İZLENİMLER – Richter ölçeği Cizre’yi ölçemez!

05-03-2016
Gönül Morkoç
Etiketler Cizre Yıkım Operasyon
A+ A-

Şırnak'ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı 80'inci günün sonunda kalktı. Yasaktan geriye, yıkılmış viraneye dönmüş bir ilçe, 300'e yakın ölü ve yakılıp yıkılan yüzlerce ev kaldı.

 

Rûdaw ekibi olarak sabahın erken saatlerinde Diyarbakır'dan Cizre'ye yola koyulduk. Mardin'e vardığımızda Nusaybin'de lojmanlara yapılan saldırıdan dolayı karayolunun kapandığını öğrenince güzergahımızı değiştirip, Ava Spî (Beyaz Su) yönüne yöneldik.

 

Cizre girişine vardığımızda yüzlerce araçtan oluşan bir konvoy ve ellerinde uzun namlulu silahlarla polisler karşıladı bizi. 

 

Diyarbakır Barosu heyetiyle birlikte olduğumuzdan "küçük bir şansla" sıra beklemeden yan tarafa alınıyoruz. Önce kimlik, sonra “tip” kontrolü... Sonra da "bagajı açın" sesi! Neyse ki bu "arama faaliyeti" bir kaç dakika sonra bitiyor ve Cizre'deyiz.

 

Önce genzimizi yakan bir yanık kokusu... Sonra da yıkılan, yakılan evler ve moloz yığınları...

 


Keskin ve yanık kokular

 

İlk durağımız Nur Mahallesi... Mahalleye girdiğinizde yanık kokusuna, bozulmuş insan bedeni kokusu da ekleniyor. Bu da gösteriyor ki, çıkarılan 300'e yakın cenaze haricinde henüz enkaz altında insan bedenleri ya da beden parçaları bulunuyor. Şırnak Barosu Başkanı Noşirevan Elçi ile mahalle sakinleri de benzer şeyler söylüyor.

 

Az ötede polisler, kepçelerle enkaz üzerinde bir çalışma yapıyorlar. Tam kamerayı çevirip ne yaptıklarını anlamaya çalışıyoruz ki, gergin bir ses "Çekme! çekme!" diye bağırıyor.

 

Mahallede yakılmamış, yıkılmamış tek bir ev neredeyse yok. Sağlam kalması mümkün olan evlerin de kolonlarına ateş edilmiş. Kolonlarından vurulan bu evler adeta bulundukları yere oturmuş vaziyette.

 


Sokaklar çamur deryası

 

Cizre, şiddetini hiçbir rasathanenin, Richter ölçeğinin hesaplayamayacağı büyük ölçekli bir depremden çıkmış gibi...

 

Sokaklar çamur deryası... Kadınlar, gençler, yaşlılar yıkıntılar arasında kurtarılabilecek bir eşya arıyor. Kimi henüz taksitini ödeyemediği plazma televizyonunu, kimi gelinlik kızının çeyizini, kimi de oğlunun düğünü için yıllardır biriktirdiği parasını...

 

Mahalledekilerin tümü mikrofonlara ve kameralara ürkek davranıyor. Konuşanların ağzından dökülen tek kelime ise, "Xwedê heqê me nehêle" (Allah hakkımızı bırakmasın!).

 

Şırnak Barosu Başkanı Noşirevan Elçi, halkın tepkisini şu cümlelerle ifade ediyor:

 

"Devlet ‘bodrumda silahlı insanlar vardı’, diyor. Peki, bu yüzlerce evi niye yaktınız, yıktınız? Kurşunlanmamış, bombalanmamış tek bir ev yok. Asker ya da polis kaldıkları evlerdeki bütün elektronik eşyaları (televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi) kurşunlamış, kırıp parçalamış. Bu düşmanca bir yaklaşım. Bu aşiret ya da kabile savaş mı ki, her tarafı, her şeyi yakıp yıktınız?"

 


Beyaz bayraklarla çıkış

 

Enkazın içinde dolaşan bir kadınla sohbet ediyoruz. Kameraya konuşmayı reddediyor. Yasaktan sonra 30 gün boyunca mahallede kalmışlar. Ancak yiyecek ve su sıkıntısı başlayınca, beyaz bayraklarla 5 çocuğu ve eşiyle çıkmışlar mahalleden. "Şimdi bir akrabamızda kalıyoruz, ama 7 nüfusuz misafirlik nereye kadar?" diyor.

 

Yasak kalktığı gün mahalleye geldiğini ancak molozlar arasında evini bulamadığını anlatıyor ve evinin enkazını göstererek ekliyor. "Halimiz budur, evimiz, barkımız yok artık. Ama keşke gençlerimiz ölmeseydi de, sadece evsiz kalsaydık" diyor.

 

Çatışmaların yaşadığı 3 mahallede de, adres tarifleri artık cenazelerin çıkarıldığı bodrumlar üzerinden yapılıyor.

 

DBP Parti Meclisi üyesi Mehmet Yavuzel ile Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç'un cenazelerinin çıkarıldığı bodrumlar, "Mehmet Yavuzel'in çıkarıldığı bodrum", "Mehmet Tunç'un çıkarıldığı bodrum" olarak anılıyor halk arasında.

 



Dev bayraklar, sloganlar

 

Enkaza dönen kimi evlerin tepesine dev Türk bayrakları asılmış. Duvarlarda ise, "JÖH, PÖH,", "Ne mutlu Türk'üm diyene!", "Türksen övün, değilsen itaat et" gibi yazılar var.

 

İlçedeki esnafın da hali perişan. Camı, penceresi, duvarı kurşunlanmayan dükkan, mağaza, özel sağlık merkezi, özel hastane yok gibi.

 

İlçedeki tek hayat belirtisi ise, akşam 19.30'da uygulanacak yasak öncesi ihtiyaçlar karşılansın diye açtıkları dükkanların önünde oturan esnaf ile bu dükkanlardan bir iki öteberi almaya çalışan Cizreliler.

 









Fotoğraflar: Mehmet Şakir Uygar

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli