Kasım Süleymani'nin Kürtlerle olan geçmişi

06-01-2020
Rûdaw
Etiketler Kudüs Gücü Kasım Süleymani 1. Modern Kürt Edebiyatı Konferansı
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – İranlı bir gazeteci, “Kasım Süleymani’yi tanımak istiyorsanız Kürdistan Bölgesi Tahran Temsilcisi Nazım Bebağ’a gidin” diyor. Bu konuşma iki anlam taşıyor; birincisi Süleymani’nin Kürt liderlerle olan yakın ilişkileri ikincisi de İranlı komutanın ülkesinden çok yurt dışında kalmış olduğu gerçeği. 

Kürt parti ve örgüt yöneticileri, İran Devrim Muhafızları Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani ile olan güçlü ilişkilerini inkar etmiyor. Hatta bir çoğu kendisi ile birebir görüştüğünü itiraf etse de bu özellikle de süreçte bu hassas konuda konuşmaya yanaşmıyor.   

Kasım Süleymani, pasaportsoz, vizesiz, sadece Şii milislerin desteği ile Ortadoğu’yu bir baştan bir başa gezebilen, Tahran’dan Akdeniz kıyılarına korumasız seyahat edebilen ender kişiliklerden biri olarak tanınıyor.

İran’daki askeri ve siyasi merkezlerin “Hacı Kasım” diye çağırdığı Süleymani’nin yıldızı İran’ın Ortadoğu’daki nüfuzunu arttırma çabaları ile birlikte parladı.  

Sessiz adam

Süleymani adı sanı olsa da geçmişi hakkında çok az şey bilinen yetkililerden biriydi. Bunun nedeni Süleymani’nin sürekli medyadan uzak durmasıydı.

İran’ın atom programı hakkında araştırma yapan David Patrikarakos, uzun yıllar bu konuda görüşmek için Kasım Süleymani’nin peşinden koşan bir gazeteci.

Amerikan Daily Beast sitesine konuşan Patrikarakos, “Röportaj için Hamaney’i mi, Süleymaniyi’mi tercih edersin diye sorduklarında Süleymani’yi seçtim. Ama o açık ve net bir şekilde bana ‘bunu aklından çıkar’ dedi” diye konuştu.

Süleymani hakkında New Yorker'a konuşan bir Iraklı yetkili de, "Toplantılar esnasında odanın bir köşesinde tek başına, sessizce oturur. Konuşmaz, yorum yapmaz, sadece oturur ve dinler. Ancak o esnada odadaki herkes onun ne düşündüğünü düşünüyordur" dedi.

Kürt temsilci: Hacı ağa ile birçok kez oturdum

Kürdistan Bölgesi Tahran Temsilcisi Nazım Debağ, 2014’te İran Hmişhiri Ciwan dergisine verdiği bir röportajda, “Hacı ağa ile birçok kez oturdum. Mam Celal’in temsilcisi oldığum yıllarda Irak’ı ilgilendiren ve farklı örgüt temsilcilerinin hazır bulunduğu tüm toplantılara katılırdım. Hacı’nın sakinliğini o toplantılarda görebilrdiniz” diyor.   

Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından Rûdaw’ın sorularını yanıtlayan Debağ, Süleymani ile güçlü bir ilişkisi olmadığını, en son bir yıl önce kendisini gördüğünü söyledi.

Debağ bu süre zarfında Süleymani ile telefonda görüştüğünü ve karşılıklı mektup alışverişinde bulunduğunu da inkar etmedi.

Nazım Debağ ayrıca, “Kürdistan’daki hassas süreç ve siyasi kararlara bağlı olarak bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini” belirtti.

Kürt partiler ve Kasım Süleymani

Kürdistan Bölgesi’ndeki partilerin, özellikle de Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KDP) İranlı komutan Süleymani ile güçlü ilişkileri olduğu söyleniyor.

Hatta Cemal Talabani ile Süleymani’nin bazen sınırda, bazen doğrudan İran’da sıksık görüştüğü belirtiliyor.

