Orşelim-Kudüs; üç din bir şehir
Orşelim/Kudüs (Rûdaw) - Müslümanların Aksa Camii, Yahudilerin ağlama duvarı ve Hıristiyanların en kutsal kilisesinin yan yana olması, şehri turistlerin en fazla ziyaret ettiği yer haline getirmiş.
Her yıl yaklaşık 5,3 milyon kişi Orşelim-Kudüs'ün kutsal mekanlarını ziyaret ediyor. Hıristiyanlar için en kutsal iki dini yer, Kutsal Kabir Kilisesi'nde bulunuyor.
İbrahim Peygamber’in Türbesinin bir bölümü Müslümanların camisine taraf düşüyor. Diğer bir bölümü ise Yahudi tapınağına. Yani iki taraf arasında paylaşılmış. Ana giriş kapısı ise Yahudilerin kontrolü altında.
Filistinli bir Müslümanın buraya gelip dua edebilmesi için İsrail’e ait bir kaç kontrol noktasından geçmesi gerekiyor. Kimlik bilgileri kontrol ediliyor ve sonra buraya gelebiliyor.
Burası Hristiyanların İsa Mesih'in çarmıha gerildiğine inandıkları yerdir.
Ermeni kilisesinin papazı Samuel Aghoyan, Ermeni kilisesi bölümünü yönetiyor ve kilisenin farklı yerlerini şu sözlerle tanıtıyor:
“Bazı insanlar, İsa'nın çarmıha gerildiği taşın üzerine ellerini koymayı seviyor. Bu mihrapta bir delik var, taşa ulaşana kadar elinizi uzatıp dokunabilirsiniz.”
Bundan daha kutsal olanı da İsa Mesih'in mezarıdır. Hristiyan dinine inananlara göre İsa'ya gizlice inananlardan biri olan Aramatyalı Joseph (Joseph Arimathea), çarmıha gerilmesinden sonra İsa peygamberin bedenini kilisede defnetmiş.
Kutsal Kabir Kilisesi Ermeni Bölümü Müdürü Samuel Aghoyan, şöyle anlatıyor:
“Mezarın şimdiki dekorasyonu 200 yıldan fazla bir süre önce yapıldı. Bu 200 yıl önce vardı. 1808'de büyük bir yangın bir kısmını yok etti ve ardından bir deprem diğer kısmını yok etti. Yunanlılar daha sonra Osmanlı'dan izin alarak şimdiki bu dekoru yapmışlar. Yunanlılar tarafından yapılmış olmasına rağmen, Ermeniler, Rumlar ve Katolikler tarafından ortak ve eşit olarak yönetiliyor. Yani mezar ve etrafındaki bu daire, üzerinde yapılacak her türlü değişiklik ve güncelleme, her üç tarafın da rızası ile olmalıdır. Sadece iki taraf arasında bir anlaşma ile olmaz, bu konuda üç taraf da anlaşmalıdır. Bu nedenle, şimdi olan hali Yunanlılar tarafından yapıldığı gibi duruyor.
İçeri girdiğinizde ilk bölüme melek taş odası deniyor. İçeri girdiğinizde bir bölüm vardı. Eğer gördüyseniz, bir cam parçası vardı. O şişenin altında, İsa Mesih'in mezarı üzerindeki mezar taşı olan bir taş parçası var. İsa'nın çarmıha gerilmesinden sonra, İsa'nın müritleri onun mezarına geldiğinde, bir kayanın üzerinde oturan bir melek onlara İsa'nın dirildiği mesajını iletti."
Aramatyalı Joseph hayattayken, ölümünden sonra o mezara defnedilmek üzere kendisine bir mezar hazırlamış.
Samuel Aghoyan, “İsa Mesih öldüğünde Aramatyalı Joseph, İsa'nın bedenini alıp gömmek için izin istedi. Çarmıha gerildiği ve öldüğü gün Cuma idi. Cesedini saklayacak bir yer yoktu. Fakat Aramatyalı Joseph, öldüğünde gömülmek üzere kendisine önceden bir mezar hazırlamıştı. Ama onun hazırladığı mezar, az önce gördüğümüz mezar, yani Aramatyalı Joseph’in mezarı. Mezarını İsa Mesih'e verdi. Ama İsa kalkınca oraya gömülmek istemediğini söledi. Çünkü orası onun ailesinin mülküydü, bağ bahçe gibi birşeydi. Ama burada içeride iki mezar var: Aramatyalı Joseph’in Mezarı ve Nicodemus. Mezarları buradan görülebilir" diyor.
Bu kilisenin kutsallığı, Hristiyanların kendi aralarında kilisenin yönetimi konusunda büyük çelişkiler yaşamasına neden olmuş.
Şimdi, Hıristiyanlığın altı farklı mezhebi kilise yönetimini paylaşıyor. Kilisenin büyük bir bölümü Rum ve Ermeni Katolikler ile Ortodoksların kontrolü altında.
Mısır'daki Etiyopyalılar ve Kıptiler ile Süryani Ortodoksların her biri de kilisenin daha küçük bir bölümünü yönetiyor.