Diyarbakırlı aslan terbiyecisinin hikayesi belgesel oldu

Haber Merkezi – Diyarbakırlı iş insanı Ahmet Akbey’in 2019 yılında Kürdistan Bölgesi’nden bir arkadaşından gelen yavru aslanların eğitimiyle başlayan serüveni beyaz perdeye aktarıldı.

Yönetmenliğini Mehmet İsmail Çeçen, yapımcılığını Mirza Kayhan ve Rojda Kahraman’ın, yürütücü yapımcılığını Selman Süer’in yaptığı “Şêr” belgeselinin çekimleri 15 günde tamamlandı.

3 büyük aslan ve 3 yavru aslan ile yaşam hikâyesini ele alan belgesel yakın zamanda tüm ulusal ve uluslararası festivallerde gösterime girecek.

Ahmet Akbey’in tıpkı bir evladı gibi büyüttüğü, beraber televizyon izleyip beraber yüzdüğü aslanlarla hikayesi oldukça ilgi çekici.

Yıllar sonra bir hayvanat bahçesine ziyareti esnasında boynuna dolanan ip nedeniyle ölmek üzere olan aslanı gören Akbey, kafese girerek hiç tereddüt etmeden aslanı kurtardı.

Daha sonra Erbil’de bir arkadaşına hediye gelen 3 aslana rica üzerine eğitimini üstlenen Akbey'in aslanlarla ilişkisi görenleri şaşırttı.

Hayvanın eğitilmesi ve çeşitli oyunların öğretilmesi temellerine dayalı aslan terbiyeciliği anlayışını yıkmak ve sirklerde rant olarak kullanılmasına karşı gelebilmek için duygusal bağ ile terbiyecilik yaptığını vurgulayan Akbey, şöyle konuştu:

“Aslan her ne kadar doğası gereği vahşi bir hayvan olsa da, o da tıpkı diğer bütün canlılar gibi sevmek ve korunmak ihtiyacı duyuyor. Hayvanları eğitirken kullanılan iki çeşit metot karşımıza çıkıyor. Ben bunların sadece bir tanesine inanıyor ve elbette bunu kullanıyorum.

İlki hayvanı tatlılıkla alıştırmak, ikincisi ise zorlayarak ve de korkutarak yaptırmak oluyor. Ben ilk metot olan tatlılıkla alıştırmak ve sevgiyle eğitmek yöntemine başvuruyorum. Böylece ona herhangi bir zarar vermeden içgüdüsel zekasından ve reflekslerinden yararlanabiliyorum. Aslana güven ve sevgi aşıladığınızla aynı şekilde karşılığını alabiliyorsunuz.”

Aslana yaklaşırken cesaretli, tecrübeli ve bilgili olunduğunun hissettirilmesi gerektiğini belirten aslan terbiyecisi Akbey, böylece onların bütün insanlara yaklaşırken olan tavrının yumuşak olmasının sağlandığını ve mesleğinin püf noktası olduğunu kaydetti.

Akbey, “Bir hayvan ne kadar ehlileşmemiş olursa olsun hiçbir şey için zorlanmaması gerektiğini her zaman savunurum. Bunun hayvan haklarına aykırı olduğunu ve bütün hayvanların sevilmeye değer olduğunu, aynı zamanda son derece de eşsiz olduklarını düşünürüm. Bundan dolayı onların bakımını yaparken, yiyecek ve su verirken, hatta irademi kabul ettirirken dahi bunu severek yaptığımı bütün eğittiğim canlılara aktarırım. İnsanlar her zaman onları nasıl eğittiğimi merak eder. Aslında, bunun cevabı çok basit. Hayatta en değerli olan iki olguyu onlara veririm, bunlar zaman ve sevgidir” şeklinde konuştu.