İslami Topluluk Partisi (Komel) Siyasi Meclisi üyesi Bilal Süleyman, 11 yıl önce partisinin Tahran temsilciliğini yaptığını ve bu süreçte Kasım Süleymani ile birkaç kez görüştüğünü söyledi.

Süleymani için “yumuşak bir insandı” diyen Süleyman, “Bir defasında Mam Celal ile birlikteyken gördüm, siyasi partilerin temsilcileri de oradaydı. Kasım Süleymani İran-Kürt ilişkilerinden bahsediyordu. Kürtleri sevdiğini, Kürt dostluğuna değer verdiğini, bu halkın Saddam’a karşı savaşta İran’ın müttefiği olduğunu ve bu ittifağın korunması gerektiğini söylüyordu” dedi.

“Kürtlerle akarabayız”

Kürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (PSDK) lideri Muhammed Hacı Mahmud da Kasım Süleymani ile olan dostluğunun 90’lı yıllara dayandığını belirtti.

Hacı Mahmud, İranlı komutan hakkında şu anısını anlattı:

 “Kasım Süleymani birçok kez bize gülerek, ‘bazı Kürtler biz İranlılarla dostuz diyorlar, fakat doğrusu biz akrabayız. İyi de olsa kötü de olsa akrabalık dostluktan daka kalıcıdır’ diyordu.”

IŞİD savaşı sürecinde Süleymani birçok kez Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret etti, Peşmerge ile aynı fotoğraf karelerine girdi.

Germiyan Peşmerge Güçleri Komutanı İrfan Hemehan, “Bir defasında birkaç Heşdi Şabi üyesi ile birlikte onu Germeser cehpesinde gördüm. Cephe Komutanı Mehmud Sengawi ile görüştü. O dönemde Sadiye ve Gulale’nin IŞİD’den kurtarılması için plan yapılıyordu. Kasım Süleymani kendi güçlerine bizzat perspektif veriyordu” dedi.

İran’da 2015’ten sonra “Canlı Şehid” olarak vasıflandırılan Süleymani, İran’ın yurdışındaki savunma hattığının lideriydi. O bunu diğer ülkelerde Şii milislerden oluşturduğu silahlı gruplarla yapıyordu.

IŞİD savaşı İran’ın bölgedeki stratejisini hayata geçirmesi için yeni bir imkan yarattı ve Irak’ta Şii milislerden oluşan Heşdi Şabi güçlerini kurarak devlet içerisinde resmileşerek güçlenmesini sağladı. Bu Şii grupların liderlerinin birçoğu İran ve Kasım Süleymani ile eski ve sağlam ilişkilere sahipti.

PSDK lideri Hacı Mahmud, “Onu IŞİD savaşı sürecinde de birkaç defa gördüm. Bu savaşta etkili bir role sahipti” diye konuştu.

Kasım Süleymani ve Heşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in öldürülmesine ilişkin Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da her ikisinin IŞİD’e karşı mücadelede önemli bir role sahip oldukları vurgulandı.

Hacı Hammud, “zeki bir adam” dediği Süleymani hakkında, “O ülkesine hizmet etmek için gecesini gündüzüne katıyordu” değerlendirmesinde bulundu.

Süleymani’nin sadece askeri ve siyasi yetkililerle değil, İran nüfuzunun bulunduğu ülkelerde sıradan insanlarla da güçlü ilişkiler kurduğu belirtiliyor. Bu kabiliyeti ise doğduğu Kirman vilayetindeki toplumsal ilişkilerin biçimine ve aşiret kültürüne bağlanıyor.

Kürtlere karşı tehdit dili de kullandı

Muhammed Hacı Mahmud, “O bölgenin güvenlik ve istikrarına önem verirdi. İçsavaş döneminde de ondan arabulucu olmasını istedik” dedi.

Kasım Süleymani’nin Kürtlere karşı üslubu her zaman yumuşak ve diplomatik olmamış elbet. Konuya muvaffak olan kaynaklar, çoğu zaman tehditkar dil kullandığını da belirtiyor. Özellikle de Kürtlerin onun isteklerine kayıtsız kaldığı teslim olmadığı dönemlerde kullandığı dil buna örnek olrak gösteriliyor.

Nuri Maliki’nin Irak Başbakanı olması için gereken güvenoyu için Kürtlerden baskı yoluyla destek istemesi, Kürdistan Bağımsızlık Referandumu sürecindeki tehditkar tutumu ve ardından 16 Ekim 2017’deki Kerkük olaylarındaki düşmanca yaklaşımı buna örnek olarak gösteriliyor.

2012’de Sadr Hareketi lideri Mukteda Sadr’ın İyad Alawi ve Kürtlerin de desteği ile Nuri Maliki’yi iktidardan uzaklaştıma girişimi Kasım Süleymani’nin çabaları ile sonuçsuz kaldı.

Süleymani o dönemde Iraklı yetkililere iki şart dayattı. İran ile uzun süredir iyi ilişkilere sahip Celal Talabani’nin cumhurbaşkanı olarak kalması, Maliki ve koalisyon ortaklarının Amerika’nın Irak’tan tamamen çekilmesinde ısrarcı olmaları.

2003’te New Yorker'a konuşan ve eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’ye yakınlığı ile bilinen bir siyasetçi, “Kasım Süleymani’ye hayır yanıtı verdiğimizde bize engel çıkıyor, birden çatışma ve patlamalar artıyor” demişti.

Rûdaw’a konuşan ve Celal Talabani’ye yakınlığı ile bilinen Bahtiyar Talabani, “Kürtlerin Nuri Maliki’ye güven oyu vermeye yanaşmadıkları dönemde Kasım Süleymani, kendi eliyle Mam Celal ve Mesud Barzani’ye çirkin bir mektup göndermiş, sanki her ikisinin başkanıymış gibi ‘böyle yapmanız kabul edilemez’ diye yazmıştı” dedi.  

Bahtiyar Talabani, ardından Kürt ve Arap tarafların Talabani’yi ziyaret ederek “bizi neden ihrac ettiniz?” diye sorduğunu, Talabani’nin de elindeki mektubu masaya fırlatıp, “aslın okuyun” dediğini söyledi.

Süleymani’nin nasihatları

Tahran yönetimi, 5 Ocak 2020 tarihinde Kürdistan Bölgesi Tahran Temsilcisi Nazım Debağ’a yazdığı faksta, İslami bir ülkenin temsilcisi gibi kendisini Kasım Süleymani’nin cenaze törenine davet etti.

Debağ, hassasiyeti nedeniyle konu hakkında konuşmaktan kaçınırken Kasım Süleymani’nin Irak ve Kürtler için nasihatlarını da şu sözlerle dile getirdi:

“Sürekli bize nasihatte bulunarak ‘kadro ve çalışanlarınıza liderlerine saygı duymalarını söyleyin’ diyordu.”

Nazım Debağ ayrıca Süleymani’nin defalarca Celal Talabani ve Mesud Barzani’den “karizmatik liderler” olarak söz ettiğini ve kendilerinden imajlarını zedeleyecek yaklaşımlardan kaçınmalarını istediğini söyledi.

Kasım Süleymani’nin Kürt aşiretlerle de ilişki kurduğu kanallara sahip olduğu belirtiliyor. İralı yöneticilerle sıkı ilişkileri bulunan Ako aşireti liderlerinden Hebas Bayiz Ağa da Kasım Süleymani ile bir defa görüştüğünü belirtti.

Rûdaw’a konuşan Bayiz Ağa, “Bir defasında İran’a davet edildim. Bana emekli bir generalle görüşeceğim söylendi. Görüştüğüm kişi kendisini hastaymış gibi davranıyordu. Bana bazı sorular sordu ama soruları hep siyasi sorulardı. Ben ona asker kökenli olmadığını, bu soruların bir arkere ait olmadığını söyledim. Kim olduğunu öğrenmek istediğini belirttim ama bana kendisini tanıtmadı” dedi.

Hebas Bayiz Ağa, görüştüğü kişinin Kasım Süleymani olduğunu sonradan öğrendiğini döyledi.

Ako aşireti ağası, Kasım Süleymani’nin Erbil’deki İran temsilciliğinde kurulan taziyesine gideceğini, “gitmezsem ayıp olur, İranlı yöneticilerle tanışıyoruz” sözleri ile izah etti.

Yardımları karşılıksız değildi

Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, son yıllarda Irak’ın köşe bucak hakimi olarak öne çıktı. Newyorker’da yer alan bir habere göre, Süleymani 2008 yılında Celal Talabani aracılığıyla ABD’li general David Petraeus’a mesaj göndererek, “General Petraeus biliniz ki ben Kasım Süleymani, İran’ın Irak, Lübnan, Gazze ve Afganistan politikalarını bizzat kontrol eden kişiyim. İran’ın Bağdat’taki büyükelçisi de Kudüs Ordusu mensubu. Onun yerine gelecek kişi de Kudüs Ordusu’ndan olacak” dedi.

Amerikalılar o zaman “Hacı Kasım”ın Hamaney’den sonra gelen ve İran’ın stratejilerini belirleyen kişi olduğunu anladı.

İsmini açıklamak istemeyen KDP’li bir yönetici de, “Yüzyüze görüştüğünüzde karşısınıda ılımlı bir kişi dururdu. Ancak o İran’ın bölgede yayılma politikalarını yönetiyordu. İran toprakları dışında silahlı güç oluşturma konusunda yetenekliydi. Nerede bir tehlike olsa oraya yetişirdi” dedi.

Sözkonusu yönetici, Süleymani’nin hiçbir zaman karşılıksız yardımda bulunmadığını vurgulayarak, “Irak 2014’te IŞİD tehdidi ile karşıkarşıya kaldığında 600 milyon dolar değerinde silah yardımında bulundu ama parasını istemedi. Çünkü çıkarları karşısında bu yardımı yaptı” diye konuştu.

İran’da yayın yapan Hmişhiri Ciwan dergisinin 2014’te yayınlanan 480’inci sayısında Kasım Süleymani’ye ilişkin detaylı bir dosya bulunuyor.

Bu dosya için konuşan Nazım Debağ, “Benimle Süleymani hakkında bir röportaj yaptılar. Birbuçuk saat sürdü fakat konunun hassasiyeti nedeniyle o dönem sadece bir bölümünü yayımladılar” dedi.

Dergi Nazım Debağ’ın o sayıda Süleymani hakkında İranlılara, “Bizim Kürdistanımız var sizin de Süleymani’niz” dediğini belirtiyor.

Kürt siyasetçilerden biri de, “Kürdistan’da onu tanımayan siyasetçi yoktur” diyor ve “O köşklerde, lüks otellerde kalmazdı. Oturup talimat ve emir vermezdi. O her zaman sahadaydı. Bu şekilde mücahid olduğunu gösteriyordu” dedi.

Başka bir siyasetçi ise, “Bir sorun olduğunda veya İranlı bir bakan ve hatta Cumhurbaşkanı ile görüşmeniz gerektiğinde randevu beklemenize gerek yoktu. Süleymani ile bağlantınız varsa çabucak işiniz hallolurdu” diye konuştu.  

Kürt siyasetçilerden biri ise, “Kürdistan Bölgesi topraklarında Rojhılatlı KDP, Komele gibi örgütlerin, sınırda ise PKK ve PJAK gibi örgütlerin kampları bulunuyor. Biz İran ve diğer tüm Kürt örgütleri ile anlaştık. Anlaşmamıza göre İran bizim topraklarımızda bu örgütlere saldırmayacak, örgütler de bizim topraklarımızdan İran’a saldırmayacak. Bu anlaşmaların tümünde Süleymani’nin imzası var. Bu siyasetin lütfü olmasa bir bombada tüm bu anlaşmalar yerle bir olurdu” ifadelerini kullandı.

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli