KCK: Geri çekilme dışında bir seçenek kabul edilmemeli!
Haber Merkezi- KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türkiye ile ABD arasında Rojava’da çatışmalara 5 gün ara verilmesi kararına ilişkin, “Ateşkesin işgali meşrulaştırmayla değil işgal güçlerinin geri çekilmesiyle sonuçlanması gerekmektedir” açıklamasını yaptı.
Türkiye ve ABD yetkilileri Ankara’da yaptıkları müzakerelerde Rojava’da ateşkes ilan edilmesi konusunda anlaştı. Ateşkes 17 Ekim saat 22:00 itibariyle başladı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise anlaşmanın ateşkes değil, operasyonları 5 gün durdurulması anlamına geldiğini belirtti.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı anlaşmaya ilişkin, yaptığı yazılı açıklamada, ateşkesin Türkiye’nin geri çekilmesiyle sonuçlanması gerektiğini belirtti.
"Kürdüyle, Arabıyla ve Süryanisiyle tüm Kuzey-Doğu Suriye halkları El Nusra ve DAİŞ gibi insanlık dışı çetelere karşı verdikleri mücadele sonucu tüm Ortadoğu halklarına örnek olacak bir demokratik ve özgürlükçü sistem kurmuşlardır” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Kürtler üzerinde soykırım politikası uygulayan AKP-MHP faşizmi başından itibaren bu demokratik sisteme düşmanlık yapmıştır.
Her türlü ağır silahlarla yürütülen bu işgal saldırısı AKP-MHP faşizminin beklemediği bir düzeyde direnişle karşılaşmıştır. Dünya halkları ve demokratik kamuoyu bu işgale karşı ayağa kalkmış ve direnişçilerin yanında yer almıştır. Kürt halkı ve tüm siyasi güçleri Kürdistan'ın tüm parçalarında ulusal birlik ruhu ile bu işgale karşı ayağa kalkmışlardır.”
Avrupa Birliği içinde yer alan ülkelerin söz konusu saldırılara karşı çıkarak, Türk ordusu ve desteklediği grupların operasyonlara son vermesini yönündeki açıklamaları hatırlatılarak, “ABD’deki mevcut Trump yönetimi dışında tüm siyasi güçler ve etkili devlet organları ve kamuoyu bu işgale karşı çıkmış, Trump hükümeti üzerinde baskı kurmuşlardır” denildi.
Trump yönetiminin bu durumdan kurtulmak için sağlanacak bir ateşkesle savaşı durdurma çabası içine girdiği belirtilen açıklamada, şunlara yer verildi:
“Yüzlerce sivili katleden, yüzlercesini de yaralayıp sakat bırakan saldırı durdurulmadığı takdirde Trump da Erdoğan kadar bir teşhir ve tecridi yaşayacaktı. Bu ortamda hem ABD hem de Türkiye bir ateşkese ihtiyaç duymuştur. Böylelikle dünya halklarının ve demokratik kamuoyunun desteklediği direniş karşısında yaşadıkları zorlanmadan kurtulmayı amaçlamışlardır.
Bir işgal saldırısı ve işlenmiş ağır insanlık suçları olduğuna göre bu ateşkesin işgali meşrulaştırmayla değil işgal güçlerinin geri çekilmesiyle sonuçlanması gerekmektedir. Çünkü direnişçiler ve bu direnişi destekleyen dünya halkları ve demokratik kamuoyu bu işgal saldırılarının sonlanmasını ve işgalcilerin tümden geri çekilmesini amaçlamışlardır. Bu açıdan direnişçilerin ve demokratik kamuoyunun işgalcilerin geri çekilmesi dışında bir seçeneği kabul etmeleri mümkün değildir.
ABD ve Türk devlet heyetinin görüşmeleri sonrası anlaşılmaz bir biçimde DSG güçlerinin geri çekilmesinin istenmesi işgalin meşrulaştırılması anlamına gelir. Bu açıdan ABD’li heyetin açıkladığı anlaşmanın ateşkes dışındaki maddelerinin ne siyasi ne de ahlaki meşruluğu bulunmaktadır.”