Peşmerge menüsünün değişmezi: Havan topu!

Güver Cephesi (Rûdaw) – Kürdistan Peşmerge Güçleri’nin IŞİD’e karşı verdiği savaşın en zorlu boyutlarını anlatmaya, soğuk/resmi haber dilinin yetmediğini, bir gazeteci olarak sıcak çatışmaların yaşandığı, Musul yakınlarındaki Güver Cephesi’nde tecrübe ettim.

 

Güvenlik sebebiyle basının geçişine nadiren izin verilen bölgeye doğru giderken, 2014 yılında IŞİD’in işgal ettiği, ardından ABD öncülüğündeki koalisyon hava kuvvetleri ve peşmergelerin ortak operasyonuyla temizlenen köylerdeki yıkıma tanık oluyoruz.



 

Örgütün karargâh olarak kullandığı bazı evler yerle bir olmuş, bazıları da roket ve mermilerle delik deşik… Bir peşmerge kontrol noktasından geçerken, geçen yılki bombardıman ve çatışmalarda yandığı anlaşılan bir motosiklet iskeletinin cadde üzerinde durduğunu görüyoruz. Belki de o günlerin ne denli çetin geçtiğini hatırda tutmak için orada tutuyorlar diye düşünüyoruz.

 

Bizi karşılamaya, yaşı 60’ın üzerinde emekli bir gönüllü peşmerge ve beraberindeki diğer bazı genç peşmergeler geliyor. Daha önce sıcak çatışmaların yaşandığı noktaya kadar eşlik ediyorlar.

 

Cepheye vardığımızda, aracımızın üzerindeki Rûdaw logosunu gören peşmergeler çok sıcak karşılıyor. Hiç vakit kaybetmeden, çay demliyorlar. Bizi mevziye buyur eden bir diğer gönüllü peşmerge Ata Ali, “Yere oturun, bugününüz peşmergece olsun” deyip gülüyor.

 



“Silahla değil, canımızla koruyoruz”

 

Genç peşmergeler, tanık oldukları bazı anları telefonlarıyla çektikleri fotoğraf ve videolarla bize gösterip anlatıyor: Çatışmalarda verdikleri şehitleri, yaralı arkadaşlarını, sağ yakalanan/teslim olan IŞİD’lileri, bombalı araçlarla saldırıları… Bütün bu kıyamete rağmen morallerinin yüksek olduğunu görüyoruz.

 

Ata Ali, Fransız uçaklarının savaş boyunca etkili bombardımanı karşısında IŞİD’lilerin ardında birçok kayıp verip çekildiğini anlatıyor. Bu sayede, diplomaside gördüğümüz Kürt-Fransız dostluğunun sahaya olan etkilerine tanıklık ediyoruz.

 

Cephedekilerin şikâyetleri de yok değil. Daha etkili silahlarla, çok daha hızlı sonuç alabileceklerini belirtiyorlar. Ancak istedikleri silahların henüz kendilerine ulaşmadığını, dolayısıyla savaşın uzun sürdüğünü ifade ediyorlar.

 

Gönüllü peşmerge Ata Ali, “Elimdeki silahı kendi paramla aldım. Cepheye gelip gittiğimde, arabanın yakıtı, yemek hatta suyu bile kendi cebimden ödüyorum. Yetkililerin bize yardım göndermesi gerekiyor. Bu cepheyi sırf elimizdeki silahla değil, canımızı ortaya koyarak koruyoruz” diyor.

 

Ardından diğer peşmergeler de benzer şikâyetleri sıralıyor.


 

Cephede yazlık ayakkabı

 

Gece hava sıcaklığının sıfıra yaklaştığı bölgede, peşmergelerin çoğu sivil ve ince kıyafetler giyiyor. Böylesi zorlu bir savaşta, doğa şartlarının da zorluğunun eklendiğini düşününce, peşmergelerin omzundaki yükün ağırlığı daha iyi anlaşılıyor.

 

Çoğunun ayağında Mekap marka ayakkabı var. Daha da kötüsü; yazlık ayakkabı, kundura, yırtık spor ayakkabısı giyenlerin sayısı da az değil. Bundan hiç söz etmiyorlar ama tanık olduğumuz bu manzara, şikâyetlerinin az bile olduğunu düşündürüyor.



Ata Ali, bazı hayırsever işadamlarının cephelere gıda yardımında bulunduğunu söylüyor.

 

Siyasi tartışmaların cephede karşılığı yok

 

Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan başkanlık krizi, partilerin anlaşmazlığı cepheye yansımamış. Peşmergelerin tamamen IŞİD’e odaklanmış durumda. Gerek geçmişte yaşanan iç savaşın acı tecrübesi, gerekse de savaşın ağırlığı; siyaset sahnesinde olup bitenlerin buraya yansımamasına etkili olmuş.

 

Dikkat çeken bir diğer konu da IŞİD saldırısına hazırlıksız yaşanan peşmergenin artık tecrübe sahibi olduğu ve tedbiri elden bırakmadığı oluyor.

 

Bölgenin genelinde, hâkim tepelere konuşlanan Peşmerge Güçleri, sivil geçişlere kapalı olduğu halde yol boyunca kontrol noktaları kurmuş. Deyim yerindeyse kuş uçurtmuyorlar.

 

Öğleden sonra vedalaşıp ayrılmak üzereyken bir birkaç kilometre öteye bir havan mermisi düşüyor. Peşmergeler çok soğukkanlı davranıyor, hatta gülüşüyorlar.

 

Dönüşte bir kontrol noktasında durduğumuzda az önce bir havan mermisi düştüğünü anlatıyoruz. Peşmerge, “O hiçbir şeydir. Dişimizin kovuğunu doldurmuyor. Her öğünün olmazsa olmazıdır” deyip gülüyor.