Haber Merkezi- 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’nda toplam nüfusun yüzde 25'i 15 yaşın altında, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı ise ilk kez yüzde 10'a ulaştı.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsünce yürütülen 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, Türkiye’de yaşlı nüfusun payının arttığını gösterdi.
Araştırma kapsamında, Türkiye’yi temsil eden 11 bin 56 hanehalkı ve doğurganlık çağındaki (15-49 yaşlarındaki) 7 bin 346 kadın ile görüşme yapıldı.
Türkiye’de yaşayan Suriyeli göçmen nüfusu temsilen de bin 826 hanehalkı ve doğurganlık çağında 2 bin 216 kadın ile görüşülürken, Kürt kentlerine dair bilgi verilmedi.
Türkiye hala genç bir nüfus yapısına sahip ancak yaşlı nüfusun payı arttığı belirtilen araştırmada elde edilen bazı sonuçlar şöyle:
“Toplam nüfusun yüzde 25’i 15 yaşın altında olduğu, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranının ise ilk kez yüzde 10’a ulaştığı görüldü.
Hanehalkı büyüklüğü azalmaya devam etti, son 20 yılda Türkiye’deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 4,5 kişiden 3,5 kişiye düştü. Türkiye’deki hanehalklarının dörtte üçünün 4 ya da daha fazla kişiden oluştuğu, hanelerin yüzde 9’unun ise tek kişilik haneler olduğu gözlemlendi.
Nüfus ve sağlık araştırmalarının sonuçlarına göre, son 20 yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan 5 yaş altı çocukların oranı yüzde 26’dan yüzde 2’ye geriledi.
6 yaş üzerindeki nüfus içinde kadınların yüzde 25’i, erkeklerin ise yüzde 14’ünün ya hiç okula gitmediği ya da ilkokulu bitirmediği görüldü.
Erken yaşta yapılan evlilikler ile ilgili veriler, 15-19 yaş grubundaki kadınların yüzde 5’inin evlenmiş olduğunu, evliliklerin yüzde 24’ünü akraba evliliğinin oluşturduğu gösteriyor.
Türkiye’de kadın başına ortalama 2,3 çocuk olan doğurganlık seviyesi son 15 yılda neredeyse hiç değişmedi.
Evli ve doğurgan çağdaki kadınların yüzde 70’i gebeliği önleyici bir yöntem kullanıyor. Son 5 yılda modern yöntem kullanımı yüzde 47’den yüzde 49’a çıkarken, geleneksel yöntem kullanımı yüzde 26’dan yüzde 21’e geriledi.
Son 5 yıldaki doğumların yüzde 99’u bir sağlık kuruluşunda gerçekleşti.
Doğumların yarısından fazlasının (yüzde 52) sezaryen doğum olduğu görüldü. Sezaryen doğumlarda 5 sene öncesine göre yüzde 4’lük artış gözlendi.
Türkiye’de 5 yaşından küçük çocukların yüzde 6’sının boyu yaşına göre kısa. Türkiye’de kronik beslenme sorunları sonucu oluşan bodurluk, kırsal alanlarda (yüzde 8), doğu bölgesinde (yüzde 8), düşük refah seviyesindeki hanelerde yaşayan (yüzde 12) ve annesi eğitimsiz (yüzde 9) çocuklar arasında daha yaygın.
Çocukların yüzde 8’i obez. Kadınlar arasında da obezitenin artıyor. Beden kitle endeksine göre kadınların yüzde 29’u kilolu, yüzde 30’u ise obez.
Türkiye’deki Suriyelilerde ise doğurganlık düzeyi kadın başına ortalama 5,3 çocuk seviyesinde. Ortalama ideal çocuk sayısı, 15-49 yaş arası halen evli Suriyeli kadınlar için 4,1 çocuk.
Gebeliği önleyici yöntem kullanımındaki yaygınlık oranı, 15-49 yaş arasındaki halen evli Suriyeli kadınlarda yüzde 43. kadınların yüzde 24’ü modern yöntemleri, yüzde 19’u ise geleneksel yöntemleri kullanıyor.
Suriyeli göçmen kadınların yüzde 21’inin karşılanmamış aile planlaması ihtiyacı bulunurken, Suriyeli çocukların ise yüzde 21’inin nüfus kaydı bulunmuyor.
Suriyeli göçmen nüfusta doğumların yüzde 93’ünün bir sağlık kuruluşunda gerçekleştirildiği, annelerin yüzde 89’unun doğumdan sonraki 41 gün içinde doğum sonrası bakım aldığı belirlendi.
Suriyeli 5 yaş altı çocukların yüzde 17’sinin bodur ya da yaşına göre çok kısa.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın