Hıdır Çiçek: Mahkemenin ‘Dersim’ ismini reddetmesi kabul edilemez

Dersim (Rudaw) – Dersim Kültür ve Tarih Vakfı Girişimi kurucularından Hıdır Çiçek, Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin, “Dersim isminin resmi olarak kabul edilmediği” gerekçesiyle vakıf senedinin tescili amacıyla yaptığı başvuruyu reddetmesinin kendileri açısından kabul edilemeyeceğini söyledi. Çiçek, bu işin peşini bırakmayacaklarını söyledi.

Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Dersim isminin resmi olarak kabul edilmediği” gerekçesiyle Dersim Kültür ve Tarih Vakfı Girişim Grubunun, vakıf senedinin tescili amacıyla yaptığı başvuruyu reddetti. Mahkeme ayrıca Alevi kültürünün araştırılıp arşivlenmesi ise "bölücülük" olarak değerlendirildi.

Rûdaw TV’de yayınlanan ve Hêvîdar Zana’nın sunduğu 15.00 bültenine katılan Dersim Kültür ve Tarih Vakfı Girişimi kurucularından Hıdır Çiçek, “Dersim’de 1937-38’de yaşanan büyük katliamda, 15 hanelik bir mezrada tek yeğeni ile kurtulan bir adamın çocuğuyum ben. Yani 70-80 nüfustan bahsediyoruz. O katliamdan bir tek babam ve bir yeğeni sağ kurtulmuştur. Tabi bir de adı romanlara konu olan ve katliamda ölülerin altında kalarak sağ kurtulan Serçe’nin kardeşiyim aynı zamanda. Bu vakıfta yer almamın temel nedeni buydu” dedi.

Vakfın Dersim Katliamı’na ilişkin belgeleri de toplamak ve arşivlemek amacıyla kurulduğunu belirten Çiçek, şunları belirtti:

“Dersim’le ilgili hiçbir tarihi belge ve veri yoktu. Biz bir çalışma sonucu 400’e yakın tanıkla mülakat yaptık. Bu mülakatlar Avrupa standartlarındaydı. Aynı zamanda Dersim’e ilgili, kültürel klam, ağıt ve dini ritüellerin tümünü kapsayan, bilimsel bir değerlendirmeye tabi tutarak arşivleyip gelecek kuşaklara taşırmaktı amacımız. Başvuru dilekçemizde de böyle bahsettik. Ama mahkeme, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden görüş istemiş. Vakıflar Genel Müdürlüğü kararı mahkemeye bırakmasına rağmen mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 101/4’üncü maddesine atıfta bulunarak karar vermiş. Bu madde, vakıfların ahlaka, hukuka ve milli birliğe aykırı olmamı koşulunu getiriyor. Biz bu karar karşısında şaşırdık. Ayrıca Dersim adının da resmi olarak kullanılmadığı gerekçesi belirtilmiş.

Dersim ismi resmen kullanılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan bir özel liseye verilen isimdir. Bundan önceki valinin kurduğu Dersimspor Kulübü var. Dersim bir hazinedir, kültürdür, yaşam tarzıdır, dünyaya bakış açısıdır, yaşam felsefesidir. Bu ayrı bir konu. Biz dünkü açıklamamızda da belirttik. Biz bu ismi vermedik, bu ad binlerce yıldır kullanılan coğrafik bir isimdir. Dersim ismi varlığını bu tarihsel gerçekliğinden, sosyolojik  geçmişinden ve değerlerinden alıyor. Binlerce yıldır bu coğrafyada kadim yerlileri tarafından kullanılmıştır.”

Sonuna kadar konunun takipçisi olacaklarını vurgulayan Çiçek, “Cumhurbaşkanımız vakti zamanında Dersim katliamı için insanlık dışıdır demiştir. 2011’de gerekirse özür dileyeceğini söylemiştir. Biz bunun peşini tabiki bırakmayacağız. Bu işe koyulurken böyle bir şey aklımıza gelmedi. Kaldı ki idari bir sorunla karşılaşırsak mahkemeler var diyorduk. Oysa şimdi mani olan, engel olan mahkemenin kendisidir. Yani mahkemeleri idarenin olası bir keyfi yaklaşımına karşı güvence olarak görüyorduk. Biz olayı bir üst mahkemeye, gerekirse Anayasa Mahkemesi’ne ve olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşıyacağız” dedi.

Topladıkları belgelerin hala kamuoyuna deklere edilmediğini belirten Hıdır Çiçek, “İnançlarımız, gelen ve göreneklemizle ilgili, kültürümüzle ilgili tüm bilgi ve belgeleri geleceğe aktarmaktı amacımız. Demin de dedim, sadece Dersim Katliamı değil ki o katliam unutulmaması gereken bir olaydır. Ben de bunun bir mağduruyum. Düşünün biz bu acılarla büyüdük. Ölülerin arasından kurtulan kayıp kızlardan olan ablamın varlığından 1960’lardan sonra haberdar olduk. Tüm bunların açığa çıkarılması için devletler tarafından açığa çıkarılıyor ve büyük meblağlar harcanıyor. Yanı başımızda 15 yıl önce Srebrenitsa’da bir katliamdan bahsediliyor. Türkiye bundan çok bahsediyor. Biz orada yapılan katliama haklı olarak sessiz kalmıyoruz. Peki ama neden kendi insanlarımızın yaşadığı bunca acıyı nasıl hasıraltı etmek için çalışırız. Bize karşı yapılan da şimdi budur” ifadelerini kullandı.

“Dersim’i ileri kuşaklara aktarmak bizim temel amacımız”

Dersim'de 5 kurucu üye tarafından kuruluşu gerçekleştirilen "Dersim Kültür ve Tarih Vakfı" mahkeme kararına tepki gösterdi.

Konuya ilişkin girişim binasında yapılan açıklamaya Dersim Baro Başkanı Avukat Kenan Çetin ile vakfa 20 yıldır Dersim konusunda yaptığı kayıtlarını bağışlayan Musa Canpolat da katıldı.

Dersim Katliamında yaşananların ve Alevi kültürünün arşivlenmesinin "Bölücülük" olarak görülmesine tepki gösteren kuruculardan Metin Kılıç, "Biz Dersim Kültür ve Tarihi Vakfı olarak tescil talebi için başvurduk. Mahkeme de vakıflar Genel Müdürlüğünden görüş istedi. Alınan görüşte Dersim isminin resmi olarak kabul görmediği, Alevi kültürünün arşivlenmesi ve saklanması da bölücülük olarak değerlendirilip isim hakkı reddedildi" dedi.

Açıklamaya katılarak destek veren Dersim Baro Başkanı Avukat Kenan Çetin, Dersim isminin reddedilmesini bölge insanına haksızlık olduğunu ve bu duruma müdahil olacaklarını belirtti.

“Dersim bir coğrafyanın ismidir”

20 yıl boyunca bölgedeki arşivleri toplayarak vakıf girişimine bağışlayan Musa Canpolat ise; "Dersim bir coğrafyanın ismidir. Bundan dolayı sıkıntı yaratacak bir isim veya durum yoktur. Neden yasaklıyorlar anlamıyorum. Biz bu bölgenin arşivlerini toplamışız. Bu arşivleri devretmek istedik ve bir vakıf kurduk. Ve bir takım arşivleri vakfa teslim ettim" ifadelerini kullandı.

"Dersim sözcük degil sözlüktür; yasaklanamaz"

Öte yandan Dersim Barosu yönetim kurulu da yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, baro yönetim kurulu kararı ile davaya müdahillik talebinde bulunulacağı belirtildi.

"Bir yük vagonunda açtım gözlerimi / Bizi bir kamyona doldurdular / Tüfekli iki erin nezaretinde, sonra iki erle yük vagonuna doldurdular / Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar / Tarih öncesi köpekler havlıyordu / Aklımda çıkmaz o yolculuk o havlamalar, polisler." Cemal Süreya'nın bu dizelerine de yer verilen açıklamada "Dersim sır mekânıdır. Dersim sihirli bir coğrafyadır, her yeri ayrı bir güzellik, florası ve faunası ile yüzlerce romana, hikâyeye, şiirlere konu olmuştur. Munzur nehri, vadisi, Düzgün Bava Dağı Efsanesi, Munzur Baba efsanesi, Harçik, Kutuderesi, jiar û diyarları, Herde Dewres-i, Mekanı Hızır-i ile sözcük değil yirmi dört ayar, 7/24 sözlüktür Dersim" denildi.

“Yararımızı gözeterek müdahil olacağız”

Dersim Kültür ve Tarih Vakfının açmış olduğu davaya müdahil olacaklarının "Hukuki, vicdani, tarihi olarak yararımızı gözeterek yönetim kurulu kararı ve ilgili kanun maddeleri ile müdahil olacağız" denilen açıklamada "Vâkfın kuruluş ismi ve diğer hususları 4721 TMK'nın 101 vd maddeleri ve de 101/4 md uyarınca reddi sebebinin tersine; Dersim felsefesi eşitlik, cevheri mertlik, hazinesi bilgi, meyvesi sevgi olan bir felsefenin, coğrafyanın, geleneğin, ahlakın ve tarihi sözlüğün adıdır. Dersim ismi yasaklanamaz. Dersim ismi; Dersim Spor, Dersim Anadolu Lisesi, DEDEF vd. kurumlarda olduğu gibi bu vakıf senedinde de tescillenmelidir. Dersim ismi bir haktır. Bu hakkın kazanımı ve yaşamsallığı kadimliktir. Dersim ismi geri verilmelidir" ifadelerine yer verildi.