Mele Bahtiyar: KYB oy kaybı yaşayacaktır

 

Kürdistan Yurseverler Birliği (KYB) Politbüro Sorumlusu Mele Bahtiyar, önümüzdeki seçimlerde KYB’nin oy kabı yaşayacağını söyleyerek, “Seçimlerde % 10 -15 civarında oy kaybedebiliriz” dedi.

 

Mele Bahtiyar, “Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum yakın dostumdur ve onu üstadım olarak görüyorum. Erbil ile Bağdat arasındaki krizi çözemez ise görevi bırakacaktır. Çünkü Sayın Masum Kürtleri görevinden daha çok seviyor” diye konuştu.

 

KYB Politbüro Sorumlusu Mele Bahtiyar, gündeme ilişkin Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…

 

Mevcut durumda KYB yönetiminin durumu nedir? Partinizin Politbürosu dağıldı mı? Halen Politbüro Sorumlusu musunuz?

 

KYB Politbürosu’na yönelik yakışıksız girişimlerde bulunarak işlerini yapmaması amaçlandı. Bu durum parti kararlarının uygulanmasına yönelik zor bir süreç yaşamamıza neden oldu. Bir süre karışıklık yaratılmaya çalışıldı ve herhangi bir alternatif oluşturulmadı. Alternatifleri nerede? Neden alternatiflerini yerine getirmediler? Çünkü Politbürosu’ndan daha tecrübeli olmadıkları için kongreye kadar da görevlerini yerine getiremeyeceklerdi.

 

Politbüro var mı?

 

Pratikte Politbüro var ve kongreye kadar da görevimizi sürdüreceğiz.

 

Plan yapıldığını söylediniz. Söz konusu planlar nelerdir?

 

Kerkük’te yaşanan felaketin araştırılması için bir komisyon kurulması istenmiyordu. Bu kişiler, kongrenin yapılmasını ve Berhem Salih’in partiden ayrılmasını istemeyenlerdi. Bu 3 amaç onları birleştirmişti.  Bununla birlikte referandumun doğru karar olup olmadığı tartışmaları gibi bazı tartışmalar da eklendi. Ancak bu sefer tartışmalar daha fazla arttı. Politbüro dağılıp 11 kişi seçilseydi sorunların çözüleceği hesaplandı. KYB, 11 kişiyi seçemez çünkü tüm Kürtler şunu çok iyi biliyor. Mam Celal’in ölümünün ardından KYB’nin şahdamarı ve öncelikleri Politbüro’da toplananların yüzde 90’ı. Bu kişiler KYB’nin felsefesini yazan kişilerdir.

 

Kerkük meselesine gelelim...Sizce Kerkük gerçekten düştü mü?

 

Kerkük’ün düşürülmesinin ardından açıklama yaptım. Evet Kerkük düştü. 16 Ekim’e ilişkin ilk açıklamayı yapan kişiyim. Yaptığım açıklamada ayrıca bir komisyon kurulması için çağrı yaptım.

 

Peki KYB kendini bu durumdan sorumlu tutuyor mu?

 

Bu konu tarihi bir sorumluluk ve ulusal vicdan meselesidir. Ben kendimle gereken yüzleşmeyi yaptım, yapıyorum. Buna inanın. Partimin bu konuda ne söylediğiyle de açıkçası ilgilenmiyorum.

 

Araştırma komisyonu oluşturulmasını için sizinle aynı fikirde olan çok kişi var mı?

 

KYB’nin çoğunun 16 Ekim olaylarıyla ilgili gerçekleri öğrenmek istediğine inanıyorum.

 

Şu ana kadar gerçekleri söylediğinize inanıyor musunuz?

 

Suçu kanıtlanmayana kadar hiç kimse suçlu değildir. Saddam Hüseyin yargılandıktan sonra suçlu bulundu. Hiç şüphesiz bu olayı da her parti ve şahıs kendince yorumluyor. Bu konuda benim de fikrim var ancak araştırma yapılmadığı sürece KYB içinde bu yarayı derinleştiremem. Hakikat şu ki; Kürdistan Bölgesi ve bölgenin içinde bulunduğu bu hassas süreci ne ulusal medya organları ne de partiler göz önüne almıyor. 

 

Açık olan şey ise Heşdi Şabi herhalükarda Kerkük’e saldıracaktı. Dukan toplantısını ben düzenledim. Sayın Fuad Masum’un da toplantıya katılmasını istedim ve onu ben ikna ettim. Sayın Mesud Barzani ile de 3 defa telefonda görüştüm, toplantıya katılması için ikna ettim. Tüm çabalarım tehditlere karşı çözüm bulmaktı. Dukan toplantısında gerekli kararlar alınmadı ve Bağdat’ın talepleri kabul edilmedi.

