MERI 2022’de Ezidi ve Hristiyanların durumu tartışıldı: Şengal'de halk siyasi çatışmanın kurbanı oldu
Erbil (Rûdaw) - Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (MERI) tarafından Rûdaw Medya Grubunun sponsorluğunda düzenlenen “Herkes İçin Irak Forumu”nda Irak ve Kürdistan Bölgesi'nde "Ezidi ve Hristiyanların durumu” tartışıldı.
ABD Barış Enstitüsü'nden Serheng Hemesaid'in moderatör olduğu panelin konukları, Ezidi Yüksek Meclisi'nden Baba Şeyh Ali İlyas Hacı Nasır, Musul ve Akre Keldani Başpiskoposu Necib Mikail Musa, Musul Valisi Necim Cuburi ve Ezidi aktivist Maya Hayri Said Beg oldu.
Ezidi Miri: Ezidilerin her türlü tehlikeden korumasını talep ediyoruz
Panelin başında Dünya Ezidileri Miri Mir Hazım Tahsin Beg, Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki Ezidilerin durumu hakkında bir sunum yaptı.
“Ezidi dini, bölgenin en eski ve köklü dinlerinden biridir” diyen Mir Hazım Beg, “Bölgeye işgalciler gelmeden önce vardı. Kimseye tehdit oluşturmadık ama tarih boyunca 74 fermanla karşılaştık. Son olarak da IŞİD teröristleri eliyle katliama uğradık” dedi.
Irak’ta diktatörlük sona erdikten sonra demokratik bir anayasa hazırladığında toplum olarak ümitli olduklarını kaydeden Ezidi Miri, “Ancak ardından bu sistemin geleceğimiz üzerinde tehdit olduğuna şahit olduk. Köylerimiz yıkıldı, insanlarımız yerinden edildi, hala binlercesi kamplarda yaşıyor. Kızlarımız ve kadınlarımız hala köle olarak esaret altında” ifadelerini kullandı.
Mir Hazım Beg, “Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ve Kürdistan liderliği kaçırılan Ezidilerin kurtarılması için çok çaba gösterdi, kendilerine teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Musul, Bağdat ve Erbil’deki liderlerden ve uluslararası toplumdan Ezidilerin sorunlarına çözüm bulmalarını isteyen Mir Hazım Beg, “Irak hükümetinden yıkılan bölgelerimizi yeniden inşa etmesi ve Ezidi vatandaşları her türlü tehlikeden korumasını talep ediyoruz. Kamplarında uzun yıllar geçiren Ezidi topluluğunun memleketlerine güvenli bir şekilde geri dönmesinin sağlanması için acil çağrıda bulunuyoruz” dedi.
Baba Şeyh: Irak hükümeti hala soykırımı tanımadı
Panelde konuşan Ezidi Ruhani Meclisi üyesi Baba Şeyh Ali İlyas Hacı Nasır da, Ezidiliğin temellerinden bahsederek şunları söyledi:
“İttifak olursa dağ gibi sorunlar aşılır, devletler inşa edilir. Ezidiliğin temelinde de ittifak vardır. Sorunlarımızı kardeşlik ve inançla çözebiliriz. Ezidilikte, anne ve babaya hizmet çok önemlidir. İsterseniz gece gündüz ibadet edin ama anne ve babanıza hürmet göstermez ve hizmet etmezseniz ibadetiniz geçersizdir. Ezidilikte af etmek önemlidir. Yine hayır işlemek ve iyilik yapmak da esaslarımızdan biridir. İyilik yap suya bırak ama illaki iyilik sahibini bulacaktır. Bu dünya bizim değil, bizden sonrakilerindir. Ama onların da malı değil sonrakilerinindir.”
Baba Şeyh, “Size sabaha kadar dinimizin esaslarını anlatsam bitmez. Ezidiliği daha uzun bir şekilde anlatmak isterdim. Ama esas olan şu; Ezidilik diğer tüm dinlere saygı duyar” dedi.
Ezdiliğin temelinde kadına saygı ve öncelik olduğunu anlatan Baba Şeyh, “Siz bugün kadınların sorunundan bahsediyorsunuz. Ama Ezidilikte dil hasıl olduktan sonra tarih boyunca kadın erkekten önce gelmiştir. Bizde kadının hakkı her açıdan erkekten önce gelir” ifadelerini kullandı.
“Irak hükümeti bize aynı değeri vermiyor”
Baba Şeyh, Ezidilere yönelik katliamın “soykırım” olarak tanınmasını istediklerini belirterek, Irak hükümetinin bu konudaki tavrını eleştirdi. Baba Şeyh, “Siz bizi ülkeyi terk etmeye, topraklarımızı bırakmaya mecbur ediyorsunuz. Ülkesi, toprağı ve suyu olmayanlar bizim nazarımızda insan değil. Irak hükümeti bize aynı değeri vermiyor. Dünyada 11 ülke soykırımı tanıdı ama Irak hükümeti hala tanımadı” dedi.
Baba Şeyh, “Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan savaşın ve bu yangının sönmesini, dünyada hiçbir halkın savaşla sınanmamasını istiyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
Ezidi kadın aktivist: Çadırda doğan bir çocuğa vatan sevgisini nasıl aşılayabilirsiniz?
“İnsanlık vicdanı her şeyden ötedir” diyen Ezidi aktivist, “Irak bizim için hiçbir şey yapmadı. Çocuklarımız hala çadırlarda yaşıyor. Yazın sıcak, kışın da soğuk altında... Ailesinden herkesi kaybeden kadınlar tek başına o çadırlarda kalıyor” şeklinde konuştu.
Şengal’de siyasi çekişmelere son verilmesini isteyen Maya Hayri Said Beg, “Şengal’de halkımızın hesabı üzerinden siyasi çekişmelere son verilmeli. İnsanlarımız evlerine dönsün. Irak hükümetinden yasaları uygulamasını, Şengal halkına günlük geçimini sağlayacak kadar maddi yardımda bulunmalı” dedi.
“Tüm azınlıkların korunmasını istiyoruz”
Yetkililerden kamplarda yaşayan insanları ziyaret etmesini ve durumlarını görmesini isteyen Maya Said Beg, “Çadırda doğan bir çocuğa vatan sevgisini nasıl aşılayabilirsiniz? Bu çadır altında doğdum, ne vatanı der? Sadece Ezidilerin değil, tüm azınlıkların korunmasını istiyoruz. Ama bu konuda bir irade yok. ağdat'ta kurulan yeni hükümetle birlikte Sayın Neçirvan Barzani'yi Ezidilerin haklarını güvence altına almaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
Başpiskopos Musa: Ezidileri incitenler bizi de incitti
Musul ve Akre Keldani Başpiskoposu Necib Mikail Musa da “Ezidileri incitenler bizi de incitti, Halepçe'deki Kürtleri inciten bizi de incitti. Ortak bir kaderimiz var” dedi.
“Bizler Mezopotamya halkı ve inançlarıyız. Bizi bir birimizden ayıran unsurlardan değil birleştiren unsurlardan bahsedelim artık” diyen Musa, “Neçirvan Barzani her zaman sorunlarımızla ilgilendi ve bizi destekledi. Doğru yerdeki doğru kişidir” diye konuştu.
Keldani din adamı, “IŞİD din adına geldi ama terörün dini yoktur. IŞİD tüm insanlığa düşmanlık yaptı. Sadece Ezidi ve Hrisiyanlara değil tüm Ninova ovasına büyük zararlar verdi. Ninova da Kürdistan da, Irak da yeniden kalkınacak” ifadesini kullandı.
Papa Francis’in geçen yıl Irak'ı ziyaret ettiğini hatırlatan Necib Mikail Musa, “Ur'dan Kürdistan'a kadar gördüklerinden etkilendiğini söyledi” dedi.
Musa, “Yüreklerimiz bir olsun. Bu din doğru bu değil şeklindeki fikirleri bir yana bırakmalıyız. Farklılıklarımız, renklerimiz gücümüz olmalı” diye belirtti.
“IŞİD’in ortadan kaldırılması için elimizden gelen herşeyi yaptık”
Musul Valisi Necim Cuburi de ”IŞİD sadece ölüm dağıttı. Ne Müslüman tanıdı, ne Ezidi, ne Hristiyan, ne Arap ne de Kürt. Onurumuza, namusumuza el uzattı. Şerefimize el uzantıları asla affetmeyeceğimizi söyledik. Ezidilerin başına gelenler tarihte eşi benzeri görülmemiş bir felakettir” ifadelerini kullandı.
“Merkezi hükümetin Şengal için birleşik bir planı ve bakış açısı olmadığını ifade eden Cuburi, “Ezidilerle ilgilenmek temel önceliklerimizden oldu. Biz yerel bir yönetimiz, yetkilerimiz belli. Yıkılan bölgelerimizi inşa etmeye başladık. Şimdi Hristiyanların yaşadığı Hemdaniye Irak’ın en iyi ilçesi durumunda. Ezidilerin yaşadığı Başik de öyle. Bunu biz değil, Irak İçişleri Bakanlığı söylüyor. Erbil ile Bağdat arasındaki Şengal anlaşmasının temeli ilçenin yönetiminin yerel halka bırakılmasıydı. Bu halka geri dönmeleri için güvence sağlıyordu. Açık söyleyeyim; merkezi hükümetin Şengal için birleşik bir planı ve bakış açısı yok, bu yüzden temel sorunlar devam ediyor. Şengal aynı zamanda uluslararası anlaşmazlıkların da yaşandığı bir yer haline geldi” diye konuştu.
“Halk dönmeden hiçbir yer inşa edilemez”
Şengal’de resmi kurumlar olmadığı için ilişki kuramadıklarını belirten Cuburi şöyle devam etti:
“Şimdi Şengal’de resmi bir yönetim yok, o yüzden oradakilerle ilişki kuramıyoruz. Buradan söylüyorum, kaymakam ve yetkililer Şengal’e geri dönsün ki biz de hizmet edebilelim. Bir de savunma için bir polis tugayı olmalı. Halk dönmeden hiçbir yer inşa edilemez. İnsanlar gelmeden nasıl hizmet götürebilirsiniz? 74 bin Ezidi hala Zaho’da kamplarda, onlar için üzülüyoruz. Başik ve Hamdaniye şimdi çok iyi durumda. Çünkü kontrolümüz altında. Belirttiğim iki sorun çözülürse; birincisi, yönetim döner ve polis tugayı göreve başlarsa ne Heşdi Şabi ne de diğer silahlı gruplar kalır. Arada bir (Türkiye tarafından PKK’ye bağlı gruplara yönelik) bombardımanlar oluyor. Bu da merkezi hükümet tarafından çözülürse geri dönüşler için bir engel kalmaz. Şengal’de çalışan 38 yerli ve uluslararası kurum var.”