Musa Anter’in ölümünün üzerinden 28 yıl geçti
Haber Merkezi - Kürt gazeteci-yazar Musa Anter’in (Apê Musa) 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da Jitem tarafından katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti.
Kürt gazeteci-yazar Musa Anter'in katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti.
1920 yılında Mardin'in Nusaybin ilçesinde doğan Musa Anter'in Diyarbakır'da katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Uzun yıllar gazetecilik ve yazarlık yapan Anter, İleri Yurt, Dicle-Fırat, Barış Dünyası, Deng, Yön, Azadiye Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewşen ve Tewlo’da çalıştı.
Yayımladığı Kürtçe şiiri “Qimil” sebebiyle 1959 yılında "49'lar Davası" olarak bilinen davada idamla yargılanan Anter, 12 Eylül darbesinden sonra ise Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı.
Diyarbakır'da katledildi
Anter, 20 Eylül 1992'de Kültür-Sanat Festivali için bulunduğu Diyarbakır'da Jitem tarafından katledildi. Anter'e yapılan suikast daha sonra eski JİTEM üyesi Abdülkadir Aygan tarafından itiraf edildi.
AİHM Türkiye’yi mahkum etti
Anter Ailesi, aradan geçen sekiz yılda Türkiye'de yürütülen soruşturmada sonuç alamadığı için 2000'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Mahkeme ön kabulden sonra 2005'te tarafları uzlaştırmak istedi ve aileye 15 bin euro önerdi. Ama aile maddi tazminat yerine ihlal kararı çıkmasını istedi ve öneriyi reddetti. Sonuçta AİHM 19 Aralık 2006'da Musa Anter'in yaşam hakkının ihlal edildiği ve cinayet hakkında yeterli soruşturma yürütülmediği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesi'nin iki kere ihlal edildiğine ve Anter Ailesi'nin mahkemeye etkin başvuru hakkının elinden aldığı gerekçesiyle AİHS'in 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Türkiye 28 bin 500 Euro ödemeye mahkum oldu.
Dava JİTEM davasıyla birleştirildi
Cinayet uzun süre "faili meçhul" kaldıktan sonra olayla ilgili 29 Haziran 2012'de tetikçi zanlısı Hamit Yıldırım Şırnak'ta yakalandı. Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtulmuş ve soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. Musa Anter Davası 23 Aralık 2014 tarihinde JİTEM Ana Davası ile birleştirilmiş ve 16 Ocak 2015 tarihinde ‘güvenlik’ gerekçesiyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmişti. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararına itiraz etmiş ancak, itirazı değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 29 Ocak 2016 tarihli kararıyla iki davanın birleşmesi kesinleşmişti.
25 Nisan 2016 tarihli duruşmada Musa Anter cinayetine ilişkin olarak ilgili bölgenin Terörle Mücadele Şubesi Ekip Amiri Hüseyin Özbilgin tanık olarak dinlenmiş, Musa Anter cinayeti olayında yaralanan AK Parti Milletvekili Orhan Miroğlu da hem bilgi ve görgülerini anlatmış hem de Hamit Yıldırım’ı teşhis etmişti.
Musa Anter kimdir?
1920 yılında Mardin'e bağlı Nusaybin ilçesinin Zivingê (Eskimağara) köyünde dünyaya gelen Musa Anter, ilkokulu Mardin'de, ortaokul ve liseyi Adana'da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Annesi Fesla Hanım, ilk kadın muhtarlardan biridir.
1944'te Abdurrahim Rahmi Zapsu'nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu'nun halası olan Sankt Georg Avusturya Lisesi mezunu Ayşe Hanım ile evliliğinden 1945'te büyük oğlu Anter, 1948'de kızı Rahşan ve 1950'de küçük oğlu Dicle dünyaya geldi. İlk gözaltıya alınması öğrencilik yıllarında Dersim Ayaklanması sırasında oldu.
Anter, Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'a sövdüğü için 45 gün gözaltında kaldı.
Canip Yıldırım ve Yusuf Azizoğlu ile birlikte İleri Yurt gazetesini çıkaran Anter, yayımladığı Kürtçe şiiri “Qimil/Kımıl” sebebiyle 1959 yılında 49'lar davasında idamla yargılandı. 27 Mayıs Darbesi'nde aftan yararlanarak serbest kalan Anter, cezaevinden çıktıktan sonra Deng, Barış Dünyası ve Yön dergilerinde yazdı.
1963'te 23'ler davası ile tekrar cezaevine girdi. Mamak, Sultan Ahmet, Balmumcu, Seyrantepe ve Nusaybin cezaevlerinde yattı. 12 Eylül Darbesi'nde Kürtçülük propagandası yapmaktan tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yattı.
Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü'nün kurucularındandı.
Bir çeşit otobiyografi olan iki ciltlik Hatıralarım adlı eseri için kendisi aşağıdaki yorumu yapmıştır:
“Anter, 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak öldürüldü. Musa Anter'in yanında bulunan gazeteci ve yazar Orhan Miroğlu olaylar sırasında yaralanmıştır. Eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan; Anter'in, kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürüldüğünü söylemiştir.[4] Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın isteği üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nda, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı yer almıştır.”
Hatıralarım kitabı Soranice’ye çevrildi
Güney Kürdistanlı yazar Mihemed Izzedîn, Anter’in Hatıralarım kitabını ölüm yıl dönümü anısına Soranice’ye çevirdi. 406 sayfadan oluşan kitap yakında okurlarla buluşacak.