Erbil (Rûdaw) - Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve 16 Ekim 2017 olaylarının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bileşenlerin gözleri halen Kerkük ve kentin geleceğinde. Kerkük, Erbil ile Bağdat arasındaki görüşmelerin ana gündem maddesi olarak halen masada çözülmemiş bir sorun olarak bekliyor.
Kürdistan Bölgesi Başkan Yardımcısı Cafer Şeyh Mustafa, Kerkük’süz bir Kürdistan’ı asla kabul etmeyeceklerini söyledi.
The New Humanitarian ajansına konuşan Cafer Şeyh Mustafa, “Hiçbir zaman Kerkük’ün olmadığı bir Kürdistan’ı kabul etmeyeceğiz. Geçmişte Kerkük için çok çalıştık ve teslim de olmayacağız” dedi.
IŞİD’in 2014 yılındaki saldırıları Irak ordusunun kaçarak kenti terketmesinin ardından Kerkük sınırı büyük oranda Peşmerge Güçleri’nin kontrolüne geçmişti. IŞİD bölgeye karşı saldırıya geçinde Irak ordusu Kerkük’ten çekilerek bölgeden kaçmıştı. Ancak 25 Eylül 2017’deki Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nun ardından Irak ordusu ve Heşdi Şabi güçleri tekrar Kerkük’ün kontrolünü ele geçirmişti.
Kerkük bir petrol kenti olarak biliniyor ve 16 Ekim olaylarının ardından da, en önemli sorun Kerkük petrolünün dünya pazarlarına hangi şekilde pazarlanacağı konusuydu.
“Kerkük Kürdistan’ın bir parçası olarak kalmalıdır”
Cafer Şeyh Mustafa, “Sorun Kerkük petrolü değil, sorun Kerkük’ün Kürdistan’ın bir kenti olduğu gerçeğidir ve Kerkük Kürdistan’ın bir parçası olarak kalmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Irak ordusu Kerkük komutanı Tuğgeneral Said Herbiye, Peşmerge Güçleri’nin Kerkük’e dönmesi konusunu reddererek, “Eğer öğlen saatinde gökyüzünde yıldız çıksa da Peşmerge bir daha Kerkük’e dönmeyecek” ifadelerini kullandı.
Said Herbiye, “Kerkük’ün içinde olmadığı dört vilayetten oluşan bir Kürdistan’la problemimiz yok. Çünkü Kürtler bizim düşmanımız değil. Sonuçta onlar da bizim gibi Irak’lı” diye konuştu.
Kerkük’te güç dengesi Arapların lehine değişti
Kerkük’ün 2017 yılında Irak ordusu ve Heşdi Şabi’nin eline geçmesinin ardından kentteki güç dengesi Arapların lehine değişti.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Irak ordusunun Kerkük’e dönmesinin ardından, Kerkük, Mahmur ve Tuzhurmatu’dan yüz binden fazla kişi göç etmek zorunda kaldı. Göç edenlerin büyük bölümü evlerine geri dönmedi.
Ordu ile halk arasında iletişim kurmanın öncelikleri olduğunu belirten Herbiye, Kerkük’teki farklı bileşenler arasında “ayrım gözetmediklerini” ifade etti.
Türkmen bir baba ve Arap bir anneden olan Kerküklü Ahmed adındaki bir kişi, “Daha önce bir çok Kürt gücü vardı kentte. Arap ve Türkmenlere farklı yaklaşıyorlardı” iddiasında bulundu.
Türkmen İli Partisi Genel Başkanı Riyaz Sari Kahiye, “Tarih tekerrür ediyor. Araplar Kerkük’teki idari görevlerin çoğuna el koydu ve ihmal başladı. Türkmenlerin kent yönetiminde yeteri kadar temsilcileri yok” ifadelerini kullandı.
Halk Kürdistan’ın bağımsızlığına “Evet” dedi
Tartışmalı Bölgeler’deki halk da dahil yüzde 72 katılımın sağlandığı ve yüzde 92.7 evet ile sonuçlanan Bağımsızlık Referandumu’nun 2. Yıldönümününün üzerinden 10 gün geçti. Referandumda halk Kürdistan’ın Irak’tan ayrılarak bağımsız bir devlet olmasını güçlü bir şekilde destekledi.
Peşmerge Bakanlığı Bilgi İletişim Genel Sorumlusu General Ebubekir Ahmed, “Referandum çok başarılıydı. Olumsuz sonuçların nedeni halkın oyları değildi, komşu ülkelerin ajandasıydı. Referandum sonucu bir silah gibi elimizde duruyor ve istediğimiz an faydalanacağız” dedi.
Erbil ile Bağdat arasındaki diğer bir önemli sorun da Şengal. 2017 yılının Ekim ayındaki saldırılarda Şengal’de Peşmerge Güçleri’nin kontrolünden çıktı. Şengal’in 2015 yılında Peşmerge Güçleri tarafından IŞİD’ten kurtarılmasının ardından bölgede henüz kayda değer bir yatırım projesi uygulanmadı.
Şengal’da farklı gruplara bağlı bir çok askeri güç bulunuyor
Şengal’de şu anda farklı ajandalara sahip bir çok askeri güç bulunuyor. Şengal’de bir çok farklı askeri gücün bulunması, işsizlik ve IŞİD korkusunun yanı sıra halkın evlerine dönmesinin önündeki en büyük engel.
Ezidhan Savunma Güçleri Komutanı Haydar Şeşo, “Şengal’de farklı yönetimler var. Bağdat’ın atadığı bir kaymakam var bir de bölge dışında yaşayan bir kaymakam var” ifadelerini kullandı.
The New Humanitarian ajansına konuşan Haydar Şeşo, “Bu şartlarda hizmet sunulamaz. Altyapı hizmetleri olmadan da halk dönmez. Bölgede bir çok güvenlik gücü bulunuyor. Aralarında koordinasyon yok ve her güç farklı kontrol noktaları oluşturmuş. Bu da halkın korkmasına ve evlerine dönmemesine neden oluyor” diye konuştu.
Peşmerge Güçleri ile Irak ordusu arasında koordinasyon olmamasından dolayı iki güç arasında kalan bölgede büyük bir güvenlik boşluğu mevcut. IŞİD’in bu güvenlik boşluğundan yararlanarak saldırılar düzenleyebilir. Nitekim bu yılın Ramazan ayında gerçekleştirdiği altı saldırı gibi.
“Kerkük’ü işgal edilmiş bir Kürdistan” olarak tanımlayan Şeyh Cafer, IŞİD saldırılarının Irak güçlerinin gerekli güvenlik önlemlerini almamasında bağlıyor.
Şeyh Cafer, “Irak güçleri IŞİD hücrelerinin faaliyet ve eylemlerini engelleyemiyor” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın