BM Sözcüsü Dujarric: Üye devletler etnik azınlıkların hakları için sorumluluk almalı
Birleşmiş Milletler(BM) Sözcüsü Stephen Dujarric, BM’ye sadece devletlerin üye olabildiğini ancak, etnik azınlıklar da dahil tüm halkların haklarının koruması noktasında üye devletlerin sorumluluk alması gerektiğini söyledi.
BM Sözcüsü Stephen Dujarric, Antonio Guterres'in bu yılki BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında "insanları korkutmak" istemediğini, ancak ülkeler arasındaki "bölünmeleri gördüğü"nü söyledi.
Rûdaw’ın Washington muhabiri Majid Nizamuddin Gli'nin sorularını yanıtlayan BM Sözcüsü Stephen Dujarric Birleşmiş Milletler’e devletlerin üye olabildiğini bundan ötürü Kürtler gibi on milyonları aşan “devletsiz” milletlerin BM'de yer bulamadığını söyledi.
Stephen Dujarric "Onlara(Kürtlere) sizin(Rûdaw) tarafınızdan BM'de çok iyi temsil edildiklerini söylemek istiyorum" ifadelerini kulladı.
Rûdaw'ın soruları ve BM sözcüsü Stephen Dujarric'in yanıtları şu şekilde:
Rûdaw: Öncelikle BM Genel Kurulu zirvesiyle başlamak istiyorum. Kurulun üçüncü günündeyiz ve henüz bitmedi. Ancak son üç günde çok şey oldu. BM Genel Sekreteri'nin bu zirvedeki hedefi neydi? Bu zirvede sahip olduğu hedeflere ulaşma konusunda iyimser mi?
BM Sözcüsü Dujarric: Öncelikle BM Genel Kurulu zirvesinde önemli olanın yüz yüze görüşme olduğunu düşünüyorum; İki yıl önce tamamen çevrimiçi yaptık ve geçen yıl katılımcı sayısı çok sınırlıydı. Şimdi farkı görebilirsiniz. Salonlar dolu ve birçok diplomatik tartışma var. Normalde bir araya gelemeyecek olan bakanlar ve devlet başkanları, artık BM'nin hedefinin büyük bir parçası olan düzenli görüşmeler yapabiliyor. Önemli olan sadece Genel Sekreter'in hedefleri değil, aynı zamanda dünya liderlerini bir araya getirmek ve Birleşmiş Milletler'e destek politikaları konusunda onlara güven vermek. Bu aynı zamanda ülkeler arası ilişki kurmak için dünya liderlerinin desteğini almakla ilgiliyken, ancak ülkeler arası ilişkilerle çözülebilecek bir dizi sorunla karşı karşıyayız.
Rûdaw: Şimdi çok fazla bölünme var, ilk defa çok kutuplu bir dünyadayız. Bu durum, BM'nin görevini nasıl etkiliyor veya daha da zorlaştırıyor? Özellikle Ukrayna gibi büyük bir sorun söz konusu olduğunda?
BM Sözcüsü Dujarric: Bahsettiğiniz gibi, bu gerçekten büyük bir meydan okuma. Genel Sekreter zirvede yaptığı konuşmada, sadece Ukrayna'daki misyonumuzu değil, genel olarak diğer tüm misyonlarımızı etkileyen bölünme hakkında çok net konuştu. Çünkü Güvenlik Konseyi hala parçalanmış durumda ve BM'nin misyonunu yerine getirmesinin önünde bir engel haline geldi. Ancak bu BM'nin ve personelinin misyonunu yerine getirmesini ya da insanlara yardım etmesini engelleyemez.
Rûdaw: Genel Sekreterin ilk cümlesi ‘Çok büyük bir sorunla karşı karşıyayız’ şeklindeydi ve çok uyarıcıydı. Bu sözler, birçokları için böyle bir diplomatın bu kadar karamsar olacağı konusunda bir alarm zili işlevi gördü. Neden öyle dedi?
BM sözcüsü Dujarric: Genel Sekreter bunu insanları korkutmak için söylemedi, dürüst olduğu için söyledi. Dünyanın nasıl olduğunu göstermek istedi. Üye ülkelerle sürekli temas halinde olduğu için bölünmeyi görüyor ama bildiğiniz gibi konuşmasının beş saniyesi sonrası Dünya Gıda Programı'nın Ukrayna'dan dünyaya tahıl göndereceğini söylediğinde sözlerinde umut vardı.
Rûdaw: Gördüğümüz gibi Ukrayna bu toplantının ana konusuydu ama şimdi Ortadoğu, Kürdistan Bölgesi ve Irak gibi başka konular da var. Suriye hala savaşta ve Yemen'in başı hala dertte. Bunlar, BM Genel Kurulu zirvesinin gündeminin bir parçası bile olmadıkları için bir şekilde unutulmuş gibi görünüyor?
