Osman Baydemir'den Rûdaw'a: Kabul görene kadar Kürt dilinden ve kimliğinden vazgeçmeyeceğiz
Eski HDP’nin Urfa Milletvekili Osman Baydemir, HDP’nin seçimlerde Kürtlerin taleplerini ve haklarını tanıyan tarafla müzakere etmesi gerektiğini söyledi.
İngiltere Parlamentosu’nda Newroz resepsiyonuna katılan Kürt siyasasetçi Osman Baydemir, Rûdaw muhabiri Zınar Şino’ya konuştu.
Diyarbakır’da kutlanan Newroz’a her yıl Kürt milli kıyafetleri ile katılan Baydemir, bu yıl Londra’da İngiltere Parlamentosu’nda düzenlenen Newroz etkinliğine de ulusal kıyafetleri ile katıldığı görüldü.
Eski Diyarbakır Belediye Başkanı ve HDP’nin Urfa Milletvekili Baydemir “Ne yazık ki 4 yıldır ülkemden uzakta Newroz’u kutluyorum. Bu Kürdistan’ın dışında kutladığımız son Newroz bayramı olmasını umuyorum. 2024 Newroz’unu Kürdistan’da halkımız içerisinde kutlayacağız” dedi.
Baydemir HDP’nin seçmenlerinin kilit oya sahip olduğunu ve kimi desteklerse onun kazanacağına işaret etti. Baydemir,, Kürtlerin mevcut ittifaklar dışında Kürtlerin dostları ve tüm Kürdistani partiler ile üçüncü bir ittifakı sağlaması, Kürtlerin taleplerini tanıyan hangi taraf olursa onlarla müzakereye oturması gerektiğini vurguladı.
Zinar Şino’nun Eski Diyarbakır Belediye Başkanı ve HDP’nin Urfa Milletvekili Osman Baydemir ile gerçekleştirdiği kısa şöyleşi şöyle:
Rûdaw: İngiltere Parlamentosu’nda Newroz münasebetiyle bir resapsiyon düzenlendi. Tanınmış Kürt siyasetçi Osman Baydemir de etkinliğe katılanlar arasında. Osman Baydemir’i Kürt ulusal kıyafetleri içerisinde Diyarbakır Newrozunda görmeye alışmıştık. Son birkaç yıldır Avrupa ülkelerinde görüyoruz.
Sayın Baydemir, Newrozunuz kutlu olsun.
Osman Baydemir: Çok teşekkür ediyorum. Kürdistan’ın dört parçasındaki tüm Kürtlerin ve Kürdistani halkların Newroz bayramı kutlu olsun.
Rûdaw: Kaç yıldır ülkeden uzakta Newrozu kutluyorsunuz?
Osman Baydemir: Ne yazık ki 4 yıldır ülkemden uzakta Newroz’u kutluyorum. Bu Kürdistan’ın dışında kutladığımız son Newroz bayramım olmasını umuyorum. 2024 Newroz’unu Kürdistan’da halkımız içerisinde kutlayacağız.
Rûdaw: Son 4 yıldır Kürdistan dışında yaşıyorsunuz. Diasporadaki Kürtlerin Newroz kutlamalarına katıldınız. Bugün yaptığınız konuşmanızda, ‘Türkiye Parlamentosunda Kürt kıyafetleri ile katılmanın ve Kürtlüğünden bahsetmenin mümkün olmadığını’ söylediniz. Avrupa’da düzenlenen Newroz resepsiyonları Kürtlerin kendilerini tanıtması için iyi bir fırsat mı sizce?
“Kabul görene kadar Kürt dilinden ve kimliğinden vazgeçmeyeceğiz”
Osman Baydemir: 21 yüzyılda ulaştığımızı bu düzeye rağmen, gelişmiş toplumların ve Batılı devletlerin bir çoğu, Orta Doğu’daki devletlerinin zihniyetini tam anlayamadıklarını görüyoruz. Bir devletin bir kimliği inkar etmesi veya bir dili yasaklaması ya da bir kültürü düşman olarak görmesi bir güvensizlik belirtisidir. Ama maalesef bu biz Kürtlerin Ortadoğu’da özellikle Kuzey Kürdistan’daki bir gerçeğidir. Hala kendi dilimizde konuşamıyoruz. Parlamentoda bir Kürt vekil konuşmasının içerisinde birkaç Kürtçe kelime sarf ettiği an, tutanaklara ‘bilinmeyen bir dil’ olarak geçiyor. Bu nasyonalist hatta faşizan bir tutumdur. Üzerimdeki kıyafetler ile Türkiye Meclisi’ne giremem ve kendimi ifade edemem. Bugünkü konuşmamda Türk hükümetinin zihniyeti ile gelişmiş toplumların zihniyeti arasında ne kadar büyük bir uçurumun olduğuna dikkat çekmek istedim. Bugün bu ülkede İskoçların kendi parlamentoları var. Galler veya bölgesel Parlamentolar var. Ayrıca genel bir parlamentoları var. Bugün biz Türkiye’de 'Kuzey Kürdistan'ın bir bölgesel parlamentosu olsun' talebinde bulunursa, terör yasası ile yargılanırız. Benim milletvekilliğimin düşmesinin ve yargılanmamın bir nedeni de ben “Kürdistan’ın temsilcisiyim ve Kürt halkı adına buradayım” "Kürt halkının taleplerini ve sesini duyurmak için buradayım" dediğim içindi. Yoksa Kürtlerin olmayan bir parlamentoda benim ne işim var. Bugün kıyafetlerimle, rengimle, sesimle, konuşmamla 21. yüzyılda artık yasaklı olmamamız gerektiğini yüksek sesle dile getirmeye çalıştım.Tüm farklı renkler, kimlikler, diller ve kültürler bir zenginlik olarak tanınmalıdır. Ve Kürtler tanınana kadar dünyanın neresinde olursak olalım, kimliğimizden, kültürümüzden, kıyafetlerimizden, dilimizden, bayrağımızdan, milletimizin geçmişinden ve geleceğinden asla vazgeçmeyeceğiz.
“Türkiye’nin seçim güvenliği maalesef büyük bir tehlike ile karşı karşıya”
Rûdaw: Sayın Baydemir Türkiye seçim sürecine girdi. Siz şu an İngiltere Parlamentosundasınız. Siz de bir zamanlar milletveliydiniz. Diyarbakır Büyük Belediye Başkanıydınız. Şimdi dışardan baktığınızda bu seçimlerde Kürtler ne tür kazanımlar elde edecek?
Osman Baydemir: Kürtlerin ve Kürdistan özgürlüğü sürecinde, Kürtler için bir adalet sağlanması veya kalıcı onurlu bir barış süreci için mücadele eden Kürt milleti açısından demokratik bir ülkede seçimler altından bir fırsattır. Ancak benim endişem ve yaşadığım tecrübeler, Ankara'daki AK Parti ve MHP’nin kurduğu faşist koalisyonun oluşturduğu mevcut iktidarın, hile, hırsızlık ve başka yöntemlerle seçim sonuçlarına müdahale etmesidir. Şu aşamada Türkiye’nin seçim güvenliği maalesef büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Türkiye’de demokrasinin hakim olmasını isteyen tüm kesimlerin dikkatini seçim güvenliğine çekmek istiyorum. Mesele kazanıp kazanmama değildir. Mesele, sandıktan çıkacak oylara herkesin saygı göstermesidir. Ne yazık ki Erdoğan, 2015’deki seçim sonuçlarına saygı göstermedi. 2015’ten itibaren Erdoğan’ın Ankara'nın bir gıdım bile Kürtlerin oylarına saygısı kalmadı. Erdoğan hükumeti ve ortağı MHP, Türk milliyetçileri tüm Kürtlere karşı büyük kin besliyor. Sadece Kuzey Kürdistan’da değil, Rojava’da Güney Kürdistan’daki Kürt kazanımlarının hepsini Kürtlerin elinden çıkarmak için çalışıyorlar. Örneğin Diyarbakır, Hakkari, Siirt’te halkın yüzde 60-80'in üzerinde oyla belediyelerini seçti. Seçimden 6 ay sonra belediye başkanları görevden alındı. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ gibi milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ya cezaevlerindeler ya da sürgündeler.
"Kürtlerin gerçeğine denk bir siyaset yürütmeliyiz"
Maalesef, Türkiye’deki demokrasisinde ya da seçimlerin demokrasi sürecinde Kürtlerin durumu bu. Kendi gerçekliğimizin farkında olmamız lazım. Ve bu gerçekliğimizi görerek buna denk bir siyaset yürütmeliyiz. Kürt halkı tarafından seçilen milletvekili, belediye başkanı halkının temsilcisi olduğu için en büyük suçlu olarak görülüyor. Kuzey'deki Kürtler için belediye başkanı veya milletvekili olmak ateşten bir gömleği giymektir. Bugün Kürtlerin oyu özellikle HDP’nin oyları kimin seçimi kazanacağının anahtarıdır. Bana göre; HDP kimi desteklerse o kazanacaktır. Ancak kazanılan seçim mevcut hükümet tarafından tanınıp tanınmayacağı, kabul edilip edilmeyeceği ise endişe kaynağıdır. Bu konu henüz net değil. Çünkü 2015 ve 2017’deki seçimlerinde yaşadığımız tecrübe bize gösterdi ki, seçim sonuçlarına saygı göstermiyorlar. İktidar veya muhalefetin dedikleri bir yana, ne olursa olsun üçüncü yol ittifakı kesinlikle Kürtler ve Kürtlerin dostlarından oluşmalı.
“Kürtlerin dostu, Kürtlerin kimliğini, bayrağını tanıyan, dilimizi, kültürümüzü tanıyanlardır”
Rûdaw: Kim bu Kürtlerin dostu? Davutoğlu mu, Ali Babacan veya var mı başka isimler?
Osman Baydemir: Kürtlerin kimliğini, bayrağını tanıyan, dilimizi, kültürümüzü, folklorümüzü, varlığımızı kabul eden, Kürtlerin tarihine saygı gösteren, Rojava ve Güney Kürdistan’a saygı duyan, ‘Kürtler ve biz eşitiz’ diyen bunu sadece söz de değil kanunen de eşitiz, insani olarak eşitiz diyen, parti, kişi, kurum...
Rûdaw: Türkiye’de bu dediğiniz kriterde Kürt dostu ne kadar var?
“Seni tanımayan dostun değildir”
Osman Baydemir: Ne kadar oldukları başka bir tartışma konusu. Ben çerçevemizin, çizgimizin sınırlarını belirleme anlamında söylüyorum. Dost dediğiniz çizdiğim çerçevede olanlardır. Seni tanımayan dostun değildir. Belirtiğimiz dostlarla üçüncü yolu oluşturmalıyız. Ki üçüncü yol ittifakının oluşturulduğu inancındayım.
"Adı, sanı fark etmez tüm Kürdistani partiler ittifakta yer almalı"
Oluşturulan bu üçüncü yol ittifakına adı ve sanı ne olursa olsun fark etmez, tüm Kürt ve Kürdistani partiler yer almalıdır. Ve hep birlikte, Kürtlerin talepleri şunlar şunlar diye sıralamalıdırlar. Bu talepleri kim kabul ederse biz onlarla müzakere etmeye, diyalog kurmaya ve uzlaşmaya, yeniden başlamaya hazırız denilmeli. Bu bahsettiğim hususlar hayata geçirilebilir mi? O da başka bir tartışma konusu.
Rûdaw: çok teşekkür ederiz
Osman Baydemir: Ben teşekkür ederim, var olun.