Erbil (Rûdaw) - Başkan Mesud Barzani, Kürt halkının tarih boyunca büyük zulümlere maruz kaldığını belirterek, Kürdistan halkının korunmasının müttefiklerin önceliği olmasını talep etti.
Başkan Mesud Barzani, 5 Nisan 1991’de Güney Kürdistan’da “uçuşa yasak bölge” ilan edilmesinin 30’uncu yıldönümü vesilesi ile gerçekleştirilen online programa katılıyor.
Rûdaw Medya Grubu’nun medya sponsorluğunu yaptığı programda ABD’li emekli diplomat ve askeri yetkililer de konuşmacı olarak yer alıyor.
Programın sunumunu yapan Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin ABD Temsilcisi Beyan Sami Abdurrahman, bu tarihi kararın tartışılacağı programa konuşması olarak katılacak olan isimlere teşekkür etti.
Ardından Başkan Mesud Barzani bir konuşma yaptı.
Başkan Barzani’nin konuşması şöyle:
“Siz değerli katılımcı ve izleyicilere selam ve saygılarımı iletiyorum. Uçuşa yasak bölgenin ilan edilmesinin yıldönümünde düzenlenen bu etkinliğe katıldığım için mutluyum. Nitekim bu çok büyük ve önemli tarihi olaylardan biridir.
O dönemde Kürdistan halkı büyük bir felaket ile karşı karşıyaydı. Milyonların göçü başlamış, bütün Kürdistan halkı İran ve Türkiye sınırlarına yönelmişti. Çünkü Irak rejimi, Kuveyt yenilgisinin ardından Safuan Anlaşması’ndaki bazı boşluklardan yararlanarak ordusundan geri kalanı ile Güneydeki halkın ayaklanmasını bastırmak için kullandı ve Cumhuriyet Muhafızları gücünden 3 tümeni Kürdistan’a konuşlandırdı.
Kürdistan halkı bir kez daha Enfal ve kimyasal saldırıya uğramanın korkusuna kapılmıştı. Bu nedenle büyük bir dalga şeklinde göç ederek İran ve Türkiye sınırlarına yönelmişlerdi. Peşmerge de o dönem ne büyük bir güce ne de yeterli düzeyde silaha sahipti, ancak kahramanca savaşarak Irak Ordusunun ilerleyişini birçok yerde durdurmayı başardı.
Tarih boyunca Kürt halkına zulüm edilmiştir. Ancak Kürdistan halkı, Baas rejimi döneminde ve sonrasında, Enfal, soykırım ve kimyasal saldırılar gibi büyük felaketlerle karşı karşıya kaldı.
Akabinde 688’inci karar ile uçuşa yasak bölge ilan edilerek Kürdistan halkı için altın bir fırsat yarattı. Tehlike büyük oranda yok oldu ve halk evlerine dönmeye başladı.
Burada ABD Dışişleri Bakanı James Baker’e şunu hatırlatmak istiyorum, 1992 yazında o dönem muhalefet heyeti olarak Washington’u ziyaret etmiş Dışişlerinde bizi karşılamıştı. Türkiye sınırındaki göçzedeleri ziyareti sırasında hissetiklerini anlattı ve hayatı boyunca gördüğü o manzarayı unutmayacağını söyledi. Baker, ‘Tablo o kadar içler acısıydı ki, yerime ulaşmadan uçakta Başkan Bush’u aradım ve o insanların yerlerine dönmeleri ve korunmaları için ivedilikle bir şeyler yapmasını istedim” dedi.
Bu vesileyle Başkan Bush’a, Başkan Mitterrand, Mitterrand hanım efendi, Başkan (Turgut) Özal ve Başbakan John Major’a bu cesur karar ve tutumlarından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bu karardan sonra Kürt halkı kendini yönetmeye başladı ve meşru kurumlarını tesis etti, seçim yaparak parlamento ve hükümetini kurdu. Kürdistan artık Irak’taki muhalefetin ve mağdurların sığınacağı bir yer oldu.
Ayrıca General Garner ve yanındaki subaylardan General Jim Jonas, General John Abizaid, Colonel Nap ve diğer ülkelerin subaylarına teşekkür ederim, gelip uçuşa yasak bölgeyi ilan ettiler. Kürdistan halkı şu ana kadar bütün amaçlarına ulaşmamış ve son aşamaya gelmemiştir. Kürdistan Bölgesi'ne yönelik tehditler devam ediyor. Bu destek ve yardımların devam etmesini umuyorum. Kürdistan halkının korunmasının sizin önceliğiniz olmasını talep ediyorum.
Bir kez daha çok teşekkür ediyorum, bu etkinliği düzenledikleri için ayrıca hükümet yöneticilerine de teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum.”
Porgramda katılan diğer isimler şöyle:
ABD eski Dışişleri Bakanı James Baker
ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk
ABD’li emekli general John Abizaid
ABD’li emekli general Jay Garner
ABD’li emekli general James Johns
Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin ABD Temsilcisi Beyan Sami Abdurrahman
Irak eski Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari
BM’nin uçuşa yasak bölge kararı
Baas rejiminin Mart 1991’in son günlerinde Güney Kürdistan’da Kürt halkına yönelik başlattığı büyük saldırının ardından yüzbinlerce kişi komşu Türkiye ve İran sınırlarına dayandı.
Büyük göçün ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Fransa ve Belçika’nın talebi üzerine 5 Nisan 1991 tarihinde Güney Kürdistan’da oluşturulacak güvenli bölge ile Kürtlerin Irak ordusunun saldırılarından korunması, insani yardımların ulaştırılması ve göç edenlerin eski yerlerine dönmelerinin sağlanmasına karar verdi.
688 sayılı BMGK kararı ile Baas rejimi güçlerinin 36’ıncı paralel’in kuzeyine geçişleri yasaklanarak, bu bölgede uçuşa yasak bir alan oluşturuldu. Bu karar ile BM, 1925 yılında Milletler Cemiyeti’nin Musul meselesi ile aldığı karardan sonra ilk kez Kürtleri tanıma ve korumaya dönük bir kararı oldu.
Oluşturulan uçuşa yasak bölge ile bir nevi Kürdistan Bölgesi facto olarak özerk bir bölge oldu.
Raperin Kürdistan’daki siyasi cephede de birliğe yol açtı. 1991 yılının Aralık ayında Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) öncülüğündeki Kürdistan Cephesi, Kürdistan Bölgesinde bir parlamento seçimi yapılmasına karar verdi.
7 Temmuz 1992’de bakanlar kurulunun oluşturulmasının ardından Kürdistan Parlamentosu 4 Ekim 1992’de Kürdistan’ı Irak’ın içinde federal bir yönetim olarak ilan etti.
Bu federal yönetim 2003 yılında ABD’nin Irak’ta Saddam rejimini devirmesine kadar uzanan yaklaşık 10 yıl boyunca Saddam’ın ekonomik ve siyasi baskılarına direnerek işleyişini devam ettirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 5 Nisan 1991 tarih ve 688 no’lu kararında ilk defe Kürt ulusunun ismi, baskı ve zulme uğrayan bir ulus olarak BM belgelerinde yer edinecekti.
91 göçünden sonraki süreçte Kürt ulusunun dünya nezdinde tanınırlığı arttı. Bu tanınırlık, sonraki 12 yıl boyunca uçuşa yasak bölge ilanıyla Kürtlerin özerk bir şekilde kendi kendilerini yönetmelerini getirdi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın