Uluslararası Şifa Gerdi Ödülü Arwa Damon'a verildi

Erbil (Rûdaw) - Rûdaw’ın tanınan yüzü ünlü gazeteci Şehit Şifa Gerdi anısına başkent Erbil’de İkinci Uluslararası Şifa Gerdi Ödül Töreni düzenlendi. Törende bu ödül CNN International'in deneyimli muhabiri Arwa Damon'a verildi.

25 Şubat 2017’de, Musul’da görev başındayken, mayın patlaması sonucu şehit düşen Şifa Gerdi anısına mesleğinde başarılı olmuş gazetecilere verilen Uluslararası Şifa Gerdi Ödülü için başkent Erbil'de bir tören düzenlendi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Özel Temsilcisi ve Irak Yardım Misyonu (UNAMI) Başkanı Jeanine’nin yanı sıra yerli yabancı çok sayıda şahsiyet ve gazeteci de hazır bulundu. 

Törende, IŞİD savaşında hayatını kaybedenler adına bir dakikalık saygı duruşunun ardından Rûdaw Medya Grubu Genel Müdürü Ako Muhammed bir konuşma yaptı.

“IŞİD tarafından kaçırılan Rûdaw muhabirinin akibeti bilinmiyor”

Rûdaw Medya Grubu ve Uluslararası Şifa Gerdi Ödül Komitesi adına, İkinci Uluslararası Şifa Gerdi Ödül törenine katılan konuklara teşekkür eden Ako Muhammed şunları söyledi:

“IŞİD savaşı gazeteciler için de çok zorlu ve kanlı bir savaştı. Uluslararası örgütler tarafından açıklanan verilere göre, savaş boyunca Irak ve Suriye’de 91 gazeteci hayatını kaybetti. Fakat bölgedeki kuruluşlar bu sayının 100’den fazla olduğuna dikkat çekiyor. Malesef hâla IŞİD savaşında kaybolan 5 gazetecinin akibeti bilinmiyor. Bunlardan biri de 15 Aralık 2014’te Kamışlo-Halep yolu üzerinde IŞİD tarafından alıkonulan Rûdaw muhabiri Ferhad Hemo’dur. 

Şifa Gerdi, 25 Şubat 2017’de Musul’da IŞİD katliamlarını incelemek üzere görevi başında şehit düştükten sonra, Rûdaw Medya Grubu Yönetim Kurulu olarak, uluslararası alanda çalışan gazetecilerin de desteği ile, Şifa Gerdi’nin çalışmalarına bağlılık ve IŞİD’in işlediği suçları açığa çıkarmak için emek verdikleri sırada hayatını kaybeden tüm gazetecilere saygı amacıyla, Uluslararası Şifa Gerdi Ödülü vermeyi kararlaştırdık. Bu ödül her yıl, büyük zorluklara rağmen, başarılı bir şekilde bizleri yerinde ve zamanında bilgilendiren bir gazeteciye takdim ediliyor.

Uluslararası Şifa Gerdi Ödülü Jürisi tarafından bu yıl ödüle layık görülen gazeteci, bizlere gerçek bilgiler aktarmak için savaş ve çatışma bölgelerinde en zorlu koşullarda çalışmıştır. Kendisi, dünyanın büyük medya organlarından birinde doğruları aktarmak adına detaylı çalışmayı başardığı ve yine sessiz bir şekilde mağdurların yardımına koştuğu için bu ödüle layık görülmüştür. Kendisini tebrik ediyoruz.”

“Cesur ve gerçekçi gazeteciler de her zaman halkın sevgilisi olmuştur”

Her ne kadar son 16 yıla oranla geçen yıl “en az sayıda gazetecinin hayatını kaybettiği yıl” olarak kayıtlara geçse de ortaya çıkan kaybın yine büyük olduğunu belirten Muhammed, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü geçen yıl da malesef 49 gazeteci öldürüldü, 390 gazeteci çalışmaları nedeniyle tutuklandı, 250 gazeteci de hala dünyanın değişik ülkelerinde hapislerde tutuluyor. Ve ne yazık ki bu geniş dünyanın sadece yüzde 8’lik bir bölümünde gazeteciler huzur içinde, çalışmaları engellenmiyor. Bu durum, dünyada genelinde özgürlükler üzerinde büyük bir tehditler olduğunu gösteriyor.

Basın özgürlüğünün neticesi her zaman yolsuzluğun, zorbalığın ve adaletsizliğin en alt düzeye düşürülmesi olmuştur. Basın özgürlüğünün ürünü de her zaman iyi bir yönetim olmuştur. Bu nedenle gazetecilik çok yüce bir meslek olduğu gibi, cesur ve gerçekçi gazeteciler de her zaman halkın sevgilisi olmuşlardır. Fakat maselef hala basın çalışmaları engellere maruz kalıyor. 

Teknolojinin gelişmesi, basın çalışmalarının genişlemesine ve etkinliğinin artmasına büyük katkı sağlamıştır. Aynı zamanda özgürlüklerin sınırlarını da genişletmiştir. Uluslararası toplum tarihte ilk defa 1991 yılında Kürtleri korumak adına bir karar aldı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun böyle bir karar almasını sağlayan nedenlerden biri de, uluslararası basın kuruluşları tarafından Kürdistan halkının yaşadığı göçü kapsamlıca dünyaya duyurmaktı. Bu aynı zamanda bölge halkı açısından çektiği acıların dünya basınına yansımasının etkilerini görmek için bir başlangıç oldu.”  

“Şifa Gerdi’nin izinde yürümek için çabalıyoruz”

Ako Muhammed, Bu töreni organize edenler olarak, IŞİD savaşının tüm kurbanlarını ve şehidlerini kendi yakınlarımız gibi görüyoruz. Burada, tüm şehit peşmergelere ve IŞİD’i yenilgiye uğratmak için fedakarlık gösteren tüm güçlere duyduğumuz saygıyı yineliyoruz” dedi.

Muhammed, “Kürdistan halkı IŞİD’e karşı savaşta büyük bedeller ödedi ama IŞİD tehlikesinin bölgede ve dünyada yayılmasını önleme noktasında da başat rol oynadı. IŞİD Kürdistan halkına karşı sınırsız bir vahşet uyguladı. Kürdistan’daki katliamlar, binlerce Ezidi Kürt’ün kaçırılması, örgütün Kürdistan halkına karşı planlı düşmanlığını açıkça göstermektedir. Fakat Peşmerge’nin ve Kürdistan Bölgesi Başkanı, Peşmerge Güçleri Genel Komutanı Mesud Barzani’nin öncülüğü ve yine uluslararası koalisyonun desteği ile Kürdistan Bölgesi ve Kobani’de IŞİD’in yenilgiye uğratıldı. IŞİD’in Şengal ve Kobani’de yenilgiye uğratılması, örgütün Musul’da, Irak ve Suriye’deki diğer bölgelerde de yenilgisinin başlangıcı oldu. Aynı zamanda Rojava ve Suriye’de de Demokratik Suriye Güçleri uluslararası koalisyonun desteğiyle IŞİD’in yenilgiye uğratılmasında temel rol üstlendi. Irak güçleri de öyle” ifadelerini kullandı. 

IŞİD tarafından işlenen suçların açığa çıkarılması ve örgütün bitirilmesi için kahramanlık örneği sergileyen güçlerin yansıtılması konusunda gazeteciler de cesur rol oynadığını belirten Rûdaw Medya Grubu Genel Müdür, “Rûdaw Medya Grubu olarak bizler tüm gücümüzle daima Şifa Gerdi’nin izinde yürümek için çabalıyor, çalışmamızın kutsallığına olan inancımızı güçlü tutuyoruz.Burada hazır bulunmanız, gerçeklerin ve doğruların duyulup görülmesi için hayatını feda eden tüm cesur gazetecilerin anısına saygının bir göstergesidir” dedi.

Ako Muhammed’in konuşmasının ardından ünlük Kürt sanatçı Dılşad Said, müzik sunumu yaptı.

Ardından Şifa Gerdi’nin hayatını ve şehadetini anlatan sinevizyon gösterildi.

Beynon: Şifa Gerdi gibi parlayan bir yıldızı görünce evet dedim

Daha sonra söz hakkı alan Uluslararası Şifa Gerdi Ödülü Jüri üyesi Rob Beynon da, “Belki de çoğunuz Şifa’nın şok edici ve trajedi ölüm hikâyesini biliyorsunuzdur” diyerek Şifa Gerdi’yi anlattı.

Beynon, “Diğer günlerde olduğu gibi izleyicilerine yeni haberler hazırlamak için kollarını sıvamıştı. İzleyiciler her akşam yeni haber ve olaylar için ona itimat ederlerdi o da haberleri tarafsız ve insani duygularıyla izleyicilere aktaramaya gayret gösterirdi. Bu çok önemli. D A E medya olarak hem 2013 yılında yayın hayatına başlamadan hem de yayından sonra Rûdaw ekibine eğitim verme şerefine nail olduk” dedi.

Deneyimli gazeteci şöyle devam etti:

“Biz Şifa Gerdi ve Rûdaw’da işinin başında olan birçok çalışanı, hata bazıları şu an aramızda bulunuyor eğitim programına aldık. Ben eğitim kelimesini kullanmayı tercih ediyorum, ancak bu sadece bir kelime. Ancak yaptığımız işin büyük bölümü şundan ibaret; biz genç gazetecilerin neleri yapabileceklerini görmek için önünü açıyoruz. Şifa Gerdi gibi parlayan bir yıldızı görünce evet biz sunduğumuz eğitimde amacımıza ulaştık. Biz, kendisine televizyon yayıncılık alanında bir takım eğitimler verdik ve bu alanda kendisinin neler yapabileceği konusunda kendisine yardımcı olduk. Şifa detaylara çok önem verirdi. Devamlılığa, cesarete ve yöneticil, saydıklarımın da hiçbiri biliyorsunuz ki kolay şeyler değil.

Ancak bütün saydıklarımın yanında üzerine bir de insani tarafını ve duygularını da eklerseniz işte o zaman Şifa Gerdi’ye sahip oluyorsunuz. Şifa, insancıl duygularıyla izleyiciyle adeta bir bütün oluyordu. Bu insancıl tutumundan dolayı izleyiciler de ona güveniyordu. Diğer muhabir ve çalışanlar olarak Şifa iyi ve donanımlı bir çalışma arkadaşı sevimli bir kardeş ve kızdı.”

“Rûdaw için önemli olmasının asıl nedeni de işte tam da buydu”

Kürdistan ve bölgeyi saran savaşın en sıcak dönemde dünyanın bu savaşı izlediğini belriten Benon sözlerine şunları ekledi:

“Şifa IŞİD’e karşı savaşın şiddetini, korkutan yanını ve politikasını gün yüzüne çıkarmayı başardı.  O savaş mevzilerinde haberleri aktarıyordu, bütün engeller ve tehlikelere rağmen. Şifa haber merkezi ve stüdyoda aynı şeyi yaparak arkadaşlarına tavsiye veriyordu. Savaşın yaşandığı en sıcak dakikalarında bile o işinin temel kavramını unutmuyor ve gazetecilik mesleğinin halkı halka anlatmak olduğunu biliyordu. Savaşın içindeki insanlar korku ve zorluklar içinde hayata tutunmaya çalışıyordu, evinde olanlar ise bilgi almak istiyordu.

Şifa’nın bütün genç muhabirler ve Rûdaw için önemli olmasının asıl nedeni de işte tam da buydu. O insanlık açısından olaylara bakıyordu, ne umut, ne korku, ne ışık ne de gölge. Bu insani duyguların tam ortasında Şifa, evcil bir tavşanı bulmuş ve kurtarmıştı. Bu komik  bir şey gibi görülebilir ancak Şifa öyle bir şey bulmuştu ki belki de bütün aileler tarafından sevilir. Cehenneme sürüklenmiş evcil bir canlı bulmuştu. Tavşanın sahipleri nerde? Kimse bilmiyor, belki de savaşta öldüler, belki de şu an göçmenler. Ancak Şifa tavşanı evine ve huzurlu bir yere götürmüştü. Bu hikâyeyi duyanlar akıllarının bir köşesinde yerini etmiştir.

Bir keresinde ünlü bir sunucu bana şunları söyledi; İnsanlar eğer ışıktan dolayı seni hatırlıyorsa gölgeden dolayı sana inanacaklar. Son olarak bu ödülün temel oluşundan bahsetmek istiyorum. Şifa bütün gazeteciler için bir örnekti, özellikle de dünyanın farklı yerlerinde bir çok zorlukları sırtlayarak cesurca yayın yapan genç kadınlar. Bu gün ödüle layık görünen Arwa Damon bu ödülü tamamen hak ediyor, tıpkı geçen sene Jenan Moussa’nın hak edip ödüle kayık görüldüğü gibi.

Şunu da vurgulamak istiyorum, çalıştığımız süre zarfında Rûdaw hiçbir zaman kadın erkek ayrımı yapmamıştır. Kadınlar her koşulda erkeklerin yaptığı işleri yapabilirler. Açıkçası kendi tecrübelerimin perspektifinden değerlendirecek olursam, kadınlar erkeklerden daha başarılı işlere imza atıyorlar. Dünyanın bu bölgesinde bunu anlamak da kolay değil ve bunu anlamak da ödülün en büyük bölümünü oluşturuyor. Dolaysıyla bu ödül Şifa Gerdi’nin şimdi ve gelecekte üzerinde çalıştığı büyük bir modele karşı bir saygı ve anmadır.

BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi: Kararlılık ve devamlılığa ihtiyacımız var

Daha sonra söz alan BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi ve BM Irak Yardım Misyonu (UNAMI) Başkanı Jeanine Hennis-Plasschaert da sözlerine klasik Kürt edebiyatının şairlerinden Mehvi’nin, “Hakka hak, haksızlığa haksızlık dedim doğduğum günden bu yana” dizeleriyle bailadı.

“Bu önemli etkinlikte sizlere savaş cephelerindeki yayıncılığa dikkat çekmek ve bu minvalde konuşmaktan şeref duyuyorum” diyen  Jeanine Hennis-Plasschaert sözlerini çöyle sürdürdü:

“Açıkçası, çatışmalar sırasında ön cephelerde habercilik mesleğini icara edebilmek, orada yaşanan acıları göstermek ve savaşın durdurulması için taraflara baskı kurmak çok önemli. Daha iyi bir geleceğin altyapısını oluşturmak için önemli. Dünya anlatılan doğrulara bel bağlayacaktır.

Ancak gerçeklerin ulaşması için kendi ayakları üzerinde duran insanlara ihtiyacımız var, cesur ve gözü kara gazetecilere ihtiyacımız var. Kararlılık ve devamlılığa ihtiyacımız var. Gerçekleri dile getirmek başlı başına büyük bir meydan okumadır. Bunu yaparken de herkesin beğenmesini bekleyemezsiniz.” 

“Geçtiğimiz son 10 yılda dünya genelinde binden fazla gazeteci öldürüldü” diyen Hennis-Plasschaert, “2020’nin henüz ilk iki ayında ise şu ana kadar 7 gazetecinin öldürüldüğü kayıtlara geçti. Devam eden bu olaylar kabul edilebilir gibi değil, ancak yine de olaylar yaşanıyor. Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü’nde BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres, yaptığı açıklamada, “Gazeteciler hedef alındığında bedelini tüm toplum ödüyor. Yaptıkları çalışmalar ve bu yolda hayatını bağışlayanlar bize şunu hatırlatıyor; gerçek asla ve asla ölmez. Bizim düşünce özgülüğüne olan bağlılığımızın ölmediği gibi ” dedi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü araştırmalarına göre 2019’da gazetecilerin yoğun baskı ve korku altında çalışmalarını sürdürdüğine dikkat çeken Plasschaert, sözlerine şunları ekledi:

“Bu ortam bütün gazetecileri etkisi altına alıyor. Özellikle de kadın gazeteciler ki onlar da erkek meslektaşları gibi çalışmaları sırasında insan hakları ihlali ile karşı karşıya kalıyor. Fakat kadın oldukları için daha çok iş ortamında cinsiyet temelli ihlallere maruz kalıyor, cinsel taciz, karalama ve iş ortamında ayrımcılığa uğruyorlar. Çalışma ortamında erkeklerin sayısı daha fazla olduğu için kendilerine karşı uygulanan ihlallere ses çıkaramıyorlar. İntikam korkusundan adım atamıyorlar, çünkü şu ana kadar dokunulmazlık kültürünün olmayışı hala devam ediyor.

Biz bu durumda daha çok gerçekleri aktarmak için hayatını tehlikeye atan cesur kişilere bel bağlıyoruz. Şifa Gerdi gibi kişiler buna örnektir.

“Şifa Gerdi, öncü olduğu kadar çok da önemliydi”

BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi, “Şifa Gerdi, öncü olduğu kadar çok da önemliydi. O, çok sayıda gazeteci gibi haber merkezinden çıkarak Musul’un özgürleştirilmesi için doğru haberler peşinden koştu. Ancak maalesef, IŞİD terörünün kirli yüzünü ortaya çıkarmaya çalışırken toplu mezarların bulunduğu bölgede yaşanan patlama sonucu hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.  

“Bu ödül sayesinde, savaşın ortasında insani yönlere dikkat çekmek için parlayan bir yıldız görünen Şifa Gerdi’nin yüce duruşu aramızda olmaya devam edecektir” diyen Plasschaert, Bu yıl Şifa Gerdi ödülüne layık görülen gazeteci de doğruları aktarmak için zorlu ve tehlikeli yollardan geçerek iç sesini dinlemiştir. Arwa Damon birçok kez olay yerine ulaşan ilk kişi olmuştur. Fakat hepsinden de önemlisi hazırladığı raporlarda her zaman savaşın siviller üzerindeki etkilerini çok yalın bir şekilde bize hatırlatmıştır” dedi.

Plasschaert, “Arwa 2003’ten bu yana Irak ve bölgedeki savaşlarda yaşanan öyküleri aktarmıştır. Dünyanın bu öyküleri dinlemeye ihtiyacı vardı. En son, örneğin İdlib’te yaşanan savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalan aileleri ziyaret etti. O sözcükleri pratiğe dönüştürüyor. O savaş mağduru çocukların hayatını kurtarmak ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak adına Uluslararası Acil Yardım Ağı’nı kurdu” diye konuştu.

“Dünya Arwa gibi bir gazeteciye bel bağlıyor” diyen Plasschaert, “O ve onun gibi meslektaşlarının doğruları aktarmaktan yorulmamalarını ve vazgeçmemelerini ümit ediyorum. Sevgi ve dürüstlük içeren cesur raporları da her zaman bahsedilmeyen insani gerçekleri içeriyor. Arwa Damon büyük bir saygıyı hak ediyor” ifadelerini kullandı.

Daha sonra ödüle layık görülen CNN’nin deneyimli muhabiri Arwa Damon, ödülünü  BM Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi ve BM Irak Yardım Misyonu (UNAMI) Başkanı Jeanine Hennis-Plasschaert ve Uluslararası Şifa Gerdi Ödülü Jürisi Rob Beynon’dan aldı.

İkinci Uluslararası Şifa Gerdi ödülü CNN International'in deneyimli muhabiri Arwa Damon'a verildi.

Rûdaw’ın tanınmış sunucularından gazeteci Şehit Şifa Gerdi anısına düzenlenen Uluslararası Şifa Gerdi Ödül Töreni’nin bu yılki kazananı kadın gazeteci Arwa Damon oldu.

Törende konuşma yapan Damon, “Ben de Şifa’da gazetecilerin şehit olmadığı bir dünyada yaşamak isterdik. Böylece bu ödülü vermenize de gerek olmazdı” dedi.

Dünyada değişim yapana dek haberciliğe devam edeceğini belirterek, “Eminim ki Şifa Gerdi’de benim gibi düşünüyor, olayları en önce izleyip ilk kaynak olmak istiyordu. Şehit olan bütün gazetecilerin adına bu ödülü alıyor ve bu kürsüden durmayacağımızı ve tarihin zalim iktidarların eliyle yazılmayacağını aksine gerçeklerin gün yüzüne çıkması için çalışanlar tarafından yazılacağını belirtmek istiyorum. Anlatacağız ki bizden sonra gelen nesiller gerçekleri öğrensinler” diye konuştu.

Arwa Doman Kimdir?

Arwa Damon 19 Eylül 1977 yılında Amerika Birleşik Devletleri Boston eyaletinde doğdu. Suriye'nin eski Başbakanı Kürt asıllı Muhsin Barazi'nin torunu olan Doman 6 yaşında ailesiyle Fas taşındı. Ardından İstanbul’a taşınan aile bir süre Türkiye’de kaldı. Doman’ın babası İstanbul’daki Robert Koleji’nde göreve başladı.

Babasının 1988 ila 1998 yılları arasında ortaokulunun müdürlüğünü yaptığı Robert Kolej’den 1994 yılında mezun oldu. Arapça, Türkçe, İngilizce ve Fransızcayı akıcı konuşmasını yetiştiği ülkelere ve annesinin Suriyeli Kürt olmasına borçlu olduğu söyleniyor.

CNN’nin Ortadoğu muhabirlik görevini yürütüyor. Irak’ın işgalinden beri CNN’nin Bağdat bürosunda önemli haberler imza attı. ABD ordusunun yürüttüğü operasyonların yanı sıra Saddam Hüseyni’nin idamı ve ardından yaşanan gelişmeleri haber yaptı.

Savaş mağduru çocukların hayatını kurtarmak ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için Uluslararası Acil Yardım Ağı’nı kurdu.