BM Sözcüsü Dujarric: Medya tarafından unutulduysa, Genel Sekreterin unuttuğu anlamına gelmez bence. Bugün Sahel bölgesindeki durumla ilgili bir toplantı yapacak. Filistinli mülteciler için daha fazla para toplama konusunda bir toplantı daha yapacak ve ayrıca iklim konusunda bir toplantı yapacak. Tüm bu konulara odaklanıyor. Ancak dünya medyasının daha çok Ukrayna'ya odaklandığını görüyoruz ve bugün Güvenlik Konseyi'nde Ukrayna ile ilgili büyük bir toplantımız olduğu doğru.
Rûdaw: Sizinle konuşmak istediğim son şey, Başkan Biden'ın Genel Kurul'da yaptığı konuşmada söylediği şey. ABD Başkanı olarak Güvenlik Konseyi reformuna desteğini dile getirdi. Güvenlik Konseyi'nin beş daimi, 10 geçici üye olmak üzere 15 üyeden oluştuğunu ve beş daimi üyenin hepsinin veto yetkisine sahip olduğunu izleyicilerimize açıklamak istiyorum. Son yirmi yılda, onu reforme etmek, yapısını değiştirmek ve başka ülkeler eklemek hakkında çok fazla tartışma oldu. Brezilya, Hindistan, Türkiye ve diğerleri gibi. ABD bunu talep ediyor, bu ne anlama geliyor?
BM sözcüsü Dujarric: Güvenlik Konseyi reformu, üye devletlerin on yıllardır tartıştığı bir konu. Bu konu, Antonio Guterres de dahil olmak üzere üç genel sekreter tarafından üzerinde çalışılan bir konuydu. Güvenlik Konseyi uluslararası güvenlik ve asayişi sağlama misyonunun merkezi olduğu için reformun gerekli olduğuna inanıyoruz.
Barış ve güvenliğin sağlanmasında beş çekirdek üye şimdi dünyayı 1945'teki gibi temsil ediyor, ancak dünyayı 2022'de olduğu gibi yansıtmalılar. Bu, BM'nin sorumluluğunun merkezinde yer alıyor. Şimdi herkesin anlaması önemli olan reformun nası lolacağı, veto yetkisine ne olacağı, daimi ve daimi olmayan üyelerin genişlemesinin ne şekilde gerçekleşeceği. Bunlar üye ülkelerin karar vermesi gereken bazı değişiklikler. Son birkaç yıldır bu konuyu yoğun bir şekilde tartıştıklarının farkındayım ve Amerika Birleşik Devletler gibi kilit bir üyenin reform hakkında konuşmasının kesinlikle bir etkisi olacaktır.
Rûdaw: Sizce bu reformun diğer ulusları da içermesi gerekiyor mu? Mesela şu anda 60 milyonluk bir millet olan Kürtler, ama BM binasındaki tek Kürt benim. Burada başka Kürt yok, hatta Kürtleri veya diğer milletleri temsil eden STK'lar bile yok. BM ne zaman sadece devletlerden daha fazlası olacak? Bu yoksa gerçekleştirmesi çok zor bir konu mu?
BM sözcüsü Dujarric: Bu örgütün (BM) tüzüğüne bakarsanız devletlerin üyeliğine dayalı bir örgüt olduğunu görürsünüz. Ancak önemli olan, bu örgüte üye ülkelerin etnik azınlıklar da dahil, tüm halkların haklarını korumasıdır ki, bu da ülkelerin sorumluluk alması gereken bir konudur. İnsani yardım toplulukları ve STK'lar açısından da tabloyu genişletmeye çalışıyoruz. Çünkü insani yardım kuruluşlarından duymamız gereken birçok sorun var. Ayrıca bankacılık sistemi, iklim değişikliği ve teknolojiye de odaklanıyoruz. Yani insan topluluğuna açığız ama anayasamız olan Birleşmiş Milletler'in içeriğine bakarsanız, üyeleri devletlerden oluşan bir kuruluş olduğunu görürsünüz.
Rûdaw: Son soru Bay Stefan, yedi yıldır izleyicilerimiz için mikrofonlarımıza konuşuyorsunuz. Şimdi Kürdistan Bölgesi'nde ve Kürtler arasında oldukça ünlüsünüz. İzleyicilerimize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
BM Sözcüsü: Onlara sizin tarafınızdan BM'de çok iyi temsil edildiklerini söylemek istiyorum. Gerçekten Birleşmiş Milletler'in çalışmalarını kapsayan daha fazla medya olması gerektiğini düşünüyorum çünkü New York'ta olup bitenlerin küresel bir etkisi var.