Erbil (Rûdaw) – Araştırmacı Gazeteci ve Yazar Arif Qurbani'nin “Um Rean'dan Topzawa'ya” kitabının Fince çevirisi çıktı. Kitabın Fince versiyonu Enfal Katliamının 36'ncı yıl dönümünde düzenlenecek törenle yayımlanacak.
Arif Qurbani imzalı “Um Rean'dan Topzawa'ya” kitabın Fince versiyonu, 14 Nisan Enfal Katliamı yıldönümünde kitap severlerle buluşacak.
Enfal katliamının faillerinden Abdulhassan Mohan Murad’ın itiraflarının yer aldığı kitapta, 20. yüzyılda Kürtlere karşı işlenmiş en acımasız suçları gözler önüne seriliyor.
Yazar Arif Qurbani 2003 yılında Abdulhassan Mohan Murad ile yaptığı röportajla tanığın ifadelerini kaydederek tarihe bir not düşüyor.
Kitabın orijinali Kürtçe’nin Sorani lehçesiyle kaleme alınmıştır. Daha sonra Türkçe, Farsça, Arapça ve İngilizceye çevrilmiştir. Fransızca çevirisi de tamamlandı ve yakında yayımlanması planlanıyor.
Arif Qurbani, kitabının bir bölümünde şunlara yer veriyor:
"Arap kökenli o adamla 15 yıl önce bir Ağustos akşamı kardeşlerimizi kazaratar ile açtığı çukura gömdükleri yere geri gittik. Yerleri belirledikten sonra ertesi gün kazaratar ile tekrar oraya gittik. Olay günü nasıl kazaratar ile insanların üzerine toprak örttüğünü çekmek için adamın kazaratarın başına geçmesini istedik. Bana tuhaf gelen, bu adamın sanki hiçbir şey olmamış gibi kazaratar binip tekrar kazmaya başlamasıydı. Aksine ben bunu başaramayacağını düşünüyor gömdüğü kadın ve çocukların cesetlerinin birer birer gözünde canlanacağını sanıyorum. Ancak adamın yüzünde bir pişmanlık hissi ve şuurunu göremedim.”
Kitabın tanıtımı Helsinki'nin İtekeskus semtindeki kütüphanede, Helsinki Belediye Başkan Yardımcısı Paavo Arhinmaki ve Finlandiya Parlamentosu Kürt Halkının Dostluk Grubu Başkanı Jussi Saramo'nun katılımıyla yapılacak.
Kitabı Finceye çeviren Soran Zaki, Enfal’in unutulmaması için bütün dünyanın bu suça tanıklık etmesi gerektiğini ifade ederek, “Kürtlere karşı işlenen Enfal, kimyasal saldırılar ve diğer suçlar hiçbir zaman unutulmayacak. Bu bizler için hiçbir zaman iyileşmeyecek yara olarak kalacaktır” dedi.
Soran Zaki, daha önce de yine Arif Qurbani'nin Teymur (Çöl) adlı başka bir kitabını Fince'ye çevirmişti.
Enfal, Güney Kürdistan’da dönemin devrik Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin’in emri ile Kürt halkına karşı uygulanan 8 aşamalı soykırım hareketinin adıdır. Enfal soykırımında kadın, çocuk, yaşlı yaklaşık 182 bin Kürt katledildi.
Operasyon ismini Kur'an'daki Enfal Suresinden alıyor. Enfal’in Arapça anlamı “Savaş Ganimetleri” dir. 23 Şubat 1988’de başlayıp, 7 Haziran 1989’da sona eren 8 aşamalı Enfal soykırım projesinde 182 bin Kürt zorla yerinden edilerek Irak çöllerine götürüldü ve buralarda kazılan çukurlara canlı olarak gömüldü.
Yine 4500 köy ve 30 ilçe yerle bir edildi, 1800 okul, 300 hastane, 3000 cami ve 27 kilise yıkıldı.
Enfal soykırım projesi özellikle 1988 yılında doruğa ulaştı. Enfal Operasyonu kara harekatları, havadan bombalamalar, yerleşkelerin sistematik bir şekilde yıkılması, toplu zorunlu göçler, idam mangaları ve kimyasal silah kullanımı dahil her türlü insanlık dışı uygulama ile hayata geçirilmişti.
Güney Kürdistan’da en az 1 milyon insanın göç etmesine neden olan Enfal operasyonları döneminde, 16 Mart 1988’de Halepçe ve çevresine yönelik yeni bir saldırı başlatıldı. Kimyasal silahlarla saldırılan kentte en az 5 bin kişi hayatını kaybetti.
Soykırımdan canlı kurtulanlar ise normalden çok daha yüksek oranlarda sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldı.
Baas rejimi tüm gücüyle Kürtlerin üzerine gidiyordu
Dönemin Baas rejimi, Enfal operasyonunda sadece askeri güç kullanmadı. Irak’taki sivil kuruluşlar da bu operasyonlara katılıp, görev yaptılar. Enfal operasyonlarında görev yapan sivil ve askeri kuruluşlar şunlar:
Devrim Komuta Konseyi, Arap Baas Sosyalist Partisi, Irak Ordusu, Özel Kuvvet, Kimyasal Silah Birliği, Cumhuriyet Muhafızları, İstihbarat Başkanlığı, Asayiş Kuvvetleri, Sivil Milis Güçleri ve bakanlıklarla birlikte bankalar, diğer devlet kuruluşları.
Enfal Soykırımı 8 aşamada gerçekleşti
23 Şubat 1988’de başlayıp, 7 Haziran 1989’da sona eren 8 aşamalı Enfal operasyonlarında ilk aşamada Süleymaniye’deki Dola Caafayeti (Caf Vadisi) hedef alınmıştır. Kimyasal silahlarla 5 binden fazla kişinin ölmesine ve on binlerce kişinin yaralanmasına neden olan Halepçe Katliamı da birinci aşamanın bir parçasıdır.
Soykırımın ikinci aşamasında Süleymaniye’ye bağlı Karadağ bölgesi hedef alındı. 22 Martta başlayan ikinci aşamada 1 nisan 1988 tarihine kadar sürdü.
En fazla insan ve maddi kayba yol açan 3’üncü aşamada Süleymaniye’nin Germiyan bölgesi hedef alındı. 7-20 Nisan 1988 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu kanlı eylemlerde binlerce kişi katledildi.
3-7 Mayıs 1988 tarihleri arasında gerçekleştirilen 4’üncü aşamada, Erbil’in Koye (Köysancak) ve Süleymaniye’nin Çemçemal bölgeleri, Şivan, Taktak ve Akçeler ilçeleri hedef alındı.
Kanlı planın 5, 6 ve 7’inci aşamaları 15 Mayıs 1988’de başladı ve 6 Ağustos’a kadar sürdü. Operasyonun hedefi Rewandız ve Şaklava ilçelerinde yaşayan Kürtleri kaçırıp Irak’ın orta ve güney bölgelerine zoraki bir şekilde göç ettirmekti.
Kanlı eylemlerin 8’inci ve son aşaması ise Duhok’u da kapsayan Behdinan bölgesinde gerçekleştirildi. 25 Ağustos’tan 6 Eylül tarihine kadar süren projede Duhok, Zaho, Amadiye ile sınırdaki yerleşim yerleri yıkımın hedefi oldu. Ancak Güney Kürdistan Bölgesi genelinde 7 Haziran 1989’a kadar da devam etti.
Komutasını ‘Ali Kimyawi (Kimyasal Ali)’ yaptı
Kürtleri yok etmeyi amaçlayan bu kanlı planı Ali Kimyavi olarak bilinen Ali Hasan Mecid uyguladı. Operasyonun baş ismi el-Mecid buradan hareketle Halepçe Katliamından sonra ‘Kimyasal Ali’ olarak anılmaya başlandı.
Devrim Komuta Konseyi’nin 29 Mart 1987 tarihinde aldığı bir kararla Kürdistan’daki Ordular Komutanlığı’na atanan Ali el-Mecid, operasyonlarda hedef alınan bölgeleri “Yasak Bölge” ilan ederek bu bölgelere giren herkesi vurma emri vermişti.
Ali Kimyavi, Irak rejiminin 2003 yılında yıkıldıktan sonra tutuklanarak idam edildi.
Soykırım planlarının amaçları
Enfal operasyonlarının gerçekleştirildiği tüm bölgeler özellikle seçildi. Bu bölgeler Kürdistan’da yürütülen özgürlük mücadelesinin stretejik bölgeleriydi. Baas rejimi bu soykırımla Güney Kürdistan devrimini ortadan kaldırmak ve bir daha başkaldıramaz hale getirmeyi umuyordu.
Operasyon döneminde Kürt halkı zengin petrol yataklarının bulunduğu bölgelerden uzaklaştırıp yerine Irak’ın diğer bölgelerinden getirilen Arap aileleri yerleştirildi. Böylece bu bölgelerin demografisi değiştirildi.
Operasyonlarda 4 bin 500 köy ve 30 ilçe yıkıldı, halk göçertildi. Halkın malına “ganimet” olarak elkonuldu. Meyva ağaçları kesildi, bağ ve bahçeler ateşe verildi.
Baas rejimi tüm bu vahşet planlarının hedefinde Kürdistan’da Kürt tarih ve kültürünü yok etmekti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın