Ferhat Tunç: Cumhuriyet bir kazanım

Dersim (Rûdaw) – Sanatçı Ferhat Tunç, “Cumhuriyet bir kazanımdır aslında Cumhuriyetten geriye dönüş olursa monarşi olur” dedi.

 

Referandum ve sonuçlarına ilişkin Rûdaw'a konuşan Tunç şunları söyledi:

 

“Bir referandum süreci yaşanıyor ama bu referandumun meşruluğu da tartışılıyor açıkçası, çünkü mevcut süreç hiçte beklendiği gibi gitmiyor. Cumhurbaşkanlığının giderek Türkiye'de  otoriter bir başkanlığa dönüştürülmesi noktasında bir oylama yapılacak. Türkiye halkı elbet sandık başına gidip oylarını kullanacaklar. Ama şunu söylemek istiyorum, ‘evet’ Türkiye için büyük bir talihsizlik olur.”

 

“Monarşi olur”

 

Ferhat Tunç, “cumhuriyetten geri dönüşün, monarşi olacağını” söyleyerek şöyle devam etti:

 

“Yani cumhuriyet bir kazanımdır aslında ama cumhuriyetten geriye dönüş söz konusu olursa bu da monarşi olur. Dolayısıyla monarşik bir düzene  dönüş, Türkiye halklarının kabul edebileceği ve içine sindirebileceği bir şey değildir. Bizim hedefimiz demokrasi ve özgürlüklerin yaşanabilir olduğu bir Türkiye'ydi. Ama eğer ‘evet’ çıkarsa bütün bunların üzerine bir gölge inmiş olacak. Türkiye'de her şey çok zor olacak. Sadece Kürtler açısında ve Aleviler açısından söylemiyorum. Türkiye'de yaşayan bütün halklar için ciddi bir sürecin  işareti olarak görüyorum.”

 

"Parlamenter sistem korunmalı ve eksiklikleri giderilmedir"

 

“Farklı rejim özlemi içinde olanların, Türkiye'yi parlamenter  sistemin gerisine götürmek istediklerini” söyleyen Tunç, "Türk tipi başkanlık özlemi faşizm özlemidir. Dolayısıyla mevcut zihniyetin ve iktidarın yaklaşımı bu yöndedir. Parlamenter sistem  Türkiye için elbet  önemlidir. Eksiklikler de olsa  önemli ve korunması gerekir. Geliştirilmesi lazım, eğer eksikleri varsa bu eksikliklerin giderilerek Türkiye'nin tam demokrasi geçişi için bir şans olur” diye konuştu.

 

Tunç sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bu yönde çabalar da vardı ama şu var, Türkiye'de farklı bir yönetim ve farklı  rejim özlemi içinde olanlar Türkiye'yi parlamenter sistemin gerisine götürmek istiyorlar. Bu da Osmanlıdan kalma, dolayısıyla monarşik  bir anlayışı ve zihniyeti yeniden Türkiye'ye dayatmak istiyorlar. Bu kabul edilmez.

 

Parlamenter sistem yeterli midir? Bana sorarsanız yeterli değildir. Ama yeterli olması için yapılması gereken şeyler var. Bu da demokrasidir. Demokrasiyi geliştirmek ve toplumsallaştırmaktır. Yoksa Türkiye'de bütün yetkileri tek adamın elinde toplayarak siz demokrasiyi toplumsallaştıramazsınız ve geliştirmezsiniz, bu  diktatörlük olur. Türkiye için en büyük tehdit ve tehlike bu olduğunu düşünüyorum. Evet. Eksiklikler var ama bu eksikler giderilmedir.” 

 

“Evet de çıksa hayır da çıksa sorun”

 

HDP  milletvekilleri ve yöneticilerinin cezaevinde bulunduğu bir süreçte referandumun meşruluğunun  tartışmaya açık olacağını savunan Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

“Referandum sürecinin en önemli şeyi onun meşruluğundan bahsetmek lazım. En önemlisi bu süreçte milletvekilleri cezaevinde, yasal demokratik bir siyasi partinin eşbaşkanları, milletvekilleri, 6 buçuk milyon insanın oyunu almış, genel başkanları, partinin seçilmişleri cezaevinde bulunuyor. Bu aslında bu süreci gölgeleyen çok önemli büyük bir faktör. Bu çok kabul edilebilir bir şey değildir.

 

Ben şunu belirtmek istiyorum. Önümüzdeki referandum seçiminde evet de çıksa hayır da çıksa Türkiye için ciddi anlamda sorunlu bir sürecin başlayacağı anlamını taşıyor. Keşke buna hiç gidilmeseydi, keşke mevcut süreç çok daha farklı bir şekilde değerlendirilip daha farklı çözümler geliştirilebilseydi. Ama iktidar tek adam diktatörlüğü için  her şeyi göze almış görünüyor. Hatta iç savaş da buna dâhildir. Türkiye'yi toplumsal bir savaşın eşiğine getirme noktasında çok ciddi bir çaba içinde olduklarını üzülerek görüyorum.”