14 Mayıs seçimleri; ‘Kürtlere ilk defa kralı belirleme şansı doğdu’

Erbil (Rûdaw) – PAKURD Başkanı İbrahim Halil Baran, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin tüm Kürtlerin kaderini etkileyeceğini söyledi. Kürtlerin de belirleyici bir role sahip olduğuna dikkati çeken Baran, ancak Kürt siyasetinin buna denk bir duruş sergileyemediği eleştirisini yöneltti.

HDP Erbil Temsilcisi Abid İke de, partinin bütün demokratik çevrelere ve Kürt taraflara kapılarını sonuna kadar açtığını belirterek, “HDP’nin Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı yapma gibi bir çabası yok. Halkımızın çıkarları hangi taraftaysa biz o tarafta yer alacağız” diye konuştu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs'a çekilmesine ilişkin kararı dün imzaladı. Ardından bugün Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçime 36 siyasi partinin katılacağını duyurdu.

Rûdaw TV’de yayınlanan “Rûdawî Emro” programına konuk olan HDP’li Abid İke ve Kürdistani Parti (PAKURD) Genel Başkanı İbrahim Halil Baran, seçimler ve Kürt siyaseti hakkında değerlendirmelerde bulundu.  

Milyonlarca kişinin etkilendiği bir dönemde Türkiye’de seçimlere gidildiğini belirten İke, AK Parti ve MHP için bu seçimlerin “çok zor geçeceğini” savundu.

“HDP Türkiye’deki siyasetin kilidi haline geldi”

İke, “HDP demokratik bir cumhuriyetin inşa edilmesinden yana. HDP eşitlik ve özgürlük taraftarı. Herkesin bu ülkede birlikte eşit yaşamasından yana. HDP’nin bu seçimlerdeki misyonu diğer seçimlerden daha önemli. HDP Türkiye’deki siyasetin kilidi haline geldi” dedi.

Bugün herkesin “HDP’nin tavrı ne olacak?” diye tartıştığını ifade eden Abid İke, ancak partisinin kendi yol haritası olduğunu dile getirdi.

İke, HDP’nin temel taleplerinin Kürt kimliğinin tanınması ve Kürt dilinin resmi dil olarak kabul edilmesi, Kürtlerin eşit yurttaşlar olarak anayasada kabul edilmesi olduğunu söyledi.

“HDP bütün Kürt partilerine kapılarını sonuna kadar açmıştır”

Abid İke, “HDP Kürt taraflar arasında ittifak içerisinde. HDP ile ittifak halinde olan partilerin de milletvekilleri ve belediye başkanları var. HDP bütün Kürt partilerine kapılarını sonuna kadar açmıştır. Bizim için en önemli ittifak Kürt taraflar arasındaki ittifaktır. Elbette Kürtler ittifak halinde olsa Türkiye’nin siyasetini daha çok etkileme şansına sahip olurlar. Bu nedenle biliyorsunuz Emek ve Özgürlük İttifakı demokrat çevreler ile Kürt taraflar arasındaki ittifakın adıdır” yorumunu yaptı.

“HDP’nin Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı yapma veya sadece Erdoğan’ın iktidardan indirme gibi bir çabası yok” diyen İke, “Elbette Erdoğan’ın iktidardan gitmesi Kürt halkının hakları açısından olumlu sonuçlar doğuracak ama biz Erdoğan veya Kılıçdaroğlu hayranı değiliz. Erdoğan da HDP ve HDP’nin ittifak yaptığı partilere muhtaçtır, Kılıçdaroğlu da. Biz gücüz ve arkamızda halk var. Halkımızın çıkarları hangi taraftaysa biz o tarafta olacağız” sözlerini sarf etti.

“HDP’nin cumhurbaşkanı yardımcılığı elde etme gibi bir derdi de yok. Artık bir yol haritamız var” diyen İke, “Selahattin Demirtaş ise Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesini savunuyor. Bu görüşler HDP için ne kadar belirleyici?” sorusuna, “Sayın Demirtaş eski eş genel başkanımız. Cezaevinde de Kürt halkı ve demokrasi için çalışıyor. Partimiz Demirtaş’ın sözlerini önemsiyor ancak kararı veren partidir, HDP yönetimidir. Demirtaş’ın önerileri makul de olabilir” ifadesini kullandı.

“1921’den sonra Kürtlere ilk defa kralı belirleme şansı doğdu”

PAKURD Genel Başkanı Baran da, Cumhuriyet tarihinde ilk defa Kürtlerin bir seçimde rolünün öne çıktığına dikkati çekerek, “1921’den sonra ilk defa Kürtlere kralı belirleme şansı doğdu. 2018’de yapılan referandumda Türkiye’de sistem değişti. Hangi taraf yüzde 51 oy alırsa o taraf cumhurbaşkanı olur. Bugünkü veriler ne Recep Tayyip Erdoğan’ın ne de Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek başına iktidar olamayacağını gösteriyor. Burada ittifakların önemi ortaya çıkıyor ve dolayısıyla Kürtler ön plana çıkıyor” dedi.

“Kılıçdaroğlu Kürtlerin oyunun yüzde 100 cepte görüyor”

Selahattin Demirtaş ve HDP’nin daha çok Kılıçdaroğlu’na meyil gösterdiğini dile getiren Baran, “Bir ittifaka dahil olmayıp görüşlerini açıkça dile getiremezlerse bu Kürtlerin oylarının kıymeti düşer. Bugün Türkiye’de 40-50 bin oyu olan partiler bile bir kürsü sahibi. İşte Tayyip Erdoğan’ın gidip Yeniden Refah Partisi ile görüştü. Diğer taraftan mesela Demokrat Parti var Millet İttifakı içerisinde, oyları yüzde 1 bile değil. Kürtlerin bugün desteklediği en büyük parti HDP’dir, Meclis’te de çok aktifler. Fakat ben HDP’nin bu oyların hakkını verebileceğine inanmıyorum. Çünkü bugün Kılıçdaroğlu Kürtlerin oyunun yüzde 100 cepte görüyor, diğer taraftan Erdoğan bu oylara hiç ihtiyaç duymuyor. Belli ki bu da yanlış bir siyasetin ürünü” ifadesini kullandı.

Kürtler için ilk defa önemli bir fırsat  doğduğunu belirten Baran, “Hem Demirtaş’ın, hem Mithat Sancar’ın hem de Saruhan Oluç’un açıklamaları somut bir planları olmadığını gösteriyor. Hayali şeyler istiyorlar, demokrasi, Türkiye’nin demokratikleştirilmesi gibi. Keşke olsa ama bugün Kürtlerin dili yasak. Hapislerde çoğu da HDP kadrosu,  on binlerce Kürt içeride. Burada HDP’nin rolü çok önemli ama son hafta Meral Akşener Millet İttifakı’ndan bir iki geceliğine ayrıldı. Kürtler burada önemli bir rol üstlenip bu meseleye taraf olabilirlerdi. Bugün HDP ne kadar da Türkiye partisi olduğunu söylese, ne Millet ne de Cumhur ittifakı Kürt oldukları için onlara yaklaşmıyor” dedi.  

“Bu seçim tüm Kürtlerin kaderini etkileyecek”

PAKURD Genel Başkanı Baran, şu ifadeleri kullandı:

“Bugün Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin nüfusu yaklaşık 30 milyondur. Kürtlerin 20 milyon oyu olduğu, 6 milyon gencin de ilk defa oy kullanacağı ve bunlardan 2 milyonunun da Kürt olduğu söyleniyor. Kürtlerin nüfusu ile talepleri ve kazanımları birbirine denk değil. Çünkü bizde bu noktada siyaset rolünü oynamıyor. HDP’nin dediği Türkiye’nin demokratikleşmesi iyi de önemli olan Kürtler için ne istedikleri. İkincisi bugün Kürt siyaseti ne istediğini açıkça ortaya koymalı. Bugün HDP bir şey diyor, Demirtaş başka bir şey. Daha İmralı ve Kandil’den ses çıkmadı. Kürt partiler başka bir şey diyor. Bu seçim tüm Kürtlerin kaderini etkileyecek. Sadece kuzeyde değil, Rojava’da, Kürdistan Bölgesi’nde. Ama Kürt siyaseti hayaller üzerinde durmuş. HDP biz bir şey istemiyoruz diyor. Halbu ki siyaset zaten istemektir, talep etmektir. O koltuklar mebusların rahatı için değil, halkın taleplerini dile getirmek ve savunmak içindir. Kürtler bugün ne istiyor. Bizce yedi başlık var. Kürtlerin açıkça devletin ortağı olması, devletin açıkça, anayasada Kürtlerin varlığını kabul etmesi. Diğeri Kürt dili serbest olmalı. 30 milyon Kürt var ama bir ilk okulları yok. Bu nüfusu bir çok devletten fazla olan Kürtler için başlı başına bir ayıptır. Yine şehirlerimizin, köylerimizin isimleri değiştirilmiş, Kürtlerin belediyelerine kayyum atanmış, ellerinden alınmış. Buna denk bir siyaset yürütülmeli.”