Erşed Salihi: Endişeler devam ederse Kerkük'te halk kendi kararını verecek
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşed Salihi Erbil-Bağdat arasında yapılan bütçe ve petrol ihracatına ilişkin müzakerelerin iyi geçmesini desteklediklerini ifade etti.
Salihi, Bağdat yönetiminin Kerkük'ün Türkmen, Kürt, Arap, hatta Keldani ve Süryani gibi etnik bileşenlerinin yaşadığı hassas bir kent olduğunu göz önünde bulundurarak kentteki sorunlarla ilgilenirken bir vizyon ve akla ihtiyacı olduğunun altını çizdi.
Polis memurlarının elektronik ortamlarda kura ile atamasına ilişkin tepkilerini sürdüren Salihi, “Esasen talimatlar anlaşılır değil, Arapların sayısının neden diğer bileşenlere kıyasla çok fazla olduğunu bilmiyoruz. Kerkük dışından gelenlerin nasıl bir hafta içinde yerleşim yeri belgesi aldıklarını ve başvuru yaptıklarını bilmiyoruz. Biz buna itiraz ediyoruz. Çünkü bizim payımızı gasp ediyorlar” dedi.
Peşmerge Güçleri’nin Kerkük’e dönesine karşı olduklarını gizlemeyen Salihi, “Anayasaya göre sınırı koruyan Peşmergenin Kerkük vilayetinin idari sınırları dışında olması gerekiyor. Kerkük'ün merkezi hükümet tarafından korunması gerektiğini her zaman söyledik. Yani Kerkük’ün kendi bileşenleri olan Kürtler, Araplar ve Türkmenler tarafından” ifadelerini kullandı.
“PKK’nin Kerkük’te kaosa neden olduğunu” savunan Salihi, “PKK Kerkük'teki durumdan istifade ederek kaosa yol açtı. Özellikle son zamanlarda yapılan protestolarda göstericileri güvenlik güçleriyle çatışmaya girmeleri için öne ittiler. Irak bayrağını yırttılar. Şorca’da yaşayan Kürtlere benzemiyorlardı, Kerkük Kürdü değil yabancılardı” diye konuştu.
Arez Halid’in moderatörlüğünü yaptığı “Rûdawî Emro” programına konuk olan ITC Kerkük Milletvekili Erşed Salihi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı:
Rûdaw: Irak İçişleri Bakanlığı'nın Kerkük'te polis atamaları ile ilgili kararının kaos yaratacağını düşünüyor musunuz? Sizce kim kaos yaratmak istiyor?
Erşed Salihi: Öncelikle Kerkük'ün Türkmen, Kürt, Arap, hatta Keldani ve Süryani gibi etnik bileşenlerin yaşadığı hassas bir kent olduğunu söylüyoruz. Bir diğer nokta ise, Bağdat'ın özellikle Kerkük meselesiyle ilgilenirken vizyon ve akla ihtiyacı olduğunu bilmesi gerekiyor. İki üç hafta önce Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Kerkük’teki genel merkezi meselesi az daha kentte büyük bir sorun haline gelecekti ve maalesef kan döküldüğünü gördük. Bu nedenle kentte kaosu önleleyebilecek akıllı insanların olması kenttin kaderi için doğru bir yol olacaktır. Bağdat'ta yaşananları şaşkınlıkla izliyorum, Erbil'le ilgili herhangi bir konu, örneğin petrol ve gazla ilgili konularda hızlıca çözüm bulunduğunu görüyoruz, bunlar iyi şeyler ve destekliyoruz. Erbil ile Bağdat arasında hiç bir sorun yaşanmasını istemiyoruz, çünkü Irak’ın genelini etkiliyor.
Rûdaw: Sizin Irak Türkmen Cephesi olarak Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözümü konusunda herhangi bir çabanız oldu mu?
Erşed Salihi: Elbette, Türkmen Cephesi grubu başkanı olarak kaosu önlemeye çalışıyoruz. Biz kaos çıkmasını teşvik etmiyoruz. Farklı görüşleri birbirine yakınlaştırıp Kerkük'teki çekişmelerin etnik bir çekişme haline getirilmesinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Sorunlarımızın olduğu doğrudur evet, bileşenler arasında endişe de var. Çok net ifade edeyim, eğer bir Kürt yönetimi olacaksa bu durum süreci tekelleştirmemelidir. Kerkük'te Türkmen yönetimi olacaksa tekelleştirme politikası gütmemesi gerekiyor. Aynı şekilde kentte bir Arap yönetimi olacaksa Bağdat’ı sadece Arapların çıkarları için kullanmamalıdır. Kerkük hassas bir konudur. Kerkük Polis Akademisi’nin eğitim merkezini ziyaret ettim. Bütçe kanunu kapsamında Kerkük’te 2 bin 550 polis memurunun atanması gerçekleştirildi. Maliye Bakanlığı ile Bakanlar Kurulu Sekreterliği Kerkük için yapılan atamaların elektronik kurayla olmayacağını bilmelidir, kuranın nasıl yapıldığını bilmiyoruz. Kura yapılacaksa bile gözümüzün önünde yapılması öngörülmez mi, şeffaf ve açık bir şekilde yapılması beklenmez mi? Bugün Kerkük’te yapılan polis atamalarının çoğu Araplardan oluşuyor. Azınlık bir grup Türkmen ile azınlık bir grup Kürt var, bu birinci husus. İkinci husus da şu: Başka bir ilden gelen bir göçmen hangi temellere göre Kerkük’te görev yapacak?
Rûdaw: Atama için başvuran kişilerin hangi uyruğa sahip olmaları gerektiği size soruldu mu?
Erşed Salihi: Evet, etnik köken ve bileşenlerle ilgili sorular içeriyor ama etnik kökenle ilgili nokta boş bırakıldığı için kaç Kürt, Türkmen veya Arap'ın başvurduğunu bilmiyoruz. Bazı etnik grupların alanı boş bırakılmıştır. Esasen talimatlar anlaşılır değil, Arapların sayısının neden diğer bileşenlere kıyasla çok fazla olduğunu bilmiyoruz. Kerkük dışından gelenlerin nasıl bir hafta içinde yerleşim belgesi aldıklarını ve başvuru yaptıklarını bilmiyoruz. Biz buna itiraz ediyoruz. Çünkü bizim payımızı gasp ediyorlar. Şöyle; Kerkük’e kayıtlısın ama Nasriye, Enbar, Basra ya da Erbil ve Süleymaniye’de görev yapıyorsun! Diğer illerden gelip de nasıl oluyor da Kerkük listesi üzerinden atamaları gerçekleştiriliyor.
Bir diğer önemli husus ise Bağdat'ın şunu bilmesi gerekiyor, diğer illere davrandığı gibi Kerkük’e davranamaz. Çünkü Kerkük'teki durum oldukça hassas ve özel. Kerkük il meclisinin ve Bakanlar Kurulu’nun kararları var; Kerkük’teki görev ve mevkilerin dağılımının adaletli ve eşitlikçi bir anlayışla dağıtılması gerektiği yönünde kararlar var. Siz şimdi gelip bir ulusa daha fazla, diğerine daha az görev verirseniz bu olmaz.
Rûdaw: Siz Irak Temsilciler Meclisi üyesisiniz ve sadece Türkmenleri değil, Kerkük eyaletini temsil ediyorsunuz. Bahsettiğiniz adaletle yola çıkarsak eğer Kürtlerde olan ve daha sonra alınan görev ve kurumlar için aynı hissiyatı paylaşıyor musunuz?
Erşed Salihi: Açıkça ifade etmem gerekirse bir Türkmen olarak milli özelliklerim ile konuşuyorum. Kerkük milletvekili olarak konuşuyorsam evet, Irak Temsilciler Meclisi’nde Kerkük'ü temsil ediyorum. Kürt, Türkmen ve Arap hatta Hristiyanların dahi haklarının savunucusuyum. Başbakana resmi yazı yazarak Kerkük’te her şeyin eşit bir şekilde dağıtılmasını talep ettim. Öncesinde de İçişleri Bakanlığına gönderdiğim yazıda bütün bileşenlerin haklarının eşit bir şekilde verilmesi gerektiğini talep ettim. Söz konusu taleplerimi sadece Türkmenler için yapmadım diğer etnik gruplar için de yaptım. Çünkü bazı tarafların siyasetçilerinin basiretsizliği yüzünden diğer yandan Bakanlar Kurulu Sekreterliği, bakanlık ve bazı devlet kurum ve kuruluşlarında görev yapanlar Kerkük’ün doğasını anlamıyor. Maliye Bakanlığı şunu anlamalı, diğer bütün kentler ve bölgeler için verdiği kararlarda Kerkük’ü ayrı tutmalı ve özel bir zemine oturtmalıdır. Çünkü Kerkük'te demografik değişim yapılmıştır. Bu da Kerkük'teki duruma merkezi bir çözüm bulunması zaruriyetini ortaya çıkarıyor. Bağdat yönetimi de bu konuda şu ana kadar başarılı olamadı. Şimdi önümüze iki önemli konu çıkıyor; istihdam sorunu ve tarım arazisi sorunu.
Rûdaw: Irak İçişleri Bakanlığı'nın Kerkük'te polis atamaları konusunda verdiği karar bu şekilde uygulanmaya başlarsa Türkmenlerin bundan sonraki adımı ne olacak?
Erşed Salihi: Yasama organı olarak atacağımız ilk adım başbakan ve bakanlarla durumun hassasiyetini anlamak için görüşmelere başlayacağız. Bu bizim siyasi olarak alacağımız tutumdur. Biz Bakanlar Kurulu Sekreterliği ve İçişleri Bakanlığı ile görüşmeler yapıp bu kararın yanlış olduğunu beyan ettik. Bir diğer konu da şu elbette, halk bizim çalışmalarımızı izliyor ve medya baskısı altındayız. Nitekim bize göre bu iyi bir şey. Rûdaw Medya Grubu’nun bu baskıyı yapması iyi çünkü bazen hükümet gelişmeleri görmüyor ama medyada çıkan mesajları duyuyor, bu da ikinci husustu. Üçüncüsü ise, bizim elimizde değil halkın elindedir. Gösteri yapmak isteyen halkın önünde duramam. Bu halkın kararıdır. Kerküklü bir genç protesto ve gösteri düzenlemekte özgürdür.
Rûdaw: Sizce Kerkük halkının vereceği doğru karar nedir?
Erşed Salihi: Doğru karar şu, Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulu Sekreterliği ve İçişleri Bakanlığı'nın Kerkük'le ilgili her konuda doğru kararlar vermesi gerektiğidir. Doğru kararı verme yetkisi Kerkük halkının elinde değildir. Kararlar hükümet, Bakanlar Kurulu, Başbakan, ilgili bakanlıklar, Bakanlar Kurulu Sekreterliği, Maliye Bakanlığı'nın elindedir. Ama endişeler böyle devam ederse, aldıkları tedbirlerin Kerkük'te ulusal kaosa yol açacağını hükümete anlatacağız. Geriye bir seçenek kalıyor o da halk. Halk kendi kararını verecektir.
Rûdaw: Kerkük'ün Irak Temsilciler Meclisi üyesi olarak son yıllarda Kerkük'teki Kürt mevkilerine karşı yapılanların adaletsiz olduğunu düşünüyor musunuz?
Erşed Salihi: Öncelikle sadece Kürtler Kerkük yönetiminden uzaklaştırılmadı. Kürtler, 2017'den beri valilik ve diğer bazı yüksek mevkilerini kaybettiler. Esasen Türkmenler temelden yoklardı. Şu anda en azından Polis amiri bir Kürt, biz Türkmenlerin elinde bir mevki veya görev yok. Irak Ortak Operasyonlar Komutanı bir Arap. Yardımcısı Arap. Genel olarak Kürtlerin kaybettiği görev ve mevkiler Türkmenler tarafından alınmadı. Ben Kürt bir yönetim olduğu zaman bir Arap yönetiminin onu elinden almasını doğru bulmuyorum. Hiç kimsenin bir şey kaybetmesini istemiyorum.
Rûdaw: Kerkük yönetimindeki hangi mevki ve görevi kendi haklarınız olarak görüyorsunuz?
Erşed Salihi: Bugün idare dengeli değil, üç genel müdürlüğü örnek olarak ele alırsak; Emniyet Genel Müdürü Kürt, Sağlık Genel Müdür vekili Arap, Eğitim Genel Müdürü de Arap. Sağlık bakanının isimleri var ama henüz onaylamadı, sağlık genel müdürü Arapların elinde kaldı. Kerkük'ün yönetiminde biz yokuz. Ne idari ne de güvenlik alanlarındaki görevlerde yokuz.
Rûdaw: Kerkük Valiliği görevinin hangi ulusun hakkı olduğunu düşünüyorsunuz?
Erşed Salihi: İl seçimlerinin sonucuna bağlı, Kerkük'te bugün idare Arapların elindeyse bu tamamen yönetimin vekaleten yürütülmesinden kaynaklıdır. Çünkü Kerkük'te daha seçim yapılmadı. Kerkük’ün idaresi hala Arapların hakimiyetindeyse bunun sebebi kentte seçimin yapılmamasıdır. Kerkük'te özel bir durum var, yönetimde Türkmenlerin varlığı yok. Valinin Müslüman Kardeşler listesinde bir yardımcısı var ama bizde o bile yok. Kerkük'ün vekaleten Valisi bir Arap, vali yardımcısı Kardeşler listesinden bir Arap ama Türkmen yok.
Rûdaw: Kerkük'te son dönemde yaşanan gerginliklerde, olaylara dış tarafların da karıştığı söylendi. Belirtmemiz gerekirse özellikle Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) adı da anıldı, PKK'nin Kerkük'te herhangi bir faaliyeti var mı?
Erşed Salihi: Biz emin olduğumuz bir bilgi hakkında konuşuyoruz. Söz konusu doğru bilgi de Kerkük güvenlik güçleri yanında mevcut. Evet, PKK Kerkük'teki durumdan istifade ederek kaosa yol açtı. Özellikle son zamanlarda yapılan protestolarda göstericileri güvenlik güçleriyle çatışmaya girmeleri için öne ittiler. Irak bayrağını yırttılar. Şorca’da yaşayan Kürtlere benzemiyorlardı, Kerkük Kürdü değil yabancılardı.
Rûdaw: Ama Irak'ın resmi açıklamalarında PKK'nin bu olaylara karıştığından bahsedilmiyor, siz bu bilgiden nasıl eminsiniz?
Erşed Salihi: Gösterilerden bir gün önce Hasiraka pazarında patlayan otomobil ile ilgili soruşturmanın sonucunu bekliyoruz. Bu patlama neydi, arakasında kimler var? Hâlâ soruşturmanın sonuçlarını bekliyoruz.
Bu arada biz Temsilciler Meclisi üyeleri olarak Kerkük ilinin güvenlik komitesinin olaylara ilişkin soruşturma sonuçlarının kamuoyuna açıklanmasını istiyoruz. Kimin ateş ettiği, kimin vurulduğu henüz bilinmiyor ama yabancıların karıştığını söylediğimizde evet Şorca sakinleriyle görüştüm. Şorca'daki göstericilerin mahalle sakinleri olmadığını Kerkük'teki yabancılar olduğunu söylediler.
Rudaw: Bir Türkmen olarak Peşmergenin Kerkük'e dönmesini destekliyor musunuz?
Erşed Salihi: Anayasaya göre sınırı koruyan Peşmergenin Kerkük vilayetinin idari sınırları dışında olması gerekiyor. Kerkük merkezinin hükümet tarafından korunması gerektiğini her zaman söyledik. Yani Kerkük’ün kendi bileşenleri olan Kürtler, Araplar ve Türkmenler tarafından korunmalı. Bu konuda uluslararası kamuoyu tarafından denetlenen bir siyasi anlaşmamız var. Ancak Türkmenler ve diğerleri, Peşmergenin Kerkük'e dönüşünü kesinlikle reddedecektir. Biz güvenlik konusunun merkezi bir dosya olmasını istiyoruz, bu da ancak bileşenlerin katılımıyla mümkün olabilir.
Rûdaw: Türkiye Dışişleri Bakanı Bağdat ve Erbil ziyaretinde sizinle de görüştü. Toplantıda Kürdistan Bölgesi'nin petrol meselesi konuşuldu mu?
Erşed Salihi: Türkiye’nin sayın Dışişleri Bakanı, Kürdistan Bölgesi’nin petrol meselesine değinmedi. Kürtlerle, Şiilerle, Sünnilerle ve diğerleriyle görüşmelerinde olduğu gibi bizimle de verimli bir görüşmeleri oldu. Farklı düşüncelerin toplanması, Irak'ı korumak ve yabancıları sınır dışı etmek için yapılan bir toplantıydı. İki ülke arasındaki ticari koordinasyon konusunda da mutabakata varılan görüşmede, tartışılan en önemli konulardan biri de su meselesi oldu.
Rûdaw: Bir Türkmen olarak Kürdistan Bölgesi'nin petrol ihracatının yeniden başlamasından yana mısınız?
Erşed Salihi: Petrol ve petrol kaynakları meselesinin, Kürdistan Bölgesi petrolünün SOMO aracılığıyla satılması ve elde edilen gelirin merkezi hükümetin hesabına iade edilmesi yönündeki uluslararası anlaşma olduğu görüşüne katılıyoruz. Aynı zamanda Kerkük petrol ihracatının da durmasını istemiyoruz çünkü bu durum ilin ekonomisini petrodolardan dolayı etkileyecektir. Kerkük petrolüne ilişkin daha sonra açıklayacağımız başka bir görüşümüz daha var. Bize göre Kerkük petrolünün geleceğine dair çok güzel bir görüş.