 

Sayın Maliki, Sayın Abadi veya Bağdat’taki herhangi bir yetkili gerçekten sorunları çözmek isteseydi Kürdistan’a gelip “Bu savaşın olmasını istemiyoruz, en iyisi anlaşmamız” derledi. Bununla birlikte biz karar veriyoruz ve kararlarımız üzerinde tartışıyoruz. Sıfır saatini bir dakika bile geçiktirmediler. Arabulucular karşılıklı mesajlarımızı iletti. Ardından Irak bize saldırdı. Dukan kararlarına kanaat getirmediler ve “sizinle bir ilişkimiz yok” demediler.

 

Peşmergenin Kerkük’te gerçekten de morali düşük müydü?

 

Sayın Mesud Barzani ve Kürdistan İslami Birlik Parti (Yekgırtu) ile görüştüğümde, “Askeri olarak başarılı olamayız” dedim. Barzani, “Neden?” diye sordu. “Çünkü dünyadaki tüm devletler referanduma karşıdır” dedim. “Peşmergenin morali yüksek” dedi. “Bence başarılı olamaycağız” dedim. Güç dengesi bizden yana değildi. Bize destek verilmedi ve peşmergenin kendi içinde de birçok sorunu vardı. Bizim yaptığımız klasik savunmanın sonucu yenilgiydi.

 

Kerkük’ün düşmesi bir ihanetin sonucu muydu?

 

Araştırmanın ardından durumun ihanet olduğu belgelerle ispatlanırsa bu ihanettir. İhanet demek, Heşdi Şabi ve Irak güçlerinin Kerkük’e girmesi için para ve diğer kazanımları gözden çıkarmak demek. Bu da Bağdat ile bir anlaşmanın imzalandığı anlamına gelir. Bu yaklaşım Kürdistan’ın birliğini ortadan kaldırmaya ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Şayet KYB içinde bir kişi veya bir grup bunu yapmışsa bu ihanettir.

 

Kürdistan’da hiçbir şekilde uygulanamayacak bir talepte bulunduğunuzu düşünüyor  musunuz?

 

Bu ayaklanmayla ilgili yüzlerce belge açıkladılar. Saddam devrildiğinde ortaya çıkan tüm belgelerde ayaklanmanın olduğu gerçeği ortaya çıktı. Mevcut durumda ise soğuk savaş döneminde değiliz. 3 ay sonra tüm belgelerin Facebook’ta paylaşılması mümkündür. Anlaşılmadan durumun değerlendirilmesinden yana değilim.

 

KYB birlik içinde mi yoksa birkaç gruba mı bölündü?

 

Hepimiz büyük bir heyecanla kongreyi bekliyoruz. Bazı sorunlarımızı çözelim. Kongrede de tüm sorunlarımızı ele alacağız.

 

Hero İbrahim Ahmed’in 7 Mart’ta kongre tarihini belirlediği ifade ediliyor. Kongre kararı oy çokluğuyla mı verildi?

 

KYB’nin başkanlığında oy çokluğuyla kararlar alınır.

 

Kongrenin bu yıl yapılmayacağına dair söylentiler de var...

 

KYB’ye dair birçok söylenti var.  KYB’nin Değişim Hareketi’nin (Goran) ayrılmasından sonra dağılacağı da söyleniyordu. Buna benzer söylentiler çokça dillendirildi ancak hiçbiri gerçekleşmedi.

 

Bazı Kürt yazarlar, Kürt partilerinin Lenin ve Stalin görüntüsünü taşıdığını savunuyor. Örneğin eşbaşkanlığa inanıyor musunuz?

 

Lenin, Stalin ve totaliter sisteme güvenim kalmadı. Tarihin tekerrür etmesi büyük bir hatadır. KYB içinde yenilik yapmamız gerekiyor. Eşbaşkanlığa da inanmıyorum.

 

Partide kalmaya devam edecek misiniz?

 

Partinin bana gerek duyması halinde görevimi yapacağım. Kongrede de bugüne kadar söylediğim ve yaptığım şeyleri savunacağım. Kabul edildi edildi, edilmezse de herhalükarda partimde yer almaya devam edeceğim.

 

Kongrede Kubad Talabani’nin partinin liderliğine aday gösterileceği söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

 

Herkes seçiminde özgürdür. Emektar partililerimizin Sayın Kubad ve diğer arkadaşlarımıza vicdanlı olacağına inanıyorum.   

 

Yani Kubad Talabani’yi destekleyeceksiniz?

 

Sayın Kubad Talabani ile iyi ilişkilere sahibiz. Ancak bunu kongrede değerlendireceğim.

 

Sayın Kosret Resul’ün liderlik koltuğuna bir gencin oturmasını istediği ve kendisinin aday olmayacağı konuşuluyor...

 

Ortadoğu’da genç veya yaşlı proje üretemiyor. Bu nedenle genel olarak bu görüş yenildi. Önemli olan kimin neyi üreteceği. KYB’nin başkanlığında 12 genç bulunuyor. Parlamentodaki üyelerimizin yüzde 95’i genç. Merkez Meclisi’nin yüzde 80’i genç. Kongrede ister 20 yaşında ister 70 yaşında bir aday olsun, halkın ulusal ve demokratik haklarını savunacak her kim olursa oyumu ona veririm.

 

KYB olarak yolsuzlukla mücadele ediyor musunuz?

 

Mücadele ediyoruz. Ancak her anlamda ortaya çıkartamıyoruz. Çünkü bazı partiler durumdan veryansın ediyor. Bu da daha fazla göz yumulmasına neden oluyor. Hırsızlık ve talan bölgede normalleşmiş durumda.

 

“Yer altında çok para var” sözünüz oldukça ses getirmişti. Mevcut durumda yaşanan bu kriz yer altındaki parayla çözülebilir mi?

 

Hayır çözülmez. Hiç kimse kolay yoldan sermayedar olmadı. Göz yumulmasıyla sermayedar oldular. Paranın nasıl kullanacağını bilmeyenler o paraları yer altında saklıyordur.

 

Nisan’da Kürdistan Bölgesi’nde seçim olması planlanıyor…

 

Seçime tamamiyle hazır olduğumuzu söyleyebiliriz. Ancak seçime gitme konusunda bir program hazırlamamız gerektiğini inkar da etmiyoruz. Kongreyi seçimden önce yapmamız gerekiyor. Parti içinde sorunlarımız olduğu gibi KDP ile de sorunlarımız da var. Birbirimizden emin değiliz.

 

Partinizin alacağı oy oranı konusunda öngörünüz nedir?

 

Hiçbir partinin geçmiş seçimlerde aldığı oy oranını alacağına inanmıyorum. Çünkü halkın rahatsızlığı ve mali kriz sandıklara yansıyacaktır.

 

16 Ekim’de yaşananlar oyları etkiler mi?

 

Evet etkileyecektir ancak olumsuz yönde. Çünkü halk inanmıyor. Gerçekleri ortaya koyacak inceleme yapacak bir komisyon yok. Üzerimizde büyük bir tehdit var. Hiç şüphesiz seçmenlerimizin bir bölümü bu durumdan olumsuz etkilenecektir.

 

16 Ekim olayları oy oranınızı yüzde kaç etkiler?

 

Sadece 16 Ekim olayları değil. Başka sorunlarla beraber yüzde 10-15 oranında düşme olacaktır.

 

KYB ülke savunmasında yetersiz mi kaldı? KYB’nin savunma gücü ne durumda?

 

Kimsenin bizi silahlandırmasını kabul etmiyoruz. Bizim silahlarımız var. Sahip olduğumuz gücü demokrasinin hizmetine sunuyoruz. Halkın güvenliği ve asayişini korumaya çalışıyoruz.

 

Sizi silahlandırmaya çalışanlar oldu mu?

 

Örneğin son yaşanan gösterilerde gidişat şiddete dönüştü. Bazılarının planları şuydu; “KYB zayıflatılmaz ise KDP de zayıflatılamaz. KYB’nin parası yok. Taraftarları azaldı. Sadece gücü kaldı. Gücünü ve teşkilatlarını da dağıtırsak o zaman Yeşil Bölge denilen bölgeyi biz kontrol ederiz. Ardından da KDP’yi edef alırız”. Ancak 24 saatte durum değişti.

 

Söz konusu planın arkasında kim var?

 

Şu an bunu açıklamamın zamanı değil.

 

Berhem Salih’in KYB’den ayrılışının oylara etkisi olacak mı?

 

Elbette olacak. Berhem ağabey yapmaması gerekeni yaptı. KYB içinde de ondan yana olan kesim var.

 

Şasuwar Abdulwahid Kadir’in kurduğu “Newey New” (Yeni Nesil) partisi KYB’nin oylarını düşürür mü sizce?

 

Bu parti popülist bir parti. Popülist partiler arasında oy alabilir ama bizim partimizde değil.

 

Şasuwar Abdulwahid Kadir’in gözaltına alınması konusunda ne düşünüyorsunuz?

 

NRT’nın yaptığı yayınlar uluslararası yayın yasalarının hiçbiriyle bağdaşmıyor. Özellikle de son yaptığı yayınlar. Açık bir şekilde “sizi yıkacağız” deniliyordu. Madem öyle, buyursunlar  seçimle bizi yıksınlar. Bu nedenle de söz konusu karara karşı değildim.

 

Necmeddin Kerim halen KYB’nin Politbüro üyesi mi?

 

Evet hala bizim Politbüro üyemiz.

 

16 Ekim olaylarından sonra Erbil ile Bağdat arasındaki kriz daha da derinleşti. Bu duruma nasıl bir çözüm bulacaksınız?

 

Bağdat ile ilişkilerin yürütülmesine dair başından beri bazı uyuşmazlıklarımız vardı. Kürdistan Bölgesi’nin Bağdat ile stratejik bir ilişki sağlanmasından yanaydık. Abadi, Kerkük’ten sonra askeri açıdan başarı elde etmeye çalıştı. Çok zor şartları önümüze koydu. Müzakerelerin olması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Abadi ya da Bağdat’taki herhangi bir yetkilinin halkımızın dirayetini kırmasına izin vermeyeceğiz. Gücümüz olduğu sürece mücadeleye devam edeceğiz.

 

Kerkük’te ne kadar şehit verdik? Kerkük’te en çok hangi kesim şehit verdi? Kerkük, Tuzurmatu ve birçok yerde sayısız kişi göç etmek zorunda kaldı. Bu mudur savunma? Bu mu KYB? İran, Heşdi Şabi’ye yardım etmeseydi Hemrin’i geçemezlerdi. Bu kadar ileriye gideceklerini beklemiyorduk.

 

Abadi ve Maliki, Şiiler arasında sorunların boy gösterdiğini dillendirmeye başladı. Heşdi Şabi ve ekonomik sorunlar da günden güne büyüyor. Bu durumda Abadi’nin Erbil ile görüşmeyeceğine inanıyor musunuz?

 

Sınırıları aşan her şey durdurulur. Abadi’ye altın fırsat sunuldu. Önemli başarılar elde edebilirdi. Eğer farkında olmazsa kazandıkları da gidecektir. Abadi, Kürdistan Bölgesi ile anlaşmazsa Sünniler ile sorunları çözemeyecektir. Anayasayı uygulayamıyor. Bu durumda hiç şüphesiz başarılı olamayacaktır.

 

Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum’a “Eğer Abadi, Kürdistan Bölgesi ile müzakereye yanaşmazsa nasıl bir tavır sergileyeceksiniz” diye sormuştum. Masum, “Tüm işlerin bir etkisi olacaktır” demişti. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?

 

Sayın Cumhurbaşkanı yakın dostum, onu üstadım olarak görüyorum. Eğer bir netice alamadıysa görevini bırakacaktır. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı Kürtleri görevinden daha çok seviyor. En çok tahammül eden siyasetçilerdendir ancak bir savaşçıdır da.

 

Biraz da Kuzey Kürdistan’daki (Türkiye Kürdistanı) siyaseti konuşmak istiyorum. Bazı siyasi yorumcular, Türkiye’deki OHAL’in PKK’nin askeri ve siyasi faaliyetlerini düşürdüğünü savunuyor. Sizce bu doğru?

 

Askeri faaliyetleri azalmadı. Bence bu Türkiye’nin, Türkiye’deki demokrasinin ve Türkiye’nin AB’ye kabulün lehine işliyor. Türkiye’nin yürüttüğü siyaseti gözden geçirmesi gerekiyor. Tek çözüm yolunun sorumluluk ve yasal çerçevede Kuzey Kürdistan ile diyaloğa geçmektir.

 

Rojava’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 

Geçen yıl Süleymaniye’de katıldığım bir konferansta Rojava ve Rojava’daki partilerin kendilerinde olmaları gerekenleri söyledim. IŞİD ve Nusra savaşının ardından münakaşalar yapılıyor. Şu anda Soçi ve Cenevre’de Kürt partilerinin bir bölümü kabul edildi.

 

PYD, kabul edilmiyor çünkü Türkiye baskı yapıyor. Güç kullanıyor. Rusya, denge politikasını yürüterek PYD temsilcilerinin kongrelere katılması için Türkiye, İran ve Suriye’ye baskı uygulamıyor.

 

Rojava’daki en büyük sorun, ellerine geçen tarihi fırsatı değerlendiremiyorlar. ENKS yaptığı sert açıklamalarla diyalog zeminini oluşturamaz. PYD de tüm diyalog kapılarını kapatarak diyalog yapamaz.

 

Çeviri: G.A /Edit: A.Ç