Ovaköy-Peşhabur Sınır Kapısı bir alternatif mi?

Erbil (Rûdaw) – Türkiye ve Irak, doğrudan ticareti geliştirmek amacıyla ikinci bir sınır kapısı konusunda uzun süredir görüşüyor. Ankara, ikinci kapının karşılıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesine hizmet edeceğini belirtiyor. Ancak Kürdistan Bölgesi yetkilileri, İbrahim Halil Sınır Kapısına alternatif olmaması gerektiğini savunuyor. 

Resmi kaynaklara göre Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacmi, 2019 yılında önceki yıla oranla 2,8 milyar dolar artarak 15 milyar 800 milyon dolara ulaştı.

Türk yetkililer Ankara ve Bağdat arasındaki ticaret hacminde belirlenen hedefin ise 20 milyar dolar olduğunu ifade ediyor.

Türkiye uzun bir süredir, Habur-İbrahim Halil Sınır Kapısına alternatif olarak Habur’un 10 km batısında yeni bir sınır kapısı açarak, Musul ve Bağdat’a ulaşmayı hedefliyor.

Ancak ikinci bir sınır kapısının açılması özellikle Eylül 2017’deki Kürdistan Bağımsızlık Referandumundan sonra daha somut bir biçimde gündeme geldi.

Türkiye, Ovaköy projesinin gerçekleştirerek ekonomik ve ticari anlamda doğrudan bir hat üzerinden Irak’la ilişki kurmayı amaçlıyor. Öngörülen güzergâh Ovaköy-Peşhabur-Telafer-Musul üzerinden Bağdat ve güneydeki Basra’ya kadar uzanıyor.

Fakat yeni kapının açılmasının planlandığı Ovaköy'den Musul'un kuzeyine kadar olan yaklaşık 50 kilometrelik alan Kürdistan Bölgesi topraklarında ve Kürdistan güvenlik güçlerinin kontrolünde.

Bu nedenle yeni sınır kapısının Habur-İbrahim Halil Sınır Kapısı’nın açılabilmesi için Kürdistan Bölgesi Hükümetinin de rızası ve onayı gerekiyor.

Kürdistan Bölgesi hagi şartlarda kabul ediyor?

Rûdaw’a konuşan Rûdaw Araştırma Merkezi’nin Ortadoğu Uzmanı Zıryan Rojhılati, Kürdistan Bölgesi’nin Ovaköy’de açılacak sınır kapısının yollarımım kendi denetimindeki topraklardan geçmesi halinde projeye sıcak bakabileceğini ifade etti.

Rojhılati, “Türkiye hem ticaret hacmini arttırmak hem de siyasi amaçlardan dolayı bir süredir Ovaköy sınır kapısından bahsediyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da geçtiğimiz günlerde yaptığı basın toplantısında bu konuyu gündeme getirmişti. Çavuşoğlu’nun konuşmalarından en dikkat çekici hususu şu oldu; bu adımı Irak ve Kürdistan Bölgesi’nin işbirliği ile gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Bu da hiçbir tarafı bu noktada devre dışı bırakmak istemedikleri anlamına geliyor. Türkiye’nin Ovaköy meselesindeki Kürdistan Bölgesi’ne karşı tutumu özellikle Bağımsızlık Referandumundan sonra oldukça önemli. Kürdistan Bölgesi de söz konusu sınır kapısının yoları kendi topraklarından geçmesi durumunda açılmasına sıcak bakacaktır” dedi.

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal ise, İran‘ın Kürdistan Bölgesi’yle birden çok sınır kapsının olduğuna dikkat çekti.

Türkiye’nin de benzer şekilde sınır kapısı açma ve ticaret hacmini artırmayı hedeflemesinin normal bir talep olduğunu ifade eden Uysal, (Ovaköy Sınır Kapısı) açılacak sınır kapsının Kürdistan Bölgesi’ni bypas etmek gibi bir amaç gütmediğini söyledi.

İkinci bir habur önerisi

Rûdaw’a konuşan Türkiye ve Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TISİAD) Başkanı Nevaf Kılıç ise, farklı bir öneride bulundu.

Kılıç, Beytuşşebap ve Uludere hattından başka bir kapı daha açılabileceğini belirterek, “Kürdistan Bölgesi ve Irak ile ticareti artırmak amacıyla iş inanlarının İbrahim Halil Kapısı'ndan geçiş üstünlüğü sağlanmasını istiyoruz. Bu kapsamda ikinci bir Habur Kapısının açılması isabetli olacağını düşünüyoruz” dedi.

Kılıç, “Şırnak, Beytuşşebap ve Uludere sınırında ikinci bir Habur kapısının açılmasını istiyoruz. Bu kapı hem Beytuşşebap, Uludere halkına ve hem de sınırın bu tarafında bulunan kentlere fayda sağlayacaktır” diye konuştu.

Kürt yetkililerin açıklamaları

Kürdistan Bölgesi yetkilileri de, İbrahim Halil Sınır Kapısı’nın bypass edilerek yeni bir sınır kapısının açılması fikrine pek sıcak bakmıyor.

17 Aralık 2020’de Irak Başbakanı Mustafa Kazımi başkanlığında Ankara’yı ziyaret eden heyette yer alan Duhok Valisi Ali Teter, “Kürdistan Bölgesi neden bu kapının açılmasından endişe duyuyor, çekinceleri nelerdir?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

“İbrahim Halil-Habur Sınır Kapısı çok büyük bir kapı ve günde ortalama 10 bin TIR’ın veya araç geçiş yapabileceği bir kapasiteye sahip. Elimizdeki verilere göre mevcut durumda günde sadece bin 300, bin 500 kadar araç geçiş yapıyor. Yani mesele bu kapının plananan büyük ticari alış-veriş ve geçişi karşılayamayacak durumda olmaması değil. İbrahim Halil Sınır Kapısında halihazırda 3 köprü bulunuyor. Her bir köprüde gidiş için altı, geliş için de altı olmak üzere tolam on iki şerit var. Şu ana kadar da bu şeritlerin üçte biri kullanılmış, doldurulmuş değil. Dolayısıyla mesele bu kapının bu büyük ticari alış-verişi karşılayamaması meselesi değil. Türkiye Cumhurbaşkanı her iki ülke arasındaki ticaret hacmini 20 milyar dolara yükseltmeyi arzuladıklarını dile getirse de bu mesele arz ve talep meselesidir, yeni kapılar açmakla alakalı değil. Kapıların sayılarını arttırmak bu durumda iki ülke arasındaki ticaret hacmini etkilemez. 

“Mantıklı veya olumlu bir sebep yoksa neden başka bir sınır kapısı açılsın?” diye soran Teter, “Türkiye Cumhuriyeti ile Irak arasındaki tüm bağlantı noktaları Kürdistan Bölgesi’nden geçiyor. Bu durumda Kürdistan Bölgesi hem kendi çıkarlarını ve elbette iki tarafın çıkarlarını da gözönünde bulundurmalıdır. Bizim açımızdan da Duhok halkının, Zaho halkının ve Kürdistan’ın diğer kentlerinin çıkarlarını gözönünde bulundurmak önceliklidir. Bu konuda atılacak herhangi bir adımdan önce halkımızın çıkarlarını gözönünde bulundurmalıyız” demişti.

Zebari: Uygulaması kolay değil

15 Ekim 2017’de Rûdaw’a konuşan Eski Irak Genelkurmay Başkanı Babekir Zebari, Türkiye ile Irak arasında yeni bir sınır kapısı açılmasının ve İbrahim Halil Sınır Kapısı’nın kapatılmasının kolay bir iş olmadığını belirtmişti.

Zebari, “Türkiye ve Irak, Saddam döneminde Sıhela’da bir köprü inşa etmeye çalıştılar ancak peşmerge izin vermedi. Şimdi de böyle bir planı uygulamak kolay değil” diye konuşmuştu.

3 Temmuz 2019’da Rûdaw’a demeç veren Türkiye’nin Erbil Başkonsulosu Hakan Karaçay ise Ovaköy Sınır Kapısı’nın herkes için kazançlı olacak bir proje olacağını söylemişti.

Karaçay, şu yorumda bulunmuştu:

“Tabi ikinci sınır kapısını doğru anlamak doğru anlatmak gerekiyor. İkinci sınır kapısı herkes için kazançlı olacak bir proje kanımca. Öncelikle Türkiye’nin bölge ile ticaretini güçlendirme arzusu var. Türkiye’nin Irak’ın geri kalanı ile ticaretini güçlendirme arzusu var. Türkiye’nin daha da aşağıda kısa yoldan Körfez ülkelerine erişim arzusu var. Dolayısıyla ikinci sınır kapısı mevzusunu düşünürken bu ihtiyaçların hepsi gözönünde bulundurulmalı. Türkiye’nin bir sınır kapısı üzerinden bütün ticaretini bütün ulaşımını yapması rasyonel değil. Irak’ın komşu ülkelerine baktığınızda hangi ülkeyle kaç tane sınır kapısı olduğuna baktığınızda çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Dolayısıyla aslında bu bir ihtiyaç. Bu kapının açılmasıyla birlikte Bölge’ye de ekonomik açıdan katkısı olacak. Bölgeden geçecek bir kapı.

Keza Musul’dan geçeceği için güzergah üzerindeki bölgelerin ekonomik kalkınmasına yardımcı olacak. Bu ayrıca IŞİD terörünün vurmuş olduğu bölgelerin tekrar kalkınmasına da bir şekilde katkıda bulunacağı cihetle terörü yaratan ekonomik ortamın ortadan kaldırılmasına da katkıda bulunacağı bir proje olarak bakmak gerekiyor. Keza daha direk daha kısa bir yoldan Irak’ın geri kalanına hatta körfez ülkelerine Türk ürünlerinin gönderilmesi ya da Türkiye üzerinden gönderilen ürünlerin ulaştırılması çerçevesinde değerlendirmek daha doğru olur. Dediğim gibi bizim sadece bir sınır kapımız var ve bütün ticaret, bütün ulaşım sadece orası üzerinden yürüyor. Bu olumlu yönleriyle bu projenin değerlendirilmesinin daha doğru olduğunu değerlendiriyorum."

Türkiye Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 11 Ocak 2018’de yaptığı açıklamada, “Ocak ayı içerisinde bakanlıklar arasında görüşme gerçekleştirilecek. Hükümet ve bakanlık olarak konu üzerinde ciddiyetle duruyoruz. Tahmin ediyoruz ki marta kadar netice alırız” diye konuştu.

Tüfenkci, “Sadece yol ile ilgili Irak tarafının endişesi var. Güvenliği sağlama noktasında. Onunla ilgili konunun netleşmesini bekliyoruz. Bizim tarafta köprü, Irak tarafında yol güvenliği ile ilgili sıkıntılar var” dedi.

Erdoğan-Abadi görüşmesinde gündeme geldi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ağustos 2018’de Ankara’yı ziyaret eden dönemin Irak Başbakanı Haydar Abadi ile yaptığı görüşmede, Ovaköy Sınır Kapısı’nın açılmasıyla ilgili mesajlar vermişti.

Erdoğan, “İkinci sınır kapısı hem Irak'ın hem ülkemizin faydasına olacaktır. Bu konuda gereken adımları atacağımıza inanıyorum” demişti.

Abadi ise, "Irak tarafından Fişhabur, Türkiye tarafından ise Ovaköy'de ikinci bir gümrük hattının açılması noktasında çalışmalarımız devam ediyor" diyerek teknik heyetlerin bu konudaki görüşmeye başladığını kaydetmişti.

Türkiye'nin eski Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız da, Ovaköy sınır kapısının karşısındaki Peşhabur'un kontrolünün Bağdat merkezi yönetiminde değil, Erbil’de olduğunu belirterek, burada merkezi yönetimin kontrolünün kurulmasını desteklediklerini dile getirmişti.

Yıldız, "İkinci kapı IKBY'de yapılan referandumun yeniden gündemimize getirdiği bir konu. Aslında bu çok uzun yıllardan beri gündemde olan bir konu. IKBY'deki referandum herkese hatırlattı ki Irak ile Türkiye arasındaki ticaret tek kapı üzerinden yürümez. Hem ticaret açısından hem de siyaseten sağlıklı değil" diye konuşmuştu.

“Hiç kimse dışlanmadan kapıların açılması önemli”

Ovaköy-Peşhabur kapısı geçtiğimiz Aralık ayında Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in görüşmesinde gündeme geldi.

Çavuşoğlu, Iraklı mevkidaşıyla Ovaköy-Peşhabur (Korava-Peşhabur) Sınır Kapısı'nı açmak için neler yapacaklarını da değerlendirdiklerini belirterek, “Burada özellikle, Bağdat, Erbil, Türkiye olarak hiç kimse dışlanmadan, ticaretimizi arttırmak için ve Irak'ı bölgesel bir hub (merkez), bir transit ülke yapmak için bu kapıların açılması da önemli. Bu konuları da önümüzdeki günlerde değerlendirmeye devam edeceğiz” dedi.