Diyarbakır (Rûdaw) - Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'ın Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Erbil'e yapacağı ziyaret, akademisyen ve araştırmacılar tarafından yakından takip ediliyor.
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ve beraberindeki üst düzey heyet, 7 Ocak'ta Bağdat'ı, 8 Ocak'ta ise Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Erbil'i ziyaret edecek.
Bağdat ile Ankara arasında yaşanan kriz sürecinden sonra, ziyaretin ilk defa gerçekleştirilecek olması büyük yankı uyandırdı.
Ziyaret'in Bağdat'tan çok Erbil ayağının öne çıkması ise bölgede yeni süreçlerin başlayabileceği yorumlarına neden oluyor.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Yöneticisi Mehmet Kaya ile Akil Adamlar Komisyonu Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, Binali Yıldırım'ın Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ile yapacağı görüşmeyi Rûdaw'a değerlendirdi.
IŞİD'in Güney Kürdistan'da büyük bir hezeyan yaşadığına dikkat çeken DİTAM Yöneticisi Mehmet Kaya, IŞİD sonrası bölgenin yeniden şekilleneceğini ve Türkiye'nin de bu şekillenmede yeni pozisyonlar aldığını belirtti.
Türkiye'nin son dönemlerde yarattığı "Kürt karşıtlığı" imajını Erbil ziyareti ile sonlandırmak istediğini belirten Kaya, şöyle konuştu:
"Türkiye Kürt düşmanlığı pozisyonundan çıkmadığı sürece Kürtlerin bu kadar güçlü olduğu bir dönemde Ortadoğu'da masanın kenarında güçlü oturan bir aktör olma şansı yok. Bu çerçevede Kürdistan yapısı ile diyalogu bir noktaya taşımak istiyor."
Türkiye'nin bugüne kadar kırmızı çizgisinin "bölgedeki Kürt yapılanmalarının önünde durmaktı" diyen Kaya, "Artık bu çizgi yok. Gelinen noktada artık Güney Kürdistan Türkiye'de temsilcilik açıyor ve Türkiye bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasına destek verecek noktaya geldiğini görüyoruz" dedi.
DİTAM yöneticisi Mehmet Kaya, ziyaretin Bağdat'tan çok Erbil odaklı olduğunu da sözlerine ekledi.
“Türkiye Kürdistan'ı fiili olarak tanıyor”
Binali Yıldırım'ın Erbil ziyaretini değerlendiren Akil Adamlar Komisyonu Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun ise, ziyareti "Fiili süreçten, hukuki sürece geçiş" olarak değerlendirdi.
Türkiye'nin son 15 yılda Kürdistan'ın Türkiye için tehlikeli olmadığını gördüğünü anımsatan Coşkun, şunları söyledi:
"Ortadoğu'da kurulacak Kürdistan'a en çok karşı çıkan ülke Türkiye idi. Ama son 15 yıl içerisinde Türkiye'nin en çok siyasi, ekonomik ve toplumsal ilişki geliştirdiği yer yine Kürdistan bölgesi oldu. Türkiye Kürdistan'ın kendileri için tehlikeli olmadığının farkına vardı.
Bu nedenle Türkiye Kürdistan Bölgesi'ni fiili olarak tanıyor. Sıra artık bağımsız Kürdistan'ı hukuki olarak tanımaya geldi. Uluslararası güçlerin bağımsızlığa evet demesi halinde, Türkiye'nin de evet diyeceğini düşünüyorum. Türkiye'nin pozisyonu bağımsız Kürdistan'ın lehine olacaktır."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın