ZAHO – Adle annenin dört kızı ve eşi Raperin günü şehit oldu

13-03-2021
Rûdaw
Adle Xişman anne kucağındaki 6 aylık ciğerparesini yitirdi
Adle Xişman anne kucağındaki 6 aylık ciğerparesini yitirdi
Etiketler Zaho Raperin Büyük Ayaklanma Adle Xişman
A+ A-

Zaho (Rûdaw) – Tam 30 yıl önce bugün (13 Mart 1991) Duhok’un Zaho ilçesinde halk, Baas rejimine karşı ayaklandı. Zaho halkı da Güney Kürdistan halkı gibi Raperin’in bir halkası oldu. Adle Xişman adlı anne ise, o gün evine düşen bir top mermisi nedeniyle dört kızını ve eşini kaybetti.

Güney Kürdistan halkı 29 yıl önce, 5 Mart 1991’de Süleymaniye’ye bağlı Raniye ilçesinde Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejimine karşı büyük bir ayaklanma başlattı.

Kürtçede “ayaklanma” anlamına gelen Raperin, dalga dalga yayıldı, şehirler, ilçeler, kasabalar ve köylerde insanlar bu ayaklanmaya destek verdi.

Duhok’un Zaho ilçesinde ise büyük ayaklanma, sabah namazının hemen ardından başladı, köylerden ve kasabalardan gelen destekle halk Baas rejimi askerlerini ilçeden kovdu.

Kucağındaki 6 aylık bebeği şehit düştü

O gün Adle Xişman anne kucağındaki 6 aylık ciğerparesini yitirdi. O, bir kızı ve bir oğlu ile birlikte yaralandı. Fakat dört kızı ve ölümünü gözleriyle gördü.

30 yıl önce bugün, iki top güllesi evlerinin avlusuna düştü. Dokuz kişilik aileden sadece 4 kişi hayatta kaldı. Adle Xişman, günler, aylar ve yıllar geçti ama o kaderini değiştiren o günü hiç unutmadı.

Adle anne, o günü şöyle anlattı:

“Küçük bir odadaydık, mutfak gibi kullanıyorduk. Kahvaltımızı hazırlıyorduk, kahvaltı yapacaktık. Aniden oturduğumuz odada büyük bir patlama oldu. Daha sonra beni Duhok’a götürdüler, oradan Suriye’ye. Ama kime sorsam bana ne olduğunu anlatmıyorlardı. Kendimde değildim, kim ölmüş, kim kalmış bilmiyordum. 6 aylık bebeğimin kucağımda öldüğünü gördükten sonra aklım başımdan gitti.”

1991 yılında Zaho’daki büyük ayaklanma sırasında, tepelerde konuşlanan Baas rejimi askerleri, kent merkezini top atışına tabi tuttu. Bombardımanda Adle annenin aileden 5 kişi, komşu bir aileden de 4 kişi şehit düştü.

O gün orada bulunan Serbest Zahoyi, yaşananları, “Hangi birine koşacağımı bilemiyordum. Hangisi ölmüş, hangisi sağ bilmiyordum. Sağ olanları ne yapacam. Gerçekten çok büyük bir felaketti. Yaşım küçük olduğu için başıma gelen felaket o zaman beni çok aşıyordu” diye anlattı.

Zaho’da Baas rejimine karşı halk ayaklanması 13 Mart 1991 günü sabah saat 04:00’te başladı. Kadınlar daha çok ayaklanmaya teşvik ve erkeklere destek rolü oynadı. Kürdistan Kadınlar Birliği’ne göre, örgüte üye yaklaşık 100 kadın ayaklanmaya aktif öncülük yaptı.

Kürdistan Kadınlar Birliği Zaho Şubesi Başkanı Fatma Firkir, “Kadınlar ayaklanma sırasında daha fazla rol oynadı. Zılgıt çalarak, erkekleri destekleyerek ve teşvik ederek katıldılar. Neticede ogün akşama kadar Zaho’daki raperinde özgürlük elde edildi” dedi.

Ayaklanmada şehit düşenlerin belgeleri Şehit ve Enfal Yakınları Zaho Şubesi Müdürlüğü’nde toplanıyor. 1991 ve daha sonraki yıllarda şehit kayıtları ile ilgilenen resmi bir kuruluş olmadığı için ayaklanmada şehit olan kadınlar tüm belgelerde “şehit vatandaşlar” olarak kaydedildi.

Şehit ve Enfal Yakınları Zaho Şubesi Müdürü Nemet Hemo, “Ayaklanmanın başladığı ilk dönemlerdi. Hiç resmi belge yoktu, dönem siyasi particilik dönemiydi. Zaho, Derkar, Rizgari gibi yerlerde nüfus kayıtları yoktu. Ayaklanma döneminde var olan belgelerin çoğu yandı, evraklar kalmadı. Bu nedenle bir çoğu 1994 yılında şehit diye kayıtlara işlendi” diye belirtti.

Zaho’da o tarihi gün onlarca insan hayatını kaybetti. İlçede 33 şehidin ismi Raperin şehidi diye kayıtlara geçmiş.

Raperin’in kronolojisi

Güney Kürdistan halkı 30 yıl önce, 5 Mart 1991’de Süleymaniye’ye bağlı Raniye ilçesinde Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejimine karşı büyük bir ayaklanma başlattı.

Raperin’in ilk günü Ranye ilçesi ve Çwarkurna, Bıtwen Ovası, Haciawa ve Serkepkan bölgeleri kurtarıldı.

Ertesi gün (6 Mart), Süleymaniye’ye bağlı Bazyan ve Pışder Ovası bölgeleri Saddam’ın askerlerinden temizlendi.

7 Mart günü Süleymaniye halkı ayaklanarak, sabaha karşı Emniyet Müdürlüğü ve Selam Karakolu’nu ele geçirdi.

Raperin, üçüncü gününde, Çemçemal, Halepçe, Arbat, Zerayan ve Piramagrun’a sıçradı.

Aynı gün içinde Süleymaniye – Kerkük anayolu peşmergelerin kontrolüne geçti.

9 Mart’ta Koye (Köysancak) Şeklawa ve Basımra ilçelerinde halk ayaklandı.

Erbil’e bağlı Soran ilçesi, Haci Omeran, Mergesor, Çoman, Spılk, Helifan, Herir, Batas, Mesif, Taktak, Ağcalar ve Karahencir halkı da rejime karşı bayrak kaldırdı.

11 Mart günü Erbil halkı ayaklandı ve aynı gün içinde Kesnezan, Bınaslawa, Daratu, Kuştepe, Şawes, Birzin, Malaomer, Cedide, Topzawa, Kewrgosk, Bahırke ve Berhuştır bölgelerinden rejim güçleri çıkartıldı.

Hanekin ve Celavla ilçelerinin yanısıra Musul’a bağlı Mahmur ve Duhok’a bağlı Akre, Bıcil, Surçi bölgeleri, Berderaş, Cinarte, Zırebar ve Şeyhan bölgeleri kurtarıldı.

13 Mart’ta Zaho, Slevan, ayaklanırken, Kerkük’e bağlı Perde nahiyesi, Germiyan’da ise Kelar ve Cebara bölgeleri rejimden alındı.

Duhok halkı 14 Mart ayaklanarak, Zaweta, Sersing, Deraluk, Şiladze, Amediye ve Bamerne bölgelerinde kontrolü sağladı.

15 Mart’ta Sımel halkı, 16 Mart’ta Serbaşah, Karaçuh ve Mahmur, 18 Mart’ta Perde ve etrafı, 19 Mart’ta Kerkük bölgesi Baas’tan arındırıldı.

Kerkük halkı 20 Mart’ta ayaklanarak kent merkezinden Saddam rejimini attı.

21 Mart’ta Kerkük’te Newroz ateşi yanarken, kentteki Halid karargahında çatışmalar devam ediyordu.

Ordunun saldırısı, göç ve BMGK kararı

27 Mart 1991’de Irak Ordusu büyük bir saldırıya başladı, çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden sivilleri birkez daha katletti. Aynı gün Kerkük, ayın 31’inde ise Erbil işgal edildi.

Ardından Güney Kürdistan halkının büyük göçü başladı ve yüz binlerce kişi Rojhılat ve Türkiye sınırlarını geçti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Fransa ve Belçika’nın talebi üzerine 5 Nisan 1991 tarihinde Güney Kürdistan’da oluşturulacak güvenli bölge ile Kürtlerin Irak ordusunun saldırılarından korunması, insani yardımların ulaştırılması ve göç edenlerin eski yerlerine dönmelerinin sağlanmasına karar verdi.

688 sayılı BMGK kararı ile Baas rejimi güçlerinin 36’ıncı paralel’in kuzeyine geçişleri yasaklanarak, bu bölgede uçuşa yasak bir alan oluşturuldu. Bu karar ile BM, 1925 yılında Milletler Cemiyeti’nin Musul meselesi ile aldığı karardan sonra ilk kez Kürtleri tanıma ve korumaya dönük bir kararı oldu.

Oluşturulan uçuşa yasak bölge ile bir nevi Kürdistan Bölgesi facto olarak özerk bir bölge oldu.

Raperin Kürdistan’daki siyasi cephede de birliğe yol açtı. 1991 yılının Aralık ayında Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) öncülüğündeki Kürdistan Cephesi, Kürdistan Bölgesinde bir parlamento seçimi yapılmasına karar verdi.

7 Temmuz 1992’de bakanlar kurulunun oluşturulmasının ardından Kürdistan Parlamentosu 4 Ekim 1992’de Kürdistan’ı Irak’ın içinde federal bir yönetim olarak ilan etti.

Bu federal yönetim 2003 yılında ABD’nin Irak’ta Saddam rejimini devirmesine kadar uzanan yaklaşık 10 yıl boyunca Saddam’ın ekonomik ve siyasi baskılarına direnerek işleyişini devam ettirdi.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli