Irak’ta yeni bir kriz baş gösteriyor

19-02-2020
Azad Weledbegi
Etiketler Irak Kürt Sünni Şii ABD Askerleri
A+ A-

2003 yılında Baas rejimini yıkmak için Irak’a gelen ABD güçlerinin sayısı 2011 yılına kadar 170 bin civarındaydı. Ama 2008 yılında ABD ile Irak arasındaki güvenlik anlaşmasından sonra ABD askerlerinin çoğu 2011 yılının sonuna kadar çekildi. 2014’ün Ağustos ayındaki IŞİD saldırılarından sonra IŞİD’le Mücadele Koalisyon Güçleri kapsamında Irak’ta şu anda 5 bin civarında ABD askeri bulunuyor.

Irak’taki Amerikan güçlerinin varlığına o dönem ilk başta iktidarlarını kaybeden Sunniler karşı çıktı. Sunniler çok sert bir şekilde Amerikan güçlerinin varlığına karşı çıkmıştı.

Şiiler de ülkenin yönetimini ele geçirip konumlarını güçlendirdikten sonra ABD askerlerinin varlığına karşı çıkmaya başladı. Çünkü yeni iktidarlarını sağlamlaştırmanın önünde ABD varlığını bir engel olarak görüyorlardı. Sünni ve Şiiler arasındaki derin ayrılık Bağdat Parlamentosu’nda yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasına ilişkin yasanın oylanması sırasında açık bir şekilde ortaya çıktı. Kürt ve Sünniler oylama oturumuna katılmadı. Bu da Şiiler ve İran hükümetinin alınmasına yol açtı.

Parlamentoda alınan kararın yasal olarak nasıl bir öneminin olduğunu anlatmak istemiyorum. Çünkü Irak Federal Mahkemesi, daha önce aldığı bir kararda Parlamentonun anayasada belirtildiği gibi böyle bir karar alma yetkisine sahip olmadığını belirtmişti.

Irak’ta farklı çelişki, rekabet ve krizlerle birlikte ABD askerlerinin ülkeden ayrılması meselesinin Kürt ve Sünniler ile Şiiler arasında yeni bir çelişki olduğunu anlatmak istiyorum.

Kürt ve Sünnilerin ABD askerlerinin çekilmesi konusunda tutumu şunu gösterdi: Kürt ve Sünniler ABD askerlerinin çekilmesini kendi gelecekleri ve Şii hegemonyasının yayılması için bir tehlike olarak görüyor. Aynı zamanda ABD güçlerinin kalmasını ise hakları ve bileşenler arasındaki güç dengesinin korunmasında bir garanti olarak görüyorlar.

Bu krizler Bağdat’ta tüm vatandaşlara güven verecek ulusal bir hükümetin kurulmadığını gösteriyor. Aksine belki mezhepsel bir iktidar var ve Şiiler de Irak’ta 80 yıl boyunca hükümranlık yapan Sünnilerle aynı hataya düştü.

Üç bileşenin ABD askerlerinin çekilmesi konusundaki stratejik çekişmesi ve Şiilerin bu konudaki ısrarı, çekişmeleri daha da derinleştirebilir.Bu da Irak’ta yeni krizlerin ortaya çıkmasını ve bu krizin siyasi müzakereler ve diyalog yoluyla çözülememesi ve bir uzlaşıya varılamaması durumunda dış güçlerin kışkırtmasıyla sorunu silah ve askeri yollarla çözme isteğini doğurabilir. Bu da ülkeyi belirsiz bir geleceğe doğru götürebilir.

Bu kargaşada Amerikalılar Irak’tan çekilme taraftarı olmadıklarını açıkladılar. Hatta Kürdistan Bölgesi’ndeki üslerini arttırdaklarını dair söylentiler var. Bu da aynı zamanda Erbil, Bağdat ve Tahran arasındaki çekişmelerin derinleşmesi sonucunu doğuracaktır. Bundan dolayı bu krizin devam etmesi halinde Tahran ve Bağdat’ın Erbil üzerindeki baskılarını arttırması ve aralarındaki stratejik çekişmelerin artması bekleniyor. Ancak aradaki güvensizliğe rağmen komşuluk ilişkilerinden dolayı aralarındaki taktiksel yardımlaşma devam edebilir.

Ayrıca Kürt, Sünni ve Şiiler arasındaki krizin derinleşmesi ile birlikte bileşenlerin hükümet kurumlarındaki varlıklarını devam ettirmeleri zorlaşabilir. Irak’ta kurumlardaki makamlar bileşenler arasında bölüştürülmüş.

Bunun yanı sıra bu krizin Muhammed Tewfik Allavi tarafından kurulması beklenen yeni Irak hükümetini de etkilemesi uzak bir ihtimal değil.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli