HDP’li Beştaş: Kayyım atayanlar da onlara destek verenler de yargılanacak
Haber Merkezi - HDP’li belediyelere atanan kayyımların 2’nci yıldönümünde konuşan HDP Grup Başkanvekili Beştaş, “Kayyım atayanlar da hırsızlık yapanlar da onlara destek verenler de yargılanacak” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasının 2’nci yıldönümüne ilişkin HDP Van İl Örgütü önünde açıklama yapıldı.
Açıklamaya, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, milletvekilleri, Yerel Yönetimler Kurulu üyeleri, PM üyeleri ve yerlerine kayyım atanan belediye eş başkanları ile çok sayıda kişi katıldı.
“HDP’liyiz her yerdeyiz. Kayyımlara karşı mücadeledeyiz” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Hırsız kayyım işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
“Hırsız kayyım, kayyım gidecek halk gelecek” sloganları atılan basın açıklamasında HDP Van İl Eşbaşkanı Fikret Doğan, Van eski Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş birer konuşma yaptı.
Doğan: Kayyımları geldikleri yere göndereceğiz
Fikret Doğan, yaptığı konuşmada HDP’nin halkçı belediyeciliğinin AKP tarafından tehdit ve tehlike olarak görüldüğünü ve bunun üzerine HDP'li belediyelerin gasp edilerek kayyımların atandığını söyledi.
Doğan, “İkinci kayyım döneminde daha belediye eşbaşkanlarımız mazbatalarını almadan kayyım yazısını yazdılar” diyen Doğan şöyle devam etti: “Halkımız bunu kabul etmez dedik, şimdi de halkın söylediğini söylüyoruz. Halkımız şunu söylüyor: Kayyımlar atandığı andan itibaren bütün belediye binalarımız kalekol gibi çevrildi. O kapalı kapılar ardında o günden beri yapılan şey gasptır, yolsuzluktur, demokratik hakların ortadan kaldırılmasıdır. Önümüzdeki seçimde kayyımları geldikleri yere göndereceğiz” ifadelerini kullandı
Mustafa Avcı: Kayyım pratiği onlara asla kazandırmayacaktır
Mustafa Avcı da, “Bugün maalesef kara günümüzdür. Kayyım gasptır, talandır, darbedir, borç yüküdür halk için diyoruz. Bu tekçi iktidarın kayyım rejimi zihniyetini kınıyorum. Üzerinden iki yıl geçti. Ancak birinci kayyım pratiği nasıl kazandırmaydıysa ikinci kayyım pratiği de onlara asla kazandırmayacaktır” dedi.
“Bu 31 Mart’ta açığa çıktı ve İstanbul seçimlerinde net bir şekilde ifade edildi” diyen Avcı, “Mardin ve Diyarbakır’da bütün kirlilikleriyle deşifre olan kayyım pratiği Van’da da kirliliğe bulaştı ve bundan kurtulamıyorlar. Önümüzdeki süreçte Türkiye genelinde bütün kayyım pratiğini detaylarıyla ve belgeleriyle açıklayacak Genel Merkezimiz. Ben bugün sadece Van pratiği üzerinden dönem dönem açıkladığımız gibi bazı durumların altını çizmek istiyorum. Bizler 4 ay 9 gün iş başında kaldık. Bini aşkın aile ile yüz yüze görüştük. Binlerce mahalle ve köyde halk toplantıları yaptık, muhtarlar toplantısı yaptık. Kuruma iletilen talepleri not aldık” şeklinde konuştu.
Avcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hedefimiz, katılımcı bir anlayışla halkın ve toplumun ihtiyaçlarını tespit ederek planlamaktı. Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarımızı yapmıştık. 19 Ağustos sabahı kayyım atandı ve halkın iradesine darbe yapıldı. Hazırladığımız planlamalar rafa kalktı. 4 aylık süre içinde hırsızlık, yolsuzluk yapanların peşine düşmüştük. Bir kısmını suçüstü yapmış, görevden uzaklaştırmıştık. Darbe ile birlikte aynı hırsızlar aynı şekilde görevlendirildi ve hazırladığımız dosyalar sümen altı edildi. 1 katrilyon 100 trilyon borç devralmıştık. Borca rağmen başta tarımsal alan olmak üzere 5 yıllık süre içerisinde yapılmayan hizmetler yapıldı. Kaynağı nereden bulduk biliyor musunuz? Belediyenin öz gücünü kullandık. Hırsızlık musluklarını kısarak arttırdığımız para ile yaptık.”
Beştaş: Türkiye'nin dört bir yanı kayyım rejimine teslim ediliyor
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, “İçerideki bütün arkadaşlarımızla birlikte onlar da tutuklu değiller rehinler. Rehin alınmak demek, muhalefet ettiği için, halkın iradesine sahip çıktığı gerçekleri söylediği için hukuksuz bir şekilde dört duvar arasına kapatılmak demektir” dedi.
“Türkiye'nin dört bir yanı kayyım rejimine teslim ediliyor” diyen Beşdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz ilk olarak 2016'da belediyelerimize kayyım atanırken, bu konuda hep birlikte sesimizi çıkarmazsak Türkiye kayyım rejimine dönüşecek demiştik. Korkularımız gerçekleşiyor. 19 Ağustos’ta Mardin ve Diyarbakır ile birlikte Van Belediyemize kayyım atandı. Belediye eşbaşkanlarımız hakkında uyduruk, temelsiz soruşturma açıldı. Mardin Valisi Mustafa Yaman, Van Valisi Mehmet Emin Bilmez'e ne oldu? Bir süre sonra merkeze çekildiler, yani atadıkları kayyıma kayyım atadılar.
Mesela Nusaybin Belediye Eşbaşkanlarımız da burada. Rekor galiba onlarda, 4 defa kayyım değiştirildi. Kayyım yerine kayyım atıyorlar, kendi kayyımlarını bile beğenmiyorlar çünkü yolsuzluk ve hırsızlık almış başını gidiyor. Bu sadece yerelde yolsuzluk olduğu anlamına gelmiyor. Balık baştan kokar. Bakanların hırsızlık ve yolsuzlukları, bavullarla çaldığı dolarlar aklanmasaydı; bu iktidar devam etmeseydi, göz yumulmasaydı kayyımlar da hırsızlık yapmayacaktı. Sedat Peker her gün çarşaf çarşaf hırsızlıklarını deşifre ediyor. Hala tek bir savcı hırsızlık, gasp, cinayet suçlarını soruşturamıyor. Neden? Çünkü yargı tamamen iktidarın aparatı haline getirildi. Ama şunu biliyoruz ki iktidardan gittiğiniz gün savcılar bu suçları soruşturacak. Kayyım atayanlar da hırsızlık yapanlar da onlara destek verenler de yargılanacak ve biz bu mahkemelere müdahil olacağız.”
“O korumalarınızla belediyeye ancak bekçilik yapabilirsiniz”
Beşdaş, “Kayyımlar yerel yönetimlerin görevlerini yapmaması için iktidarın rant araçlarını tekrar tekrar üretmek için görevdeler. Kayyım rant dağıtma aracıdır. Bu bizim sözümüz değil, bu bizim elimizdeki binlerce bilgi ve belge ile ıspatlıdır. Kayyımlar kendilerini belediye başkan vekili olarak tanıtıyorlar, hiç utanmıyorlar, yüzleri kızarmıyor. Bütün belediyeleri karakola çevirmişler, yüzlerce koruma ile şehirlerde tur atıyorlar. Aynı zamanda hem vali hem kaymakam hem de kayyımlar. Sonra bu halkı temsil ediyoruz diyorlar. Gidin oradan ya! Siz bu halkı temsil etmiyorsunuz. O korumalarınızla ancak belediyeye bekçilik yapabilirsiniz. Başka hiçbir sıfatınız yoktur. Siz sadece o binaların öylesine adı üzerinde dört duvar içerisinde kendinizi belediye başkanı sanabilirsiniz. Ama belediye başkanı değilsiniz. Siz gasp edenler, hırsızlık yapanlarsınız. Halkın malına, mülküne, halkın boğazına gidecek lokmaya el koyanlarsınız. Bunu da böyle bilin” ifadelerini kullandı.
Yeni bir döneme girildiğini belirten HDP Grup Başkanvekili, “Taliban'a göz kırpmaya başladılar. Zaten zihniyetleri aynı. Dün IŞİD, bugün Taliban. Burada Taliban uygulamaları yapmanıza bu halk izin vermeyecek. "Kayyım ne demek?" diye halka soralım, ben kulağıma gelenleri söyleyeyim. Kayyım Kürde düşmanlıktır. Kürt halkının iradesini tanımamaktır. "Senin ne seçme ve seçilme hakkı var" demektir, "verdiğin oy geçersizdir" demektir. Kürtler bu ülkenin yurttaşı değil mi? Adana, Mersin, İstanbul’daki yurttaş gibi oy verdiğinde o seçtiklerini kabul etmek zorunda değil misiniz? Kürt düşmanlığı bu konuda zirve yapmış durumda. AKP ve MHP iktidarı bekasını Kürtlere düşmanlık üzerine kurmuştur. Bir de hiç yüzleri kızarmadan Diyarbakır’a gelip biz Çözüm Sürecinin arkasındayız diyorlar. Diyarbakır'da Kürtler kardeşimiz, Ankara’ya dönünce bozkurt oluyorsunuz. Kürtlere düşmanlık yapıyorsunuz ve Kürtler bunu çok iyi biliyor” dedi.
“Kayyım talan ve yıkımdır”
Beşdaş şunları kaydetti:
“Kayyım aynı zamanda talan ve yıkımdır. Kayyım atanan bütün belediye il sınırları çukurlara boğulmuştur. Hizmet adı altında yandaşlara rant sağlamak için her türlü hile ve yolsuzluk yapılıyor, rant dağıtılıyor. 31 Mart’tan önce Sayıştay raporları açıklandı. Bunu biz değil Sayıştay söylüyor. Kayyım belediyelerinde trilyonlarca lira zararın olduğu tespit edildi. Meclis'te yüzlerce kez ifade ettik, o kadar soru önergesi verdik, hiçbirini yanıtlamadılar. Kendi kurumları "kayyımlarımız yolsuzluk yapıyor" diyor ama yokmuş gibi davranıyorlar. Şu anda 48 belediyemize kayyım atanmış durumda, 38 belediye eşbaşkanımız tutuklandı. Şu anda hala 6 arkadaşımız tutuklu bulunuyor. 6 belediye eşbaşkanımıza da KHK gerekçesiyle mazbataları verilmedi, AKP’li ikinci sıradaki isimlere teslim edildi.
Kayyımlar sadece darbe dönemlerinde atanmıştır, askeri cunta döneminde atanmışlar. İşte bu iktidar bloku darbe iktidarıdır dediğimizde tam da bunu söylüyoruz. Şu anda darbeci iktidar görevi devam ediyor. Sadece belediye başkanlarımız değil meclis üyelerimiz de... 1136 belediye meclis üyesi görevini yapamıyor. Dünyanın gözünün içine baka baka yalan atıp buna inanıldığına nasıl inanıyorlar. Kendi belediye başkanları Kadir Topbaş ve Melih Gökçek’i görevden aldılar. AKP’li ve MHP’li belediye başkanları görevden alındı. Yerine belediye meclisleri seçim yaptı. Usül budur. HDP’li olunca, Kürt olunca kayyım atanıyor, meclis feshediliyor, başka partili olunca meclis üyeleri görevlerini yapıyorlar. Denetimsiz darbeci bir yönetim anlayışı tüm varlığıyla yürütülüyor.”
“Kayyım suçları büyüyor ve sizin halka vereceğiniz hesap artıyor”
Avrupa Yerel Yönetimler Komisyonu, Venedik Komisyonu ve birçok mekanizmanın kayyım atanmasının Avrupa hukukuna ve Avrupa ile imzalanan sözleşmelere uygun olmadığını söyleyerek bu sistemin sona erdirilmesini istediğini belirten Beşdaş, “Ben 2023’te kayyımların gideceğini tartışmak bile istemem. Böyle bir şüphemiz yok. Gasp, alenen baskı kullanılarak ele geçirmektir. Bizimle kaç defa yarıştıysanız kaybettiniz. Adil bir yarış da yapmıyorsunuz. Her türlü hileyi yapıyorsunuz. Sandıklarda halk kendi iradesine sahip çıkıyor. Seçimleri beklemeyin, derhal kayyımlar geri çekilmelidir. Bu halkın iradesi daha fazla gasp edilmemelidir. Kayyım suçları büyüyor ve sizin halka vereceğiniz hesap artıyor. Koltuklar sizin değil, o yetki sizin değil. Yetkisiz iş yapıyorsunuz. Halktan daha büyük bir güç ve irade yoktur. Sizler de bizler de ancak halkın hizmetkarı olabilirsiniz” dedi.
“Tüm ülke kayyım zihniyetine teslim edilmiştir” diyen Meral Danış Beşdaş, “Yağmur ve sellerle büyük felaket yaşıyoruz. İktidar bu meseleyi yönetemedi. Basiretsiz, hiçbir yönetme iradesi yok. Halk ölüyor, bir tane söndürme uçağı yok. Sonra öğrendik THK kayyımı da halkı böyle ölümle baş başa bırakmış, halk bunu yaşamıyla ödüyor. Belediyeler bu konuda önemli işler yapabilirdi. Hani Erdoğan diyor ya "sorumluluk belediyelerde olmalı", ama siz belediye mi bıraktınız? Kayyımlarla bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Her gün her yeri kayyımlara dağıtıyorsunuz” diye konuştu.