Dersim Araştırmaları Merkezi: Tarikatların Dersim çıkarması ciddiye alınmalı ve sıradan bir gelişme olarak görülmemelidir
Haber Merkezi – Dersim’de yaptıkları araştırmaler neticesinde tarikat ve cemaat örgütlenmelerinin “tahmin edilenden öte” olduğuna dikkat çeken Dersim Araştırmalar Merkezi, “Dertleri Dersim Kızılbaş inancını bütünüyle tasfiye etmektir” açıklamasında bulundu.
Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) Dersim’de tarikatların örgütlenmesine dair saha çalışması yaptı.
Sözkonusu çalışmaya ilişkin açıklama yapan DAM, tahminlerinin ötesinde bir tarikat örgütlenmesiyle karşılaştıklarını duyurdu.
Açıklamada, “Tarikatlar Fethullah’ın bıraktığı yerden örgütlenmelerine devam ediyorlar. Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) olarak bir süredir kentimizde devam eden tarikatların örgütlenmesini izliyor ve gözlüyoruz. Yaptığımız saha çalışması neticesinde tahminlerimizin ötesinde bir örgütlenme boyutuyla karşılaştık” denildi.
Kentte örgütlenme çalışması yürüten cemaatlerin isimlerine de yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Munzur Eğitim ve Kültüre Hizmet Derneği (Süleymancıların), Ehlibeyt Sevenler Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği(Menzil tarikatı), Ensar Vakfı Tunceli Şubesi, Birlik Vakfı Tunceli şubesi, İlim Yayma Cemiyeti Tunceli Şubesi, Tügva Tunceli Temsilciliği ve Milli Beka Hareketi Derneği gibi (sosyal medya üzerinden faaliyet sürdürüyor) çok sayıda dini cemaat farklı isim altında faaliyet sürdürüyor. Ayrıca, Atatürk Mahallesi’nde bu tarikatlara paralel ticari işletmeler açılıyor ve bunlar günbegün çoğalmaktadırlar.
Dersim’de dernek ve vakıf adı altında kurumlaşan bu tarikatlar, Fethullah Gülen’in başvurduğu taktikler üzerinden örgütlenmeye çalışıyorlar. Fethullah: özel okul, dershane ve yardımlar üzerinden faaliyet yürütmüştü. Şimdi aynı taktikleri sözü edilen bu tarikatlar yapmaktadır.
Tarikatlar için Dersim neden bu kadar önemli?
Ne demişti Fethullah Gülen: ‘Onlar (Dersimlileri kastederek) Müslümanlıktan uzak sapık bir inanç sahibidirler. Dersim Kızılbaşları tarih boyu devletimize sorun çıkarmıştır. Onun için de onları mutlak dönüştürüp İslam’la buluşturmalıyız.’
Şimdi gelen tarikatlarda bu maksatla ve bakış açısıyla geliyorlar. Bırakalım Dersim Alevi inancına saygı duymalarını, yıllardır nasıl ıslah ederiz mantığı üzerinden türlü çalışmalar yürüttükleri herkesçe bilinmektedir.
En yoğun yuvalandıkları kurum ise Munzur Üniversitesi’dir. Araştırmamız sonucunda gördük ki tarikatların çalışmaları esasen üniversite bünyesinde görevli akademisyenler eliyle yürütülmektedir. Dolayısıyla tarikatlar Dersim’e kendiliğinden gelmiyor. Devlet bürokrasisi işin içinde ve bir nevi onların eliyle örgütleniyorlar. Yani bir fiil devlet mekanizması yol vermekte ve bu asimilasyon çalışması aleni olarak desteklenmektedir. Munzur Üniversitesi’nde birkaç Alevi ve Dersimli öğretim üyesinin bulundurulması bu gerçeği değiştirmiyor, aksine perdeliyor.
Tespitlerimize göre bu tarikatların birincil hedefleri gençlik ve kamuda çalışan memurlardır. Yardımcı olmak maksadıyla bilgilerine ulaştıkları gençleri tarikat öğretisi ve dini eğitimler üzerinden kazanmayı hedefliyorlar. Bu maksatla yerel ayakları ticari ilişki ve yoksulluk üzerinden oluşturmak, öncelikli görevler arasında. Bölge insanına görünürdeki dostane yaklaşımları amaçladıkları hedefe ulaşmak içindir. Dersim’de bir süredir taciz, tecavüz olaylarına adı karışan bazı güvenlik görevlileri bu tarikatlar zihniyetinden bağımsız ele alınmamalıdır.”
Halka ve gençlere çağrıda bulunan DAM, “tarikatların Dersim’e çıkarma yapmalarının ciddiye alınması” gerektiğine dikkat çekti.
Açıklamda şunlar keydedildi:
“Direnci kırılan bir toplum her şeyi ile teslim alınır. Asimilasyon bir toplumun tüm değerlerini kapsar ve onu bütünüyle içine alır. Fethullah Gülen 1996 yılında Dersim Belediyesi’ne 400 koyunu Kurban Bayramında kesip yoksullara dağıtmak amacıyla göndermişti. O günlerde bu olay hayır’a yorumlanmıştı. Sonradan görüldü ki, Fethullah Gülen bu hayır üzerinden Dersim’e ilk adımı atmıştı. Fethullah’ın amacını o yıllarda İstanbul’da çıkan Dersim dergisi deşifre etmiş ve bir karşı duruşu örgütlemişti. Sonrasında Dersim halkı protesto ile karşılık verdi ve FETÖ örgütlenemedi.
Şimdi yeniden ve daha kapsamlı bir tehlike ile karşı karşıyayız. Tarikatların bu topraklara geliş nedeni bellidir. Dertleri Dersim Kızılbaş inancını bütünüyle tasfiye etmektir. Onun için cemevleri denetim altına alınıyor ve cemevlerinde hocalar görevlendiriliyor. Dolayısıyla tarikatların Dersim çıkarması ciddiye alınmalı ve sıradan bir gelişme olarak görülmemelidir. Tez elden kurumlarımız halkı uyarmalı ve tarikatlara karşı bilgilendirme çalışmaları yapmalıdırlar. Dersim Alevi Kızılbaş inancının yeni bir tarife ihtiyacı yoktur. Dahası iktidar ve tarikatlar eliyle tarif edilecek bir Alevilik de bizim Aleviliğimiz değildir ve olmamalıdır.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın