Kemal Burkay o şiirini ilk kez Rûdaw için okudu

18-09-2014
İnan Gedik
Kemal Burkay
Kemal Burkay
Etiketler kemal burkay şiir
A+ A-

Ankara (Rudaw) – Aynı zamanda şair olan Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Kemal Burkay, 2010’da yazdığı bir şiirini ilk kez  Rûdaw Medya Grubu’nu takip edenler için okudu.

 

Sezen Aksu tarafından “Gülümse”, Yeni Türkü tarafından “Sonbahardan Çizgiler” ve Grup Yorum tarafından “Em Ne Binketi Ne” adlı şiirleri bestelenen Burkay, Ekim 2010’da sürgünde bulunduğu İsveç’in başkenti Stockholm’de yazdığı ve hiç yayınlanmamış olan “Hayat güzellik ve ölüm” adlı şiirini, ilk defa Rûdaw okurlarıyla paylaştı.

 

26 Ekim’de yapılacak olan kongrede genel başkanlığı bırakacak. 50 yıldır çeşitli siyasi partilerde yöneticilik yapan Burkay, artık daha fazla edebiyat eseriyle okurlarının karşısına çıkacak.

 

“Zıpo” adlı Kürtçe bir roman yazan Burkay, “zıpır” bir karakteri konu alıyor. Burkay, “Zıpo”nun kim olduğunu ise okurlara bırakıyor.

 

Burkay, Rûdaw’ın edebiyat, sanat ve Kürtçe üzerine sorularını yanıtladı.


 

Siyaseti bırakıyorsunuz. Edebiyata mı yöneleceksiniz?  

 

Yayınlanmış kitaplarımın yeniden basımıyla ilgileneceğim. Anılarımı yazmıştım. İlk iki cildi yayınlandı. Diğer iki cildini de yayına hazır hale getireceğim.

 

Yayınlayacağınız iki ciltte neler var?

 

Bir dönemin hikayesi bunlar aynı zamanda. Bence önemli yılların hikayesi. 1987’ye kadar olan kısmı zaten ilk iki ciltte yazmıştım.Bu iki ciltte ise 87’den sonrasını anlatıyorum. Bu dönemde ben yurtdışındaydım. Oradaki çalışmalarım ve yurtiçindeki önemli gelişmeler var. Mesela 1993’te Abdullah Öcalan’la yaptığımız protokol var, onun hikayesini yazdım. Özal dönemini yazdım. Kanımca epeyi ilginç şeyler var.

 

Anılarınız dışında basılacak kitaplarınız var mı?

 

Yayınlanmamış şiirlerim var, onları belki kitap haline getiririm. Bunların bir bölümü eski tarihli ve hiç yayınlanmadı bir bölümü de son yazdığım şiirler. Bunları bir kitap halinde yayınlamayı düşünüyorum.

 

Benim gençlik dönemlerimde yani 1960’lı yıllarda yazdığım iki romanım var. Biri “Çiçekler ve Zincirler” adıyla yayınlanmıştı. Diğeri yayınlanmadı. Bunu da yayınlamayı düşünüyorum. Daha sonra da bir mizah romanı yazdım ve Türkçe’ye de çevirdim. İsmi Zıpo. Zıpo, “zıpır”ın Kürtçesi

 

Romanın kahramanı olan “zıpır”ı kamuoyu tanıyor mu yoksa tamamen kurmaca mı?

 

Zıpo’nun kime benzediğine okuyucu karar verecek. Değerlendirmeyi tamamen okuyucuya bırakıyorum, tiplemeye bakacak ve karar verecekler kim olduğuna.

 

Gazetelerde çıkmış köşe yazılarım var. 1995’lerden bu yana Türkçe ve Kürtçe yayınlanmamış olan yazılarım ve röportajlarım var. Bunların da bir bölümünü kitap haline getirebilirim.

 

Uzun yıllar Kürtçe edebiyat eserleri veren bir sanatçısınız aynı zamanda. Son günlerde başlayan Kürt eğitim tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kürtçe, Kürdistan’da üniversitelerde okutulan bir dil. Üniversitelerin dili olmuş. Medyanın dili, resmi dil… Eğer eğitim dili olarak da kullanılmazsa bir dil zayıflar güdükleşir. Kullanıldığı zaman ise önü açılır.

 

Kürtçe eski bir dildir kökeni binlerce yıla dayanır. Her şeye rağmen zenginliğini halen koruyor. Önü açıldığı, serbestçe kullanıldığı zaman daha da gelişir. Bunun örnekleri var. Sovyetler Birliği’nde gelişti, Irak’ta Kürdistan bölgesinde gelişti. Türkiye’de fırsat bulduğu zaman gelişti. Yüzlerce Kürt aydını, yazarı, araştırmacısı yetişti kendi dilini kullanan. Binlerce Kürtçe eser verildi. Bilimsel eserler verildi. Gramer kitapları, sözlükler yazıldı.

Kürt halkı için ana dilinde okul açılmaması büyük bir baskıdır.

 

Eğitim olmamasına karşın Kürtçe edebiyat eserlerinde bir artış görülüyor. Kürt edebiyatı ne durumda?

 

Geçmişe göre daha iyi durumda. Halen alması gereken mesafeler var. Bütün lehçeler birleşsin demiyorum o zor ama dilin standartlaşması gerekiyor. Dilin gelişmesi zaman ister. Edebiyatın bunda büyük rolü var. Yazarların, romancıların, şairlerin rolü çok büyük. Aynı zamanda gelişen bir dil yeni ve iyi romancılar ve şairler de yetiştirir. Bu ikisi birbirine bağlıdır.

 

Kürtçe eğitim dili resmi dili olmadı. Kürtlerin bir kısmı kendi dilini bilmiyorlar. Yani işin kolayını her zaman tercih ediyorlar. Diyorlar ki kendimi Kürtçeyle ifade edemiyorum. Bunda haklı taraflar var. Kendimizi iyi ifade edebilmemiz için o dilin eğitim dili olması gerekir.

 

Edebiyat ise dile çok büyük bir hakimiyet gerektirir. İngilizceyi öğrenebilirsiniz ama İngilizce roman yazmak ayrı bir şeydir. O dili çocukluğunuzdan itibaren tanıyacaksınız. Ancak öyle yazabilirsiniz. Kürtçe için de aynı şey söz konusu

 

Siz nasıl başardınız?

Ben çocukluğumdan biliyordum Kürtçe’yi ama 35’imden sonra Kürtçe yazı dilini öğrendim. Ondan sonra yazmaya başladım. Çok çeşitli dallarda kullandım Kürtçe’yi. Romanda, şiirde, çocuk romanında, hikayelerde, köşe yazılarında, tiyatro oyunlarında, mizahta kullandım. 



Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli