları. Bunu aşabilecek bir kapı olarak da görülebilir Kürdistan. Kürdistan’dan petrol alabilir, öte yandan Kürdistan’ın referandum sürecinde Türkiye’nin takındığı tavır nedeniyle ticari firmalarına iş vermemesi, Türk mallarının bölgeye çok fazla girememesi de ekonomik sıkıntıları bir anlamda pompalamıştı. Dolayısıyla Türkiye bunların giderilmesini isteyebilir. Zaten Dışişleri Bakanı’nın Kürdistan’a gelerek Başkan’ın yemin törenine katılması da yumuşama isteğinin bir göstergesi. Tabi yumuşama iki tarafın da lehine, hem Bölgesel Kürdistan Hükümeti’nin hem de Türkiye’nin lehine.
Çünkü Türkiye’nin, hani bir Türk atasözü var: ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yok’ ama Kürtler hep Türkiye’nin dostu olduğunu hep o dostluk elini uzattığını gösterdi. Bunu somut olarak da ortaya koydu. Bu aşamadan sonra Türkiye ile Kürdistan Hükümeti ilişkilerinin çok iyi olacağını düşünüyorum. Bu anlamda evet yeni bir Başkan var. Sayın Neçirvan Barzani’nin de ılımlı politikalarını biliyoruz. Hem Türkiye ile hem İran ve dünyanın diğer ülkeleriyle iyi politikalar yürütebileceğini biliyoruz. Neçirvan Barzani iyi bir diplomattır.”
Bingöl ayrıca, iki taraf arasındaki ilişkilerin çok daha ileriye gidebileceğini ve daha iyileşeceğini vurguladı.
Rûdaw’a konuşan Nevzat Bingöl, “Türkiye’de yeni bir sürecin başlayacağını düşünüyorum. Bunun ön hazırlığı da Abdullah Öcalan için önce açlık grevleri ardından da Öcalan’la görüşmelerin yapılması ve bunun gündeme getirilmesi oldu” dedi.
Bingöl, Türkiye genel siyasetinde genel bir yumuşamanın olmasını beklemediğini ifade etti.
Kürt sorunu, Kürt politikaları ile ilgili bir yumuşamanın olmasını beklediğini belirten araştırmacı Bingöl, bu anlamda da Suriye ve Rojava’da bir takım görüşmelerin yapıldığını kaydetti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunu sarmalından bir çıkış yolu aradığını dile getiren Bingöl, sözlerine şunları ekledi:
“Dolayısıyla bu Kürt sarmalından Kürt sorunu olarak karşısına çıkan durumdan sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir çıkış yolu arıyor. Bunun için de iç siyasette bir tıkanıklık yaşanıyor. Hatırlanacağı üzere Türkiye’deki çözüm süreci de yine böyle bir dönemde başlamıştı. Şiddetin, çatışmaların en yoğun olduğu dönemde çözüm süreci devreye girmişti. Şimdi yeniden adeta Türkiye’yi boğacak olan sorunla ilgili yeni bir politikanın hayata geçirileceğini beklemek çok hayalcı olmaz.”
Bingöl, Türkiye ile Kürtlerin Rojava’da ortak bir noktada buluşabileceğini belirtti.
‘Erdoğan’ın danışmanları sahayı iyi bilmiyor’
“Erdoğan’a akıl veren danışmanları sahayı iyi bilmiyor” diyen Bingöl, şöyle devam etti:
“Daha doğrusu bu duruma gelmeyebilirdi. Ancak sayın Erdoğan’a akıl veren danışmanları sahayı iyi bilmediklerinden dolayı, Kürtleri iyi tanımadıklarındann dolayı böyle yanlış politikalarla Türkiye’yi de bir kötü duruma, çatışma durumuna soktular. Anladığım kadarıyla bu politikalardan vazgeçiliyor. Suriye’de daha reel daha somut bir takım gelişmeler yaşanabilir. Bununla ilgili de sayın Erdoğan’ın da anlattığı gibi istihbarat örgütü Suriye’de görüşmeler yapıyor. Burda bir çıkış noktası olabilir. Bununla ilgili PYD tarafından yapılan açıklamalar da var. YPG tarafından yapılan açıklamalar da var. Görüşmeler için öncelikle Türk ordusunun Afrin gibi başta olmak üzere Kürt topraklarının Araplarla doldurulduğu yerlerden çekilmesi lazım diye açıklama yapmıştı. Burdan da bir görüşmenin olduğunu anlayabiliyoruz. Zaten bu görüşmenin olduğunu sayın Erdoğan da söylemişti.
Bu saatten sonra yeni bir süreç başlayabilir. Bir ortak noktada buluşmaya çalışılabilir ama sürecin başarılı olma şansı biraz da dış etkenlere bağlı. Rojava’da bir sürü güç devrede. Bir yandan Suriye hükümetinin hassasiyetleri var, bir yanan Rusya’nın politikaları var, bir yandan İran’ın Türkiye ve Kürtleri birbirine vurdurma politikası var. Öte yandan Amerika’nın yeni bir idari yapı oluşturma düşüncesi var. Tüm bunları düşündüğümüzde Rojava’da bir çözümün o kadar kolay olmadığını, her ne kadar iki tarafın da düşünceleri olumlu olsa bile dış etkenlerin bunu zorlayacağını düşünüyorum. “
‘Referandum sürecinde çok yanlış politikalar uygulandı’
Türkiye ile Kürdistan Bölgesi ilişkilerini değerlendiren Bingöl, “Referandum sürecinde çok yanlış politikalar uygulandı. İki tarafın da kalbi kırıldı. Çünkü Türkiye tarafından bir aşırı milliyetçilik pompalandı” ifadelerini kullandı.
Bingöl, Bağımsızlık Referandumu sürecinde Türk halkının Irak Kürtlerine karşı bir düşmanlık içerisine girdiğini ve Kürdistan’da yaşayan insanlar da Türk hükümetinin politikalarına karşı kırgınlık oluştuğunu vurguladı.
Türkiye ile Kürdistan hükümetlerinin bu anlamda bir yumuşama politikasına girdiğini belirten Bingöl, konuşmasına şunları ekledi:
“Ancak bunun halka da yansıması lazım. Türkiye’nin bu süreçte çok ciddi sıkıntıları oluştu. Özellikle İran’a uygulanan ambargo, ekonomik sıkıntıları. Bunu aşabilecek bir kapı olarak da görülebilir Kürdistan. Kürdistan’dan petrol alabilir, öte yandan Kürdistan’ın referandum sürecinde Türkiye’nin takındığı tavır nedeniyle ticari firmalarına iş vermemesi, Türk mallarının bölgeye çok fazla girememesi de ekonomik sıkıntıları bir anlamda pompalamıştı. Dolayısıyla Türkiye bunların giderilmesini isteyebilir. Zaten Dışişleri Bakanı’nın Kürdistan’a gelerek Başkan’ın yemin törenine katılması da yumuşama isteğinin bir göstergesi. Tabi yumuşama iki tarafın da lehine, hem Bölgesel Kürdistan Hükümeti’nin hem de Türkiye’nin lehine.
Çünkü Türkiye’nin, hani bir Türk atasözü var: ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yok’ ama Kürtler hep Türkiye’nin dostu olduğunu hep o dostluk elini uzattığını gösterdi. Bunu somut olarak da ortaya koydu. Bu aşamadan sonra Türkiye ile Kürdistan Hükümeti ilişkilerinin çok iyi olacağını düşünüyorum. Bu anlamda evet yeni bir Başkan var. Sayın Neçirvan Barzani’nin de ılımlı politikalarını biliyoruz. Hem Türkiye ile hem İran ve dünyanın diğer ülkeleriyle iyi politikalar yürütebileceğini biliyoruz. Neçirvan Barzani iyi bir diplomattır.”
Bingöl ayrıca, iki taraf arasındaki ilişkilerin çok daha ileriye gidebileceğini ve daha iyileşeceğini vurguladı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın