Diyarbakır’da Muhammed Mursi için gıyabi cenaze namazı kılındı
Haber Merkezi - Diyarbakır'da hayatını kaybeden Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Diyarbakır’da Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) çağrısı üzerine Ulu Cami'de toplanan halk, öğlen namazı sonrası gıyabi cenaze namazı kılıp, basın açıklaması düzenledi.
STK’lar adına açıklamayı okuyan Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan, şu ifadeleri kullandı.
“BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Mü’minlerden öyle kimseler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Onlar, verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. (Ahzap/23)
İslami mücadelenin tarihi serüveninde önemli bir yere sahip olan Mısır’da son yıllarda katil Sisi eli ile gerçekleştirilen cinayetler devam ediyor. Cunta rejiminin mahkemeleri vasıtasıyla yüzlerce mazlum ve mustazaf Mısırlı kardeşimiz şehid olmuştur. Yaptığı katliamlarla seleflerini geride bırakan diktatör Sisi rejiminin son kurbanı Mısır’ın seçilmiş ilk meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi olmuştur. Muhammed Mursi cunta mahkemesinde, çelik tel çekili cam kafeste görülen duruşma sırasında hayatını kaybederek şehitler kervanına katılmıştır.
Mazlumiyetin, direnişin, davanın, fedakârlığın sembolü haline gelen Mısır direnişinin son şehidi Muhammed Mursi, göstermiş olduğu izzetli duruş ile Hasan el Bennaların, Seyyid Kutupların emanet bıraktığı davanın sorumluluklarını hakkıyla yerine getirip şehidler kervanına katılmıştır.
Cunta rejiminin yaptığı darbeden sonra zindana atılan ve yıllarca zindanda her türlü işkenceye maruz kalmasına rağmen inandığı davasından zerre kadar taviz vermeyen Muhammed Mursi, daha yolun başındayken bu yolun zorluklarına katlanacağını gerekirse gözünü kırpmadan canını feda edeceğini açıkça belirtmişti. Son nefesine kadar verdiği sözü yerine getiren, Firavunların karşısında Musa’ca durup taviz vermeyen Muhammed Mursi’nin şehadetini tebrik ederiz.
Zindana atıldığı ilk günlerde zindandan ancak şehadetle çıkacağını bilen Muhammed Mursi, çağdaş Firavunlara karşı göstereceği direnişi şu sözlerle belirtmişti: “Gövdemi hapsetseniz de kalbimle taşlayacağım sizi, bundan sonra eve dönüşüm olmasa da gidecek bir cennetim var. Beni belki zaferlerle gömecekler, lakin sizi ahımın ordusu devirecek.”
Çağdaş firavunların her türlü zulmüne maruz kalmasına rağmen izzetli duruşundan zerre kadar taviz vermeyip İslam ümmetine izzetin ve direnişin örnekliğini gösteren Muhammed Mursi, kendisinden önce gelip İslam davasının Mısır topraklarında yayılması için mücadele eden İslam önderlerinin göstermiş olduğu direniş halkasını canını vererek devam ettirmiştir.
Siyonistlerin ve Batı'lı devletlerin kuklası haline gelmiş Sisi yönetiminin her türlü teklifini ellerinin tersi ile itip “İlla Şehadet, İlla şehadet” diyerek dünya Müslümanlarına mücadele ve direnişin örnekliğini göstermiştir. Şehid Muhammed Mursi, her ne şartta olursa olsun İslam’ın Mısır topraklarında hakim olması için ne gerekiyorsa onun yapılması adına her türlü çaba ve gayreti göstererek ön saflarda yer almıştı.
Mursi, hayatını İslam’a hizmet ile geçirmiş, İslami direnişin her safhasında yer almış ve en nihayetinde canını vererek İslami mücadelesini taçlandırmıştır.
Siyonistlerin kuklası haline gelmiş Sisi rejiminin selefleri yıllarca mazlum ve mustazaf Mısır halkına her türlü zulmü reva gördü. Müslümanların önderlerini baskı, tecrit ve zindanlarla korkutmaya çalıştı. Bunda da başarılı olmayınca onları şehid etti. Zulmü seleflerinden devralan alçak Sisi, seleflerini de geçerek son birkaç yılda yüzlerce mazlum Mısır halkını katletti. Gencecik fidanları darağaçlarında şehid etti.
Binlercesine zindanda her türlü işkence ile zulmetti. Her fırsatta İslami değerleri savunan Müslümanların varlığını Mısır topraklarından silmek için her türlü zulmü icra etmekten geri durmadı. Bu zulümlerin sonuncusunda Mısır’ın ilk meşru Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi de şehidler kervanına katıldı.
Sisi ve arkasındaki şer odaklarının her defasında unuttukları bir hakikat vardır. Dün nasıl ki Firavun ve ordusu Musa ve ordusuna galip gelemediyse bugün de Allah’ın izni ve inayeti ile Sisi ve ordusu Müslümanların ordusuna galip gelemeyecektir. Dün Firavun’u Kızıldeniz’e gömen kadir-i mutlak, yarın Müslümanların elleri ile Sisi ve ordusunu Nil’e gömecektir.
Dün idam sehpasına götürdükleri Seyyid Kutup’u nasıl sinelerde öldüremediyseler, bugün Muhammed Mursi’yi de sinelerimizde öldüremeyecekler. Firavun ve avaneleri bizleri şehid etmekle bitireceklerini zannediyorlarsa kesinlikle ve kesinlikle yanılıyorlar. Bizler ne zindana atılmakla ne de öldürülmekle biteriz. Kanımızın son damlasına kadar inandığımız Aziz İslam davası için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Allah’ın izni ile Muhammed Mursi’nin şehadeti Mısır topraklarında berekete vesile olacak ve katil Sisi’nin sonunu getirecektir.
Son olarak başta Muhammed Mursi olmak üzere Mısır direnişinde şehid olan Aziz İslam şehidlerinin şehadetlerini bir kez daha tebrik ediyoruz. Akan bu kanın katil Sisi ve destekçilerinin sonlarını getirmesini Rabbimizden niyaz ederiz.”
Diyarbakır’da Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) çağrısı üzerine Ulu Cami'de toplanan halk, öğlen namazı sonrası gıyabi cenaze namazı kılıp, basın açıklaması düzenledi.
STK’lar adına açıklamayı okuyan Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan, şu ifadeleri kullandı.
“BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Mü’minlerden öyle kimseler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Onlar, verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. (Ahzap/23)
İslami mücadelenin tarihi serüveninde önemli bir yere sahip olan Mısır’da son yıllarda katil Sisi eli ile gerçekleştirilen cinayetler devam ediyor. Cunta rejiminin mahkemeleri vasıtasıyla yüzlerce mazlum ve mustazaf Mısırlı kardeşimiz şehid olmuştur. Yaptığı katliamlarla seleflerini geride bırakan diktatör Sisi rejiminin son kurbanı Mısır’ın seçilmiş ilk meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi olmuştur. Muhammed Mursi cunta mahkemesinde, çelik tel çekili cam kafeste görülen duruşma sırasında hayatını kaybederek şehitler kervanına katılmıştır.
Mazlumiyetin, direnişin, davanın, fedakârlığın sembolü haline gelen Mısır direnişinin son şehidi Muhammed Mursi, göstermiş olduğu izzetli duruş ile Hasan el Bennaların, Seyyid Kutupların emanet bıraktığı davanın sorumluluklarını hakkıyla yerine getirip şehidler kervanına katılmıştır.
Cunta rejiminin yaptığı darbeden sonra zindana atılan ve yıllarca zindanda her türlü işkenceye maruz kalmasına rağmen inandığı davasından zerre kadar taviz vermeyen Muhammed Mursi, daha yolun başındayken bu yolun zorluklarına katlanacağını gerekirse gözünü kırpmadan canını feda edeceğini açıkça belirtmişti. Son nefesine kadar verdiği sözü yerine getiren, Firavunların karşısında Musa’ca durup taviz vermeyen Muhammed Mursi’nin şehadetini tebrik ederiz.
Zindana atıldığı ilk günlerde zindandan ancak şehadetle çıkacağını bilen Muhammed Mursi, çağdaş Firavunlara karşı göstereceği direnişi şu sözlerle belirtmişti: “Gövdemi hapsetseniz de kalbimle taşlayacağım sizi, bundan sonra eve dönüşüm olmasa da gidecek bir cennetim var. Beni belki zaferlerle gömecekler, lakin sizi ahımın ordusu devirecek.”
Çağdaş firavunların her türlü zulmüne maruz kalmasına rağmen izzetli duruşundan zerre kadar taviz vermeyip İslam ümmetine izzetin ve direnişin örnekliğini gösteren Muhammed Mursi, kendisinden önce gelip İslam davasının Mısır topraklarında yayılması için mücadele eden İslam önderlerinin göstermiş olduğu direniş halkasını canını vererek devam ettirmiştir.
Siyonistlerin ve Batı'lı devletlerin kuklası haline gelmiş Sisi yönetiminin her türlü teklifini ellerinin tersi ile itip “İlla Şehadet, İlla şehadet” diyerek dünya Müslümanlarına mücadele ve direnişin örnekliğini göstermiştir. Şehid Muhammed Mursi, her ne şartta olursa olsun İslam’ın Mısır topraklarında hakim olması için ne gerekiyorsa onun yapılması adına her türlü çaba ve gayreti göstererek ön saflarda yer almıştı.
Mursi, hayatını İslam’a hizmet ile geçirmiş, İslami direnişin her safhasında yer almış ve en nihayetinde canını vererek İslami mücadelesini taçlandırmıştır.
Siyonistlerin kuklası haline gelmiş Sisi rejiminin selefleri yıllarca mazlum ve mustazaf Mısır halkına her türlü zulmü reva gördü. Müslümanların önderlerini baskı, tecrit ve zindanlarla korkutmaya çalıştı. Bunda da başarılı olmayınca onları şehid etti. Zulmü seleflerinden devralan alçak Sisi, seleflerini de geçerek son birkaç yılda yüzlerce mazlum Mısır halkını katletti. Gencecik fidanları darağaçlarında şehid etti.
Binlercesine zindanda her türlü işkence ile zulmetti. Her fırsatta İslami değerleri savunan Müslümanların varlığını Mısır topraklarından silmek için her türlü zulmü icra etmekten geri durmadı. Bu zulümlerin sonuncusunda Mısır’ın ilk meşru Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi de şehidler kervanına katıldı.
Sisi ve arkasındaki şer odaklarının her defasında unuttukları bir hakikat vardır. Dün nasıl ki Firavun ve ordusu Musa ve ordusuna galip gelemediyse bugün de Allah’ın izni ve inayeti ile Sisi ve ordusu Müslümanların ordusuna galip gelemeyecektir. Dün Firavun’u Kızıldeniz’e gömen kadir-i mutlak, yarın Müslümanların elleri ile Sisi ve ordusunu Nil’e gömecektir.
Dün idam sehpasına götürdükleri Seyyid Kutup’u nasıl sinelerde öldüremediyseler, bugün Muhammed Mursi’yi de sinelerimizde öldüremeyecekler. Firavun ve avaneleri bizleri şehid etmekle bitireceklerini zannediyorlarsa kesinlikle ve kesinlikle yanılıyorlar. Bizler ne zindana atılmakla ne de öldürülmekle biteriz. Kanımızın son damlasına kadar inandığımız Aziz İslam davası için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Allah’ın izni ile Muhammed Mursi’nin şehadeti Mısır topraklarında berekete vesile olacak ve katil Sisi’nin sonunu getirecektir.
Son olarak başta Muhammed Mursi olmak üzere Mısır direnişinde şehid olan Aziz İslam şehidlerinin şehadetlerini bir kez daha tebrik ediyoruz. Akan bu kanın katil Sisi ve destekçilerinin sonlarını getirmesini Rabbimizden niyaz ederiz.”