PAK Başkanı Özçelik: HDP öncelikle Kürt kamuoyuna bir izahat borçludur

Erbil (Rûdaw) – PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, tüm partilerle diyaloğa açık olduklarını, ancak seçim ittifakı konusunda HDP’den 2018 seçimleri öncesinde yaşananlar hakkında bir izahat beklediklerini söyledi. Özçelik, ayrıca “Kürt meselesinin çözüm adresi Türkiye Meclisi değildir” dedi.

Türkiye’de seçimler yaklaşırken partiler de bu konuda yapacakları çalışmalar için adımlar atmaya hazırlanıyor.

Diyarbakır’da partisinin düzenlediği mitinge katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 7 Ağustos günü Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Azadî Partisi ve Devrimci Demokratik Kürt Derneği’ni (DDKD) ziyaret etti.

Sancar, Kürt partilerle ittifakı genişletmek istediklerini belirterek, “Eylül ayı içinde kamuoyunda Kurdi partilerle olacak çalışmaların sonucunu paylaşmayı düşünüyoruz” dedi.

Bu açıklamaların ertesinde Rûdaw’a konuşan HDP Urfa Milletvekili Nusredin Macin, "PSK, PAK, TEVGER olsun ya da HAK-PAR olsun… Hepsiyle görüşmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.

“HDP bizimle yaptığı anlaşmayı yok saydı”

Rûdaw TV’de Hêvîdar Zana’nın sunduğu 15:00 bültenine katılan Kürdistan Özgürlük Partisi (Partiya Azadiya Kurdistanê - PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, HDP ve diğer Kürt partilerle ittifak meselesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

 24 Haziran 2018’deki seçimlerden önce Kürdistan Demokratlar Platformu (KDP), Azadi Hareketi, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ve Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-T) ile ittifak konusunda uzlaştıklarını hatırlatan Özçelik, “2018 yılında Kürdistani partilerle HDP’ye teklif götürdük ve bazı prensipler üzerinde seçim ittifakı yapmak istedik. Altı madde üzerinde bir anlaşma sağladı ancak sonra HDP bu maddeleri ve bizimle yapılan görüşmeleri yok saydı, deklarasyonda buna yer vermedi. Bu yüzden biz bu diyaloğu kestik” dedi.

HDP’li yetkililerin bu durumu milletvekili sayısı konusunda bir anlaşmazlık olduğu şeklinde yansıttığını anlatan Özçelik, şunları söyledi:

“Bu gerçekten ayıptır. Taleplerimize deklarasyonda yer vermedikleri halde seçime 2 gün kala kendileri bize gelip ‘böyle bir durum yaşandı, isim verin listeye ekleyelim’ dediler. ‘Biz bu tavrı milletvekilliği için almadık’ diyerek reddettik. ‘Kürt halkının temsilcileriyiz, anlaşma deklarasyona yansırsa olur’ dedik. HDP durumu çarpıttı, hem izahat yapmadı hem de ‘vekillik sayısı nedeniyle oldu’ dediler.

Bugün açıkça söylüyoruz; HDP bugüne kadar da bu konuda ne bize ne de Kürdistan kamuoyuna bir izahatte bulunmadı. Bir deklarasyon imzalıyorsunuz, 10-12 gün boyunca bazı partilerle görüşüyorsunuz ve tam artık kamuoyuna açıklanacakken bunları yok sayıyorsunuz. Bu siyaseten de doğru bir tavır değildir.”

HDP’nin neden geri adım attığı şeklindeki soruya yanıt veren Özçelik, “HDP bu ittifakı geçersiz saymadan önce Mustafa Karasu Özgür Politika’da bir yazı yazdı, HDP’nin Kürt partilerle ittifak yapamayacağını söyledi. Elbette belli ki bazı şeyler oldu biz bunu spekülasyonlar üzerinden yorumlayamayız. HDP siyasi ahlak, diyalog ve karşılıklı güven için olsa bile bu durumu kamuoyuna ve PAK dahil görüştüğü diğer 5 partiye izah etmelidir” yanıtını verdi.    

“Çözüm adresi Kürtçeyi yok sayan Meclis değil”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve bazı partilerin “Kürt sorununu Meclis’te çözeceğiz” dediğini belirten Özçelik, “Kürt sorununun çözüleceği yer Meclis’tir diyorlar. Dünyanın hiç bir yerinde Kürt ve Kürdistan gibi meseleler Meclis’te oylama ile, evet veya hayır diyerek çözülmemiştir. Halkın temsilcileri muhatap devletlerle diğer devletlerin gözetiminde oturur ve meseleye çözüm için bir yol haritası belirler. Kürt ve Kürdistan meselesi de böyledir. Çözüm yeri Türkiye Meclisi değil. Çözüm masada Kürt halkının temsilcileri ile devlet arasında, dünya devletlerinin gözetiminde görüşmelerle olur” yorumunu yaptı.  

“Türkiye Meclisi’nde hala Kürtçe konuşmalar bilinmeyen dil X diye tutanaklara geçiyor ve bu sonda Kürtçe konuşulduğunda mikrofonlar kapatılıyor” diyen Özçelik, “Böyle bir yeri Kürt meselesinin çözüm adresi olarak göstermek ayıp değil mi? İster CHP ister HDP olsun, bunu savunmak Kürt halkına hakarettir. Kürtçe konuşana izin vermiyorsun ama bu sorunu çözerim diyorsun. Meclis yemini bile tek başına bir faciadır. Kürt vekiller de ‘ben Türk’üm, Türklere hizmet edeceğim’ diye yemin içtirerek vekil oluyor” dedi.

“Halkımıza alternatifler yaratmak mecburiyetindeyiz”

Yine de Kürt partilerin siyasete ve Meclis’e girerek Kürt meselesini gündemde tutmaları gerektiğini, ve halkı alternatifsiz bırakması gerektiğini vurgulayan PAK Genel Başkanı Özçelik, şunları kaydetti:

“Halkımıza alternatifler yaratmak mecburiyetindeyiz. Milet ve Cumhur ittifakları tek millet diyor. Bugün hangi taraf Kürtlerin varlığını, kimliğini, Kürtçe anadilde eğitimi tanıyor, Kürt partiler ve Kürdistan ismi üzerindeki yasağı kaldırıyorsa, kim uluslararası anlaşmaları imzalayacağını vaat ediyorsa, hapisteki tüm tutukluları serbest bırakacağını söylüyorsa, özgürlükleri tanıyacağını beyan ediyor ve bunu Türkiye Anayasasına yazdıracağını belirtiyorsa biz Kürdistan Özgürlük Partisi olarak onlarla diyalog kurmaya hazırız. Kürtler bugün bunun üzerinde durmalı.

"Biz konuya yine de ak veya kara şeklinde bakmıyoruz. Seçimler konusunda da halkımızı alternatifsiz bırakmayalım diyoruz. Meclis çünkü uzun bir süreç ve bu bahsettiğimiz haksızlıkların ortadan kaldırılması için bir mücadele alanı olabilir. Seçimler halkın davasını gündeme getirmek için bir vasıta olarak kullanılabilir. Seçimde milletvekilliği kazanıldığında, yemini okumamak da bir alternatiftir. Ya da bir kısmı yemini okumaz, bir kısmı okur, parlamentoyu Kürtlerin hak ve özgürlüklerinin gündemleştirileceği bir platform olarak değerlendirir. Biz tüm seçenekleri koşullara göre uygulayabiliriz.” 
 
PAK olarak HDP dahil bütün partilerle diyaloğa hazır olduklarını belirten Özçelik, “Ancak seçim ittifakı siyasi bir konudur, prensipler üzerine kuruluyor. Seçimler için önümüzde farklı alternatifler. Bunlardan ilki bazı Kürdistani partilerle bağımsız adaylarla seçime katılmak. Diğer bir seçenek acil taleplerimiz ve prensiplerimizi kabul eden partilerle ittifak yapabiliriz. Halkımızın talepleri kabul edilmez ise diğer bir seçenek de seçimleri boykot etmektir” dedi.