Bêgerd Talabani: Kürdistan Bölgesi çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya
Dubai (Rûdaw) – Tarım ve Su Kaynakları Bakanı Bêgerd Talabani, Kürdistan Bölgesi’nin iklim değişikliğinden etkilendiğini, Süleymaniye’nin Germiyan ile Erbil ovasının bir bölümünün çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne Kürdistan Bölgesi’nden de üst düzey bir heyet katıldı.
Bu amaçla Dubai'de bulunan Kürdistan Bölgesi Tarım ve Su Kaynakları Bakanı Bêgerd Talabani, Rûdaw TV’den Senger Abdurrahman’a konuştu.
Kürdistan Bölgesi delegasyonunun böyle bir zirvede hazır bulunmasını "önemli" olarak nitelendiren Talabani, "Bölgemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenen yerler arasında, Irak iklim değişikliği sorunlarıyla karşı karşıya. Ayrıca iklim değişikliğinin zorluklarına yönelik özel programlar geliştiren teknik heyetlerle görüşüyoruz. Bu tür konferanslar iklim değişikliği tehditlerine karşı planlar geliştirecek. İklim değişikliğinden etkilenen gelişmekte olan ülkeler için toplanan mali destekten yararlanmak istiyoruz” dedi.
“İklim değişikliğinin etkileri detaylı takip ediliyor”
Kürdistan Bölgesi olarak hedeflerine iki şekilde ulaşabileceklerini kaydeden Talabani, “Bunlardan biri Irak Federal Hükümeti aracılığıyla insan yaşamına, tarım ve gıda güvenliğine yönelik tehditlerin ana nedenleri olan iklim değişikliği, su kaybı, yeşil alan kaybı ve toprak kaybının etkilerinden kurtulmaktır. Sonuç olarak Kürdistan Bölgesi olarak Irak'ın güneyine oranla daha iyi durumda olsak bile Irak'ın diğer bölgelerinden Kürdistan Bölgesi'ne istenmeyen göçlerin merkezi halindeyiz” ifadelerini kullandı.
Talabani, Çevre Bakanlığı ile ilgili bakanlık düzeyinde ortak komiteler kurduklarını belirterek, “İklim değişikliğinin Kürdistan Bölgesi'nin farklı yerlerindeki etkilerine ilişkin detaylı bir takip yapılıyor. Bizler Tarım Bakanlığı, Çevre Kurulu ve Planlama Bakanlığı olarak bu etkileri veri ve istatistiklerle göstermek konusunda tam bir koordinasyon içerisindeyiz. Irak'taki uluslararası kuruluşlarla doğrudan ilişkilerimizle de mesajlarımızı iletiyoruz” diye konuştu.
“Maalesef uzun yıllardır kuraklık yaşıyoruz”
Kürdistan Bölgesi’nde bazı bölgelerinin iklim değişikliğinden etkilendiğini dile getiren Bakan Talabani, şunları aktardı:
Maalesef uzun yıllardır kuraklık yaşıyoruz; Yağışların son yıllarda önceki yıllara göre önemli ölçüde azalması Kürdistan Bölgesi'nin bazı kesimlerinde etkili oldu. Planlama Bakanlığı ile gördüğümüz son verilere göre Germiyan ve Erbil ovası başta olmak üzere bazı alanlarımız çölleşmeyle karşı karşıya. Su konusuyla ilgili sorunlarımızdan biri de geçmişte su depolama ve stratejik baraj inşaatına çok fazla önem vermememiz oldu. Şimdi mevcut kabinede baraj inşaatına çok önem verdik. Ekonomik kriz nedeniyle büyük barajlar inşa edemesek de etkileri en aza indirmek için Kürdistan Bölgesi'nin farklı yerlerinde su toplamak amacıyla küçük barajlar inşa etmeye odaklandık. Su durumumuzun şu an kötü olduğunu söyleyemem ama su kaynaklarımızı korumamız gerekiyor.”
“Stratejik her adım bir noktadan başlar”
Mevcut kabine döneminde bir takım ürünlerde yurt içi ihtiyacın fazlasını elde edip ihracatın kapısını aralayabilmek için çalıştıklarını belirten Tabalani, “Tarım sektöründe yerli bir ürünü Kürt markasıyla dış pazarlara ihraç kapısı açtık. Biz geçici bir adım atmak için sembolik bir şey yapmaya çalışmıyoruz. Attığımız adımları sadece Irak pazarına bağımlı kalmamak adına geliştirmek istiyoruz. Her yıl Irak'la sorunlar yaşadığımızda bize kapıyı kapatırlar. Ancak biz ürünlerimiz için başka kapılar açabiliriz ama öncelikle kalitesini artırmalıyız. Attığımız adımlar bilimsel araştırmalara dayanıyor, örneğin bir ambalaj fabrikasıyla mutabakat zaptı imzaladık ki dünya pazarlarına dünya standartlarında güzel bir şekilde ürün gönderelim ve rekabet edebilsin” dedi.
Talabani, “Geçmişte Kürdistan Bölgesi'nde patates ekimi başladığında yıllık rekolte 7.000 ila 8.000 ton civarındayken, şimdi yıllık 600.000 tona ulaşıyoruz. Bu da bir veya iki fabrika yerine 11 patates fabrikası kurabileceğimizi gösteriyor. Dolayısıyla adımlar stratejiktir ve her adım bir noktadan başlar” diye konuştu.