Talabani Kılıçdaroğlu’na şans tanımadı
Erbil (Rûdaw) – Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani, Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda Recep Tayyip Erdoğan’ın daha şanslı olduğunu belirterek, “Seçimlerden önceki anketlerin çoğu Erdoğan’ı önde göstermiyordu. Ama sonuçlara bakıyorsunuz Erdoğan önde. Sanırım ikinci turda Erdoğan’ın oy oranı daha da artacak” dedi.
Rûdaw TV’nin yeni programı, Bestoon Khalid’in moderatörlüğünü yaptığı Bestoon Talk'un ilk konuğu Kürdistan Bölgesi Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani oldu.
Talabani, Kürdistan Bölgesi’ndeki iç durum, Erbil-Bağdat ilişkileri ve Kürdistan Bölgesi’ni ilgilendiren bölgesel konular hakkında Kürdistan Üniversitesi’nden gençlerin sorularını yanıtladı.
Kürdistan petrolü
Bir gencin Kürdistan petrol ve gaz yasasına ilişkin sorusuna yanıt veren Talabani, Irak Federal Mahkemesi’nin 15 Şubat 2022 tarihli kararının ardından köklü bir değişim yaşandığına dikkati çekti.
Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin Mart 2023’teki kararı ve daha sonra Erbil ile Bağdat arasında imzalanan anlaşmaya göre Irak Petrol Pazarlama Şirketi’nin (SOMO) Kürdistan petrolünün satışından sorumlu olduğunu belirten Talabani, “Bu anlaşma Irak ve Kürdistan Bölgesi arasındaki petrol meselesini tamamen çözmemize yardımcı olabilir” dedi.
Talabani, petrol ihracatına yeniden başlanması meselesinin şu an Irak ile Türkiye arasında bir meseleye dönüştüğünü ve Irak’ın ihracatın yeniden başlaması konusunda Ankara’dan yanıt beklediğini hatırlattı.
Bestoon Khalid’in “Ankara’nın henüz yanıt vermemesinin nedeni yaşanan deprem ve Türkiye’deki seçimler mi yoksa başka nedenleri de var mı?” şeklindeki sorusuna yanıt veren Talabani, “Biz Kürdistan Bölgesi olarak anlaşmanın ardından üzerimize düşenleri yaptık. Bildiğiniz gibi bölgemizde durumlar karmaşık. Türkiye’de seçimler oluyor, deprem de yaşandı. Bu dosya şu an itibariyle bizden çıkmıştır, Bağdat ile Ankara arasında çözülmeyi bekliyor. Bize kalırsa biz ihracatın yarından itibaren başlamasından yanayız” dedi.
MERI Forumu’nda “Kürdistan petrolünü kimin sattığının bir önemi yok” şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Talabani, “SOMO Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne kazanç sağlayacak daha yüksek bir fiyata pazarlayabilecekse buyursun satsın. Bunun iktisadi açıdan bir mantığı yok. İki dolara satabileceğiniz bir şeyi neden bir dolara satasınız ki” yorumunu yaptı.
Talabani, Türkiye tarafının da SOMO’nun fiyatlar konusundaki şartlarını kabul edeceğini söyledi.
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimi
28 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak ikinci tur seçimi ve bunun Kürdistan Bölgesi’ne yansımasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Kubad Talabani, şu ifadeleri kullandı:
“Hepimiz son birkaç gündür Türkiye’de yapılacak seçimlere kilitlendik. Seçimi kimin kazanacağı henüz net değil. Biz de sonuçlarını merakla takip ediyoruz. İlk turda adaylardan hiçbiri gerekli çoğunluğu alamadı. Bu yüzden ikinci tura gidildi. Seçimlerden sonra kurulacak yeni hükümetin dış politikasında Kürdistan Bölgesi’ne yönelik bir değişim olacak mı, sanırım bunu şimdiden değerlendirmek için çok erken. Bu konuda birçok farklı yorum var, tabii bazıları da yanlıştır. Bazıları ‘Erdoğan giderse artık Türkiye, Irak ve Suriye’de Kürt sorunu çözülür’ görüşünü savunuyor. Şahsen meselenin bu kadar ak veya kara olmadığını düşünüyorum. Her iki ittifak içerisinde de (Cumhur ve Millet) Kürt meselesi, Kürt davası ve hatta Kürt ulusuna karşı derin hassasiyetleri olan çevreler var. Bizim olayların önüne geçmememiz gerekiyor. Sonuçlar üzerinde bir etkimiz de olmaz, dolayısıyla nesnel yaklaşmalı ve ortaya çıkacak duruma ayak uydurmaya çalışmalıyız. Umarım Türkiye ile Irak, Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasında çok iyi ilişkiler kurulur ve yaşanacak değişimler Kürdistan Bölgesi’ndeki ekonomik duruma olumsuz yansımaz.”
Talabani, göstergelerin Erdoğan’ın kazanacağından yana olduğunu belirterek, “(14 Mayıs’taki) Seçimlerden önceki anketlere baktığınızda çoğu Erdoğan’ı önde göstermiyordu. Ama sonuçlara bakıyorsunuz Erdoğan önde. Sanırım ikinci turda Erdoğan’ın oy oranı daha da artacak. Fakat yine de biz bilemeyiz. Sonuçta bu politikadır, yarın yeni bir gelişme olur ve tüm bu değerlendirmelerimi boşa çıkarabilir” dedi.
Mazlum Kobani’nin ziyareti ve Süleymaniye Havalimanı'nın bombalanması
Bir gencin Türkiye ve İran tarafından Kürdistan Bölgesi topraklarında insansız hava araçları ile düzenlenen saldırılara ilişkin sorusunu yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Talabani, Kürdistan Bölgesi’nin Irak, İran ve Türkiye’ye karşı bu konuda çözümsüz olduğunu söyledi.
Talabani, şunları kaydetti:
“Hava sahamız bizim kontrolümüzde değil. Bir şekilde topraklarımızın kontrolü elimizde. Bir ülkenin İHA, F16, Apachi'sinin sınırlarımızın içerisinde bir köyümüzü bombalamasını, ya da Rojhılatlı, Kuzeyli Kürtlerin askeri noktalarını hedef almasını engelleyebilecek bir yetkimiz var mı kınamaktan başka? Doğrusu ben artık kınamaktan bıktım. Biz defa, iki defa kınıyorsun. Bu bir bölümüyle Irak’ın egemenliği ile alakalı bir durum. Biz Irak’ın bir parçasıyız ve bunun bir faydası olmalı. Bize zarar verecekse o zaman Irak’ın egemenliği nerede kaldı? Süleymaniye Havalimanı bombalandı kimse bir şey söylemedi. Konuşanlar da keşke bir şey söylememiş olsaydı. Bağdat’a gittim, bin bir bahane uydurdular. Bundan çıkardığım sonuç şu; Kürtler hariç herkes Irak’ın egemenliğini ihlal etme hakkına sahiptir. İran keyfine göre ihlal ediyor kimse çıt çıkarmıyor. Türkiye ihlal ediyor kimse bahsetmiyor. Bazen saygıdeğer müttefiklerimiz de ihlal ediyor yine kimse bir şey söylemiyor. Fakat bir defa Kürtler azıcık Irak’ın egemenliğini sorgulamayı düşünürse yok bu bölücülüktür diyorlar. Bunu anlayabilmiş değildir.”
Talabani’nin bu sözleri salondan alkış aldı.
Bestoon Khalid’in “Bombardımandan sonra Ankara’ya gittiniz, ziyaretinizden nasıl bir sonuç çıktı?” sorusuna, Talabani, “O da başka bir güne kalsın” yanıtını verdi.
Talabani, “Hiç olmasa Süleymaniye’deki vatandaşların bir gece drone saldırısı olmadan rahatça uyuyabileceğine dönük bir garanti var mı” şeklindeki soru üzerine, “Biz çoğu zaman başkalarının emellerinin kurbanı oluyoruz. Bir müttefikimiz bir misafirini Süleymaniye’ye davet ediyor bedelini biz ödüyoruz” dedi.
“General Mazlum Kobani (Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı) ABD’lilerin daveti üzerine mi Süleymaniye’ye geldi?” sorusuna Talabani, “Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin daveti üzerine gelmemişti. Biz IŞİD’e karşı mücadele kapsamında Rojava Kürtleri ile müttefikiz ve bunu kimseden gizlemiyoruz. Tüm dünyaya da söyledik. Uluslararası koalisyon da Türkiye’nin kendisi de bunu biliyor. Bundan ne utanıyoruz, ne gizliyoruz, aksine gurur duyuyoruz. IŞİD’e karşı mücadele kapsamında” sözleri ile yanıt verdi.
Talabani, “Kürdistan Parlamentosu’nun tüm imkanlarımızla Rojava’daki kardeşlerimize yardım etme yönünde bir kararı var” dedi.
KDP ile KYB arasındaki ilişkiler
Kubad Talabani, Kürdistan Bölgesi Bakanlar Kurulu toplantılarına yeniden katılma kararı aldıktan sonra Başbakan Mesrur Barzani ile görüştüklerini ve taraflar arasındaki sorunların bir çoğuna çözüm bulmayı başardıklarını söyledi.
Talabani, "Kürdistan Bölgesi'nin gelecekte karşılaşabileceği tehditlere karşı Başbakan ve Bakanlar Kurulu ile mutabakata vardık" dedi.
Başbakan Yardımcısı Talabani, taraflar arasındaki anlaşmanın yanı sıra Irak ile yapılan petrol ve bütçe anlaşmasıyla Kürdistan Bölgesi'ndeki mali sıkıntıların ortadan kalkacağına inandığını belirtti.
Bestoon Khalid, Talabani'ye Celal Talabani’den (Mam Celal) sonra KYB'nin dünya görüşünün Süleymaniye ile sınırlı kalıp kalmadığını sordu.
Talabani, “KYB gibi bir partide Mam Celal’in yokluğu bir deprem yarattı. Elbette bunun KYB'yi, Irak'ı ve Kürdistan toplumunu da etkilediğini söyleyebilirim” diye konuştu.
Başkan Neçirvan Barzani’nin tarafların uzlaşması için her zaman olumlu bir rol oynadığını belirten Talabani, “Gerginliğin bir parçası olduğunu hatırlamıyorum. Bu yüzden KYB’li bakanlar tarafından Bakanlar Kurulu’na dönülmesi yönündeki talebinin uygun görüldüğünü düşünüyorum” dedi.