Kürt Dil Platformu: Bu hak Kuran-ı Kerim’de geçiyor
Haber Merkezi- Kürt Dil Platformu, “Dil Çalıştayı”nın sonuç bildirgesinde, Kürt dilinin resmi dil olması talebinde bulunarak, “Birleşmiş Milletler (BM) Beyannamesi, Avrupa Birliği (AB), İnsan Hakları deklarasyonu, dini oluşumlar ve Kuran-ı Kerim’de bu hak açık bir şekilde formüle edilmiştir” denildi.
Diyarbakır’da bir araya gelen Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Kürdistan Demokrat Partisi-Bakur (KDP-Bakur), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İnsan ve Özgürlük Partisi, Halkların Demokrasi Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Azadî Hareketi’nin Kürt dilinin geliştirilmesi ve resmi dil olması amacıyla kurduğu “Kürt Dili Platformu”nun geçen hafta düzenlediği “Dil Çalıştayı”nın sonuç bildirgesini bugün basın toplantısında açıklandı.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) gerçekleştirilen toplantıya, 9 Kürt partisinden temsilciler katıldı.
“Eğer Ortadoğu’daki kadim bir halkın katili olmak istemiyorsak, Kürt diline sahip çıkmalıyız” ifadelerine yer verilen Kürt Dil Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinde, şöyle denildi:
“10 Kasım 2018 günü siyasi partiler, aydın, yazar, akademisyen, dilbilimcilerden oluşan geniş bir delegasyon, Diyarbakır’da bir araya geldi. Çalıştayda katılımcılar görüş ve önerilerini sundular. Çok renkli ve çok sesli bir çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştayın sonucunda alınan kararları kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Dil temel insan hakkıdır, toplumsal ve doğal haktır. Ana dilde eğitim temel insan haklarından biridir. Bu hak çok sayıda uluslararası kurum ve kuruluş tarafından kabul edilmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Beyannamesi, Avrupa Birliği (AB), İnsan Hakları deklarasyonu, dini oluşumlar ve Kuran-ı Kerim’de bu hak açık bir şekilde formüle edilmiştir.
Bugün dünyada her ulus, grup ve kişi anadili ile eserler yaratıyor, tiyatro, türkü, sinema, eğitim, edebiyat, medya, araştırma, ibadetlerini kendi dilleri ile gerçekleştiriyor. Çünkü dil insanın kimliği ve varlığıdır, aynı zamanda bir ulusun varlığıdır. Dil kaybedildiği zaman asimile olmakla birlikte zamanla ulus ortadan kalkar. Kürtler ya derhal ana diline, kültürüne sahip çıkmalı ya da yok olmakla yüz yüze kalacaktır. Eğer Ortadoğu’daki kadim bir halkın katili olmak istemiyorsak, Kürt diline sahip çıkmalıyız. Bu tarihi, medeni ve insani bir sorumluluktur.
‘Kürtler kendi anadilleri ile eğitim görmek istiyor’
Kürtler bu ülkede her yurttaş gibi vergi ödemekte, askerlik yapmakta, vatandaşlığın bütün gerekliliğini yerine getirmekte. Yine Kürtler aktif olarak siyasete, kültür yaşamına ve seçimlere katılmakta. Bugün Türkiye’de 25 milyondan fazla Kürt var. Ne yazık ki ancak Kürtler kolektif haklara sahip değil ve Kürt dili okullarda eğitim dili olarak kabul edilmemekte. Bu ülkenin yurttaşları olarak, Kürt dilinin ilk okullardan üniversiteye kadar eğitim dili olmasını talep ediyoruz. Çünkü Kürt halkının hakkıdır.
Kürtler bugün yabancı oldukları bir dil ile eğitim görmekte. Her ne kadar Türkçe resmi dil olsa da, Kürt çocukları açısından yabancı bir dildir. Kürtler kendi anadilleri ile eğitim görmek istiyor. Bu her anlamda insani, toplumsal ve doğal bir haktır. Kürtçenin normalize olması için önündeki engellerin kaldırılması, Kürtçenin Türkçe’nin yanında Kürt illerinde resmi dil olması gerekmektedir.
Kürtlerin temel hakkı
Devletten talebimiz; Kürtçenin (Kurmancî-Zazakî) eğitim dili ve resmi dil olmasıdır. Nasıl ki; devlet kurumları TRT Kurdî yayını yapıyorsa, üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı eksikliklere rağmen aktif ise, okullarda seçmeli ders ise, aynı şekilde resmi dil olmalı ve anayasada yerini almalıdır. Bu bütün Kürtlerin temel hakkıdır.
Öte yandan Kürtler dikkatli bir şekilde anadiline sahip çıkmalı ve her alanda anadillerini kimliği olarak görmelidir. Kürtçe toplumun bütün yaşantısında kullanılmalıdır, günün her anında konuşulmalıdır. Kürtler ticaret, siyaset, kültür eylemlerini Kürtçe yapmalı, aydın ve yazarlar eserlerini Kürtçe yazmalı. Kürtçeye saygı duyulmalı. Kürtler bir biri ile Kürtçe konuşmalı, alışverişini Kürtçe yapmalı.
Yerel yönetimlerin desteği
Belediyelerimiz Kürtçenin önünü açmalı ve Kürtçenin geliştirilmesi çalışmalarına destek vermelidir. Kürt Dil Platformu bu amaçla çalışmalarına başladı. Bu çalışma zamanında gelişmeli ve kurumsallaşmalıdır. Bu çalışmayı Diyarbakır’da başlattık, hemen ardından Kürt illerinde daha kapsamlı bir şekilde yürütülmelidir. Bu platformun çalışmaları Kürtler arasında geleneksel hale getirilmelidir. Bu kapsamda Diyarbakır’da düzenlediğimiz çalıştaya, başta halkımız olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, aydın ve yazarlar, siyasi partiler ve medya sahiplenmelidir. Kürtçeyi Kürt toplumunun gündemi haline getirmeliyiz.”