Neçirvan Barzani: Bileşenlerin haklarını korumak değişmez görev ve inancımızdır
Erbil (Rûdaw) – Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, “Hıristiyanların ve Irak'taki tüm bileşenlerin taleplerini ve haklarını her zaman destekledik, çünkü desteğimiz Kürdistan'daki barışçıl ve eşit bir arada yaşamanın köklü inanç ve kültürüyle bağlantı olduğuna inanıyoruz” dedi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani Irak'taki Hıristiyanların Medeni Kanunu’yla ilgili düzenlenen konferansta konuştu.
Başkan Neçirvan Barzani, konferasın Hıristiyanların talep ve haklarına uygun çözüm bulunmasına ve diyaloğa zemin hazırlayan çok önemli pratik bir adım olmasını temeni ederek, “Bileşenlerin haklarını korumak değişmez görevimiz ve inancımızdır” dedi.
Irak Anayasa’nın gereğini yerine getirdiklerini ifade eden Başkan Neçirvan Barzani, “Her zaman Hıristiyanların ve diğer bileşenlerin hak ve hukukunu destekliyoruz” diye konuştu.
Başkan Neçirvan Barzani’nin konuşmasının devamı şöyle:
Hepimiz bu konferansı destekliyoruz çünkü bu konferans Irak genelinde Hıristiyanların meşru haklarının diyalog yoluyla yasal ve anayasal olarak güvence altına alınmasını amaçlıyor.
Bu konferansı organize eden Erbil Katolik Üniversitesi Rektörü Piskopos Başar Warda'ya ve danışmanlarına teşekkür etmek istiyorum. Irak'ta Hristiyanların Medeni Kanunu'nun taslağının hazırlanması konusunda duran çok önemli ve gerekli bir konu olduğunu düşünüyoruz.
Lübnan, Suriye ve Ürdün'den gelen seçkin Hıristiyan misafirlerimizi en içten duygularla selamlıyorum. Kongredeki tartışmalara tecrübeleriyle faydalı bir katılım sağlar ve Kürdistan'da güzel günler geçirmelerini umuyoruz.
"Desteğimiz Irak anayasasıyla doğrudan bağlantılıdır"
Hıristiyanların ve Irak'taki tüm bileşenlerin taleplerini ve haklarını her zaman destekledik, çünkü desteğimiz Kürdistan'daki barışçıl ve eşit bir arada yaşamanın köklü inanç ve kültürüyle bağlantı olduğuna inanıyoruz. Desteğimiz aynı zamanda Irak halkının oy verip onayladığı Irak anayasasıyla da doğrudan bağlantılıdır. Irak anayasasının 41’inci maddesinde şöyle deniyor: "Iraklılar din, inanç ve tercihlerine göre kanunla düzenlenen medeni kanunlarına bağlı kalmakta özgürdürler." Anayasa maddesi henüz hayata geçirilmedi. Bu maddenin uygulamaya konması ve dinlerin kendilerine ait bir medeni kanununa sahip olması, Irak'ta Hıristiyanların, Şiilerin, Sabi'a Mandailerin ve tüm dinlerin haklarının korunmasını sağlayacaktır.
Bu kongre çok önemli pratik bir adımdır çünkü diyalogun önünü açarak Hıristiyanların talep ve haklarına uygun çözümün yolunu açmaktadır. Onların ve Irak'taki diğer toplulukların anayasal taleplerini destekliyoruz.
Hıristiyanlar için özel bir medeni kanununun bulunmaması, onlara din ve inançlarıyla bağdaşmayan kanunlara göre davranılmasına neden olmaktadır. Bunun Irak'taki aileler ve Hıristiyan toplumu üzerinde çok olumsuz bir etkisi var. Başta miras, boşanma ve zorla dini dayatma olmak üzere pek çok çocuğun, kız çocuğunun ve kadının hayatını ve kaderini sıkıntıya sokan, bizim için büyük endişe ve üzüntü kaynağı olan pek çok vaka hakkında bilgi alıyoruz.
"Hıristiyan çocuklar 18 yaşına geldiklerinde din değiştirme konusunda karar vermeli"
Bize göre Hıristiyan bir ebeveyn din değiştirdiğinde, çocuklar henüz 18 yaşının altındayken din değiştiremeliler. Bu nedenle, Hıristiyan bir ebeveynin din değiştirmesi durumunda, çocuklarının ve ergenlik çağındaki gençlerinin 18 yaşına geldiklerinde kendi dinlerine karar verme hakkına sahip olmaları gerektiği yönündeki öneriyi destekliyoruz. Aynı şekilde miras konusunda da Hıristiyan inancına dayanan bir yasaya göre davranmalılar.
Medeni Kanun’a ilişkin tüm meselelerde Hıristiyanların istekleri doğrultusunda, Irak'taki tüm bileşenlerin bir arada yaşaması ve hak eşitliği ilkelerine uygun bir çözüm bulunmalıdır. Hukuk adına ve hukuk aracılığıyla sorun ve karmaşa yaratılamaz. Biz bu adaletsizlik ve eşitsizliği kabul etmiyoruz. Hıristiyanların din ve inançlarına göre kişisel ilişkilerinde özgür olmaları anayasal bir haktır. Bu nedenle, Irak anayasasının hazırlanmasında rol alan taraflara ve Irak parlamentosundaki partilerin, bu konuyu ciddiye almaya ve Hristiyanların ve diğer kesimlerin taleplerini ve haklarını dikkate alarak bir an önce çözmeye çalışmaları çağrısında bulunuyorum.
Biz Kürdistan'da her zaman birlikte yaşadık ve kaderimizi paylaştık. Bölgede yaşanan tüm soykırımlara rağmen Kürdistan her zaman etnik ve dinsel birlikteliğin yaşandığı bir yer olarak kalmaya devam etmiştir.
"Kürdistan kurtuluş hareketi tüm halklarını koruyan bir hareketti"
Kürdistan kurtuluş hareketi sadece Kürtleri değil, tüm halklarını koruyan bir hareket olmuştur. Dolayısıyla Kürdistan'daki tüm toplulukların haklarını korumak Kürdistan Bölgesi'ndeki değişmez görevimiz ve inancımızdır. Kürdistan Parlamentosu'nun ilk oturumunda ve Kürdistan Bölgesi Hükümetinin ilk kabinesinde Hıristiyanlara yer verildi. Tüm Hıristiyan vatandaşlara, Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta aile ve sosyal yaşamlarında barış ve istikrarın korunması için her türlü çabayı göstereceğimizin güvencesini veriyoruz.
Kürdistan Bölgesi'ndeki tüm bileşenlerin her alanda katılımını ve ortaklığını daha da geliştirmeye çalışacağız. Gerçek ve eşit bir arada yaşamaya inanıyoruz. Herkes için eşit hakların bir arada yaşamanın gerçek anlamını verdiğine kesinlikle inanıyorum.
Yeni Irak'ın geçmişinden yararlanarak başarılı olmanın ve ilerlemenin tek yolu tüm bileşenlerin ülke yönetimine katılımından geçtiğini bir kez daha vurguluyoruz.
Herhangi bir bileşenin ihmali ve zulmü ülkenin durumunu ve kaderini yok eder. Irak'ta hiçbir bileşenin hakları gözardı edilmemelidir.
Kongrenizde başarılar diliyorum, tüm desteğimizi alacağınızdan ve Kürdistan'ın her zaman çoğulculuğun, bir arada yaşamanın, barış içinde karşılıklı kabulün ve tüm dinlerin ve milletlerin hoşgörüsünün ülkesi olarak kalacağından emin olabilirsiniz.”