Fransız yönetmen Louise Courvoisier'den Rûdaw'a: Tek amaç ödül olmamalı
77’nci Cannes Uluslararası Film Festivali kapsamında gösterime giren ‘Holy Cow’ (Kutsal İnek) filminin Fransız yönetmeni Louise Courvoisier Rûdaw muhabiri Peyam Serberst’in sorularını yanıtladı.
Fransız yönetmen Louise Courvoisier, 1 saat 30 dakika olan filminin Cannes Uluslararası Film Festivali’ne kabul edileceğini beklemediğini ifade ederek, asıl amacının sanat icra etmek olduğunu söyledi.
Film yaparken daha çok hikayelerin anlatılması ve kitlesine ulaşmasının önemli olduğunu belirten Courvoisier, ödül almanın kendisi için öncelikli olmadığını kaydetti.
Tek amacının Cannes'a gitmek olmadığını belirten sanatçı, kendisi gibi genç yönetmenlere tavsiyelerde bulundu.
Courvoisier, “Ciddi bir şekilde çalışmalı ve doğru bir konu seçmeli ve filme sadık kalmalısınız. Güvenilir olmanız ve gerçeklere bağlı kalmanız gerekiyor. Çünkü film yapmak uzun bir süreç ve emek gerektiriyor. Bu yüzden neden bu hikayeyi anlattığınızı ve diğer bir hikayeyi anlatmadığınızı iyi bilmeniz gerekiyor. Bunu sonuna kadar savunmak zorundasınız. Ciddi bir şekilde konuya mudahil olduğunuzda kitlenize ulaşıyorsunuz” dedi.
‘Holy Cow’ (Kutsal İnek) filminin yönetmeni Louise Courvoisier, 77’inci Cannes Uluslararası Film Festivali’ni yerinde takip eden Rûdaw muhabiri Peyam Serbest’in sorularını yanıtladı:
Filminiz hakkında konuşmak için bize verdiğiniz bu fırsattan dolayı çok teşekkür ederim. Filminizin hikayesiyle başlamak istiyorum. Bize hikayeyi anlatabilir misiniz?
Louise Courvoisier: Yaşamında kendini kaybetmiş ve bir trafik kazasında babasını kaybetmiş "Titan" adında bir gencim hikayesini konu alıyor. Babasını kaybetmesinden dolayı yedi yaşındaki kız kardeşine bakmak zorunda kalıyor. Bu nedenle en yakın arkadaşıyla Kunti bölgesinde en iyi peyniri üreterek bu alanda ödül almaya çalışıyorlar. Kunti bölgesi Yora bölgesine ait, ben de aslen oralıyım. İkisi birlikte çalışmalar yürütüyorlar. Film, peynir ödülü aracılığıyla para kazanmak isteyen iki arkadaş ile küçük kızın hikâyesini anlatıyor.
Aklınıza bu hikaye nasıl geldi? Hikayenin gerçeklik payı var mı?
Louise Courvoisier: Aslında ben de bu bölgede büyüdüm, bu yüzden birlikte büyüdüğüm insanlar hakkında bir film yapmak istedim. Bu, fikrin başlangıç noktasıydı. Daha sonra hikaye, içeriğinin zenginleştirilmesiyle büyüdü, tıpkı peynir ve ve diğer şeyler gibi. Bu yüzden gerçek bir hayal gücüyle ilgili bir film yapmak istedim. Yani küçük bir alanda bir macera. Bu insanlardan bahsetmek istedim ama gerçek bir kurguyla.
İzleyicinin bu filmden almasını istediğiniz özel bir mesajı var mı? Ana önermesi nedir?
Louise Courvoisier: Hakkında pek konuşmadığımız insanlardan bahsetmek istiyorum. Yani bizim bölgemizde bu gençleri anlatan çok fazla film yok. Bazıları var ama çok değil. Bu insanlar sineemada pek temsil edilmiyor. Bu, bu insanları öne çıkarmak isteyen bir film.
Bu filmde umut mesajından vazgeçilmediğini görüyorum, değil mi?
Louise Courvoisier : Evet, bu insanların gücünü görmek çok önemli. Hayatlarında çok şey kaybetmişler ve hayatlarında gerçekten iyi bir yerde yaşamamışlar ama yine de devam edecek ve hayatlarında bir şeyler yapacak güce sahipler. Bu filmin ana önermesi diyebilirim.
Avrupa'nın, hatta dünyanın en ünlü festivallerinden birindeyiz. Filminizin Cannes'da gösterilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Louise Courvoisier: Çok güzel bir duygu ve film de şahane. Bu sayede çok fazla göz önünde olmasına vesile olacak. Birçok kişi izleyebilir. Cuma günü yayınlayacağız. Evet, filmden çok memnunum. Aslında çok iyi ilerledi. Bu benim için harikaydı. Oyuncular ve film için harika diyebilirm. İlginç bir fırsat.
Filminizin Cannes'a gelmesini ve burada yayınlanmasını bekliyor muydunuz?
Louise Courvoisier: Cannes'a geleceğini beklemiyordum.
Peki bize Cannes’e nasıl geldiğini anlatabilir misiniz?
Louise Courvoisier: Biraz şaşırtıcıydı. Bunun olacağını kestirmemiştik. Her zaman Cannes'a gelmeyi umuyordum. Bu en iyi seçenekti çünkü film bununla ilgili ve çok iyi bir seçim. Evet, seçildiğimizi duyduğumuzda inanılmaz heyecanlı ve ilginçti. Profesyonel olmayan oyuncularımızla paylaştım. Onlar için de ilginç bir gelişmeydi. Bu onlar için bir ilkti ve her şeyin burada gösterilmesi onlar için ilginç bir gelişmeydi.
Siz daha önce Cannes'daydınız, değil mi?
Louise Courvoisier: Evet, bu benim için ilk değildi, çünkü Mana Manu adında bir kısa filmim vardı. Geçtiğimiz yıllarda Cannes’te ödül almıştı. Yani evet, bu benim ikinci seferim.
Bu projeyi Cannes’daki listelere girmesi için ne gibi zorluklarla karşılaştınız. Bunların üstesinden nasıl geldiğinizi anlatabilir misiniz?
Louise Courvoisier: Pek çok zorlukla karşılaştık. Mesela film bir çiftlikte geçtiği için çok fazla ineğimiz vardı. Bu yüzden hayvanlara uyum sağlamak zorunda kaldık ve bazen bir ineğin bebek arabasını getirmesini çekmek zorunda kaldık. Bu yüzden ineğin bebek arabasını getirene kadar beklemek zorunda kalıyorduk haliyle oyuncuların da orada beklemesi gerekiyordu. Sahne oldukça hızlıydı ve onu yedi dakikada çekmek zorunda kaldık. Özellikle profesyonel olmayan insanlarla çalışmak ve onları doğru karakterlere yönlendirmek konusunda pek çok zorluk yaşadık. Evet yapımı zor bir filmdi ama çok iyi bir film ortaya çıktı.
Bu proje ne kadar zamanınızı aldı?
Louise Courvoisier: Toplamda yaklaşık beş yıl. Üç yıl boyunca senaryosunu yazdım, daha sonra sponsor aradım. Daha sonra iki ay çekim süreci gerektirdi. Ardından kurgusunu 6 ayda bitirdik. Hepsi bu.
Filmin yapımına dair herhangi bir anınız var mı?
Louise Courvoisier: Çok fazla. Mesela bir araba yarışında çekim yapmak zorunda kaldık. Gerçek bir yarışı arabasının içindeydik, gerçekten ilginç şeyler yapmak zorundaydılar ve bu biraz tehlikeliydi. Herkes tozlar içinde kalmıştı ama eğlenceli bir andı ve bunun gibi birçok anımız var.
Cannes Film Festivali hakkında konuşalım. Bu festivali nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu festivalin genç yönetmenlere nasıl destek sağlayacağını düşünüyorsunuz? Yönetmenlik yapmayı sevenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Sinemada çalışan herkesin hayali Cannes'a gitmektir. Peki Fransız bir kadın olarak tavsiyeniz nedir? Cannes’ gitmek için ne yapmalılar?
Louise Courvoisier: Açıkçası bu işi yaparken tek amacın Cannes'a gitmek olmamalı. Bunun yerine, ciddi bir şekilde çalışmalı ve doğru bir konu seçmeli ve filme sadık kalmalısınız. Güvenilir olmanız ve gerçeklerle birlikte kalmanız gerekiyor. Çünkü film yapmak uzun bir süreç ve emek gerektiriyor. Bu yüzden neden bu hikayeyi anlattığınızı ve diğer bir hikayeyi anlatmadığınızı iyi bilmeniz gerekiyor. Bunu sonuna kadar savunmak zorundasınız. Ciddi bir şekilde konuya müdahil olduğunuzda kitlenize ulaşıyorsunuz.
Bize bir sonraki projeniz hakkında kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Louise Courvoisier: Aslında bu projeyi yeni bitirdim. Cannes'a gelmeden üç gün önce bu projeyi tamamladık. Ben bir filmin yapımına başladığımda tamamen ve %100 olmak kaydıyla projeye dahil oluyorum. Bu yüzden başka bir şey düşünmek için zaman bulamıyorum, önce bunu bitirmem gerekiyor. Yani fikirlerim falan var ama gerçek projelerim yok.
Fransa dışındaki hikayeleri sever misiniz? Örneğin, pek çok hikayesi olduğunu bildiğiniz gelişmiş ülkeler gibi diğer ülkelerdeki hikayeleri bulmayı düşündünüz mü?
Louise Courvoisier: Bana gönderilen hikayelerin çoğu yaptığım kısa filmler gibi. Bunların çoğu Fransa'da değil uluslararası bir filmlerdi. Çünkü seçtiğim oyuncular Amerika Birleşik Devletleri'nden, İtalya'dan ve birçok farklı ülkedendi. Fransa'da çekilen uluslararası bir filmdi. Böylece her şeyi hayal edebiliyorum. Belki Fransa dışında bir yer hakkında söyleyecek bir şeyim varsa bunu yapmak isterim.
Son sorum biraz zor olacak. Bu turda ödül bekliyor musunuz?
Louise Courvoisier: Genel olarak aklım ödüllerde değil. Benim için filmimin burada gösterime girmesi çok büyük bir şey. Yani bundan sonra olacaklar daha ilgi çekici olacak. Tabiki bir ödül kazanırsam bu harika olur.
Ödül kazanmadan bile Cannes'da olmak başlı başına güzel bir şey. Bize bu fırsatı verdiğiniz için Louise Courvoisier çok teşekkür ederim.
Louise Courvoisier: Teşekkür ederim