Haber Merkezi – Rojava Özerk Yönetimi Dışişleri Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, Suriye’de tek tip bir yönetim şeklinin iç savaşa yol açabileceği uyarısında bulundu.
Rojava Özerk Yönetimi Dışişleri Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, The Jerusalem Post'a verdiği röportajda, Suriye'deki yönetim yapıları, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) tehlikesi, DSG'nin geleceği ve uluslararası aktörlerin rolü hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Suriye'de iç savaşa yol açar”
Şam'daki yeni yöneticiler ile kendisinin parçası olduğu yönetim arasındaki vizyon farklarına değinen Ahmed, Suriye'nin tek bir çatı altında birleştirilmesinin mümkün olmadığını vurguladı:
"Askeri ve idari olarak Suriye'de birçok bölünme var. Kuzeydoğu Suriye'de Özerk Yönetim var. Sahil kentleri kendine özgü durumlara sahip. Dürzi toplulukları kendi yönetimlerini ve savunma güçlerini oluşturmuş durumda. İdlib ve diğer bölgelerde de kendi yönetimleri mevcut. Şimdi birisi aniden tüm bu unsurları tek bir sistem altında birleştirmeye çalışırsa, bu iç savaşa yol açar. Bu, Suriye'nin farklı kesimleri için kabul edilemez bir senaryo olur."
HTŞ'nin geleceği ve tehlikesi
HTŞ'nin Suriye'nin tamamını kontrol altına alma hedefinde olabileceğine dair endişelerini dile getiren Ahmed, şunları söyledi:
"HTŞ'nin Suriye'de 'tek yönetici' rolünü üstlenmesi ve diğer gruplara katılma şansı vermemesi yönünde bir endişe var. Hepimiz HTŞ'nin geçmişini ve tarihini biliyoruz. Şu an değiştiklerini iddia ediyorlar, ancak bu konuda bir sonuca varmak için henüz çok erken. El Kaide'den ayrıldıkları izlenimini vermeye çalışıyorlar. Bekleyip görmemiz gerekiyor."
Ahmed ayrıca, HTŞ’nin terör listesinden çıkarılmasına ve Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasına karşı olduğunu belirtti:
"Eğer HTŞ'nin terör listesinden çıkarılması ve yaptırımların kaldırılması gerçekleşirse, HTŞ Suriye’nin yönetimini ele geçirir, kendi sistemini kurar ve ideolojisini değiştirmez. Bu durum kabul edilemez."
DSG'nin geleceği ve olası birleşme senaryosu
Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) geleceği hakkında konuşan Ahmed, belirli koşullar altında yeni bir Suriye ordusuna dahil olmaya açık olduklarını belirtti:
"DSG'nin savunma bakanlığının veya resmi Suriye ordusunun bir parçası olmasıyla ilgili bir sorunumuz yok - ancak kendi özel statüsüyle. DSG, tüm ordunun yönetiminde bir rol üstlenmelidir."
HTŞ ile DSG arasında bir çatışma çıkma olasılığına da değinen Ahmed, bu durumda ABD’nin rolünün kritik olacağını vurguladı.
ABD'nin Suriye'deki varlığı devam edecek mi?
Fırat’ın doğusundaki ABD güçlerinin varlığının önemine dikkat çeken Ahmed, Türkiye'nin saldırılarının IŞİD’i cesaretlendirdiğini belirtti:
"Yılın başında ABD’de birkaç IŞİD saldırısı yaşandı. Bizim bölgemizde de IŞİD saldırıları arttı. Türk saldırıları, IŞİD’i cesaretlendiriyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında, ABD yönetiminin bu konudaki tutumunun net olmasını bekliyorum."
İsrail ile ilişkiler
İsrail ile Suriyeli Kürt liderliği arasındaki ilişkileri değerlendiren Ahmed, diplomatik bir yanıt verdi:
"Ortadoğu'daki kriz, herkesin İsrail ve Yahudi halkının da bölge için demokratik bir çözümün bir parçası olması gerektiğini anlamasını gerektiriyor. Suriye'deki sınır bölgelerinin güvenliği için herkesin çözüme dahil olması gerekiyor ve İsrail bu taraflardan biri. Rolü çok önemli olacak."
Esad rejiminin düşüşü ve gelecek senaryolar
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin zorunlu bir gerçek olduğunu hatırlatan İlham Ahmed, geçmişte rejim hapishanelerinde yaşadığı kötü muameleleri hatırlatarak, geçmiş yönetimin halkın özgürlüğü önünde en büyük engel olduğunu söyledi:
"Bu rejim var olduğu sürece, Suriye'de hiç kimsenin en küçük bir özgürlüğe sahip olma umudu bile olamaz. Bu yüzden devrilmesi gerekliydi. Şimdi yapılması gereken, eski rejim mensuplarının hesap vermesi."
“HTŞ ile aramızda fark var”
Ancak HTŞ ve DSG’nin uzun vadede nasıl uzlaşabileceği konusunda soru işaretleri olduğuna dikkat çekti:
"HTŞ, şeriat hukuku temelinde merkezi, İslami bir rejime yönelirken, biz âdem-i merkeziyetçilik, kadın hakları ve laiklik vizyonunu sürdürüyoruz. Aramızdaki fark çok büyük."
"Suriyeli Kürtler, 14 yıldır önemli fedakarlıklarla inşa ettikleri bu yapıyı kolayca terk etmeyecekler"
Batı'nın Suriye'den çekilme ihtimaline karşı duyduğu endişeleri dile getiren Ahmed, Suriyeli Kürtlerin yıllardır büyük fedakarlıklarla inşa ettikleri sistemi kolayca teslim etmeyeceklerini vurguladı.
"DSG'nin üssü düzenli bir ordu gibi işliyor. Suriyeli Kürtler, 14 yıldır önemli fedakarlıklarla inşa ettikleri bu yapıyı kolayca terk etmeyecekler. Gelecekte ne olacağını göreceğiz."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın