Ahmet Türk: Umut görürsem Bahçeli’nin elini bile sıkarım

Haber Merkezi - Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı iken yerine kayyum atanarak görevden alınan Ahmet Türk, Kürt sorunu ve Türkiye demokrasisinde yaşanan sorunların çözümü için adım atılması gerektiğini, demokrasi yanlısı kesimlerin ve muhalefetin bir araya gelerek çözüm arayışında birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Ahmet Türk, HDP’li belediyelere atanan kayyumları, iktidarın Kürt sorununa yaklaşımını ve gündemdeki tartışmalara dair Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı.

HDP'nin 6 milyon oy aldığını hatırlatan Ahmet Türk, İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener'in “HDP'yi PKK terör örgütünün yanına konumlandırıyorum” sözlerini eleştirdi.

Türk, “Keşke umudumuz olsa keşke böyle bir noktaya gidebilsek. Bugün yürütülen siyaset tekçi bir tekçi ve otoriter bir anlayış. Kendisi dışında bütün muhalefeti adeta düşman gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu durumda umutlu olmak çok zor. Bütün haksızlıklara rağmen bugün çok farklı noktada da olsa çok farklı da düşünüyor olsa da eğer umut görürsem Meral Akşener veya MHP liderinin elini bile sıkarım. Çünkü biz sorunların derinleşmesini değil tam tersi çözülmesini istiyoruz. Hatta bize düşmanlık yapan insanlara da bu siyasetin yanlış olduğunu anlatmak isteriz. Bu nedenle böyle haksız ve ötekileştirici bir dili bir siyasi lider kullanmamalı. Kendilerini eleştirebiliriz kendileri de bizi eleştirebilir ama 'HDP, PKK demek' gibi bir cümleyi sarf etmek 6 milyon insanın düşüncelerine ters düşmek demektir” dedi.

Halk kayyumlara karşı çok öfkeli

“Halkımız kayyumlara karşı öfkeli. Baskı ile insanları sindirmeye çalışan bir anlayış var” diyen Türk, Kürt sorununun Kürtleri yalnızlaştırarak veya güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceğini ifade etti.

Her zaman Kürtleri sindirmeye ve Kürtlere karşı güç gösterme yaklaşımı ile karşılaştıklarını belirten Ahmet Türk, sözlerine şunları ekledi:

“Halk kayyumlara karşı çok öfkeli. Şu anda yaşanan süreç geçmişte yaşanan darbelerden daha sistematik, yoğun bir baskı oluşturuluyor. Kürt sorununun çözümü başkalarının haklarını içselleştirmekten geçiyor. Herhangi bir ilde bir basın açıklaması yapmak istediğimiz zaman bazen partinin kapısından bile çıkılmasına izin verilmiyor. Baskı ile insanları susturmaya, sindirmeye yönelik bir anlayış var. Güvenlik tedbirleri ile bir ülkede demokrasi gerçekleşmesi mümkün değil. Türkiye Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının birleştiği muazzam bir coğrafya, şimdi tüm bu kültürleri, inançları ve kimlikleri kucaklayacak bir siyasete ihtiyaç var ama maalesef bugün tam tersi siyaset üretiliyor.”

Yaşanan baskılara rağmen son yerel seçimlerde oylarının yükseldiğini hatırlatan Türk, iktidarın yürüttüğü politikaların kendileri açısından sandık sonuçlarını etkilemeyeceğini kaydetti.

Türk, “Daha fazla demokrasiye sahip çıkarak yine sandık başına gidecektir halkımız. Kayyım atandı diye sandık başına gitmeyeyim anlayışı yok. Bu iktidardan umudunu kesmiş, bir şey olmayacağının farkında ama demokrasiyi kalıcı hale getirmek için mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor” diye konuştu.

CHP öncülük etmeli

Son dönemlerde sıkça dile getirilen “demokrasi ittifakı” için HDP’nin her türlü özveriyi yapabileceğini söyleyen Ahmet Türk, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin demokratikleşmesine önemli. Bugün CHP ana muhalefet partisi, bunun öncülüğünü yapması gereken bir parti. Ama maalesef Kürt sorunu olduğu zaman Kürtlerle ilgili bir şey olduğu zaman minderden kaçıyor. Oysa siz bu anlayışla sosyal demokrat bir parti olamazsınız. Kend başımıza demokratik bir Türkiye yaratamayız. Ancak demokrasiye inananlar, vicdan sahibi insanlarla bu sistemi değiştirip demokratik bir geleceği sağlayabiliriz. Bu yüzyılda silahların sorunları çözemediğini görüyoruz. Değişim ve dönüşümün halkın ciddi örgütlenmesiyle sağlandığını görüyoruz. Seçenek demokratik siyaseti örgütlemek ve demokrasiden yana insanlarla buluşmayı sağlamaktır. Bunun için zaman zaman CHP’ye eleştiri yapıyorsak bu görevi tam yerine getirmediği içindir.”

Türk, sözlerinin devamında geçmişte Kürt sorununun çözümüne yönelik diyalog çağrıları yaparken söylediği “Bugün oturup konuşabileceğiniz insanlar var ancak yarın bunu konuşma şansınızın olmayacağı insanlar olabilir” sözünü de tekrar hatırlattı.