Adalet Bakanı’ndan Rûdaw’ın Tahir Elçi ve Yargı Paketi sorularına yanıt

Diyarbakır (Rûdaw) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Tahir Elçi cinayetine ilişkin soruşturmanın devam ettiğini, soruşturma tamamlanınca sonuçlarının tüm kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.

 

Diyarbakır Adliye Sarayı ziyaretinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Abdulhamit Gül, Rûdaw Diyarbakır Temsilcisi Maşallah Dekak’ın sorularına yanıt verdi.

 

Gül, “Diyarbakır ziyaretinizde baroyu da ziyaret ettiniz. Tahir Elçi cinayeti ile ilgili bir gelişme var mı?” sorusuna şu sözlerle cevap verdi:

 

“Evet bugün Diyarbakır Baromuzu da ziyaret ettik. Diyarbakır Baro Başkanlarından Tahir Elçi’yi rahmetle anıyorum. Tahir elçi hukukun ve demokrasinin daha üstün olması için gayret gösteren bir hukuk adamıydı. Vefatı bizleri derinden üzdü. Bu vesileyle rahmet anıyor, acılı ailesine ve tüm sevenlerine tekrardan üzüntülerimi ve taziyelerimi bildiriyorum.

 

Savcılık soruşturması devam etmektedir. Yargısal bir süreç olduğu için hepimiz bu titiz ve özenli bir şekilde sürdürülerek sonuçlandırılacak bu soruşturmayı bekliyoruz. Umarız tüm çıplaklığıyla, tüm boyutlarıyla bu olayın bütün sebepleri, bütün failleri ortaya çıkacaktır. Bizler de hukuk adamları ve Tehir Elçi’nin meslektaşları olarak bu süreci takip edeceğiz. Savcılık makamı da soruşturma tamamlanınca bunu kamuoyuyla paylaşacaktır.”

 

Abdulhamit Gül, Dekak’ın Yargı Paketi ile ilgilis orusuna da yanıt verdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yargı Paketi hakkında açıklama yaptığını anımsatan Gül, “Bu beş yıllık süre için yargı reformuna ilişkin önerilerdi. Birinci Yargı Paketi ile ilgili bakanlığımızın önerileri de paylaşıldı. Ve burada özellikle düşünce ve ifade özgürlüklerinin daha da güçlendirilmesine ilişkin vurguların bu dönemde çok önemli olduğuna inanıyoruz” dedi.

 

Eleştiri ve haber sınırını aşmamak kaydıyla hiç bir düşünce açıklamasının suç unsuru sayılmaması hususundaki düzenlemeler çok önemli” diyen Gül, AK Parti iktidarı döneminde bu konuda önemli adımlar ve yasal düzenlemeler yapıldığını ancak uygulamada bazı hatalar yaşandığını belirtti.  

 

Gül, “Tutuklamada bir azami sürenin öngörülmesinin, düşünce ve ifade özgürlüğünden dolayı cezaların yine bir Yargıtay incelemesinden geçirilmesinin doğru ve gerekli olduğuna inanıyoruz. Böylece Türkiye'de farklı mahkemelerde, farklı istinaflarda farklı kararların çıkarak, hukuka güvenin zedelenmemesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.


Ali Babacan'a ilişkin soruyu Gül, şöyle yanıtladı:

 

"Hukuk, insanı ve haklarını koruyan bir müessese. Bu çerçevede çok önemli bir düzenlemeyi 2 yıl önce AK Parti olarak getirdik. Bir vatandaş hakkında FETÖ'cü ya da bir başka suçlamayla iftira atıyorsunuz, çamur at izi kalsın. Hukuk çamur atanların iziyle uğraşacak değildir. Hukuk çamur atanların, çamur atmasını önlemek zorunda. Bu mekanizmaları kurmak zorundayız. Kişi lekelendikten sonra, 'pardon' demenin hiçbir anlamı yoktur. İşte bu lekelenmemenin hakkı bu çerçevede getirilmiştir. Bir kişiyle ilgili kapısına, evine polis gitmeden önce savcılık bu çerçevede soruşturma açılıp açmamasına, buna gerek olup olmadığına, dosya çerçevesine bakıp karar vermektedir. Bu olayda da savcılık soruşturma açmaya dahi gerek görmeden, bir soruşturma yapmasına gerek olmadığına dair karar verdi."

 

Gül, bunun AK Parti'nin özgürlükçü, reformcu ve vatandaşları iftiradan korumaya, lekelenmemelerini sağlamaya yönelik önemli bir adımı olduğuna işaret ederek, bu çerçevede bir karar verildiğini aktardı.

 

Kimsenin yargıyı kendi ithamlarına ve iftiralarına alet etmemesi gerektiğini dile getiren Gül, yargının buna asla prim vermeyeceğini ifade etti.

 

Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Esasen geçmiş zamanlarda örneğini gördünüz. Ergenekon gibi bir yargılamada, herkesi Ergenekoncu diye bir çuvala koyup sonrasında, o çuvalın içerisinde deliller üreterek, yargıyı ne hale getirenleri gördük. İşte bizim farkımız bu olmalı. Hakim ve savcılarımız da bunu yapmaya çalışıyor. Hiçbir şekilde FETÖ mücadelesi dahil, sulandırmaya asla müsaade edilmeyecek en hayati, en milli meseledir, en hukuki konudur. Bu çerçevede bu mücadelenin sulandırılmaması, kimsenin lekelenmemesi, gerçek suçluların açıkça ortaya çıkması, masumların ayrılması hususunda yargının titizliği elbette sürecektir. Bizim beklentimiz de budur."