Haber Merkezi - Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden, 14 Haziran'da Brüksel'de görüşecek. Gündemde başta S-400 olmak üzere iki tarafı ilgilendiren bir çok kritik konu var.
20 Ocak'ta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlığını devralan Joe Biden, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Brüksel’deki NATO Zirvesinde görüşecek. Bu görüşme aynı zamanda iki liderin ilk yüz yüze görüşmesi olacak.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, Erdoğan'ın 14 Haziran'da yapılacak NATO Devlet ve Hükumet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere 13-14 Haziran'da Brüksel’i ziyaret edeceği belirtildi.
Açıklamada, zirve vesilesiyle bazı müttefik ülke liderleriyle ikili görüşmeler gerçekleştirmesinin de planlandığı vurgulandı.
Bunların içerisinde öne çıkan en önemli görüşme şüphesiz Erdoğan-Biden görüşmesi.
Ankara-Washington ilişkilerinde en sıkıntılı dönem
Liderler, Ankara-Washington ilişkilerinin birçok nedenle gerilime sahne olduğu bir dönemde bir araya gelecek.
İki taraf arasında özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan süreçte, Gülen yapılanması lideri Fethullah Gülen'in iadesi talebi, Rus menşeli S-400 hava savunma sistemlerinin Türkiye tarafından satın alınması, Suriye ve Rojava’da ABD'nin DSG ile yakın ilişkileri, ABD’de devam eden Halkbank davası ve son olarak da Biden’ın 24 Nisan’da 1915 olaylarını "Ermeni soykırımı" olarak tanıması ile birçok konuda yaşanan anlaşmazlıklar var.
Erdoğan, Biden ile yapacağı görüşme hakkındaki bir soruyu yanıtlarken ön hazırlıkları yaptıklarını ve Biden'a soracakları ilk sorunun Türkiye-ABD ilişkileri niçin böyle bir gerilim safhasında?" olacağını belirtmişti.
Ancak sorunların dışında da görüşülmeyi bekleyen konular var. Ankara için özel bir gündem de Afganistan konusu.
NATO'nun Kararlı Destek Misyonu'nun Afganistan'dan çıkmasının ardından Afganistan'da kalma teklifine ilişkin Ankara, ABD ve NATO'dan destek bekliyor.
Biden hangi mesajları verecek?
Rûdaw TV’de Bestun Osman'ın sunduğu “Rûdawî Emro” programına konuk olan Fransız Enstitüsü Ortadoğu Bölümü Başkanı Dr. Adil Baxewan ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden (ORSAM) Oytun Orhan, bu gündemi değerlendirdi
Adil Baxewan, Biden’ın ilk başta G7 Zirvesi ve NATO Zirvesi’nde tüm partnerlerine, “Kabadayı Trump dönemi bitti, popülizm gitti, büyük Amerika geldi” mesajı vereceğini söyledi.
Erdoğan ile Biden arasındaki görüşmede ise liderlerin toplantıya giderken birbirini incitecek sözler kullanmaktan uzak durduğuna dikkat çeken Baxewan, şunları dile getirdi:
“Joe Biden’ın Başkan Erdoğan ile sivri bir dille konuşmayacaktır. Ancak son derece açık ve diplomatik bir dille, ‘ABD’nin Ortadoğu politikası budur, partnerimiz olacaksanız buyurun birlikte yürüyelim, olmayacaksanız, sonuçlarına da katlanmalısınız’ diyecektir.”
ORSAM araştırmacısı Oytun Orhan da, Türkiye ile ABD’nin sözü edilen sorunlar nedeniyle belki de tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çekti.
Orhan, “İki ülke arasında farklı ve çözümü son derece sorunlar sözkonusu. Bunlardan bir tanesi S-400 meselesi. Bunun yanı sıra Türkiye açısından bakıldığında ABD’nin Suriye’de PYD/YPG’ye verdiği destek çok kritik bir mesele, sorun Türkiye açısında. Tabi ABD’nin S-400’ler nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulaması ihtimali gibi sorunlar var” dedi.
S-400’ler için ara formül bulunabilir mi?
ABD açısından bakıldığında en kritik meselenin S-400’ler olduğunu belirten Orhan, şunları kaydetti:
“S-400 sadece NATO ile uyumlu olmayan bir sistemin kullanılması anlamında değil, aynı zamanda NATO’nun kuruluş amacı olan Rusya ile Türkiye’nin yakın ilişkiler geliştirmesi, savunma ve askeri anlamda son yıllarda yakın bir ilişki geliştirmesi açısından da bir sorun teşkil ediyor. ABD bu sistemin kesinlikle kullanılmasını istemiyor. Ama Türkiye de bunun egemenliğine dönük bir müdahale olduğunu ve ABD’den daha önce hava savunma sistemleri istemesine rağmen bu konuda olumlu yanıt almadığı için kendi yolunu çizerek Rusya’dan bu sistemi aldığını ifade ediyor. ABD S-400’lerin kullanılmamasını talep edecektir ama Türkiye’nin bu sistemleri kullanmamasının çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Türkiye sistemin ABD ile birlikte denetlenmesi şeklinde bir formül öneriyor ama bu konuda henüz ABD’den olumlu bir yanıt geldiği anlaşılmıyor. Rusya açısından da önemli olan sistemin Türkiye tarafından alınması. Bundan sonraki süreç tamamen Türkiye’nin inisiyatifinde olacak.”
Türkiye S-400’leri bir koz olarak mı kullanıyor?
Dr Adil Baxewan ise, Türkiye’nin şu ana kadar S-400’leri aktif hale getirmediğine dikkat çekerek, “Türkiye bu sistemi bir koz veya baskı kartı kullandığı kadar aktifleştirilmesi için çaba harcamıyor. Yani evet Türkiye bu sistemi satın aldı. Ancak bu sistemi bazı meselelere karşı bir kart olarak kullanıyor gibi görünüyor. Örneğin Türkiye’nin Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz’deki varlığı, hatta Türkiye’nin NATO’daki konumunu güçlendirmek için kullanıyor. Bu aynı zamanda Erdoğan’ın uluslararası toplumda Türkiye için istediği konumla bağlantılı” dedi.
Baxewan, “Biden bir Trump değil, bir tüccar gibi bakmıyor. Evet Türkiye’nin Suriye meselesinde ABD’den istekleri ve beklentiler var ama aynı şekilde ABD’nin de Türkiye’den beklentileri var. Aynı şekilde Irak meselesi de öyle. Bu nedenle bu görüşme sert bir görüşmenin değil ama çok sıcak geçeceğini söyleyebilirim” dedi.
ABD’nin DSG’ye verdiği destek
İkili görüşmenin diğer kritik bir başlığı da ABD’nin Rojava’da omurgasını YPG’nin oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) ye verdiği destek olacak.
Oytun Orhan, “Türkiye açısından sürekli eleştiri konusu olan Suriye’de YPG/SDG’ye ABD’nin desteği gündeme gelecek önemli başlıklardan biri olacağını düşünüyorum” dedi.
Fransız Enstitüsü Ortadoğu Bölümü Başkanı Dr. Adil Baxewan’a göre Türkiye’nin S-400 kozu ABD’nin Suriye ve Rojava’da YPG’ye verdiği destekten vazgeçiremeyecek.
Baxewan, şöyle devam etti:
“Çünkü ABD’nin Ortadoğu ve Suriye’deki çıkarları S-400 kartına karşı bu bölgedeki planlarını yeniden dizayn etmesine yetmeyecek. Çünkü ABD mevcut durumda DSG’ye alternatif bulacak durumda değil. İkincisi sorun sadece DSG veya YPG değil, sorun Türkiye’nin Suriye’deki rolü ile de ilgilidir. Türkiye Suriye’de ne yapmak istiyor. Türkiye nasıl bir Irak, nasıl bir Libya, nasıl bir Akdeniz istiyor, bununla bağlantılıdır. Tüm bunlar birbirleri ile bağlantılı meselelerdir.”
Görüşmenin diğer önemli başlıkları
Adil Baxewan, 1999 yılından bu yana ABD’nin Pennsylvania eyaletinde yaşayan Fettullah Gülen konusunun da masaya yatırılacağını söyledi.
Baxewan, “Çünkü PKK kadar Gülen Cemaati de Türkiye için bir sorundur ki liderleri şimdi ABD’de. Yani ikili arasındaki görüşmede bu konu da olacak. Sonuçta dünkü kardeşleri, bugünkü düşmanları ABD’de kalıyor” dedi.
Oytun Orhan ise, Biden’ın adaylığı döneminde Türkiye’de muhalefeti destekleyeceği ve hükumeti meşru yollarla değiştirilmesi yönündeki isteğini dile getirdiğini hatırlattı.
Orhan, “Ancak Başkan Biden ile aday Biden arasında fark olacaktır, aynı eleştirileri açık bir şekilde dile getirmeyecek, sorumluluk aldığının bilinci ile yaklaşacaktır” diye konuştu.
ADB’de Demokratların ve Joe Biden’ın insan hakları ve demokratikleşme meselesini dış politika açısından bir prensip olarak takip edeceklerini belirten Oytun Orhan, “Bu anlamda Türkiye’de HDP’nin kapatılması, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu meselesi konularında da ABD de özellikle demokrat kanattan Türkiye’ye dönük ciddi eleştiriler var. Trump döneminde bu konu daha çok Türkiye’nin iç meselesi gibi görüldü. Biden ile bu bahsettiğiniz meseleler ile birlikte demokrasi ve insan haklarının iki ülke arasında sorun yaratma potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Ancak ABD’den bu yönde gelecek talep ve telkinler Türkiye tarafından bir karşılık görmeyecektir, aksine tepki görecektir” değerlendirmesinde bulundu.
İki taraf da ilişkileri yumuşatmak istiyor
Sadece bir görüşme ile tüm bu meselelerde adım atılmasının zor olduğuna dikkat çeken Oytun, “Benim görebildiğim kadarıyla Türkiye tarafı da ABD ile ilişkileri düzeltme konusunda istekli. Özellikle ekonomik yaptırımlar Türkiye tarafından bir kaygı yaratıyor. ABD ile birçok alanda birlikte çalışılabileceğini düşünüyor Türkiye. ABD’nin de Türkiye ile çalışma konusunda istekli olacağını düşünüyorum.
Dr Adil Baxewan da Biden’ın sadece çıkarlar meselesini değil, aynı zamanda değerler konusunu da görüşeceği düşüncesinde.
Baxwan, “Bakın Trump döneminde Türkiye-Frans ilişkileri nereye vardı, Türkiye-Yunanistan ilişkileri, Türkiye Libya ve Türkiye’nin diğerleri ile ilişkileri nereye vardı. Erdoğan, tıpkı Trump’ın ağzı ile bu ilişkilere yaklaştı. Ancak Biden’ın iktidara gelmesinin ardından Fransızların değimi ile Erdoğan artık su bardağıan bir kaç damla şarap koyuyor ve yumuşama sinyalleri gösteriyor. Bakıyorsunuz Dışişleri Bakanı’nı Paris’e, Berlin’e, Atina’ya gönderip ilişkilerini yumuşatmaya çalışıyor” diye konuştu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın