Rus Büyükelçi: Irak'ın yapay sınırları Iraklı olmayanlar tarafından çizildi

Rusya'nın Bağdat Büyükelçisi Elbrus Kutrashev, "Tarihsel olarak, Irak'ın yapay sınırlarının Iraklı olmayanlar tarafından çizildiğini bilmemiz gerekiyor. Ortadoğu'daki yapay sınırlar, tüm ülkeler için başka sorunlar yaratacaktır” dedi. 

Bestoon Osman’ın sunduğu “Rûdaw’i Amro” (Rûdaw’da Bugün) programına katılan Rusya'nın Bağdat Büyükelçisi Elbrus Kutrashev, ülkesinin Kürdistan Bölgesi, Irak ve Rojava politikası hakkında yöneltilen sorulara yanıt verdi.

Moskova yönetiminin Erbil yönetimi ile iyi ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Elbrus Kutrashev, Covid-19 nedeniyle karşılıklı ziyaretlerin kısıtlandığını söyledi.

“Kürdistan Bölgesi yasal bir otoritedir”

Kutrashev, Kürdistan Bölgesi’nde faaliyet gösteren Rus şirketlerin Erbil ve Bağdat yönetimlerinin yasaları çerçevesinde çalıştıklarını ifade ederek, “Asıl mesele şu ki Ortadoğu'da herhangi bir ülkede yapacağımız her eylem o ülkenin yasal otoritesi ile koordineli olmak zorunda. Bu anlamda Kürdistan Bölgesi de yasal bir otoritedir” dedi.

ABD güçlerinin Rojava’dan çekilmediklerini savunan Elbrus Kutrashev, “Amerika Suriye'de bazı bölgeleri işgal ediyor. Sorun Suriye'nin güneydoğusunda değil, Tanaf bölgesinde değil, orada yasa dışı olarak askeri üsleri var ve 55 kilometrelik alana güçlerini konuşlandırdı. Biz bunu onaylamıyoruz” diye konuştu.

Büyükelçisi Kutrashev ile Rûdaw ekranlarında gerçekleştirilen söyleşi şöyle:

Sayın Kutrashev, bugün bizimle olduğunuz için öncelikle çok teşekkür ederim ve hoş geldiniz.

Çok teşekkür ederim, tanıştığımıza memnun oldum.

Kürdistan Bölgesi'ne ilk ziyaretinizi gerçekleştirdiniz, Kürdistan Bölgesi Başkanı ve Başbakanı’na mesajınız neydi ve Rusya Büyükelçisi olarak Kürdistan Bölgesi’ne geldiğinizde neler hissettiniz?

Açık söylemek gerekirse, Kürdistan Bölgesi'ni ziyaret etmek ve Bağdat'tan buraya gelmekten memnuniyet duydum. Aslında Kürdistan Bölgesi liderliğine herhangi bir mesajımız yoktu ve ilişkilerimiz Allah'a şükürler olsun mesaj alışverişini gerektirecek bir düzeyde değil,ilişkilerimiz devam ediyor. İyi bir siyasi diyaloğumuz var ve en nihayetinde biz dostuz. Bu vesileyle, Rusya Büyükelçisi bu dostane ortama gelip temiz bir hava soluma fırsatı yakaladı. Nitekim hava burada çok daha iyi.

Bu doğal bir atmosfer. Peki siyasi atmosfer hakkında ne düşünüyorsunuz, Bağdat'ta özgürce hava solumak mümkün değil, Erbil'de daha iyi nefes alabiliyorsunuz?

Hayır, öyle demek istemedim. Bağdat benim için çok önemli bir şehir ve hayatımın beş yıldan fazlasını orada geçirdim. Şüphesiz bu da kolay olmadı. Aynı zamanda Bağdat için de kolay değildi. Hayatımın önemli bir parçası diyebilirim, hatta en büyük oğlum 1999 yılında Bağdat'ta doğdu, dolayısıyla Bağdat ailemin tarihinin bir parçası haline geldi. Kusura bakmayın konuyu doğrudan siyasi olarak ele almak istemedim. Böyle bir fırsatı bulmuşken Irak ve Kürdistan'daki dönemimi biraz da siyaset dışı konuşmak istedim. Kürdistan'a yaptığım ziyaretin de siyasi bir mesaj taşıdığına şüphe yok. Şu anda bulunduğum konumun Kürdistan ve genel olarak Irak'ta benden önce görev yapan Büyükelçi Maxim Maksimov'un görevlerine benziyor. Bu açıdan Bağdat'ta yapmamız gereken siyasi çalışmalar var ve arada Kürdistan'ı ziyaret edip buradaki dostlarla bir araya gelip görüş alışverişinde bulunacağız.

Bugün hangi konularda görüş alışverişinde bulundunuz?

Her şey hakkında. Irak’taki ve bölgedeki gelişmeler hakkında, Suriye ve İran hakkında. Bizim ve Kürt ortaklarımızın ilgilendiği tüm konular hakkında konuştuk.

Irak hakkında konuşuyorken sizin görüşünüzü merak ediyorum? Elbette İran ve Suriye hakkında da görüşleriniz var, ancak öncelikle Irak'tan başlayalım.

Suriye'de deneyimim var ama İran ile ilgili deneyim sahibi değilim. Kesinlikle Irak'ta deneyim sahibiyim. İran'a karşı da tarafsız bir bakış açısına sahibim. Irak'a gelince, işlerin karmaşık olduğunu ve bazı şeylerin olmasını istediğimizden daha dramatik olabileceğini belirtmeme gerek yok sanırım. Ancak genel bir karşılaştırma yapacak olursam yani 2005 ile karşılaştırıldığında o kadar da kötü değil; hatta bazı hususlarda daha iyi olan şeyler var. Güvenlik konusunda ilerleme kaydedildi. Irak'ın şu anda karşı karşıya olduğu tüm ekonomik, sosyal koşullar, elektrik krizi ve tüm bu krizlere rağmen durum 2005'e göre çok daha iyi.

2005'te Irak'ta örneğin yabancı misyonlara düşman olacak mezhepçi milisler yoktu ve komşu ülkelerin müdahalesi şimdikiyle kıyasla daha azdı. 2005 ile karşılaştırıldığında Irak'ın daha istikrarlı olduğu mu düşünüyorsunuz?

Sizinle aynı görüşte olmadığım için beni affedin. Çünkü 2005'te mezhepsel gerilimler en üst düzeyde olmasa da açıkça görülüyordu. Mezhepsel gerilimler vardı, silahlı gruplar da vardı ve biz Rusya olarak çok uluslu ve çok dinli bir devletiz, dolayısıyla dini veya ulusal düzeyde sorunlarımız olduğunda bunu tamamen siyasi bir sorun olarak ele alıyoruz. Bu açıdan bakıldığında, hükümete karşı gelen ve diplomatik misyonları hedef alan silahlı grubun dini veya ulusal olması önemli değil. Onlar terörist ve bizim düşmanımız. Bizi ciddi güvenlik tehditleri ile karşı karşıya bırakıyorlar. 2006'da elçilikteki beş meslektaşımızı kaybettik. Bu sadece Irak'ta değil, Ortadoğu'da bugüne kadar başımıza gelen en büyük insani kayıptı.

Bu gruplar bir hafta ila on gün önce başkent Erbil’e yakın köyleri insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlemiş ve hedef almıştı. Geçmişte de Erbil’e roketli saldırılar düzenlenmişti. Bu saldırıları kınadığınızı biliyorum, ancak Kürdistan'a, diplomatik misyonlara ve Irak'ın geri kalanına saldıran bu grupların amaçları hakkında fikrinizi öğrenmek istiyorum.

Açık konuşmak gerekirse, neler olup bittiğine dair tablonun tamamı gözlerimin önünde canlanmıyor. Tüm bu olayların da tablonun tamamını ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Bu olayları Irak’ta yaşanan bir dizi dramatik olayın parçası olarak görüyoruz. Bu konuda yorum yapmak zor.

Bunun arkasında kimin olabileceğine dair bir fikriniz var mı?

Söyleyebileceğim tek şey, Irak'ın çeşitli gerilimlerin ve çatışmaların arenası haline geldiği ve bazen bu saldırıların arkasında kimin olduğunu kestiremezsiniz.

Irak'ı etkileyen bu krizler konusunda Rusya'nın tutumu nedir?

Terör gruplarının faaliyetlerinin yarattığı gerilimler, devletin yasal organları ve kurumları tarafından ele alınmalıdır. Siyasi etkenlerden kaynaklanan gerilimler ise siyasi çabalarla çözülmelidir. Bu grupların isimlerini vermek istemiyorum ama Irak'ın siyasi ve askeri örgütlerin parçası olan gruplar var ve aynı zamanda bu gruplara terörist diyen ülkeler de var.

Siz de onları terörist olarak mı tanımlıyor musunuz?

Biz onlara terörist demiyoruz.

Ancak Erbil'e saldıran gruplardan bahsederken ‘terörist’ kelimesini siz kendiniz kullandınız

Özellikle o grupları kastetmemiştim. Genel olarak durumdan bahsetmiştim. Açıkçası bunlar terörist diğerler terörist değil gibi bir söylemin içerisinde olmak pek de önemli değil. Bu bizim yapmak istediğimiz bir iş değil. Biz diplomatik bir misyonuz ve görevimiz bulunduğumuz ülkenin durumunu değerlendirmektir. Biz de arkadaşlarımızın sorunları çözmelerine yardımcı olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak asıl çabayı Iraklıların kendileri vermelidir. Çünkü sorunları kendi aralarında çözmezlerse Irak'ın istikrarlı ve güçlü olması zor gibi görülüyor.

Yani yabancı güçlerin Irak’taki varlığının ülkedeki gerginliğin nedenlerinden biri olduğunu, çekilmeleri halinde Irak'ın daha iyi durumda olacağını ve Iraklıların sorunlarını daha iyi çözebileceklerini mi düşünüyorsunuz?

Maalesef mesele o kadar basit değil. Amerika Irak'ı işgal ettiğinde bunu yasadışı bir eylem olarak nitelendirdik. Çünkü Güvenlik Konseyi tarafından herhangi bir yaptırıma maruz bırakılmamıştı. Daha sonra uluslararası hukuka göre onlara ‘ülkeyi işgal ettiğiniz için Irak'ta olan her şeyin sorumluluğu size ait’ dedik. Bu, BM Güvenlik Konseyi'nde ifade edildi. Bu açıdan bakınca, Amerika’nın Irak'taki varlığı bir taraftan gerginliğe neden oluyor ve sorunun uzun vadede daha da büyüceğinin habercisi. Bağdat, Irak yönetimi ABD’nin Irak'tan çekilmesini istiyorsa, kendilerini destekleyeceğiz. ABD, çekilmesi durumunda sorumlu bir şekilde geri çekilmelidir.

Peki nedir bu sorumluluk?

Mesele şu ki, geri çekildiklerinde bir güvenlik boşluğu bırakılmamalıdır.

O boşluk nasıl doldurulabilir?

Bu soru Rusya Büyükelçisi'ne yöneltilecek bir soru değil. Bu benim sorunum değil. Ancak Irak'a zorla girenler ve güçlerini yirmi yıla yakın Irak'ta tutanlara sorulmalı

Bunu düşünmeleri gerektiğini mi söylemek istiyorsunuz?

Bilmeleri gerekirdi...

Bu soruyu neden size sorduğumu biliyor musunuz? Bakınız, Amerika Rojava’nın bazı kısımlarını terk ettiğinde yerine Rusya’nın güçleri yerleştirilmişti.

Aslında, hatırladığım kadarıyla Amerikalılar, Türklerle karşı karşıya gelmemek için çekildiler. Suriyelilere karşı iyi niyetleri olduklarından dolayı geri çekilmediler. Kaldı ki Ruslar Suriye’deki Rus askerlerinin sayısı belli. Suriye güçleriyle birlikte bazı bölgelerin güvenliğini sağladık, böylece Türkiye'ye yakın güçler ile Kürt gruplar arasında olası bir çatışmayı önledik.

Benzer bir senaryonun Irak'ta tekrarlanması bekleniyor mu? Böyle bir ihtimal var mı?

Irak için hayır. Irak'ın bir bütün, egemen bir devlet olduğuna ve çabalarıyla güvenliğini koruyabileceğine kesinlikle güvendiğimizi vurgulamak istiyorum. Irak yardıma ihtiyaç duyarsa, sanırım yardım talep edebilir.

Rusya ona yardım etmeye hazır mı?

Sanırım evet. Ama bu soru hiç bu şekilde sorulmadı. Rusya'dan hiçbir zaman güvenlik açısından Irak'a yardım etmesi istenmedi. Suriye hükümetinden yardım talebi aldık ve yardımcı olduk. Irak'taki durum göz önüne alındığında, Irak'ın Rusya'dan böyle bir şey isteyeceğinden şüpheliyim.

Rosneft ve Gazprom Kürdistan Bölgesi'nde var ve bu iki şirketin Kürdistan Bölgesi'ndeki varlığı Irak'ı rahatsız ediyor. Moskova ve Erbil arasındaki ekonomik ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Kürdistan Bölgesi ile Rusya arasında daha fazla yatırım için seçenekler nelerdir?

Irak'ın rahatsız olduğunu söyledin, Bağdat'ı mı kastediyorsun!

Evet.

Her şeyden önce, Irak'ın herhangi bir yerindeki tüm faaliyetlerimiz Irak hükümeti ve yerel makamlarla koordineli olmalıdır. Bu önemli bir temel noktadır.

Ama Rosneft ve Gazprom'da da durum böyle miydi?

Bu iki şirket özel şirketler ve buraya gelişlerinin ayrıntılarını bilmiyorum. Belki de Irak hükümetine hitap etmeyen bir şekilde geldiler. Detayları bilmiyorum. Uzun yıllardır Suriye ile meşguldüm ve şimdi Irak'a döndüm, geçmişin tüm detaylarına sahip değilim ne yazık ki. Ancak asıl mesele şu ki Ortadoğu'da herhangi bir ülkede yapacağımız her eylem o ülkenin yasal otoritesi ile koordineli olmak zorunda. Bu anlamda Kürdistan Bölgesi de yasal bir otoritedir.

Bu, Kürdistan Bölgesi'nin petrol dosyasını meşru bulduğunuz anlamına mı geliyor?

Bu meseleyi öncelikle Bağdat ile Erbil arasında çözülmesi gereken bir sorun olarak görüyoruz.

Ama bu sorun Kürdistan Bölgesi ile Irak arasında on yılı aşkın bir süredir var ve çözülmedi. Hükümetin şirketleri de dahil olmak üzere Rus şirketleri Kürdistan Bölgesi ile koordinasyona devam ediyor.

Bu, Rusya'nın çok pragmatik ve uyumlu olduğunu gösteriyor. Çözüm sadece Rus şirketlerinin değil, Kürtlerin ve Irak'ın da çıkarına olacak. Bu şirketler hakkında konuşursak, kimse bize bu şirketlerin faaliyetlerinin yasa dışı olduğunu söylemedi.

Ama Kürdistan Bölgesi'ndeki faaliyetleri nedeniyle bu şirketlerin bazılarının Irak'taki faaliyetleri askıya alındı.

Böyle şeyler de olur. Belki de bu durum şirketlerin hatasından kaynaklandı ve hükümet de böyle bir tutum sergiledi. Bunu büyük bir problem olarak görmüyorum.

Kürdistan Bölgesi ile Rusya arasında yatırım alanında yapılması muhtemel anlaşmalar yok mu?

İlişkilerimizi geliştirmek için ortak bir niyet var. Ama bir anlaşma hakkında hiçbir şey duymadım. Hepimiz Covid-19’dan kaynaklanan sorunu ve etkilerinden muzdarip olduğumuz için şu anda bu tür konular hakkında konuşmak zor.

Ama hayat devam ediyor.

Hayat devam ediyor, bu yüzden bizi burada maskesiz ve gelecek hakkında konuşurken buluyorsunuz.

Kürdistan Bölgesi Başkanlığı'nın Rusya'yı ziyaret etmesi ya da Rusya Dışişleri Bakanı Sayın Sergey Lavrov'un Kürdistan Bölgesi'ni ziyaret etmesi çok konuşulan bir konu. Bu tür ziyaretler için bir plan var mı?

Dediğim gibi Covid-19 yüzünden sorunlarımız var. Ziyaretlerin gecikmesine o sebep oldu. Covid-19 öncesi ilişkiler çok iyiydi. Eski haline dönmesini umuyoruz. Kürt liderliğiyle aramızdaki karşılıklı güven düzeyi çok yüksek. Bir süre toplantı ve ziyaretlerin yapılmaması siyasi bir değerlendirme ile açıklanmamalıdır. Sebebi sadece lojistiktir. 

Her hangi bir davet var mı?

Henüz değil. Açık konuşacak olursam, muhtemelen yakında davetler olacaktır. Ama şu anda herhangi bir açıklama yapmam uygun değil. Kürdistan Bölgesi yetkililerinin Rusya'yı ziyaret etmek istemeleri durumunda bize bilgi vermeleri yeterli başka yapacakları bir şey yok ve ziyareti onlar adına biz organize edeceğiz.

Yani davete gerek yok mu?

Tekrar söylüyorum, eskiden güçlü ilişkilerimiz ve protokollerimiz vardı. Biz dostuz ve bir konu hakkında tartışmak istiyorsak, görüşme arzumuzu belirteceğiz.

Son iki yılda Irak, Adil AbdulMehdi'nin kabinesinin istifası, Kasım Süleymani'nin öldürülmesi, Irak’ta düzenlenen protesto gösterileri ve hükümet kurmanın önündeki engeller gibi önemli olaylara sahne oldu. Bu iki yılı nasıl değerlendiriyorsunuz? Seçimlerin son iki yılda yaşanan sorunlara çözüm getireceğini düşünüyor musunuz? Yoksa daha fazla gerginliğe ve istikrarsızlığa mı yol açacak?

Mümkünse, bu olaylar hakkında küresel strateji perspektifinden konuşmak istiyorum. Tarihsel olarak, Irak'ın yapay sınırlarının Iraklı olmayanlar tarafından çizildiğini bilmemiz gerekiyor. Ortadoğu'daki bu yapay sınırlar, tüm bu ülkeler için başka sorunlar yaratacaktır. Irak halklarından ve Suriye halklarından bahsediyoruz ama bu halklar tek bir halk olarak birlikte yaşamayı öğrenmeli.

Ama geçtiğimiz 100 yılda sözün ettiğiniz halklar birlikte yaşayamayacaklarını kanıtladı.

Hayır, bunu öğrenmeye başlıyorlar.

Bundan emin misin?

Bu konuda iyimserim. Hala zamana ihtiyaçları var. Bu açıdan Irak'ta yaşanan krizleri de bu sürecin bir parçası olarak yorumluyorum. Ne yazık ki, bu meydana gelen son kriz olmayabilir. Ama şunu söylemek isterim ki Irak çok zor dönemlerden geçti. Sonuncusu yirmi yıl önceydi. Tek bir ülke olarak onu atlatmayı başardı. Bu da geleceği hakkında iyimser olduğum anlamına geliyor.

Sınırların bu bölgeden olmayan insanlar tarafından çizildiğini söylediniz. Siz Rusya'da, başkalarının 100 yıl önce gelip çizdiği bu sınırları neden destekliyorsunuz? Neden aynı kalmasını istiyorsunuz?

Çünkü her şeyden önce başka ülkelerin sınırlarına girecek durumda değiliz. Bunun bizimle alakası yok.

Ancak Amerika da bunu yapıyor, Rusyalar da.

Hayır, Rusya bunu yapmıyor. Devletlerin sınırlarına girmiyoruz. Aksine, onları kendi iç sorunları olarak görüyoruz. Bu ülkelerin egemenliği ile bağlantılıdır. Sınırları değiştirmekle ilgili her konuşma ve her sınır değişikliği girişimi her zaman felaketlere, dramatik olaylara, insan kayıplarına ve yıkıma yol açar.

Bunun dayatılan bir koşul olduğunu söylesek daha iyi olmaz mı?

Biz istikrarı destekliyoruz.

Son sorum Rojava ile ilgili olacak. ABD güçlerinin o bölgeden çekilmesinin ardından Rusya ile Demokratik Suriye Güçleri arasında görüşmeler başladı. Bu görüşmeler daha fazla ilerleme sağlanabilirdi? Ya da şöyle söyleyeyim görüşmeler neden sonuç vermedi?

Ne yazık ki, soru sorma formatınıza katılmıyorum.

Bu yüzden soruyu iki şekilde sordum.

Öncelikle Amerika Rojava'dan hiç çekilmedi. Orada üstünlük kendilerinde.

Daha sonra Türkiye'nin işgal ettiği bölgelerden çekildiler.

Bu bahsettiğiniz bölgeler küçük bölgeler. Sorun şu ki Amerika Suriye'de bazı bölgeleri işgal ediyor. Sorun Suriye'nin güneydoğusunda değil, Tanaf bölgesinde değil, orada ve yasadışı olarak askeri üsleri var ve 55 kilometrelik alana güçlerini konuşlandırdılar. Biz bunu onaylamıyoruz, ama kabulleniyoruz ki Amerikan kuvvetleriyle karşı karşıya kalmayalım. Amerikalılar Suriye'nin güneydoğusundan hiç ayrılmadı.

Ne demek istiyorsunuz?

Evet, kesinlikle kuzeydoğu Suriye'de. O bölge Amerikalıların kontrolü altında ve Suriye'nin doğal kaynaklarını, yani petrolü yağmalamaya başladılar. Orada çok yıkıcı bir rolleri var. Suriye Demokratik Güçleri ise Rusya ile değil, Şam'daki Suriye hükümeti ile görüşüyor. Rusya, iki tarafla olan ilişkilerimize dayanarak aralarında arabuluculuk veya rol oynama arayışında.