“Cariye Kervanı Yolu” veya “Seba Yolu” Irak’ın Kerbela kentinden başlayıp Suriye’nin başkenti Şam’a kadar uzanıyor
Erbil (Rûdaw) – Şiiler, Hz. Hüseyin’i katleden Emevi askerlerin Ehli Beyt ailesini Kerbela’dan Şam’a götürürken geçtiği güzergahı “Cariye Kervanı Yolu” veya “Seba Yolu” olarak tanımlıyor. Şiilerin bır kısmı bu güzergahta türbe inşa edilmesi gerektiğini savunuken Kürt ve Sunni uzmanlar bunu yeni bir “Şii Hilali” projesi olarak değerlendiriyor.
“Cariye Kervanı Yolu” veya “Seba Yolu” Irak’ın Kerbela kentinden başlayıp Suriye’nin başkenti Şam’a kadar uzanıyor. Kerbela ile Şam’ı bir birine bağlayan bu yol, Musul ve Şengal üzerinden Rojava’ya, oradan Mardin’in Nusaybin ilçesine, Urfa’ya ve Harran üzerinden Şam’a ulaşıyor.
Şii din adamlarına göre, Miladi Ekim 680 (Hicri 61) yılında Hz. Muhammed'in kızı Fatıma'nın ve kuzeni Hz Ali'nin oğlu İmam Hüseyin'i Kerbela’da katleden Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu, İmam’ın eşini, çocuklarını ve ailesinin diğer tüm üyelerini de alıp Şam’a götürdü. Emevi askerleri, İmam Hüseyin’in kellesini de esirlerle birlikte Muaviye’nin oğlu I. Yezid’e göstermek için yanlarında götürdü.
Bu nedenle günüzde bazı Şii din adamları, Hz. İmam Hüseyin’in ailesi ve çocuklarının götürüldüğü yol güzergahını “Cariye” veya “Seba Yolu” diye adlandırıp, bu güzergahta türbeler yapılması gerektiğini savunuyor.
Bu tartışma, son olarak Kerbela’daki İmam Hüseyin Türbesi’nde hizmetli bazı din adamlarının Musul, Telafer ve Şengal’a ziyaretinde bir kez daha gündeme geldi. Şii din adamları heyetinde bazı tarih ve coğrafya uzmanları da yer aldı.
Konu hakkında Rûdaw’a konuşan İslam Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Kadir Muhammed, “Şiilik tarihini daha sonra yazan kaynaklar, bu yolun Musul’un Beled kasabasından başladığını anlatır. Dolasyısıyla bu meselenin doğruluğu bazı bulgulara dayandırılır ki tarihçilerin bu konudaki görüşleri farklıdır. Şimdi de bu fikri canlandırma peşinden koşanlar belge peşine düşmüş” dedi.
Musul’da incelemelere katılan heyette yer alan Şii din adamı ve Hüseyin Atebiyesi Çalışma Bölümü Başkanı Yardımcısı Ali el Karawi de, “Bu yol Aski Musul denel bölgeden (bugünkü Musul’un kuzeyi) başlıyor, Telafer’e, oradan Şengal’e, daha sonra Nusaybin’e geçiyor. Bu konuda Hüseyin Atebiyesine görüşlerimizi ilettik. Bu güzergahta bazı kutsal semboller, ve belli simalar olduğunu görüyoruz. Zeynel Abidi’nin oğlu Abdurrahman’a ait türbe bunlardan biri. Yine Aski Musul’dan geçtiği kesin gibi görünen Seba’lara ait bir konaklama yeri var. Allah’ın izni ile gerekli rıza alınacak. Meşru makamlar da bu projenin ayrıntıları hakkında haberdardır” diye konuştu.
Sünni Araplar ve Kürtler rahatsız
Ancak, harita üzerinden “Cariye Kervanı Yolu” veya “Seba Yolu”nun belirlenmesi projesi Sünni Araplar ve Kürtler tarafından endişe ile karşılandı.
Sünni Araplar, bu projeyi, kendi topraklarına “Şii ve Heşdi Şabi nüfuzunun dayatılması” şeklinde yorumluyor. Nitekim proje için Musul’dan Şengal’e kadar belirlenen bölgelere türbe inşa edilmesi, aynı zamanda bu bölgelerin Şii güvenlik güçleri tarafından korunma altına alınması anlamına geliyor.
Rûdaw’a konuşan yazar Arif Kurbani, “Çok eski bir hikaye olmasına rağmen Şiiler İslam tarihinde dini ve mezhebi hikayeleri bu şekilde kendi çıkarlarına göre işleme konusunda uzmanlaşmışlardır” dedi.
Kurbani’ye göre, Şii belgelerinde Irak’ın Küfe kentinden Şam’a uzanan hikaye ile ilgili üç ayrı harita var.
Kurbani, “Ancak artık Şiilerin Kürdistan topraklarına göz diktikleri ve Kürtleri kendi projeleri önünde engel gördükleri bir sır değil. Bu nedenle çok kolayca Şiilerin dikkatini istedikleri çoğrafya parçasına yönlendirebiliyorlar. Saddam rejimi yıkıldıktan sonra aynı şeyi Kerkük’ün Duzhurmatu ilçesinde yaptılar. Güya Hz. İmam Ali’nin atı Gilda Dağı’na ayak bazmış diye Hurmatu’da zorla türbe inşa ettiler. Daha sonra bu türbe için korma gücü gönderdiler ve şimdi bölgenin hali ortada” diye konuştu.
Rûdaw TV’de Rojan Ebubekir’in sunduğu özel söyleşi programına katılan din alimleri ve tarihçiler de bu konuda görüşlerini dile getirdi.
Necef Reform ve Diyalog Merkezi Başkanı Mecid el Ukabi, İmam Hüzeyin’in kellesi ve “cariye” salınan ailesi ve sabilerinin hangi yolla Şam’a götürüldüğünü araştırdıklarını söyledi.
El Ukabi, “Üç yoldan bahsediliyor. Bunlardan biri Sultan Yolu üzerinden Fırat havzası ve çöller (Suriye) üzerinden Şam’a ulaşıyor. Fakat hangi yolun doğru olduğunu çözmek ve hakikate ulaşabilmek için belge, bilgi, bulgu lazım” dedi.
“Onlar Seba veya Cariye değildi”
Ninova Eski Sünni Vakfı Başkanı Dr. Muhammed Abdulvahid de, Hüseyin Atebiyesi’ne ait tezin bu hassas dönemde gündeme getirilmesini eleştirdi.
Abdulvahid, “Bu konu dini kapsamda değil ve böyle hasas bir süreçte gündeme getirilmesi doğru değil. Bu ne dine ve ne de ulusa hizmet eder. Küfe’den Şam’a kervan yolu daha yakındır. Belli ki bu araştırma ve projenin amacı dini değil siyasidir, demografinin değiştirilmesi ile ilgilidir” dedi.
Dr. Muhammed Abdulvahid, Şiiler tarafından Hz. İmam Hüseyin’in ailesinin “Seba” veya “Cariye” şeklinde isimlendirilmesini de eleştirerek, “Onlar seba veya cariye değil, esirdiler. Cariye ve esir arasında fark var. İmam Hüseyin’in ailesi cariye edilmedi. Hiç bir Haşimi cariye olarak alınmamış. Bu nedenle Şiiler açık bir şekilde bu belirlediğimiz topraklara el koymak istiyoruz desinler dah iyi, bu şekilde mantıksız bahanelere gerek kalmaz” ifadelerini kullandı.
İslam Tarihi profesörü Dr. Kadir Pişderi de, konunun tarihsel olduğunu, güncel siyasi meselelere alet edilmesi gerektiğini savundu.
Hüseyin Atebiyesi’nin bahsettiği konunun bir tek Buldani belgelerinde geçtiğini ifade edden Pişderi, “Bu konuda belge yoksa tarih çarpıtılır. Şimdiye kadar kervanın bu yoldan (Musul, Şengal, Nusaybin, Urfa) geçtiğini ıspat edecek bir belge bulunmamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
“Şii Hilali projesine zemin hazırlanıyor”
Şiilerin bu tür “hayali” projelerle istedikleri yere “hayali türbeler ve ziyaretgahlar” kurmak istediğini savunan Din alimi Dr. Ferset Meri de, “Dakuk’ta inşa edilen Zeynelabidin Türbesi gibi ki bunun gerçekle bir alakası yok, tek amaç oraya yerleşmektir. Şii rivayetlerin çoğu Sefevi dönemine aittir ki bunların çoğu tarihsel gerçeklerden kopuktur” dedi.
Meri, “Şiiler şimdi Musul’u ele geçirmek istiyor ki Musul Irak Sünnilerinin merkezidir. Şiiler bu merkezi istiyor. Bu İran Şii Hilali projesine zemin hazırlamaktır. İran’ın stratejik Şii Hilali projesine hazırlıktır. Musul’u Duceyl gibi yapmak ve stratejik konumundan faydalanmak istiyorlar” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın