Kerkük Valisi Rebwar Taha: Virane bir yönetim devraldık

Erbil (Rûdaw) – Kerkük Valisi Rebwar Taha seçildiğinde viran bir yönetimi devraldığını söyledi.

Kerkük Valisi Rebwar Taha, Bestoon Osman’ın sunduğu "Bestoon Talk" Porgramına konuk oldu ve dil, öğrenim, çevre, sokak köpekleri ve projeleri gibi pek çok konuda gençlerin sorularını yanıtladı.

Kerkük Valisi, önceki yönetimin kenti çok kötü yönettiğini belirterek, adeta viraneye dönmüş bir idareyi devraldığını söyledi. Rebwar Taha bu konuda şunları söyledi:

 “Kerkük’te kurum diye bir şey kalmamıştı”

Rebwar Taha bir önceki yönetime ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. Taha bu konuda şunları söyledi:

“Benim tek bir şeye inancım var, o da ilahi adalettir. Öyle bir virane yönetim devraldık ki neresinden bahsedeyim? İlk başta, Kürtler ve Araplardan kaynaklı bir sorun olduğunu sanıyorduk. Sonra, sorunun bundan çok daha büyük olduğunu gördük. Kurumlar arası savaş olmuş. Kerkük’te resmi kurum diye bir şey bırakılmamış. Müdürler başka bir alemde yaşıyor, amirle başka bir alemde. Valilik kurumu 25 parçaya bölünmüş. Kendi akrabalarını ve yakınlarını kurumlara doldurmuşlar. Şimdi, kurumlarda çalışanlar diyor ki, 'Cuma günleri de çalışalım.' Benim şu ana kadar ne yaptığımı sordunuz. Kerkük kentine ayrılan bütçe, Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığında, diğer Irak kentlerinde olduğu gibi hizmet edeceğiz. Buyurun, gelin bir gün benimle birlikte mesaide kalın, bakın kaç saat çalışıyorum. Halk bu emek ve çabayı görüyor. Ancak, Valinin elindeki araçlar yeterli değildir. Halk vicdanlıdır ve benim ne yapmaya çalıştığımı anlıyor. Ailemin çocuklarımın yüzünü göremiyorum. Tüm çabam bu kenti yaşanır bir hale getirmek ve güzelleştirmek.”

Bir öğrencinin, "Sokak hayvanları için ne gibi planlarınız var? Sokak köpeklerini öldürme kararı aldınız mı? Bunun sorunu çözeceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Rebwar Taha şu yanıtı verdi:

"Geçmişte Kerkük'te bazı olaylar olmuştu. Sokak köpeklerini öldürmelerini istemedik, onları tedavi etmelerini istedik. Çocuklar okula gidemiyor. Önceki yönetim bu konuya dikkat etmedi. Ama biz onları koruyacağız. Köpekleri korumak için özel alanlar sağladık."

“Kerküklülerin 4 dili bilmesini istiyorum”

Vali, Kerkük’teki üniversitelerde ve resmi kurumlarda Kürtçe dilinin kullanımına ilişkin gelen soruya da şu şekilde cevap verdi:

“Bir Kerküklü olarak herkesin dört dili de (Kürtçe, Arapça, Türkmence ve Süryanice), özellikle de üç ana dili konuşmasını isterim. Bu şehrin önceki yıllarda kentte bir Araplaştırma politikası yürütüldüğü doğru. Tüm deliller bunu kanıtlıyor ve ben Ta’rib politikalarını yıkıcı kalıntılarını silmek için mücadele veren Irak Parlamentosu’ndaki bir birey olduğum için memnunum. Ama bir Kerküklü olarak bu şehirdeki her çocuğun dört dili de bilmesini istiyorum.”

“Engel varsa bana gelin”

Ders kitaplarının Kürtçeye çevrilmesine ilişkin gelen sorulara ise Rebwar Taha, “Kitap çevirisiyle ilgili olarak üniversitelerde kitapların Kürtçeye çevrilmesi için özel bir komite var. Metinleri inceleyin, buna kimse engel olamaz. Engel olan varsa bana gelsin” şeklinde cevapladı.

Kürtçenin kullanımının anayasada güvence altına alındığını hatırlatan Kerkük Valisi, "Anayasa dilin kullanımını garanti altına alıyor. Bazen bir öğretmen, bir öğrencisine karşı aşırıya kaçmış veya hareket etmiş olabilir. Ama bu, tüm öğretmenleri genelleyeceğimiz anlamına gelmez" dedi. Kürtçe eğitim-öğrenimin önünde hiçbir engelin olmadığını dile getiren Kerkük Valisi, bu konuda herhangi bir sorun yaşanmadığını sözlerine ekledi.

Taha bu konuda şunları söyledi:

“Bazen öğretmenler farklı düşüncelere karşı farklı davranabiliyor ama öğrenciler cevap vermekte özgürler. Bugün Sergeran'da Kürt çiftçilerle bir toplantı düzenledim. Toplantıya aynı bölgede görev yapan ordu komutanı da katıldı. Toplantıda her iki dilde, hem Arapça hem de Kürtçe konuştum. Çiftçilere de ‘Bu komutan Arap ve Bağdat’tan geldi. Kürtçe bilmiyor. Onunla Arapça konuşmaya çalışın ki, sorunlarınızın ne olduğunu anlasın’ dedim. Dolayısıyla, kiminle nasıl konuşacağını bilmek önemlidir.”

“Seçildikten sonra resmi yazışma diline Türkmence ve Süryaniceyi de ekledim”

Taha, “Parlamentoda bazı parlamenterler Kürtçe konuşuyordu. 329 Parlamenterden 65’i Kürt’tü, geri kalanlar ise Arap, Türkmen ve diğer bileşenlerdi. Peki, kimse anlamıyor, ancak resmiyette bütün diller yazılıdır” ifadelerini kullandı.

Kerkük Valisi, seçildikten sonra resmi yazışma dillerine Türkmen ve Süryaniceyi de eklediğini, kentte resmi yazışmaların dört dilli olduğunu belirterek, "Bazı bölgelerin tabelalarında Kürtçe ile yazılmamıştı. Bu tabelalara Kürtçenin eklenmesini talep ettim. Herkes hangi dilde konuşacağı ve cevap vereceği konusunda özgürdür, önemli olan birbirini anlamaktır” şeklinde konuştu.

“Kürtlerin bulunduğu bölgelere okul inşa edilmedi”

Kerkük’te Kürt öğrencilerin en temel sorunlarından biri de eğitimlerde Kürtçeyi kullanamamaları. Bu konuda ise Vali Taha, "Hepiniz anadilinizde öğretmene cevap vermişsiniz. Öğretmen de buna bakarak notlarını veriyor. Ancak bu konuda eksiklikler vardı ve Kürtlerin anadillerinde eğitimden mahrum kalmalarına neden oluyordu. Adil Abdul Mehdi'nin başkanlığı döneminde 44 okul inşa projesi vardı. Ancak Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde sadece 2 okul inşa edildi. Geri kalan 42 okul diğer bölgelere yapıldı. Bu, Kürt çocuklarını yeni binalardan mahrum bırakarak, Kürt milletine ve Kürt diline yapılan bir haksızlıktı. Birçok okulumuzda üç öğün eğitim vardiyası var. Okul sayısının arttırılmasıyla okullarda eğitimi bir vardiyaya düşüreceğiz” dedi.

Bunun üzerine bir öğrenci, "Son birkaç yılda sadece okul sayısı değil, aynı zamanda istihdam edilen öğretmen sayısında Arapça eğitimine ağırlık verilmişken, şovenizmle nasıl yüzleşebiliriz?" sorusuna Kerkük Valisi şu yanıtı verdi:

"Hayır, öyle değil. Bazen müdahale oluyor. Kürtçe eğitim ücretsiz ve onlar için her türlü imkan sağlanıyor, bu onlara kalmış. Bir öğretmen atanırken kendisine Kürtçe veya Türkmence öğretmek üzere atandığı söylenmiyor. Ona Kerkük’te bir okula atandığı söyleniyor. Kerkük’te Kürtçe, Arapça ve Türkmence eğitim veriliyor. Bazen öğretmenin kendisi de Arapça derslerine katılmaya tercih ediyor. Hiçbir öğretmen evine yakın bir okulda çalışmayı ve Kürtçe eğitime katılmamayı dayatamaz.”

Kent idaresinde bileşenlere görev dağılımı

Kerküklü Türkmen bir vatandaş ise kentteki idari kurumlarda bileşenlere yüzde 32 prensibine göre mi atama yapacağını, yoksa yeni bir karar mı alacağı ya da sadece bir bileşenin mi çıkarlarının korunacağı sorusuna ise Taha şu yanıtı verdi:

"Yüzde 32 kota konusu tüm rütbeler, pozisyonlar ve istihdam departmanı için geçerlidir. Siz ve ben bu prensibin uygulanmasını istiyoruz, ancak federal hükümet bu prensibi sahada uygulayabildi mi? Cevap hayır. İdari görev bölüşümünde yüzde 32 prensibinin uygulanmasında, bütçe, zaman ve ilgili başka şeylere ihtiyaç var. Yüzde 32 prensibini destekliyoruz. Biz bu yönetimi kurarken, bu yönetime katılan Kürtler, Araplar, Türkmenler ve Hıristiyanlar için milli prensibi kriter haline getirdik. Ben de bu fikre katılıyorum ve Arap ve Türkmen kardeşlerimden bu konuda bana yardım etmelerini rica ediyorum. Bu, bir Kürt olarak benim de çıkarımadır, Kerkük'teki diğer etnik gruplar olarak sizin de çıkarınızadır.”

Kürdistan  bayrağı meselesi

Başka bir Kerküklü öğrenci Kerkük sokaklarında Irak bayrağı dışında Kürdistan veya diğer Türkmen, Süryanilerin bayraklarının yer almadığını belirterek, “Bizler Kürtler olarak kendi bayrağımızı asma hakkına sahibiz. Kürtler Kerkük’te kötü muameleye maruz kalıyor, kıyafetleri için zorbalığa uğruyor. Siz de Necmeddin Kerim gibi Kürdistan bayrağını Peşmerge Heykelinin eline asmaya cesaret edebilir misiniz? Bu sorunu çözebilecek misiniz?” şeklinde sordu.

Kerkük Valisi Rebwar Taha ise bu soruya şu yanıtı verdi:

"Kerkük’teki tüm vatandaşlar kendi bayraklarını asmakta özgürdürler. Üç gün önce sokak tiyaro festivali düzenlendi. Avrupa ülkelerinden ve diğer Arap ülkelerinden gelen ziyaretçi aktörler, Bağdat Caddesinin Kürdistan bayrakları ile donatıldığını gördüler. Kimse bir saygısızlık yaptı mı? Kimse engellemeye çalıştı mı?  Kürdistan bayrağı herkesin elinde olsun aksini iddia edene karşı idari kavuşturma başlatırız. Peşmerge Heykeline bayrak konusunu da çözeceğiz”