ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus Washington yönetimi ile Bağdat yönetimi arasında yürütülen stratejik müzakerelerin olumlu geçtiğini belirterek, ABD’nin görüşmenin sonucunda ortaya çıkan tablonda memnun olduğunu ifade etti.
Rûdaw’a konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, ABD ile Irak arasında başlayan stratejik müzakere (Diyalog) sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ortagus, Irak ile ABD arasında video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen müzakerelerin ardından, alınan kararlara dikkat çekerek, “IŞİD tehdidi var olduğu müddetçe ABD’nin askeri varlığı devam edecektir” dedi.
Irak’ta milis güçlerin ve mezhepçiliğin ortadan kalkması gerektiğini ifade eden Ortagus, “IŞİD’in Irak’ta yok edildiğinden emin olduğumuz ana kadar Kuşkusuz biz Irak’ta misafir bir güç olarak varlığımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Sözcü Morgan Ortagus Rûdaw’ın sorularını yanıtladı:
11 Haziran 2020’de ABD ile Irak arasında stratejik müzakere (Diyalog) görüşmelerinin birinci turu başladı, Dışişleri Bakanlığı, müzakere sonuçlarını nasıl değerlendiriyor?
Evet, sonuçlar memnun edici. ABD ile Irak arasında başlatılan stratejik müzakere kuşkusuz ilk adımdır, ilk adım olarak da sonuçlarının olumlu olduğunu ve ikili ilişkileri geliştirmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz ABD yaklaşık 20 yıldır Irak’ta varlığını sürdürüyor ve bu süreçte biz devamlı askeri ve güvenlik konularına odaklandık. Irak hükümet, Uluslararası Koalisyon Güçleri’ndeki müttefiklerimiz ve Kürtlerle birlikte çok sayıda faaliyet yürüttük özellikle son yıllarda mükemmel işler başardık. Bunlardan IŞİD hilafetini ortadan kaldırdık, ki bu en önemli kazanımlar arasında yerini alıyor. Biz Irak’ta misafir olarak kalmaya devam edeceğiz. IŞİD’in sona geldiğinden emin olana dek ülkedeki varlığımız sürecektir. Ancak ilişkilerimizde yeni ve gelişmiş bir döneme geçiş yapmamız gerekiyor. Yeni dönemde ise sadece askeri ve güvenlik konularına odaklanmayacağız. Aksine siyasi, diplomasi ve kültürel yönlerden kendimizi geliştireceğiz. Kuşkusuz mali ve ekonomik alanlarına da önem vereceğiz. Biz Irak’ın güvenilir bir ülke olmasını ve ABD yatırımcılarının rahatça gelip çalışabilmelerini arzuluyoruz. Bu nedenle ilişkilerimizi yeni bir döneme taşımak istiyoruz.
Irak anayasasına göre Irak’ta karalar ittifak esaslı alınıyor, Irak’taki kurum ve kuruşlarının yanı sıra yönetimde de etnik grupların eşitliği göz önünde bulundurulması gerekiyor. Yayımlanan ortak bildiride, ABD ile Irak arasından yürütülen müzakerelerin ilk turun azınlıkların Irak’ta desteklenmesi ve uyum sağlanması ve ortak olarak görülmesi konuları ele alındı. Söz konusu destek anayasanın uygulanması mı? Irak’taki farklı etnik gruplar özellikle de Kürtler ülkede anayasanın olduğu gibi uygulanmadığını savunuyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sizin de vurguladığınız karmaşık konuları muhakkak anlatmaya devam edeceğiz. Bu da sadece Irak ile sınırlı kalmayacak, çabamız bütün dünyada devam edecek. Ülkedeki mültecilerin saygı gördüğü ve kendi yurtlarına geri döndüğünden emin oluncaya dek sürecektir. Bu konu istikrar ve güvenlik yönünü daha güçlendirmek açısından da oldukça önemlidir. ABD başta olmak üzere Irak’ın diğer komşuları ve Irak ile çıkar ilişkileri bulunan bütün tarafların ülkedeki istikrar ve güvenlik meselelerine önem vermesi gerekiyor. Toplum içerisindeki tarafların bir araya getirilmesi için çaba harcanmalıdır. Biz şunu da biliyoruz bazı taraflar ve ülkeler Irak’ın çıkarları doğrultusunda çalışmıyorlar. Örneğin İran Şii milisler aracılığıyla mezhepçilik yaratıyor Iraklıları birbirine kırdırıyor. Biz buna karşıyız. Biz Irak’taki bütün etnik grupları bir araya toplamak için çabalıyoruz. Öte yandan Irak’ın komşuları da Irak’a karşı sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. ABD güçleri de Irak için olumlu bir güç haline gelmeyi arzuluyoruz.
Müzakere bildirisinde Irak’ta yapılacak seçimlere de yer verildi. ABD, ülkede seçimin zamanında yapılmasından yana mı, ya da protestocuların talep ettiği gibi erken seçim yapılmasını mı destekliyorsunuz?
Biz Iraklı yetkililerle yaptığımız bazı ortak görüşmelerin içeriğini gizli tutmaya çalışıyoruz, ben size ABD’nin neyi desteklediğini açık söylemek istiyorum. ABD Irak’ta aktif ve gelişmiş bir demokrasi altyapısını oluşturmak istiyor. Yeni Başbakan ve ekibinden oldukça umutluyuz ve bu konudaki çabalarını da görüyoruz. Demokrasinin ABD ve dünya ülkelerinde olduğu gibi halk hükümetlerinden sorumludur. Yasaların egemenliği var istediğiniz zaman ticaretinizi yapabilirsiniz. Demokrasi çerçevesinde yargı yoluyla ticaretin yasaları belirleniyor, bu tür düzenlemelerle ekonomide gelişim görülür. Bütün bu hususlar birbirine entegredir, çokta önemlidir. Bu nedenle biz Irak’ın savaş içerisinde kalmasını istemiyoruz. Aksine IŞİD’in bozguna uğratılmasıyla sonlanmasını istiyoruz. Irak’ın adım adım yenilenmeye ve aktif bir demokrasiye doğru adım atmasını istiyoruz.
2010’dan sonra Irak’ta federal yapıdan merkeziyetçi bir yapıya doğru bir geçiş söz konusu, bu da Irak anayasasının aksine bir durumdur. Ortak bildiride ‘Federal’ yapıdan bahsedilmemektedir? ABD, Federal yapıyı önemsiyor mu?
Biz Irak’ta demokrasiyi ve gelişmiş bir hükümet yapısını destekliyoruz. Ancak şunun bilinmesi çok önemli, ABD, Irak’taki bütün farklı yapıların ve kültürlerin adaletli bir şekilde merkezi hükümette katılımlarını önemsiyoruz. Biz ABD’de Federal sistemimi benimsiyoruz. Amerika’nın farklı belediye ve eyaletlerinden gelip Washington’da toplanıyoruz, biz bunu başarıyoruz, ancak Irak’ta bunun yapılması zor. Çünkü Irak’ın bazı komşuları bölgede tansiyonu yükseltiyor ve mezhepçilik yayıyorlar. Iraklıları, Iraklılarla karşı karşıya getiriyorlar. Bu nedenle biz Irak’ın demokrasinin güçlenmesini seçme haklarının daha etkili olması için çabalıyoruz.
Petrol fiyatlarının düşmesi, Covid-19 salgınının yayılması, Erbil-Bağdat hattında yaşanan krizler nedeniyle Kürdistan Bölgesi memur maaşlarını ödemekte zorlanıyor ve gecikmeler yaşanıyor. Irak’ın güçlenmesini ve egemenliğe sahip olmasını isteyen ABD, Erbil ile Bağdat arasında yapılan görüşmelere ve krizin çözülmesine hangi ciddiyetle yaklaşıyor?
Muhakkak büyükelçimiz ve bütün diplomatlarımız bu konuda yoğunlaşacaklar. Bu vesileyle izleyicinize şunu söylemek istiyorum, ABD Irak’ta insani yardım sunan en büyük ülke olarak kalacaktır. Biz bununla her zaman gurur duyduk. Bahsettiğiniz şey sadece Irak ile ilgili değildir, bölgedeki ülkelere bakınız hata ABD bile petrol fiyatlarının düşmesiyle sorunlarla karşılaştı. Çünkü biz de enerji üreticisi ve ihracatçısıyız. Bu nedenle Ortadoğu’daki ülkelerin buna Irak’ta dâhil geçtikleri bu zor zor süreci anlıyoruz. Herkes daha iyi bir bütçe elde etmenin çabası içerisindedir. Bu çerçevede Irak hükümetine yardım etmeyi umuyoruz. Bu konudaki diyalogumuz sadece Irak’la değil Ortadoğu’daki birçok ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın