BELGESEL - Barışın Mimarı; İdris Barzani
Erbil (Rûdaw) – “Barışın Mimarı, İdris Barzani” belgeseli 31 Ocak günü Rûdaw TV ekranlarında yayınlandı ve aynı gün Erbil’de Empire Sinema Salonu’nda da gösterildi. Belgesel Kürtçe (Sorani-Kurmanci), Arapça, İngilizce ve Türkçe alt yazılarıyla da Rûdaw dijital medyada yayınlandı.
Yapımcılığını, Rûdaw Medya Grubu Genel Müdürü Ako Muhammed’in üstlendiği belgeselin yönetmenliğini Aso Haci yaptı.
Arşiv görüntülerinden oluşan belgeselde bugün bazıları hayatta olmayan Felekeddin Kakeyi, Dr. Roj Nuri Şaweys, Dr. Necmedddin Kerim gibi İdris Barzani’nin mücadele arkadaşları; Fazıl Mirani, Hoşyar Zebari, Dr. Naznaz Muhammed, Kurdistan Pirdawid, Arif Teyfur, Asım Mayi, siyasetçiler; Dr. Mahmud Osman, Feridun Abdulkadir ile Kürdistan Komünist Partisi Eski Genel Sekreteri Kerim Ahmed; akademisyenler Hewkar Kerim Heme Şerif, Karwan Cewher, Firyad Barzani; ailesinden Abdulvahit Barzani, Bawer Şeyh Süleyman Barzani ve Abdulmuheymen Barzani de dahil çok sayıda yoldaşı, dostu, hayatını ve mücadelesini anlattı.
Rûdaw Medya Grubu olarak belgeseli, Türkçe alt yazısıyla takipçilerimizle paylaşıyoruz:
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): İdris'in Barzan köyünde doğduğunu çok iyi hatırlıyorum.
O sıralar Mele Mustafa amcanın Bağdat'a gideceği çok konuşuluyordu. İşte o zaman İdris doğdu.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında master sahibi): Kak İdris Mart 1944’te doğuyor. O dönem Barzan bölgesi monarşi rejiminin bombardımanı altındaydı. Çünkü tarihte “43 ve 45 Barzan Devrimi” olarak bilinen İkinci Barzan Devrimi sırasında doğdu. Bütün bu olaylar, tarikatin geçmişi ile Barzan’ın çizgisi bu şahsiyette toplanmış.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): İdris 7 Mart 1944'te doğdu. Bir yıl sonra yani İdris bir yaşındayken savaş başlıyor. İşte o şartlarda Doğu Kürdistan'a sığınıyorlar ve Qazi Muhammed tarafından karşılanıyorlar.
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Henüz bir yılı dolmamıştı 11 aylıktı, cumhuriyetimiz kurulmuştu Maşallah çok parlaktı. Bir gece gelip taşının dediler. Nereye gidelim dedik Şino’ya dediler. Şino'ya gittiğimizde cumhuriyet yıkıldı dediler.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): 17 Aralık 1946'da Kürdistan Cumhuriyeti'nin dağılmasından sonra artık durum kötüleşir. Ardından Sayın Barzani Tahran'ı ziyaret eder ve İran Şahı ile görüşür ama bir anlaşmaya varamazlar. O ara İran ordusuyla bazı çatışmalar da yaşanır.
Bawer Şeyh Süleyman Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Irak'a dönmek zorunda kaldıktan sonra Barzan halkının durumu çok kötüleşir. O kadar kötüleşir ki tifoya yakalanırlar. Halk bitlenir. Açlık boy gösterir. Her gün 5-6 mezar kazıp yarın kim ölecek diye beklemeye başlarlar.
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Hatırlıyorum, Diyana'daki tel örgülerin yanına vardığımızda tünel gibi bir yerdi. Bu sonda yine gördüm. Bir tepenin üstündeydi ama genişti, tellerle çevrilmişti. İki kapısı vardı, biri bu tarafta, diğeri öbür tarafa bakıyordu. Kapısında polis bekliyordu. Çadırlar dışarıda kurulmuştu. Hatırlıyorum bizi telin içine aldılar ama ev sahibini değil. Onlar tellerin dışındaydılar. Ertesi gün komutanın onlara Şeyh Ahmed ve akrabaları çadıra gelsin denildiğini hatırlıyorum. Biz de babamla gittik.
Bawer Şeyh Süleyman Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): O zaman Barzani ailesini ayırıyorlar ve bu halkın arasında kalmamaları gerektiğini söylüyorlar. Bunlar Şeyh Muhammed'in zürriyeti diyorlar. Hepimizi ayrıldılar ve Kerbela'ya sürgün ettiler. Öncesinden yaşı büyük olanları da, Şeyh Ahmed’i, Muhammed Sıddık’ı, Sadık’ı, Ubeydullah’ı, Şeyh Muhammed Halid’i ve Cemal’i de idam etmek üzere Basra'ya gönderiyolar.
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Kerbela'da bir kavşak vardı, orada üzerinde "Medrasa al-Faisaliya" yazan bir okul bulunuyordu. İki katlıydı. Bizi oraya götürüp kapıya yedi polis yerleştirdiler. Polis timinin sorumlusuna Arif Salman diyorlardı. O da gece gündüz orada nöbetteydi ve kapıyı üzerimize kapattılar.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Mustafa Abdullah adında biri vardı, Sayın Barzani tarafından görevlendirilmiş, ailesine ve özellikle de çocuklarına çok iyi bir şekilde gözkulak olsun diye.
Abdullah Akreyi (Kürdistan Demokrat Partisi kadrosu): Orada dedemin rolü buydu. Mele Mustafa onu çağırıp, “Mustafa hiç bir şekilde benimle gelemezsin. Ailem Barzan’a dönecek ve onlar sana emanet, sen onlara sahip çıkacaksın” diyor.
Bununla birlikte Mele Mustafa dedeme şunu da söyler – ki bunu dedem bize anlattı; “İdris en büyük emanetim olarak sende kalacak” diyor.
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Mustafa Abdullah Akreyi vardı, Mele Mustafa’nın ailesinin yanındaydı. İdris’e o ders veriyordu.
Abdullah Akreyi (Kürdistan Demokrat Partisi kadrosu): (Dedem) İdris Barzani’den bahsettiğinde, “o henüz küçükken çok büyük biri gibi gösterirdi. Çok kararlı, zeki ve karakterliydi” derdi.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Kerbela’daki ailelerin talep ettiği buydu. Çünkü kalan büyükler Basra’da hapse atılmıştı. İdama mahkum edilmişlerdi. Ailerler, ya bizi de Basra’ya götürün, ya da onları Kerbela’ya getirin diye talepte bulundu.
Bu nedenle Irak hükümeti hepimizi aile olarak Basra'ya götürmeyi kabul etti.
Bawer Şeyh Süleyman Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Basra'ya gittiğimizde insanlar daha iyiydi ve hiç kin beslemiyorlardı. Basralılar daha dünya görmüştü, bize karşı daha iyiydiler. Mesela bizimkiler Kürt kıyafetiyle gelip giderken “Kurdi, Kurdi!” demiyor ve bu şekilde alay etmiyorlardı.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Daha sonra bizi Bağdat’a gönderme kararı alındı. Bu şekilde Bağdat’a nakledildik. Kak İdris annesinin yanındaydı.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Bağdat’a geldiklerinde henüz ilkokulu bitirmemiş. Azimiye’deki Mahzumiye okulunda okuyor. Daha sonra Garbiye okuluna gidiyor.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Çoğu zaman öğretmene “ana dilimiz Arapça değil” diyordu. Ona hakaret ediyorlardı ve Arap öğrencileri rahmetli İdris’e karşı kışkırtıyorlardı.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani'nin arkadaşı): Ben ve Kak Mesud bir sınıftaydık, Kak İdris başka bir sınıftaydı. Bir Arapça öğretmenimiz vardı, Kak Mesud’a bir soru sordu. O da Arapça cevap verdi, öğretmen "Aferin, ama diğer sınıfta senden daha iyi bir öğrenci var, adı İdris’tir” dedi. "O benim kardeşimdir" dedi. “Doğru olamaz” dedi öğretmen. O da, “Hayır doğru söylüyorum, o kardeşimdir” diye yanıt verdi.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Daha sonra devrim dönemine geldik, 14 Temmuz'da Barzani geri döndü. Barzani orada çocuklarını değerlendirdi, teşhis etti ve fırsatlar sundu. Bunu tarih için söylüyorum. Kendi halkına, milletine ve ulusuna faydalı olmaları konusunda bir seçimdi. Ben merhum Barzani'nin bu değerlendirmesini orada hissettim. İdris'i seçti, Kak Mesud’u seçti.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): İdris orada okula devam ediyor ve ortaokul 3. sınıfa kadar geliyor fakat bu sınıfı bitirmiyor. 1961 yılında yaşanan olaylar nedeniyle Eylül Devrimi boy veriyor.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani'nin arkadaşı): Devrimin ilk dönemlerinde ölümsüz Kürt lider Mele Mustafa Barzani güvendiği biri olarak aşiret ve ev işlerini Kak İdris’e emanet etti.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Rahmetli Kak İdris henüz genç iken 16-17 yaşlarındayken çok ağır bir sorumluluk sahibiydi.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Eylül 1961'de devrim patlak verdi. Aralık ayında bir olay yaşandı. Lelokalı Ali Mustafa Dolemeri o dönemde Erbil'de yaşıyor ve eşi Rus asıllı b ir kadın, adı Leyle Byok. Bir anısını anlatıyor. Eşinden bahsederek, "Bir gece eve geldi ve ‘Bizde biraz para ve evrak var. Bunları Kak İdris’e götürmen lazım” dedi. Kak İdris’e emaneti teslim ettiğinde ona, “Tam da ihtiyacımız olan şeyi bize getirdin” diyor. Ona teşekkür ediyor. Sanırım bu, Kak İdris’in Eylül Devrimi'ndeki ilk siyasi çalışmasıdır.
İdris Barzani’nin sesi: Hükümet 70-75’ten fazla köyümüzü bombaladı, yaktı. Hiç bir şey uğruna değil. Sadece hükümetin bölgemizdeki Kürtlere Baasçi olmalarını dayattığı ve onlar da bunu kabul etmeyip milletini savundukları için.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani'nin arkadaşı): En sonunda Mele Mustafa, devrime katılması ve ona devrimde daha önemli bir rol vermesi için yanına çağırdı.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): 10 Şubat 1964 anlaşmasından sonra Mele Mustafa’nın kendisi Kak İdris’e haber gönderir. Barzani'nin yanında kalır ve ona görevler verir. 1966’da Barzani'nin karargahının kurulmasıyla işleri daha resmiyet kazanır.
Dr. Mahmud Osman (İdris Barzani’nin yoldaşı): İkisine birlikte Barzani'nin karargahı diyorlardı. Yani Mele Mustafa Barzani'nin işini yapıyorlardı. Kak Mesud güvenlikten, gizli işlerden ve diğer bazı işlerden sorumluydu, özel işleri vardı. Kak İdris askeri işlerden ve para ile maliyeden sorumluydu.
Arif Teyfur (İdris Barzani’nin yoldaşı): İkisi birlikte gelip aynı çadırın altına otururdular. Gelen herkes onları ziyaret eder ve ikisi de aynı çadırın altına onları karşılardı. Soru sorar ve cevap alırlardı. Daha sonra ağabey Kak İdris, Kak Mesud’a ne yapıp yapmayacaklarını sorardı. İkisi birlikte karar verirdi. Yani ikisi eşittiler ama Kak İdris ağabeyi olduğu için Kak Mesud ona çok saygı duyardı.
İdris Barzani: Haftanın her günü çalışıyoruz, 10 günden fazladır çalışıyoruz. Halkımızın sorunlarıyla meşgulüz. Parti görevlerimizle ve devrimle meşgulüz. Cuma günleri bizde tatildir. Bazen ava gideriz, bazen de görmediğimiz yerleri görmek için dışarı çıkarız. Bazen hava değiştirmek ve zaman geçirmek için gideriz. Bir bakıma hayatımız böyle geçiyor.
Dr. Şefik Qazaz (İdris Barzani'nin yoldaşı): Askeri işlerden sorumlu olduğu için kuvvet komutanları ve Peşmerge liderleri onun yanına gelirdi. Ona büyük talep listeleriyle gelirlerdi. Savaş olduğu için silaha, cephaneye ve teçhizata ihtiyaçları vardı. Onlarla oturur ve elbette ihtiyaçları olan bu taleplerini devrimin sınırlı imkanları ile nasıl temin edeceğini ölçüp biçerdi.
Mülazım (Teğmen) Hıdır (Askeri Danışman): Dedikleri gibi İdris devrimin sırlarının yaklaşık yüzde 99’unu biliyordu. Çünkü Barzani’nin ona görev olarak verdiği her şeyin ayrıntılarını biliyordu.
Kirmanc İzzet Süleyman Beg (Yazar): Kak İdris 21 yaşındayken Kürdistan'ın en büyük çatışmalarından biri olan Hindirin ve Zozik savaşına liderlik eder. 21 yaşındayken Mele Mustafa Barzani ona böyle bir savaşı yönetmesi için güveniyor. Öyle bir savaş ki kazanımlarını bugün bile tarih sürekli yeniden yorumluyor. Kürt halkının düşmanları Hindirin’de Kürtlerin tek başına savaştığına hâlâ inanmıyor.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında maste sahibi): Hindirin Savaşı, Kürtlerin Güney Kürdistan’daki özgürlük hareketi ve Eylül Devrimi’nin silahlı mücadelesi adına büyük bir savaştır.
Karwan Cewher (İdris Barzani'nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): 1 Mayıs 1966’da Komünist Partisi üyesi olan kendisi de Arap kökenli Mülazım (Teğmen) Riyaz’ın düğünü olur. Bir şekilde bir duyarsızlık veya başka bir şey yaşanıyor. Peşmergelerin bir kısmı dağdan aşağı iniyor. Hükümet de bunu fırsat bilerek Hindirin Dağı’nın bir kısmını kontrol ediyor.
Kirmanc İzzet Süleyman Beg (Yazar): Sadece Hindirin ve Zozik dağlarını kontrol etmek için değildi. Onlar o orduyu ve rejime ait askerleri, uçak, tank ve top gibi ağır silahları adeta bir devleta karşı savaşacakmış gibi hazırlamışlardı.
Dr. Mahmud Osman (İdris Barzani’nin yoldaşı): O vakit biz Nawpirdan’daydık. Çatışmalar çok şiddetliydi. Çünkü hükümet Hindirin Dağı’nı tutmuştu. Almamız gerekiyordu. Kak İdris askeri sorumlu olduğu için o öncülük ediyordu.
Kirmanc İzzet Süleyman Beg (Yazar): Hindirin Savaşı’nda Kak İdris Hindirin ve Zozik’a 3-5 kilometre uzaklıkta bir tepeye geliyor. Hindirin ve Zozik’a hakim olan Kospê Spi bölgesine gelmemesi çok önemli ve doğru bir karardı. Bu karar orada savaşın koordine edilmesi için Başkan Barzani tarafından verilmişti.
Mülazım (Teğmen) Hıdır (Askeri Danışman): Planı Barzani'ye anlattıktan sonra yüzü aydınlandı. “Allah seni korusun” dedi. “İdris, buradan Hindirin’e bir köprü kuracaksın ve ihtiyaçları olan cephane, teçhizat ve gıdayı temin edeceksin” dedi. İdris de, “Tamam efendim” dedi. Aynen öyle de oldu. İdris bu bağlantıyı kurdu. Hatta tepeye çadır bile gönderdi, çünkü bu bölge çok soğuktu, yaz-kış kar eksik olmazdı.
İdris Zozik Savaşına da öncülük etti. Omer Ağa Boğazı çatışmasına da. Orada öyle bir savaş yaşandı ki kimyasal silahlar da kullanıldı. Zozik’in dörtte üçü hükümet güçlerinin kontrolündeydi, sadece zirvesi kalmıştı.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında maste sahibi): 12 Mayıs günü, yani yaklaşık 10 gün sonra Hindirin Dağı çok büyük bir zaferle kontrol edildi.
Teğmen Hıdır (Askeri Danışman): Hindirin Dağı zaferinden sonra 4. Tugayın tüm teçhizatı elimize geçti. Tıbbi malzeme, silah ve daha fazlası vardı. Birkaç askeri de esir yakaladık, onları genel askeri sorumlu olan Kak İdris’in yanına gönderdik. Hindirin zaferi pratikte her şeyi değiştirdi. Üçüncü gün bir (Bağdat’tan) müzakere heyeti geldi, ardından bizzat Abdurrahman Arif de geldi.
Dr. Necmeddin Kerim (İdris Barzani'nin yoldaşı): Hindirin zaferinden sonra dönemin başbakanı Abdurrahman Bazaz hemen televizyona çıkıp “Kimle anlaşırsak anlaşalım dağlarda Peşmerge kaldığı müddetçe bu sorun devam eder” dedi. İşte o zaman Mele Mustafa Barzani ile görüşmeye başladılar.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Bu zaferlerin ardından Abdurrahman Bazaz, 22 Haziran bildirisini açıkladı. Bu bildiri Kürt sorunu hakkında 1964 müzakere bildirisinden çok daha fazlasını içeriyordu.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında master sahibi): Irak ordusunun yaşadığı yenilgilerin sonucunda müzakereler yeniden başladı ve tarihte daha çok “beyanname” olarak bilinen 11 Mart 1970'teki anlaşmaya yol açtığını görüyoruz. Bu Kürdistan Devrimi ile Irak hükümeti arasında bir anlaşmaydı. Bu, 1958 geçici anayasasından bu yana ilk kez Irak rejiminin Kürt ulusunun haklarını tanıdığına ve Kürt özgürlük hareketinde yeni bir aşamaya geçildiğine dair önemli bir tarihi belgedir.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): 1970 yılındaki, 11 Mart 1970 tarihi anlaşması kapsamında, üçü gizli ve üçü açık toplam altı ay süren müzakerelere katılmak İdris Barzani'nin siyasi yönünü de ortaya çıkardı.
Dr. Mahmud Osman (İdris Barzani’nin yoldaşı): Bazen biz giderdik bazen de onlar gelirdi. Newpirdan'a geldiklerinde Mele Mustafa bizzat oradaydı ve tüm işlerden sorumluydu. Ama Bağdat'a gittiğimizde bazen çok önemli bir şey olursa Kak İdris ve Kak Mesud da bizimle gelirdi. Onlar da heyetteydiler. Birlikteydik ve bizimle rol oynadılar ve her şeyi istişare ederdik. Aslında onların varlığı çok önemliydi çünkü onlar Mele Mustafa’nın evlatlarıydı ve hükümet onunla temas kurmak istiyordu.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani'nin arkadaşı): Kak İdris Bağdat'taki müzakere heyetinin aktif bir üyesiydi. Mart Anlaşması'nı imzalayan bu heyet oldu, ki bu anlaşma Kürt halkının bugüne kadarki en büyük kazanımı oldu.
Dr. Mahmud Osman (İdris Barzani’nin yoldaşı): 11 Mart akşamı Ahmed Hasan Bekir beyannameyi radyo ve televizyondan okudu. Heyet başkanı olarak ben de Mele Mustafa'nın mesajını okudum. İkinci gün Tahrir Meydanı'na gittik. Burada kutlama yapılıyordu. Ahmed Hasan Bekir ve ben birer konuşma yaptık. Ardından Ahmed Hasan Bekir ile Saddam, Kak İdris ve Kak Mesud’un ellerini tutarak havaya kaldırdı. Bunlar Mele Mustafa'nın evlatları işte o da bu vesileyle aramızdalar demek için. Böyleydi işte.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): Tarihi 11 Mart mutabakatının ardından ölümsüz Barzani'nin evlatlarından biri ilk defa Badinan'a geldi. Musul, Şengal, Duhok, Amedi, Zaho, Akre ve Şeyhan'a tarihi ziyaretlerde bulunuldu. O zaman halk onları görmemeye o kdar çok susamıştı ki.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): 11 Mart'tan sonra yapılan 8. Kongrede Kak İdris bir şekilde kongrenin dengesini sağladı ve hareketinin ateşleyicisi oldu.
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Hatırlıyorum orada hem İdris'i hem de Mesud'u merkez komite üyesi yaptık. Her ikisi de yardımcı oldukları için herkes oy verdi. Doğrusu her ikisi birlikte çok aktiftiler, babalarına yardım ediyor ve onun sağ koluydular.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında master sahibi): Hamdan Tikriti, Mart 1970 anlaşmasıyla ilgili anılarında şöyle diyor: “Bunu taktiksel olarak kendimizi toparlamak, daha fazla destek kazanmak, askeri olarak yeniden organize olmak ve geri çekilmek için yaptık.” Doğrusu tam olarak bunu yaptılar.
İdris Barzani: Mele Mustafa Barzani 11 Mart mutabakatını iyi niyetle imzaladı. 11 Mart mutabakatından yaklaşık bir ay sonra Musul'daki karargahımıza saldırıldığında, kendimizi korumamız ve hükümete karşı uyanık olmamız gerektiğini anladık.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Bazı olaylar var ki bunlardan biri de 6-7 Aralık 1970’de Bağdat’ta Kak İdris’e karşı suikast girişimidir.
İdris Barzani: Bu duyarlılığımız doğruydu. Yaptığımız teşhis ve uyarılar doğru çıktı. Sonra Ramazan bayramı münasebetiyle cumhurbaşkanı ve hükümeti tebrik etmek için Bağdat'a gittik Oraya gittiğimizde bana Hamid Berwari, Kak Muhammed Aziz ve diğer birkaç bana arkadaş eşlik etti. Acilen geri dönem için bir telgraf geldi, çünkü burada işlerim vardı. Geri dönmeyi planladığım gün saat 15:00'te Bağdat'tan ayrıldım. Geri döneceğimi hükümete bildirmedim. Kerkük'e döndüm, Erbil'e, oradan da Gelale'ye döndüm. Orada kalan arkadaşlarımız tamamlayamadığımız bazı işlerin takibini yapmak için kaldılar. Gece, onlar merkezden otele dönerken, hükümet silahlı bir grubu gönderip gece saat 12:00’de kurşun yağdırıyorlar. Kak Hemid Berwari o saldırıda yaralandı ve hala sakat durumda.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): İran'a yaptığı birkaç ziyaretten ve İranlı yetkililerle yaptığı görüşmelerden sonra, Kak İdris ABD'nin devreye girip yardım etmesini ister.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): 1972 yılında Dr. Mahmud Osman ile Amerika’ya önemli bir ziayrette bulundular. Bir çok şey bunun üzerine inşa edildi.
Dr. Mahmud Osman (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kak İdris ve ben gittik. Gittiğimizde temasların hepsi CIA, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı ileydi ama gizliydiler, çok gizli. Ve böylece bu gizli iletişimimiz devam etti.
Dr. Şefik Qezaz (İdris Barzani’nin yoldaşı): Ben (Amerika’da) devrimin temsilcisiydim. 1965'ten 1973'e kadar devrimin temsilcisiydim. Geldiklerinde bundan haberim yoktu. Bu çok gizliydi. Tahran'da Kissinger gelmişti. Onlarla Helms ve ABD hükümetinden diğerleri ile görüşüyorlar. Temel şartlarından biri de görüşmelerin gizli kalmasıdır.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): (ABD ziyareti) Cezayir Anlaşmasının ihanetinden sonra ortaya çıkan ilişkilerin temelini oluşturdu. Bu böyle devam etti ve dostlarını, müttefiklerini terk ettikleri için ABD'ye ve ABD yönetimine karşı bir silah gibi kullandık.
Dr. Necmeddin Kerim (İdris Barzani’nin yoldaşı): Evet çok gençti ama çok tecrübesi vardı. Mele Mustafa'yla birliktesiniz ve Irak hükümetiyle, Saddam'la, Ahmed Hasan Bekir'le farklı delegasyonlarda müzakerelere katılıyor tüm bunları görüyorsunuz.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında master sahibi): Askeri imkanlar açısından kendisini güçlendirdikten ve bir miktar destek aldıktan sonra, Irak hükümeti 11 Mart'ta olduğundan çok daha az bir özerklik hakkı tanıdı ve Kerkük bölgesi ile ilgili konulardan çekildi. Bu şekilde hükümet “kabul ederseniz sorun yok, etmezseniz savaş yeniden başlar” mesajı verdi.
İdris Barzani: Irak hükümeti ile ilişkilerimiz şu anda iyi değil çünkü 11 Mart mutabakatındaki bazı temel meseleler çözülmedi. Kürt bölgesi şu ana kadar da belirlenmedi. Nüfus sayımı yapılmadı. Ayrıca Kürt halkı için uygulanması gereken özerklik metni konusunda Irak hükümeti ile henüz bir anlaşmaya varamadık. Bunlar Kürt halkının kendi kendine gerçekleştirmeye çalıştığı başlıca şeylerdir. Bunlar yapılmadan ilişkinin düzelmeyeceği aşikardır.
Kürt hareketinin, devrimin ve partilerin temsilcileri ile hükümet arasında görüşmeler olduğunu söylüyorlar ama sorunlarımızı çözmeyi umduğumuz olumlu bir şey görmüyoruz.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Mart 1974’de geldiğimizde, 8 Mart 1974'te kendisinin başkanlık ettiği bir heyetle Bağdat'a gidip Saddam Hüseyin ile görüşüyor.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): Ölümsüz Barzani son ana kadar da 1974 savaşını engellemek için elinden geleni yaptı. İdris’tan Bağdat'a gidip Saddam'la görüşmesini istediler. Ailenin, İdris geri dönmeyecek diye yas tutmaya hazırlandığını bile hatırlıyorum. Saddam'ın meşhur bir sözü vardı, “Babana söyle, bütün ülkeyi korumak için ülkenin bir kısmından vazgeçmek zorundayım” diye. Şattül Arap için İran'a taviz vermeyi kastetmişti. Bu da, Irak'ın daha sonra yaşadığı tüm felaketlerin nedeni oldu.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Kak İdris’in cevabı da çok meşhurdur. “Yabancılara taviz vermektense kendi halkına taviz vermen senin için daha hayırlıdır. Bunu yaparsan, kendi insanlarının güvenini kaybedersin. Bu yüzden kararlarını yeniden gözden geçirmen daha iyi olacaktır” diyor.
İdris Barzani: Irak hükümetiyle ne açıktan veya gizliden herhangi bir müzakere yok. Bu durumda bir müzakere yapabileceğimizi de sanmıyorum.
Arif Teyfur (İdris Barzani’nin yoldaşı): 6 Mart 1975'te Irak ile İran, İran'ın Peşmerge ve Kürt hareketine artık yardım vermemesine dair bir anlaşmaya vardı.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında master sahibi): Başkan Mesud Barzani kitabında anlatıyor, el yazısı ile yazdığı kısmı da kitapta var. Kak İdris’in kendisine şöyle anlattığını yazıyor; “7 Mart günü sabahı İran’ın Hacı Omeren’daki topçu birliklerini çektiğini gördüm. Gidip subaya neler olduğunu sordum. Bana ‘toplarımızı geri çekilmemiz için bize talimat gelmiş’ dedi.” O da çok güzel bir şekilde yanıt veriyor; “Çok iyi. Onurlu yaşayamayacaksak, onurlu ölmeyi seçebiliriz” diyor.
Kirmanc İzzet Süleyman Beg (Yazar): (Kitapta) Kak İdris’in Eylül Devrimi'nin çöküşünden sonra da nasıl pes etmeden mücadele içinde olduğunu anlatıyor. Kak İdris orada (İran’da) her zaman gözetim altındaydı ancak yine devrimi canlandırmak için çalışıyordu.
Firyad Barzani (Yazar ve Çevirmen): İran'a vardığımızda halkı rahmetli İdris karşıladı. Bazıları şehirlere dağıtılırken, diğerlerini de Neğede ve kamplara götürüldü. Rahmetli İdris orada işleri denetlemesi için birilerini görevlendirirdi.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani’nin arkadaşı): Kampları dolaşır, yüzyüze insanlarla görüşürdü. Onlara, devrim çökmüş olsa da canlanıp yeniden inşa edileceğine dair cesaret ve umut verirdi.
Dr. Kemal Kerküki (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kamplarda bulunan Eylül Devrimi'nin komutanlarının yanına adam gönderir, Kerec’e gider ve onları orada gizlice görürdü.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kıdemli liderler ve kadrolar olarak oturup 1975 yenilgisini nasıl değerlendireceğimizi tartışırdık. O zaman biz aslında yenilginin nedenleri hakkında bir kafa karışıklığı olduğunu anladık.
Felekeddin Kakeyi (İdris Barzani’nin yoldaşı, mücadele arkadaşı): Yenilginin nedeni biziz derdi. Barzaniyim diyenler evet desinler, sorumluluğu alacağız. Biz Barzaniler her şeyin sorumlusuyuz. Gizlemezdi ve “Evet, biz liderdik. Başarılardan ve başarısızlıklardan biz sorumluyuz” derdi.
Mahmud Muhammed (İdris Barzani’nin yoldaşı): Toplantılarda, oturumlarda ondan duyduğum şey şuydu; “Kürtler şunu anlamalı ki artık tek bir parti tüm Kürtleri temsil edemeyebilir, çünkü insanlar farklı fikirlere sahip. Dolayısıyla siyaset arenasının açık bir alan olmasını kabul etmeliyiz” derdi.
Feridun Abdulkadir (KYB eski Politbüro üyesi): O bir barış güverciniydi. Barış adamıydı. Bölücü, kışkırtıcı ya da anlaşmazlıkları keskinleştiren biri değildi.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani’nin arkadaşı): Kak İdris, doğası gereği bir Kürt milliyetçisiydi. Milliyetçi derken Irak, İran, Türkiye ve Suriye Kürtlerini ayırmazdı. Hiç bir parça içinde hiçbir Kürt'ü diğerinden ayırmazdı. Her zaman Kürtlerin birlik ve tek ses olmalarını, ne istediklerini, amaç ve çıkarlarının ne olduğunu ve bunlara nasıl ulaşılacağını bilmelerini isterdi.
Felekeddin Kakeyi (İdris Barzani’nin yoldaşı, mücadele arkadaşı): Kürdistan meselesinde çok ama çok milliydi. Ulusal bir kongre fikri 1982'den beri onun fikriydi ve henüz hayata geçirilmedi. O zamanlar böyle bir fikri vardı. İlişkilerde ben de onunla birlikteydim.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): 1975’ten sonra SAVAK (İran istihbratı) en fazla baskıyı Kak İdris’e uyguladı, hiç bir şekilde siyasi bir faaliyet içerisinde olmasın diye.
Dr. Necmeddin Kerim (İdris Barzani’nin yoldaşı): Geçici liderliğin ilk açıklamasını ne zaman yaptığını hatırlıyorum. Biz daha Kerec'deydik. Bizimle temasa geçen SAVAK temsilcisi Mubini adında biriydi. Açıklamayı kendisi ile mi getirmişti ya da duymuş muydu tam hatırlamıyorum. Geldi ve “İşte görüyorsunuz bunlar ilericilikten, Marksizden, Leninizmden bahsediyor. Bunlar nasıl böyle şeyler yapabilir” şeklinde bir şeyler söyledi. Kak İdris de cevaben, “Sizin yaptıklarınız karşısında halkımız mücadelesinden vazgeçmeyecek. Halkımız mücadele etmeye devam edecek ve bunlar da olacak. Ama bunu bize siz yaptınız ve hepimizi İran'a getirdiniz. O yola inanan ve devam edenler da var” dedi.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani’nin arkadaşı): Geçici liderliğin kurulmasında ve kadroların bir araya gelmesinde, heyetlerin Kürdistan devrimci hareketinin yenilenmesi için fırsat bulunmasında büyük rol oynayanlardan biri de Kak İdris’ti.
Asım Mayi (Gazi Peşmerge): 1975'te devrim bittikten sonra halk İran'a gitti. Tabi büyük bir kısmı burada kaldı, az bir kısmı İran'a gittti fakat İran'a gidenler arasında sadık askeri ve örgütsel kadrolar vardı. Düşman çok yoğun bir baskı uyguluyordu, özellikle de İran’ın SAVAK’ı üzerinden. Kak İdris halkın moralini yükseltmeyi başardı. Orada örgütlediği bazı kadroları Birinci Teşkilat bölgesine (Behdinan) gizlice gönderdi. Ahmed Şane Berwari, Arif Yasin Doski, Weysi Bali ve Mustafa Nerweyi gibi. Bunlar, KDP’nin şehir ve köylerdeki örgütlerinin daha canla başla çalışmasına büyük bir destek ve delil oldu.
Behram Barzani (Gazi Peşmerge): Kak Mesud’un (Mele Mustafa) Barzani ile yurt dışına çıkması ailenin kararıydı. Kak Mesud, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki örgütlemeleri denetleyecek, Kak İdris ise mültecilerin durumunu denetleyip geçici liderlik yapacaktı.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Bu durumda Peşmerge'ye yardım edebilmek, Peşmerge ve kadroları gönderebilmek ve bu siyasi hareketi organize edebilmek aslında İdris'in kabiliyetini gösteriyor. Ayrıca İran'da yapayalnız kaldı. Geçici liderliğin tüm üyeleri yurt dışındaydı. Ya Avrupa'daydılar ya da Cevher Namık, Kak Kerim ve diğerleri gibi kurtarılmış bölgelerde kalıyorlardı. İran'da kalıp Peşmerge'ye yardım eden tek kişi Kak İdris’ti.
Asım Mayi (Gazi Peşmerge): Kak İdris Arapça bir telgraf yazdı, Çelê Beylerine göndermek üzere eski Peşmerge Muhammed Halid Boseli'ye verdi. O da Binawê köyüne getirip rahmetli Salih Mele Ali'ye teslim etti. O da telgrafı Mayi Dağı ile Binawê arasındaki bölgede kalan Şehid Ali'ye ulaştırdı. Telgraf metni çok ilginçti. Tarih 02 Ağusos 1975 diye yazıyordu. Duhok ve Ninova’da yeniden örgütlenme ile görevlendirmiş ve KDP’li tüm kadrolara selam göndermiş, baharda zaferin halkımızın olacağını söylemişti. Bu örgütlenmelerimiz için harika bir teşvik oldu. Böylece örgütlenme Berwari ve Duhok'tan Musul'a, hatta Bağdat'a kadar yayıldı. Askeri birlikler de ulaştıktan sonra yerel örgütler daha aktif oldu ve yereldeki faaliyetler desteklendi.
Beroj Akreyi (Yazar-Fotoğrafçı): Barzani'nin Newroz'dan önce vefat ettiğini hatırlıyorum. Kerec’de Kak İdris ile büyük bir kitlenin toplanandığını hatırlıyorum. İki üç fotoğraf çektim, dışarıda ve avluda çektim. Çok kalabalıktı. İlk defa Kak İdris’i orada gördüm, biraz sakalı vardı ama çok perişandı, çok endişeliydi. O şekilde gidip geliyordu. Fakat öyle bir durumdaydı ki aklının orada olmadığını anlıyordunuz. Naaşını Şino’ya doğru yola çıkardıktan sonra biz de gittik. Şino’da bir futbol sahasına getirildi ve oraya itfaiye aracı da getirilmişti. Tabi çok çok kalabalıktı, çektiğim resimler var. Halk çoktu. Hatırlıyorum, Kak İdris ile Kak Mesud o itfaiyenin üzerine çıkıp konuşma yaptılar. Tabutu getirdiklerinde de fotoğraf çektim, sanırım Kak İdris’in tabunun arkasında ağladığını gösteren tek resim bu.
Mahmud Muhammed (İdris Barzani’nin yoldaşı): Mele Mustafa Barzani’nin naaşı topağe verildi, ertesi gün konuşma yapılması bekleniyordu. Kak Mesud gelip konuştu. Oradakiler Kak İdris’in de konuşmasını bekliyordu. Ama o, “Kak Mesud hepimiz adına konuştu, bizim konuşmamıza gerek yok” dedi.
İdris Barzani: Değerli kardeşlerim. Biz, Kak Mesud’un hepimiz adına, tüm ailemiz adına konuşma yapmasına karar verdik. Bu bir kaç gündür bize göstermiş olduğunuz destek, kardeşlik duygusu, Barzani’nin naaşını karşılamak için yaptıklarınızla hüznünüzü ve acınızı tabir ettiniz, bu yüzden size çok çok teşekkür ediyorum. Arzum ve Allah’tan ricam bize kardeşlik, birlik ve dayanışma yolunu göstermesidir. İnşallah bu yolda kardeş olacağız, bir olacağız ve malkımızın haklarını elde ederek dünyada ezilen tüm halkların haklarına yardım edeceğiz. Kak Mesud’un söylediklerini tekrar etmek istemiyorum. Bir kez daha hepinize çok teşekkür ediyorum. Bilin ki Barzani hiç ölmedi ve ölmeyecek. Allah'ın gayreti ve gücüyle, sizlerin desteği ve vefası sayesinde, onun çizgisinde sonuna kadar ilerleyip her yerde Kürt milletini savunacağımıza dair ahdimizi yeniliyoruz. Yüce Allah hepinizi korusun.
Başkan Mesud Barzani (İdris Barzani’nin kardeşi): Ağabeyim Kak İdris ve ben tüm kalbimizle ve canıgönülden Barzani’nin vasiyetini yerine getirdik. Neçirvan'ı (Başkan Yardımcılığına) önerdiğim gün, o da Mesrur'u önerdi, bu onların İdris ve benim gibi olacaklarına dair açık bir mesajıdır.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Dokuzuncu Kongrede Mele Mustafa'nın ailesinden bahsettiler ve bize “Biz bize bir yenilgi teslim ettiniz” dediler. Yenilgi de değil, “kırılma” dediler. “Biz de size bir devrim emanet ediyoruz” dediler. Kak İdris kürsüye çıkıp, “Hepimiz Kürt milletine bir kırılma yaşattık ama bugün Kürt ve Kürdistan milleti bize bir devrim emanet ediyor. Tabi eğer Mele Mustafa Barzani’nin ve bizim gönderdiğimiz talimatlar olmasaydı, Türkiye, Suriye, İran Kürdistanı ve Lübnan’daki dostlarımız olmasaydı ki bu devrim onların da devrimidir, bu olmazdı. Bu yüzden hepimiz halkımıza saygı duymalı, onlara teşekkür etmeliyiz” dedi. Elini cebine götürüp, “Bu talimatlar olmasaydı. Şimdi cebimde duruyorlar, isterseniz hepsini çıkarıp okuyayım” dedi.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kongrede farklılıklar ortaya çıktı, ben de kongre üyesiydim. Sonuç konuşmasını Kak İdris yaptı ve “Kongre karar verir, sizler değil” dedi. “Kongre üyeleri demokratik bir şekilde, partili olarak geldiler. Onlar bu kongrenin sahibi, siz değil” dediği konuşmasını hatırlıyorum. Bazıları Kak İdris ile Kak Mesud arasında çatlak oluşturmaya, ayrım yaratmaya çalışıyorlardı.
Mahmud Muhammed (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kimin başkan olacağı konusunda sorun yaratılmak isteniyordu. Ama KDP ve Barzani çizgisinin korunması konusunda bir çaba vardı.
Arif Teyfur (İdris Barzani’nin yoldaşı): Politbüro ve geçici liderlik toplantısında, Kak Mesud'un gidip, Kak İdris, Şeyh Muhammed Halid ve aile heyeti ile görüşmesini istedik. Mele Mustafa Barzani’nin vefatından sonra onlar kimin başkanımız olmasına karar verirlerse biz de onu kabul ederiz, hiç fark etmez dedik.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Kak Mesud, gerçekten de Kak İdris’in KDP’nin başkanı olmasını savunuyordu. İkisi ayrı bedende tek yürekti. Fakat ikisi birlikte yeni bir Mele Mustafa yaratmıştı. Ki zaten başarının mayası da bu oldu.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kardeşler arasında böyle bir ilişki nadiren görülür. Kak Mesud tek bir gün bile bir başkan gibi Kak İdris'e yaklaşmadı. İdris ise ona parti lideri olarak çok saygı duyardı. İşte bu bir eğitimin kanıtıydı.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Kak İdris Politbüro üyesi olarak askeri ve genel ilişkilerden sorumlu oluyor. Falakeddin Kakeyi'nin şahitliğinde kongre kararlarından birinin de Kürdistan Ulusal Meclisi’nin kurulması olduğunu söylüyor. Sadece Güney Kürdistan’da değil, Kürdistan’ın tüm parçalarının bu Meclis’te temsilcisi olması gerektiğini belirtiyor. Fakat maalesef yaşanan siyasi gelişmeler, Irak ile İran savaşı nedeniyle bu plan başarısız oldu. Yani bunun İdris'in fikri olduğunu söylüyor.
Behram Şêrwani (Gazi Peşmerge): Bize 100 kişi alıp gitmemizi söyledi. “Sizi şunun için gönderiyorum; Çükü Saddam Hüseyin Dicle ve Fırat sınırları Barzani'nin ailesine yasak demiş. Siz de gidip keşif, iyi bir plan ve taktikle öyle bir darbe vurun ki Bağdat sarsınsın” dedi.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Nerede bir milli mücadele varsa, rahmetli İdris elinden geldiğince yardım etmek, yol göstermek, mesela başlarına bir şey gelmişse hiç yoksa teselli etmek istiyordu.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): Gerçekçi bir diplomattı, gerçeği olduğu gibi ele alırdı. O süreçte neyin çıkarımıza olduğu konusunda fikrini açıkça söylerdi. Yani pragmatik bir diplomattı, ideolojik, dar siyasi tavırlı değildi. Açıktı ve gerçeklere göre hareket ederdi. İslami kesimlerle muhatap olduğu gibi, PASOK'la (Kürdistan Bağımsızlık Demokrat Partisi) diğer tüm taraflarla aynı şekilde muhatap olurdu.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Süleymaniye merkezli KAJİK’e (Kürt Özgürlük, Diriliş ve Birliği Derneği) yardım eden de rahmetli İdris’ti. Bu nedenle KAJİK’liler, “İdris KAJİK’tir” derken PASOK’lular da, “İdris PASOK’dur” derdi.
Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kak İdris doğası gereği Mele Mustafa’nın oğlu olarak Peşmergeyi çok severdi. Peşmergelerin bir çok ihtiyacı olduğunu bilir ve yanına gelen her birine elinden gelen yardımı sunar, varsa sorunları çözmek için ne gerekiyorsa yapardı.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Dostcanlısıydı, dostlarını hiç bırakmazdı. Yani onun hizmetinde olduğum ve birlikte çalıştığımız dönemde samimi olan ve ona destek olan hiç kimseye hiçbir durumda desteğini esirgemezdi.
Dr. Roj Nuri Şaweys (İdris Barzani’nin arkadaşı): Yoldaşlarını, dostlarını ve etrafındakileri kaplan gibi savunduğunu defalarca gördüm. Bu devletlerinin hiçbir üst düzey yetkilisi karşısında sessiz kalmadı, görüşünü açıkça beyan etti. İlkelerinden asla taviz vermedi ve tek ilkesi Kürtlüktü.
Kadir Melo (İdris Barzani'nin kâhyası): Kak İdris konuştuğu zaman çok tatlı görünürdü. Yüreğinde dağ kadar kederi olan biri Kak İdris’in yanına geldiğinde kederi yok olurdu. Şirindi, hitabeti güzeldi. Ona doymazdınız. Sakin ve kendinden emindi. Kak İdris yolda yürüdüğünde bir çocukla karşılaşır bir saat boyunca sohbet ederdi, kimdir, kimin evladıdır diye sormadan bırakmazdı.
Dr. Naznaz Muhammed Mele Kadir (İdris Barzani’nin yoldaşı): Kadınlara genel olarak çok saygı gösterirdi. Evimize geldiğinde veya başka bir eve misafir gittiğinde buna çok özen gösterirdi. Yani burası erkek meclisi, kadın gelemez diye bakanlardan değildi. Bu yüzden geldiğinde çok sıcak selamlar, hal hatır sorardı. Hatta onun meclisinde oturmalarından memnuniyet duyardı.
Kurdistan Pirdawid (İdris Barzani’nin yoldaşı): Her zaman kadınlara önem verirdi. “Evet ben İdris’im ama annem ve çocuklarımın annesi bir kadındır. Bugün kadınların gelişmesi için teşvikte bulunmaz ise ailem de gelişemez” derdi.
Dr. Naznaz Muhammed Mele Kadir (İdris Barzani’nin yoldaşı): Nazdar hanım günlük olayların ayrıntılarını anlatırdı. Ben ikisinin çok iyi arkadaş olduğunu hissederdim. Birlikte gazete ve dergi okurlardı. Gelişmeleri takip ederlerdi. O dömen daha çok radyo vardı. BBC, Montecarlo ve diğerlerini dinlerlerdi. Görüştüğümüzde Nazdar hanım bugün birlikte BBC’nin bugün şunu söyledi diye anlatırdı. O dönemin siyasi olaylarını tartışırlardı. Çok yetişkin ve mükemmel bir kadındı.
Kurdistan Pirdawid (İdris Barzani’nin yoldaşı): Herkese kapısı açıktı, her şekilde yardım ederdi. İnsanlara maddi ve manevi yardım ederdi. Hatta kendisine ait olanları da bazen kendisi için kullanmaz ve insanlara verirdi. Çünkü insanları fark gözetmeksizin severdi.
Abdulmuheymen Barzani (İdris Barzani’nin kuzeni): Kak İdris dini bakımdan tasavvuf ehliydi, çok güçlü bir akideye sahipti. Sadece anlatan değildi, az anlatırdı, daha çok uygulardı.
Kadir Melo (İdris Barzani'nin kâhyası): Kak İdris Kur’an tefsirini tamamen ezbere bilirdi. Kak İdris dört cümle konuşsa beşincisinde ya Kur’an’dan bir ayet yada Şeyh Ahmed-i Ciziri’den (Melayê Cizirî) bir şiir okurdu. Hemin, Hejar, Şeyh Amed-i Ciziri ve Piremerd’in tüm şiirlerini ezbere bilirdi.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Çok sayıda irfan şiiri ezberindeydi. Baba Tahir-i Uryan’ın tüm şiirlerini ezbere bilirdi diyebilirim. Her iki misalinden biri şiirle anlatırdı.
Firyad Barzani (Yazar ve Çevirmen): Birgün birlikte Kerec’den Rajan’a dönüyorduk, şehitlerin kanına yemin ediyorum Rajan’a ulaşana kadar şiir okudu. Fakat tüm klasik Kürt şairlerini tanırdı. Ahmed Muhtar Beg kimdir bilirdi. Ahmed Muhtar Beg’in bir iki kitabını ezberlemişti. Nali’yi tanır şiirlerini bilirdi. Tüm Kürt şairleri tanırdı.
Abdulvahid Barzani (İdris Barzani'nin kuzeni): Şiir divanlarını çok severdi. Çoğu zaman birlikte oturduğumuzda kim hangi şiiri okuyor diye sorardı. Hatırlıyorum, çoğu zaman karşılıklı şiir okurduk.
O, “Newaya mutrib û çengê. Fixan avête xerçengê. Were saqî heta kengê. Neşûyîn dil ji vê jengê” der, ben de karşılık verirdim:
“Heyata dil meya baqî. Binoşîn da bi muştaqî. Ela ya eyyuhe s-saqî. Edir ke’sen we-nawilha.”
Velhasıl çok uzun ve derin bir hikaye. Daha sonra birlikte Sadi’nin, Hafız’ın, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin şiierlerini okurduk. Gerçekten de çok severdi, çok da bilirdi.
Kerim Ahmed (Kürdistan Komünist Partisi eski Genel Sekreteri): Kürt partiler onca yıldır bir araya gelmiyorlardı. Kak İdris, “Bu işi bana bırakın, bizzat gidip görüşeceğim. Kürdistani partilerin birliği için o cepheyi kurmak için gideceğim” dedi. Bu şekilde gitti ve olumlu sonuçlarla geri döndüğünde, “Kürt taraflar arasında artık çelişkilere son verilmesi konusunda onları ikna etmeyi başardım. Tek amaç uğruna haklarımız için mücadele etmeliyiz” dedi.
Dr. Mahmud Osman (Politikacı): Kak İdris hizipler arasında bu şekilde parçalanmışlıktan ve çatışmalardan hiç hoşlanmazdı. 1986’da Mam Celal ile görüşme fırsatı doğduğunda yarım saat içerisinde anlaştılar.
Feridun Abdulkadir (Politikacı): Mam Celal ve Kak İdris oteldeydiler. Hatırlıyorum, İstiklal Oteli’nde görüştüler. Hatırladığım kadarıyla yanında Fazıl Mirani vardı, ben de Mam Celal ile birlikteydim. Orada çok olumlu bir görüşmenin ardından Kak İdris de kardeşçe inisiyatif aldı.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): Feridun Abdulkadir ile Fazıl Mirani gidip metni yazsın dediler. Bir otelin odasına gittik, özetle iyi bir metin yazdık. Buyrun gelin imzalayın dedik. Tarihi olduğu gibi anlatmalıyım. Mam Celal bana, “Efendim beğendin mi?” diye sordu. “Evet” dedim. O da, “Öyleyse şerefime okumadan imzalayacağım” dedi.
Feridun Abdulkadir (Politikacı): Metni götürdük ve onlarda tartışmasız imzaladılar. Kak İdris 1986’daki çelişki ve çekişmelerin ardından taraflar arasındaki ilk anlaşayı imzalama şerefine, ben de o toplantıda hazır bulunma şerefine nail oldum.
Fazıl Mirani (İdris Barzani’nin yoldaşı): 1986 yılı Aralık ayında Irak halkları ile dayanışma kongresine katıldık. Kongrede KYB, Sosyalislet, diğer tüm Kürt partiler bir araya geldi ve “Kak İdris bizim sözcümüzdür. O bizim adımıza konuşma yetkisine sahiptir” dediler.
Hoşyar Zebari (İdris Barzani’nin yoldaşı): Orada yaptığı konuşma gerçekten tarihi bir belge niteliğindeydi ve birçok öngörü içeriyor. Çünkü rahmetli İdris’in Irak muhalefetinin tüm tarafları ile ilişkileri hem çok olumlu hem de ayrıntılıydı.
İdris Barzani: Bu toplu katliamlar neden? Bu trajedinin boyutlarını yabancı kamuoyuna aktarabildik mi? Soruyorum; Kürdistan bu kadar vahşice yok edilmeyi hak edecek ne talep etti? İnsanlığın tüm uluslar için tanıdığı basit doğal haklardan fazlasını mı talep etti? Kendi ulusal varlığının kabulünden daha fazlasını mı talep etti? Kürt hareketi özyönetim için sadece basit taleplerde bulundu. Nüfusun çoğunluğunun Kürt olduğu bölgelerde bunun ne zararı var? Bütün Müslüman milletler ve dünya halkları bu basit haktan mahrum mudur? Kürt halkının da diğer halklar gibi olduğunu kabul ettiniz mi? Kürt halkı da herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmek, tüm Iraklılarla birlikte kardeşçe ve mutlu bir şekilde yaşamayı seçerek kendi sözünü söylüyor ve söyleyecek.
Karwan Cewher (İdris Barzani’nin Hayatı ve Mücadelesi üzerine master sahibi): Kürtler birlik içerisinde Irak halkları ile dayanışma kongresine katıldı. O kadar çelişki ve çatışmanın ardından Kürtlerin birlik olup Irak muhalefetinin yer aldığı böyle bir toplantıya katılması çok önemliydi.
Hawkar Kerim Heme Şerif (Eylül Devrimi Tarihi hakkında maste sahibi): Bu anlaşma Kürdistan Cephesi’nin kurulmasına yol açtı. Kak İdris sahip olduğu büyük kişiliği ile “Barışın Mimarı” unvanına sahip oldu. Ona barışın gelen mimarı ünvanını verdiler.
Başkan Mesud Barzani: Her zaman kendimi Kak İdris'in yerine koymaya hazırdım. Ama Vallahi kader insanın elinde değil, Allah'ın elindedir. Bu seçenek elimde olsa Kak İdris kalsın ben gideyim isterdim. Ama elimde değil.
Mam Celal Talabani: Uğruna o temiz canlarını feda edenlerin hepsi bu günün geleceğini müjdeliyordu. İşte gerçekleşti, Kürdistan’ın bir parçası artık özgürdür, kurtarılmıştır. Kürt halkının düşmanlarının güya Barzani’nin evlatları Dicle ve Fırat’ın suyunu içemez şeklindeki ham hayalleri ise canlı canlı gömüldü. Düşmanların gözünü adeta kör ederek yüzbinlerce binlerce Kürdistan evladı, Pir Barzani ve yiğit İdris gibi bu müjdeyi verdi. Biz de onların tüm amaç ve hayallerini gerçekleştirme sözü veriyoruz. Yollarından gidecek olanlar her zaman bugün bu parlamento caddesini dolduran kalabalık gibi direnişçilerle dolu kalacak.
Felekeddin Kakeyi (İdris Barzani’nin yoldaşı, mücadele arkadaşı): Fedakar bir insandı, derviş gibiydi. Kürt hareketinin dervişiydi. Hiç bir zaman şahsı için bir şey istediğine tanık olmadım. Her daim, “1975’ten sonra halkın bize verdiği emaneti yerine ulaştırmalıyız” derdi. Yani Kürdistan halkının kendi topraklarına yerleşmesi, güneyden gelenlerin oraya, güneye gönderilenlerin ve yurt dışında olanların Kürdistan’a dönmesini arzuluyordu. Buraların inşa edilmesini istiyordu. Yani 1991’deki Büyük Ayaklanmanın (Raperin) ardından gerçekleşenler aslında tam da onun hayalleriydi.