Diyarbakır (Rûdaw) - PDK-Bakur Sözcüsü Hişyar Özalp, anadilde eğitim konusunda Kürdistan Bölgesi örneğinin Ortadoğu’da en açık örneklerden biri olduğunu söyledi. Özalp ayrıca, seçmeli Kürtçe derslerin yetmediğini, anadilde eğitimin zorunlu, Kürtçenin de resmi dil olması gerektiğini belirtti.
Rûdaw’a konuşan Hişyar Özalp, “Vatandaşlarına demokrasi ve hukuk çerçevesinde yaklaşan devletler, Avrupa ülkeleri özellikle, Kanada gibi ülkelerde anadilde eğitim hakkı var. Ortadaoğu’da ise en açık örneği Kürdistan Bölgesi’dir. Kürdistan Bölgesi’nde beş resmi dil var. Kürtçe, Arapça, Türkmence, Süryanice ve Ermenice resmi diller ve bu dillerde eğitim görülüyor. Kürtçe ve Arapçanın dışında Türkmence, Süryanice ve Ermenice eğitim var ve her bir bileşenin çocuklarına kendi anadilinde eğitim verme hakkı bulunuyor. İnsani ve hukuki olan da budur” diye belirtti.
Türkiye’deki durumun ise bunun tam tersi olduğunu vurgulayan Özalp, Kürt dili üzerinde 100 yıldır süregelen bir asimilasyon olduğunu ifade etti.
Özalp, “Bildiğiniz gibi 1930’lu yıllarda Kürtçe yasaktı ve ‘Vatandaş Türkçe konuş çok konuş’ diye bir de teşvik kampanyaları vardı. Kürtçe konuşanlar cezalandırılıyordu. 80’li yıllarda hatırlıyoruz, okullarda arkadaşlarımızla bile Kürtçe konuşamıyorduk. Bu şekilde Kürtçe bir çok Kürdistan kentinde kaybolmaya yüz tuttu” dedi.
Türkiye Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaokullarda seçmeli dersler arasında bulunan Kürtçe derslere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Hişyar Özalp, “Mesele iki saatlik seçmeli dil dersleri ile çözülemez. Alay eder gibidir bu. Biz Kürdistan Bölgesi örneğinden bahsettik. Fakat buna rağmen en küçük bir imkanı da değerlendirmeliyiz. Çocuklarımız Kürtçe öğrenebilirler, Kürtçe alfabeyi öğrenebilir. Anne ve babalar da bu sayede çocuklarına haksızlık etmemeli, hem aile içerisinde onlara Kürtçe öğretmeli, hem de seçmeli Kürtçe dersleri tercih etmeli” ifadelerini kullandı.
Partisinin konu hakkındaki görüşlerini de dile getiren PDK-Bakur Sözcüsü Özalp, “Biz PDK-Bakur olarak Kuzey Kürdistan’ın sömürge olduğunu ve kolonize edildiğini söylüyoruz. Bu nedenle bağımsız olması gerektiğini ve Kürtlerin kendi kaderini tayin etme hakkını kullanması gerektiğini söylüyoruz. Fakat dil meselesi tüm dünyada nasıl çözülüyorsa burada da öyle çözülebilir. Kürtçe ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim dili olmalı, resmi dil olmalı ve ayrıca da günlük konuşma dili olmalı. Çünkü bu bizim hakkımız. Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde bu hak var ama üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor. Bu nedenle biz Kürtlerin bu konuda devlete baskı yapması gerekiyor. Çünkü devletin kendiliğinden bu hakkı Kürtlere vereceğine inanmıyoruz” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın