DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi'den çatışmalara ilişkin açıklama
Erbil (Rûdaw) – DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye’deki çatışmalara ilişkin “Halkımızı koruma mücadelesi devam ediyor” dedi.
DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, yaptığı açıklamada, “Güçlerimiz, Halep, Tel Rıfat ve Şehba bölgesinde halkımızı cesurca savundu. Halkımızın güvenliğini sağlamak ve Tel Rıfat ile Şehba'dan halkımızı kuzeydoğu Suriye'nin güvenli bölgelerine tahliye etmek için Suriye'deki tüm ilgili taraflarla iletişim kurmak için çalışıyoruz” dedi.
Abdi, Halep şehir merkezindeki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde hâlâ kontrolü elinde bulundururken, Rojava ile Halep ve Tel Rıfat arasında bir koridor açma çabalarının Türkiye destekli militanlar tarafından "engellendiğini" belirtti.
Abdi, "Güçlerimiz, birçok cepheden yoğun saldırılarla karşı karşıya" ifadelerini kullandı.
"Direnişimiz devam ediyor"
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeybatısında yaşanan gelişmelere dair önemli bilgiler paylaştı. Abdi, bölgede son zamanlarda yaşanan yoğun çatışmalar ve askeri hareketlilik hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Güçlerimizin çeşitli yönlerden yoğun saldırılarla karşılaşmasıyla Suriye'nin kuzeybatısında olaylar hızla ve aniden gelişti. Suriye ordusunun ve müttefiklerinin çöküp geri çekilmesiyle birlikte, halkımızı katliamlardan korumak için doğu bölgelerimiz Halep ile Tel Rıfat bölgesi arasında insani koridor açmak için müdahale ettik.
Ancak Türk işgalinin desteklediği silahlı grupların saldırıları bu koridoru kesiyor. Güçlerimiz Halep, Tel Rıfat ve Şahba'da halkımızı kahramanca savundu.
Halkımızın korunmasını sağlamak ve onları Tel Rıfat ve Şahba bölgelerinden güvenli bir şekilde ülkenin kuzeydoğusundaki güvenli bölgelerimize doğru uzaklaştırmak için Suriye'deki tüm aktörlerle iletişim kurmak için çalışıyoruz. Güçlerimizin Halep'in Kürt mahallelerindeki halkımızı korumaya yönelik direnişi ise devam ediyor.
27 Kasım'da Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve SMO'ya bağlı gruplar Halep vilayetine saldırı başlatmıştı. Gruplar Halep’in büyük kısmını ele geçirdikten sonra Hama vilayetine doğru ilerliyor.
Dün de Suriye Milli Ordusu (SMO) olarak adlandırılan Türkiye'nin güdümündeki silahlı grupların Tel Rıfat'a doğru YPG'nin açmayı planladığı koridora yönelik operasyon başlattığı bildirilmişti.
Cihatçı Heyetül Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki SMO bağlantılı gruplar, Halep'e doğru ilerlerken, DSG, Halep'in doğusunda stratejik noktaları kontrol altına aldı ve Fırat Nehri'nden şehirle bir koridor oluşturdu. Ancak kısa süre sonra bu noktaların çoğundan taktiksel olarak çekildi. Halep’in Kürt nüfusunun yoğun olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde ise kontrolü sürdürdü.
Pazar günü, HTŞ'nin liderliğindeki İdlib'deki muhalif hükümet, DSG'yi Halep'ten kuzeydoğu Suriye'ye çekilmeye çağırarak, Kürtlerin elindeki mahallelerdeki sivillerin güvenliğini üstleneceklerini söyledi.
Ancak DSG Sözcüsü Farhad Şami, Kürt güçlerinin mahallelerden çekildiği yönündeki söylentileri reddetti.
Rojava'da iktidardaki Demokratik Birlik Partisi (PYD), yaptığı açıklamada, Halep’in kuzeyindeki Kürtlerin kontrolündeki Şehba bölgesinde, Türkiye destekli gruplar tarafından "katliamlar" yapıldığını duyurdu.
DSG, Pazar günü Rojava halkını, Kürt liderliğindeki yönetim tarafından birkaç saat önce ilan edilen genel seferberlik çağrısına uymaya çağırdı.
Türkiye, Suriye’de Suriye Milli Ordusu bünyesinde toplanan bazı cihatçı grupları destekliyor. Daha önce Tel Rıfat'ta yönelik bir operasyon yapma tehdidinde bulunmuştu. Türkiye, durumu yakından takip ettiklerini ve çatışan tarafları daha büyük istikrarsızlıklara yol açmamaya çağırdıklarını belirtti.
Ankara, Tel Rıfat ve yakınlardaki Minbic'deki DSG güçlerini, "mevcut istikrarsızlıktan yararlanmaya çalışmakla" suçladı.
Pazar günü, ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere'nin ortak açıklamasında, "Suriyeliler için daha fazla yerinden edilme ve insani yardıma erişim sorunlarını önlemek için" Suriye'deki gerilimin düşürülmesi çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, "Mevcut tırmanış, çatışmaya Suriye liderliğinde siyasi bir çözüm bulunması gerekliliğini daha da vurgulamaktadır" denildi.