DAD Eş Başkanı Karabudak: 38 hala devam ediyor

15-11-2021
Şevket Herki
Demokratik Alevi Dernekleri Eş Başkanı Mustafa Karabudak
Demokratik Alevi Dernekleri Eş Başkanı Mustafa Karabudak
Etiketler Demokratik Alevi Dernekleri Mustafa Karabudak Seyit Rıza Dersim
A+ A-

Demokratik Alevi Dernekleri Eş Başkanı Mustafa Karabudak, Türkiye’de seçimlerden önce Alevilere çeşitli vaatler verildiğini, seçimler bittiğinde ise yeniden baskılara devam edildiğini söyledi.

Devlette devamlılığın esas olduğunu belirten Karabudak, devletten Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasını, tüm Aleviler’den özür dilenmesini ve itibarlarının iade edilmesini talep ettiklerini ifade etti.

Alevi çalıştaylarını samimi bulmadıkları anlatan Karabudak, “Bu parti, şu parti değil de, biz şu tahlili yapıyoruz, 38 hala devam ediyor. O günden bugüne değişen bir şey yok. Baskılar, zulüm, asimilasyon politikaları hala devam ediyor” dedi.

Demokratik Alevi Dernekleri Eş Başkanı Mustafa Karabudak, Rûdaw Ankara Temsilcisi Şevket Herki’nin sorularını yanıtladı.

Rûdaw: Her yıl Seyit Rıza ve idam edilen arkadaşları için anma düzenleniyor. Siz her yıl Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerinin bulunmasını talep ediyorsunuz. Bu konuda hükumetten talebiniz nedir?

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ankara Dersimliler Derneği ile beraber bir anma düzenledik. Burada amaç bir acıyı tazelemek değil, bu hafızayı yenilemektir. Çünkü unutursak devlet bize Alevi katliamları ile hatırlatıyor. Bizim talebimiz şu; son olarak Cumhurbaşkanı açılım yapacaklarını açıklamıştı. Üç talep üzerinden Alevilere yaklaşacaklarını belirtmişti. Biz bunu inandırıcı bulmuyoruz. Çünkü 2002 yılından beri seçim dönemleri yaklaştığında Alevilere bu şekilde bir yaklaşım başlar seçim bittikten sonra da aksine saldırılar başlar. Evler işaretlenir, cemevleri basılır, cemevlerine giden canlar katledilir, cemevlerini tanımıyoruz derler, Alevilik İslam’ın dışındadır derler. Bu nedenle biz bunları inandırıcı bulmuyoruz.

Rûdaw: Cemevleri ile ilgili taleplerinize ilişkin sorularım olacak. Ancak öncelikle Seyit Rıza’nın mezar yerinin bulunmasına ilişkin sürece değinmek istiyorum. Bununla ilgili devam eden bir talebiniz var. Bu konuda bir dava açılmış mı, resmi talepte bulunulmuş mu. Varsa hükumetten herhangi bir cevap aldınız mı?

Bugüne kadar herhangi bir cevap alamadık. Biz de dahil diğer Alevi çevreler bunu hep talep ederiz. Hatta 2014’te o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, “Gerekirse devlet özür de diler” demişti. Ama bunun arkası gelmedi. Dönem dönem sistemin Alevilere yönelik söylem ve bakışı değişiyor. Ama tabii taleplerimiz Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezar yerlerinin açıklanması, tüm Aleviler’den özür dilenmesi, itibarlarının iade edilmesidir. Bizim devletten taleplerimiz bunlardır.

Rûdaw: Dersim’de özellikle yaz aylarında çok sayıda orman yangını gerçekleştiğini biliyoruz. Dersim’in doğasının korunmasını sıkça talep ediyorsunuz. Bölgede 1937-38’deki katliama tanıklık etmiş, sizin açınızdan da manevi değeri olan bazı yerler var. Bunların korunmasına yönelik de talepleriniz var. Bu taleplerle ilgili süreç ne aşamada?

Sadece 1937-38 değil, 1860’ldar beri Dersim’e sürekli bir saldırı olmuştur. Bizim karşı olduğumuz tabii ki bu asimilasyon politikalarıdır. Dersim’de her yer bizim için kutsaldır, ziyarettir. Bizim için anlamı büyüktür. Biz Aleviler olarak Hakkı doğada görürüz. Orada yapılan HES’ler bizi rahatsız eder. Orman yangınları, peyzajlar. Mesela geçen sene Munzur’da peyzaj çalışmaları oldu. Bunlar doğru değildir. Oralar bizim kutsalımızdır, olduğu gibi kalmalıdır. Ve yine maden aramaları. Bunların bilinçli şekilde doğamızı tahripten ziyade inanç alanlarımızı zapt etmek için yapıyorlar. Ve bu saldırıdır. Biz böyle bakıyoruz.

Rûdaw: Cemevlerine dair de taleplerini var. Son olarak mahkeme kararına rağmen cemevlerinin elektrik faturalarının ödenmediğine dair haberler yapıldı. Bu tabi sorunun bir boyutu. Başka taleplerinizin olduğunu da biliyoruz. Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi de bunlardan biri. Geçen yıl da böyle bir anmada bunu konuşmuştuk. Geçen yıldan bugüne talebinizin karşılanmasına ilişkin bir gelişme var mı?

Herhangi bir değişme yok. Bahsettiğiniz elektrik faturası olayı o da doğru bir karar değil. Çünkü o resmen Alevileri Diyanet’e yönlendiriyor. Cemevlerinin faturalarını Diyanet ödemesin. Bizim taleplerimiz bellidir, cemevlerine yasal statü verilmesi. Bunun da demokratik bir anayasa ile yapılması gerekir. Öyle bahşetmeyle olmaz ya da belediyeler, yerel yönetimler üzerinden, devletin bazı Alevi kurumlarıyla temas etmesiyle değil de demokratik güçlü bir anayasa ile tüm inanç kurumlarına eşit mesafede yaklaşan bir kanunla bunlar düzelebilir. Bizim talebimiz budur.

Rûdaw: Sık sık Alevi çalıştayları gündeme geliyor. Medyada haberler yapılır, hükumetin bir Alevi çalıştayından bahsedilir ve bu çalıştaylar çoğunlukla seçim öncelerine denk gelir. Bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz? Bir Alevi çalıştayı olursa katılır mısınız, hükumetle bu konuda bir temasınız var mı? Çalıştaylar sizin yaşadığınız sıkıntıları çözüp taleplerinizi karşılayabilir mi?

Biz bunları da samimi bulmuyoruz. Çünkü dediğim gibi biz 2009’da yedi tane çalıştay yapıldı ama sonuç yok. Önce samimiyet arıyoruz. Öncelikle Koçgiri’den bugüne tüm Alevi katliamları ortaya çıkarılmalıdır. Devlette devamlılık esastır. Esas suçlular belli olmalıdır. Katliam dosyalar açılmalıdır. Şu anda Madımak 29 yıl oldu hala sürüncemede. Ana davası kapatılmış, üç tane firari katil üzerinden bir dava yürütülüyor. Eğer samimilerse buradan başlamaları lazım. Daha sonra çalıştaylar olduğunda tabii ki biz kurumuz, yan yana geliriz, konuşuruz. Ama dediğim gibi önce Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezar yerleri belli olmalıdır. Tüm Alevi katliamlarının dosyaları açılmalıdır. Gerçek suçlular ortaya çıkarılmalıdır. O zaman biz samimiyetlerine inanırız.

Dersim’e, geçmişte yaşananlara dair daha çok hükumetten talepleriniz oluyor. Muhalefet açısından baktığımızda, özellikle o dönem (1937-38) Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olduğunu hesaba katarsak, bugünkü tavrını ve yaklaşımını da değerlendirecek olursanız, CHP’den talepleriniz nelerdir? Bir bütün olarak muhalefetin bu konudaki yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu parti, şu parti değil de, biz şu tahlili yapıyoruz, 38 hala devam ediyor. O günden bugüne değişen bir şey yok. Baskılar, zulüm, asimilasyon politikaları hala devam ediyor. Devlet yeni bir anayasayla, ayırt etmeden, bütün bu topraklarda yaşayan Alevi, Kürt, Ezidi ve diğerlerini bir arada tutan, onlara aynı mesafede duran bir çalışma yürütmeli. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'ni diğerlerinden ayırmıyoruz çünkü onların parti politikaları da aynıdır. Dönem dönem değişen bir parti politikaları vardır.

Rûdaw: Şu açıdan sordum; bu konuda güncel bir tartışma da var. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “helalleşmeden” bahsetti. Bununla da bağlantılı olarak cevabınızı almak istiyorum.  

Evet, o dönem Cumhuriyet Halk Partisi iktidardı. CHP şimdi çıkıp özür dileyebilir. Dediğim gibi devlette devamlılık esastır. O dönem 38’de olmuş ama CHP hala var. Çıkıp özür dileyebilir. CHP bizim o taleplerimizi dillendirebilir. Bizim yanımızda durursa o zaman biz de farklı olduğunu görürüz.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli